@ahlaksız
Çok katılmıyorum. Kendim de bir sürü bisiklet kullandım, en çok da yol bisikletini sevdim. Ama hepsinin de ayrı güzelliği var. O güzelliği keşfetmek esas. Ve bisiklet süresini artırmak.
Örneğin çocukları düşünelim. acaba altındaki bisikletin ne tür bir bisiklet olduğu çok mu önemli onlar için. Hepsinin ağzı kulaklarında, saatlerce biniyorlar.
Bence yol, şehir veya dağ bisikletinden ziyade insanın kendi hayatına bakıp “ben en çok hangi bisikleti daha fazla kullanabilirim, hayatıma en çok hangi tip bisiklet daha çok girer” diye sorması daha doğru olur. Bu ilk başta yavaş bir gezinti bisikleti olur, katlanır olur, sonra yol veya dağ olur kişinin kendi tercihi (ve imkanları). Bisikletin üzerindeki süreyi artırdıkça zaten bir süre sonra kendiniz için en iyisinin ne olacağını daha iyi seçersiniz. Katolik nikahı değil bu, eğer ilk başlangıçta çok abartmadıysanız aşırı pahalı bir alet de değil. Olmadı satıp üç beş üzerine koyup size daha uygununu alırsınız.
Kilolu arkadaşlara önerim hemen bisikletin kendisine odaklanmak yerine ilk başta bol bol bisiklete binmeleri, hareket etmekten zevk almaya çalışmaları, buna odaklanmaları. Bu olunca zaten insan ihtiyacına göre çözümünü buluyor. Kilolar da yavaş yavaş gidiyor.
Diğer türlü alışveriş merkezlerinde mutluluk arayan kişilerden fark kalmıyor. Daha iyi, daha hafif, daha hızlı gidebilen bisiklet alınca o kilolar otomatik gitmeyecek arkadaşım, sen de büyük ihtimalle o bisiklete daha fazla binmeyeceksin (örn: büyük ümitlerle epey paralara alınıp balkonlarda, depolarda çürüyen bisikletler, sahibinden sitesindeki 100 km gitmemiş 3-5 kere kullanılmış bisiklet ilanları)
Ancak yayınlanmadığından kesin olarak bilmediğim ama nasıl çıkacağını da az çok tahmin ettiğim istatistikleri yanıltır da o bisiklete çok binersen iş değişir. Mikrobu bir kere aldın mı gerisi gelir.