Hangi köşede yazayım mesela ? Mariokaldato dan bize sıramı gelir ? ( Bu arada yeni farkettim ki Raşit beye sataşmaktan özel bir keyif almaya başladım ) Adamın yeteneğini ve hayal gücünü holivut bir keşfetse , Corç Lukas , sitiven spilbörg felan aç kalır. Film çekmeyi bırakıp , tavuk beslemeye başlarlar. Hollywood daki çoğu film stüdyolarıda kat karşılığı mütahite felan verilir veya avm yapılır.
(link)
Filmin konusu hakkında herhangi bir bilgim olmadığı gibi , ilk filmde ne anlatılmış olabilir ki , ikincisi yapılmış ? Hiç bir fikrim yok.Yalnız Tinto Brass erotik film çeker. Zerrin egeliler , aydemir akbaş ve mariokaldato dan oluşan bir ekiple ne tür bir erotik film çekilir ki ? Belkide Tinto Brass'ın ilk normal filmi bu olabilir.
Film afişine bakarak şöyle bir sahne yazabilirim aslında :
- Mariokaldato oğlum. Babanın kanlı mımçıkalarını al ve ona çarpan renç rovırlıdan intikamımıza al oğlum.Kanımı yerde koma.
- İyide aney ,Ne kanı yaw ? babama bir şey olmadı ki . Az önce kahvede gördüm.
- Olsun oğlum. Sen yinede intikamımıza al . Unuturuz munuturuz falan. Arada kaynamasın.Alem dedikodu yapar sonra.
- İyide aney. Ben mımçıka kullanmayı bilmem ki.
- Sen yinede intikamımızı al oğlum. Başımız eğik dolaşmayalım.
- Aney, Genetik olarak boyun eğriliği tüm ailede var. Zaten başımız eğik dolanıyoruz.
- Rakşok maşayla döverim seni bak. İntikamızı al dedikçe , vidi vidi , elli türlü bahene üretiyor. Hain evlat. Koş intikamımızı al gel. Gelirkende 2 ekmek getir.
Bu tarz bir filmi kim seyreder bilmem ama ben kesin seyrederim. Hatta kendi yaptığım bir ödül bile verebilirim. Beğenmeyene de ıslak odunla dalabilirim. Raşit bey ,oynarım derse şimdiden 3. bölümü yazmaya başlayayım.
Sayın Berat01 , Ülkemizde sinema sektörü , ilk zamanlarda dünya ile yarışacak bir düzeydeydi. Eğer Göksel Arsoyun Altın Çocuk serisini bulabiliyorsanız seyredin. O dönemim Bond filmlerinde de Sean Connary oynuyordu. Aynı dönem bond filmlerini bulup seyredin. Bond filmlerini beğenmeyeceğinize garanti ederim. Dijital efekt olmadığı için , iyi bir kamerası olan herkez film yapabiliyor ancak yönetmen yetenekliyse ve reji sağlamsa , ortaya iyi bir film çıkıyordu. Çünkü yönetmen ve Reji , eski dönemlerde olmazı olduruyor , imkansızı başarabiliyorlardı.
Size, belki oldukça saçma gelebilecek bir örnek vereyim. Tarkan Viking Kanı filmi , Efsane ahtapot sahnesi. Naziilli basmasından mı ? Buldan kumaşından mı yapmışlar diye geyikler üretilen O meşhur ahtapot.
(link)
Film Bodrumda çekilmiş. Ahtapot , suya batmaması için İstanbul bayrampaşada bir plastik atolyesinde , sipariş üzerine yapılmış. Kamyonla bodrum getirilip suya atılmış. Vantuzları hareket ettirecek , animatronik robot mekanizması şöyle dursun , herhangi bir tel bile yok. Vantuzların hareket edebilmesi için bir kaç dalgıç kiralanmış .Ancak sahnenin çekileceği kıyı çok sığ. Ve çekimde dalgıçların gözükmemesi gerekiyor.Kaç çekim yapmışlar bilmiyorum ancak oldukça zorlanmış olabileceklerini tahmin edebiliyorum.
(link)
(link)
Ahtapot Tarkana saldıracak ancak o tarihlerde sualtı kamerası değil Türkiyede , dünyada yok. Henüz icat edilmemiş. Ahtapotu suyun üzerine çıkartamıyorsunuz.Ahtapot tekrar kamyona yüklenip İzmir efes otelinin havuzuna getiriliyor. Havuzun bir cephesi camdan ve otel barının içinden havuzun içi gözüküyor. Su altı sahneleri de böyle barın içinden çekiliyor. Şu an belki dalga geçilebilinir ama O tarihte bu şekilde böyle bir çekimin dünyada eşi benzeri yok.
Günümüzde ise kostüm , mekan masrafı olmasın diye , günlük kıyafetler kullanılarak , topluma açık yerlerde çekimler yapılıyor. Hal böyle oluncada konuda sıradan oluyor. Kimsede bir canavar yapayım , kamyona atayım , oradan oraya taşıyayım derdinde değil. Bunu söyleseniz size deli derler.
Eskide Galata köprüsü altı buluşmaları vardı. Avrupadan ve Amerikadan yapımcılar gelip , ilginç senaryo ararlardı. Yani adamlarde deli para var , işleyecek konu bulamıyorlar.Ülkemiz 6 Büyük havayolunun kırmızı listesine girince, seferlerini kaldırdı. 3 yıldır köprü altı toplantısı yapılmıyor. gelen de , giden de yok. Yani isterseniz 8 oscar alabilecek bir senaryonuz olsun , bunu pazarlayabilecek ve seyirciyle buluşturacak bir alt yapımız yok.Hal böyle olunca Türk sineması yerinde sayıyor.