Yanıtın için teşekkürler Fatih. Hemen başında söyleyeyim.Senin için en can sıkıncı nokta anladığım kadarıyla 2.ci kelepçe kırığı ve bunun bir sporcunun en az yaşamak istediği anda yani yarışırken meydana gelmesi olmuş olması. Ayrıca herhalde 2.ci kelepçe kırığından sonra İdris e ulaşamadığın..
Ben de İdris i başından beri destekleyen insanlardan birisiyim. Yanıt vermemesi ve buraya da bir yanıt vermemesi bana ilginç geldiği için ve seni de tanıdığım için bir telefon görüşmesi yaptım ve İdris in bana aktardığı nı buraya aynen eksiksiz ve ilavesiz yazıyorum. Satır aralarına kendi deneyimlerimden bazı detayları da eklememi lütfen anlayışla karşıla.....
1.Sele borusu "sıfır" ürün değilmiş. Yani kendi bisikletinin üstündeki bir boruyu sana yeni fiyatının 3/2 sine satmış.
2.Garanti kapsamı yeni mallar için geçerli olmasına rağmen, sana ilk kelepçe kırığı sonrası yeni parçaları göndermiş.
3.Sanıyorum en önemli nokta şu: Sen ikinci kırılmadan sonra yazdığın mailde ondan "ya sele borusu bedelini iade et..ya da bana karbon! bir sele borusu gönder" talebin olmuş.(kayıtlarımda Fatih in bu maili var diyor)
Ve şöyle dedi: Abi birinci kırılmadan sonra iyi niyet göstererek ikinci el ürüne yedek parçaları bedelsiz gönderdim.Ama ikinci kırılmadan sonraki talebi (karbon sele borusu) bana iyi niyetten uzak geldi.
Bundan sonrası bana ait
Ben kırılan üst parçaların (birinci ve ikinci kelepçede) hangi tasarıma ait olduğunu bilmiyorum. İlk borularda sele raylarını alt kızağa sıkıştıran parçaları tornada işlemiş ve sıkışma noktalarını mile yuva çekerek yapmıştı. Daha sonraki ürünlerde üst milleri CNC de sadece ALT kısmını yani sele raylarına temas eden noktalarına yuva işleyerek yapmış ve milin tamamının o noktada incelmesini önlemişti. Aslında benim için sürpriz oldu çünkü ben sendeki kırıkların yarım yuvarlak kızakta olabileceğini tahmin etmiştim.Tek bir konuda İdris i daima uyardım: Hafif ürünlerde de insanlar sıkma tork değerinin çok daha üstünde güç kullanarak "en sıkı" en iyisidir gibi bir mantık yürütüyorlar...Her vidanın tork değerini mutlaka ürünlerinde bildirmelidir diye düşünüyorum ..
Genel hatlarla ilk yazdığın mesajdaki noktalara bakarsam....
Üçkağıtçılık: Bu çok ağır olmuş Fatih. Çünkü İdris benden komple bisiklet dahil ,geçen 2.5 yıl içinde yaklaşık 14000tl lik (eski parayla 14 milyar) ürün almış ve tek bir lirasını bile sözünü verdiği tarihten sonra ödemiş değildir.
Bu arada 2009 başından beri perakende ürün temin etmediğimi iki üç kısa örneğide vererek belirteyim..
Bana SEKİZ TL! borcu olduğu için telefonunu açmayan...16USD garanti kapsamı dışındaki yedek parça için "abi bir kıyak yapsana " diyebilen, en küçük garanti talebini karşıladığım halde ve ikinci el bir üründe sorun çıktığında hesabını kontrol etmeden ve iade ettiğim parayı görmeden kibarca "üçkağıtçı" yakıştırması yapan v.s.,v.s.... camianın üstün zeki! bireyleriyle tanışma "şansım" oldu....
Güvenilirlik ve sözünün eri olmak: Bu eleştiri de ağır olmuş Fatih. Tam tersine başkasının hakkını yememeye özen gösteren ve ağzından çıkanı kulakları duyan birici sınıf bir insan olarak tanıdım İdris i.
Tasarım eksikliği: Katılmam mümkün değil. Çünkü Tune,Schmolke ,KCNC kelepçe tasarımları AFC nin kelepçesi ile %90 ,%99 arasında örtüşüyor. Acaba andığım imalatçıların bir ürünü kırıldığında ,aynı kesin yorumları yapıyormuyuz?
Diğer kelepçe kırığı yaşayan iki bisikletçi arkadaşda buraya yazı yazarak konuyu açıklığa çıkarsalar daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Yani genel olarak sıkıntının nedenini anlamakla birlikte forumun
bu bölümüne "İdris Aca dan HİÇBİRŞEY!!! almayın " diye boykot çağrına katılmadığımı belitmek isterim ve herşeye rağmen sıkıntının her iki tarafında hoşgörüsüne ve iyi niyetine bırakarak çözülebileceğini umar...
Sağlıklı sürüşler dilerim.