@danceros
Firma sahipleri çok kibar, saygılı, güleryüzlü ve ilgili insanlar, hatta işyerlerinde çok şirin bir köpekleri var, aynı zamanda hayvanseverler. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile geçen yıl birkaç ürün bakmak için gittim, o an birşey satın almadım ama gerçekten çok ilgili davrandılar.
Onların güleryüzü ve samimi ilgisine de güvenerek, karbon bir yol bisikleti almaya niyetlendim. hiç araştırmadan ellerinde uygun ne var diye bakmaya gittim, "evim erdoğanlara 50 km civarında, git gel 100 km" mesafeyi yazma nedenim yolumun üzeri değiller, onlardan satın almak istediğim için üşenmeyip yol gidiyorum, bunu belirtmek istedim.
Mağazadaki karbon bisikletlere baktım, 105 kg olduğum için karbon yol bisikletinin bana uygun olmayacağını kibar bir dil ve güler yüzle bana belirttiler.
Eve geldim katıldığım granfondo yarışlarında benden daha kilolu yerli ve yabancı yarışçıların kullandıkları karbon yol bisikletleri aklıma geldi ve bana neden uygun olmasın ki fikri aklıma düştü.
Beğendiğim marka modelin Türkiye distiribütörünü aradım, bisikletin modelini ve kilomu söyledim, sağolsunlar çok ilgilendiler, bisikleti satın alabilirsiniz, kilo sınırını aşmıyorsunuz, bir yerlerden atlayıp zıplamazsanız sorun olmaz dediler.
İnternet sitelerinden beğendiğim modelin bana uygun kadro ölçüsünden stoklarında 2 tane olduğunu gördüm. başka bir gün tekrar mağazalarına gittim, bisikleti görmek istediğimi söyledim, mağazada açık yok, depomuzda var diyerek, benzer bir başka bir bisiklet gösterdiler, senin beğendiğin bunun rengi biraz farklısı dediler, görmek istiyorum diye ısrar edince satın alacaksan depodan getirelim dediler. "görmek için satın almak yada göremeden satın almak" kırk katıra kırk satıra...
Baktım ki bisikleti sırf görebilmek, dokunabilmek için satın alma yoluna doğru giriyoruz.. fiyatı kesinleştireyim dedim.. hayatımın en karmaşık hesapları ile karşı karşıya kaldım.. internet sitelerinden bisikletin fiyatına baktılar;
- taksitle alırsan şu fiyat
- kredi kartı ile tek çekim alırsan şu fiyat
- havale ile yani nakit alırsan bu fiyat dediler
- son olarak sanırım o kadar muhabbetimiz olduğu için, nakit olursa, nakit fiyatından biraz daha indiririz dediler..
tüm fiyatları aklımda tutmam mümkün olmadı, akşamdı birazda yorgundum, emin olmasam da, ne alacağımı göremesem de tamam dedim yarın gelip alıyorum. bu arada yine git gel 100 km..
eve gittim içimde garip bir sevinç, hanımı ikna etme turları vs..
işten güçten vakit ayarlayıp, yine 50 km yol yapıp, öğlen mağazalarına gittim, bisikleti daha getirmemişler mağazaya, aslında acil bir ihiyacım yok, laf ağzımdan çıktığı için bisikleti almaya çalışıyorum..
tamam dediler, depodan getirelim, getirin artık bi zahmet dedim içimden..
bekle bekle gelen yok giden yok, epey uzun süre bekledim, mağaza sahibinin oğlu tebessüm ederek yanıma geldi, babası da karşımızda masasında oturuyor, "bir hata olmuş elimizde o bisikletten kalmamış dedi" bende espri yapıyor sandım, güldüm. Sonra şaka olmadığını anlayınca, bir değil iki hata olmuş dedim. ne dediğimi anlamadı... telefonumdan internet sitelerine girdim dedim ki bu üründen hem kendi sitenizde, hemde n11 deki sanal mağazanızda 2 tane görünüyor ? internetten biri satın alsa ?
o sırada babası da doğal olarak sinirlendi, sinirden elindeki kahve yada çayı az daha masaya döküyordu, birazı döküldü..
oğlu evet dedi stoğumuzda var görünüyor, ama fiziki olarak depomuzda yok !
onlar stok derdine düştüler, beni gözleri görmedi, bana alternatif de sunmadılar, cebimde paramla koca mağazanın ortasında öylece kalakaldım, ne yapalım diyorum, o da bana ne yapalım diyor... sinirlendim çıktım gittim.
