Ülkedeki bir çok kişi gibi MTB ile başlayan bisiklet serüvenim bir süre sonra Carraro G2 satın almamla birlikte gravela evrildi. G2'den gayet memnundum ama bir gün bisikletçide Peugeot GR 14'ü gördüm ve çok beğendim. Alüminyum gravelı satıp (hem de Cole Rollen jant setli) yerine başka bir alüminyum gravel almak mantıklı mı diye kendi kendime düşünürken ,bir de baktım ki GR 14'ü almışım. Bir süre sonra da etrafımdaki çoğu kişide yol bisikleti olduğu için ve grup sürüşlerde gruba yetişemediğim için bir tane de yol bisikleti alsam iyi olacak giye düşünmeye başladım. Yol bisikletinde de kriterlerim ultegra, disk fren, tamamen gizli kablolu ve karbon olmasıydı. Bu özelliklere sahip ve çok şık olan BH RS1'i aldım. Hem de fiyat/performans ürünü
Yol bisikletini aldıktan sonra iki bisiklet olduğu için haliyle tüm masraflar da arttı. Bu seferde ,kış ayı hariç gravelı neredeyse hiç kullanmayacak olduğum gerçeği bana acaba kıştan kışa yağışlı havalarda kullanmak için ikinci bisikleti kenarda bekletmek mantıklı mı daha doğrusu buna değer mi diye düşünmeye başladım. Taa ki bu akşama kadar.
Bu akşam İstanbul'da kar başlar başlamaz kendimi hemen sokağa attım. GR 12 ile 20 km kadar sürdüm. Bu akşamdan anladım ki gravelı kenarda bekletmek son derece mantıklı
Bu akşam itibariyle, bir terslik çıkmadığı sürece gravelı satmamaya karar verdim. Hayatımda karda sürüş yapmaktan daha zevkli az şey yaşamış olabilirim
Bu kadar uzun uzu neden yazdığımı soracak olursanız; gravel alma niyetinde olan ama bir türlü karar veremeyen arkadaşlara biraz fikir verir belki.
Buraya video atamadım bir türlü. O nedenle, bu akşamki sürüşten video paylaştığım tweetleri bırakıyorum.
