@SOZUAK "Bilinçli" olmasından kasıt burada yatıyor işte, stres hormonları; kortizol, adrenalin gibi, nabız artırıcı ve tansiyon yükseltici etkilere sahiptir. Fakat bisiklette olduğu gibi tüm spor dallarında, yeni başlanmışsa en az 6 ay vücudun adepte olabileceği yüklerde sürmek gereklidir. 20 li yaşlarında başlayanlar belki biraz daha şanslı olabilir, çünkü eklem bölgeleri daha gelişmekte ve ani yüklenmelerde sakatlansa dahi çok sıkıntı çıkarmamaktadır. İleri yaşlarda spora başlayan sedanter bir bireyin aklında bulunması gereken en önemli şey, düşük yoğunluğu sevmesidir, düşük yoğunlukla kalbin vücudun adepte olmasına izin vermelidir yine en az 6 ay boyunca, bu süre içerisinde adraneline yenilip ani olarak özellikle ısınmadan yükleme yapması vücut daha hazır olmadığı için aşırı yüke sebep olur bir de temel yoksa yani vücutta kas hafızası vs yoksa sakatlık çok olasıdır.
İnsanlar, geç yaşta spora başladıklarında kalp damar sistemlerini kesinlikle kontrolden geçirmelidirler, bunun en büyük sebebi, eski yaşam tarzından dolayı tıkanmaya yakın bir damar varsa onu kontrollü biçimde azaltacak besin takviyesi, ve düşük yoğunluklu haftada en az 5 gün 30 dk-1saat antrenman yapmalıdır, bisikletle değil sadece yürüyüş ve yüzme de olabilir tabiki hangi spor ile ilgileniyorsa. Gerekiyorsa spora başlamadan önce, tıkanmaya yakın damar için ameliyat dahi düşünmelidir (beşiktaş 15-20 yaş aralığında bulunan sporcularının genetik etkenlerden dolayı damarları tıkalı olanlara ameliyat önermekte ve gerçekleştirmektedir.) İleri yaşlarda spor temeli olmayan sedenter bir birey, yüklenmenin düzenli spora başladıktan en az 6 ay 1 sene sonra söz konusu olacağını unutmamalı, yüklenmeden kastım yokuş çıkmak dahi bu şekilde gerekirse elinize alıp çıkacaksınız. Çünkü damar çeperi ve kalp hareketsiz yaşamdan dolayı zayıflamış, LDL (kötü huylu) kolestrol ya da lipoprotein(a) damarları tıkamış olabilir. İleri yaşın genç yaşlara göre avantajı, kalpte köprü damarların gelişmiş olmasıdır, bu kalbin bir damarı tıkansa dahi çalışmaya devam edebileceğini belirtir.
Türkiye de bisiklet kültürünü geçtim, spor bilinci dahi yoktur, bu doktor, avukat vs ayırmaz, insanlar sağlık-spor konularından bir haberdir, o doktor kendisi spor yapsa size öyle saçma sapan şeyler ifade etmez. Spor yapmayan bilhassa yediğine içtiğine dikkat etmeyen her insanda cahilliğin verdiği cesaret ile birlikte spora ve sporcuya karşı egodan dolayı nefret bilinci bizim ülkemizde çok üst seviyededir, bu ego durumlarından etkilenen bilhassa doktorlar spor yapmaya teşvik edecekleri insanları tam tersine hayattan soğuturcasına saçma salak şeylerle kandırmaktadır, işine de gelmez anlatacağı varsa bile.
Doktorlara çok inanmayın biliyorsunuz tıp doktorluğun da alanları mevcut, spor-kalp birimleri arasında uzmanlaşmış kişilere danışın gidip bir aile hekimine danışırsanız, size saçmalar adam tıp eğitimi unutmuş yüksek ihtimal yeni yapılan çalışmalardan bir haberdir, bu öyle bir şey ki, bir fizik sorusunu gidip coğrafyacıya sormak gibi birşey olabilir, gerçekten çok ezbere konuşuyorlar. Canan Karatay diyor mesela, bahsi geçmişti, günde 20 dk 120 nabzı geçmesin yürüyün sadece diyor, daha fazlasını yaparsanız göçersiniz diyor sebebi ise özellikle ileri yaşlı sedenter bireylerde kalp-damar sağlığının buna izin vermemesini söylüyor haklıda, sonra soru yöneltiliyor, bir müsli ile her gün 100 km yapan adam ne olacak peki diyor biri, o adam aşmış temeli kurmuş, ama böylesi kaç tane, o yapabiliyor diye sizde hemen o seviyede yapabileceğiniz anlamına hiç gelmiyor diyor. Sporcu kalbi aslında güzel bir şey sporda ki performansın açısından fakat kalp kasları esnekliğini kaybetmişse sıkıntı olabiliyor. Biraz genlerle ilgili bir durum, belli genler mevcut, krize yol açacak pıhtı üretiminden sorumlu kontrol bunlarda gerekiyor. Umarım bu yazıyı okuyan herkes her geçen gün artan sağlıkla ve artan verimle pedallamaya spor yapmaya devam eder.