Daha bitmedi.. kafaya taktım bi kere ertesi günlerde bindim bidaha gittim, alacağım bisiklet 56 kadro boyunda 105 setliydi, onu alamayınca, ultegra lı bir modeli gözüme kestirdim onu almaya karar verdim. Sağolsun ne ilgilendi, ne güleryüz gösterdi, fiyatı internet sitesinden açtı, bu fiyat olur dedi.
Bende artık tecrübe edinmişim, günlerdir uğraşmışım, yoğun trafikte yüzlerce kilometre yol gidip gelmişim, vakit ayırmışım, her dediğine he diyecek halim yok. dur bakalım bide ben bakayım şu internete dedim, internetten o modeli arattım, verdiği fiyattan 250 tl aşağı fiyata başka bir mağazada buldum, sorsan kendi sitelerinde müthiş indirimli fiyat diye satıyorlar.
Bu fiyata ver alayım, zaten sizden kaynaklı birçok olumsuz şey yaşadık dedim, vermem dedi. neden dedim, o internetten satıyor, ben bisikleti kuracam, sana bakım hizmeti vericem, ayalarını yapıcam dedi, bende zaten film kopmuş, gülerek kurma bisikleti kutusunda ver, bakımda, ayarda, garanti de istemiyorum senden dedim. inat etti VERMEDİ. Cebimde parayla beni geri gönderdi. babası mağazada olsaydı, belki durum farklı olurdu, ama belkide hiçbir fark olmazdı bilemiyorum. malı almaya çalışan müşteriyi göndermeye çalışanı ilk defa gördüm.
Sonra düşündüm onun için sıkıntılı bir durum olmamıştı ki, o yol gitmemişti, o vakit ayırmamıştı, o heves etmemişti, onun sinirleri bozulmamıştı, onun için herşey basit ticari bir işlemdi, neticede hevesli adam gidip geliyor, mecbur sonunda alacak, çantada keklik.
Eve geldim hanım güldü, "yine ne yaptılar ? dedi", ne yapmadılar ki dedim, epey bi güldük..
kafayı biraz toparlayınca, internete girdim, kendi internet siteleri ve n11 deki mağazalarında aynı ürüne farklı fiyat çektiklerini gördüm, benimle pazarlık ederken, pahalı olan kendi sitelerindeki fiyatı göstermişti.. ayrıca bana "n11 den ürün satan firma ile beni bir tutamazsın"demişti, internete girince anladım ki, kendisi de n11 den ürün satıyor..
Sonuç; Ben yine pes etmedim, aylar sonra vakit ayırıp bindim arabayla Antalya manavgatta 250 lira daha uygun fiyatı bulduğum mağazaya gittim, bisikletin fiyatı durur mu uçmuş gitmiş, sağolsun mağaza sahibi anlayışlı çıktı, Ankara dan geldiğimi öğrenince güzel bir indirim yaptı, bir çiftte pedal hediye etti "erdoğanlarda bizden bisiklet alırsan kesinlikle hediye suluk bile vermiyoruz demişlerdi"
Uysal Bisikletin yetkilisi ile fiyatta anlaştık, nasıl ödeyim dedim, nasıl ödersen öde dedi
taksit şu olur, tek çekim şu olur, nakit şu olur, havale şu olur, keş olursa şu olur. demedi. Tek fiyat verdi, istediğin gibi öde dedi, alın karttan çekin dedim, kaç taksit yapalım dediler, kamera şakası gibi, 12 yapın dedim, yaptılar
faturamı kestiler, garanti belgemi doldurdular, bisikletimi kurup ayarlarını yaptılar, ve beni güler yüzle yolcu ettiler... besledikleri kuşları ve kendileri ile vedalaştık. Güzel çok hoş bir anı oldu.
Buradan beni güzel bir bisiklet sahibi yaptıkları için Erdoğanlar Bisiklete teşekkür etmek istiyorum, onlar olmasa, beni bu kadar kızdırmasalar, ultegralı bir karbon yol bisikletini hayatta almazdım. tek üzüldüğüm bisikletimi bulunduğum şehirden alamadım, param onlara nasip olmadı, sonrasında bisiklet parası kadar da giyim, lastik, yedek parça vs. aldım. malesef onları da kendilerinden alamadım, Hala 100 kilonun üzerindeyim, haftada 300 kilometre civarında biniyorum, çok şükür bisikleti de kırmadım. Korkmayın karbon bisikleti sadece hafif bisikletçiler kullanabilir tezi doğru değil.
İnsanlar iyi insanlar olsalar bile, işin içine para, ticaret girince kendilerini kaybedebiliyorlar, mağrurlanabiliyorlar. ürün bende var, başka yerden alamaz diye düşünebiliyorlar. Düşünmeyin ! parası olan heryerden istediğini alır. en önemlisi lütfen müşterilerin kalbini kırmayın.
Saygılarımla