Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

İşsizliğin hat safhada olması

Scudo
Arkadaşlar kimse ülkede işsizlik olmadığını iddia etmesin. Üniversitelerden mezun olan tonla genç aylak aylak dolaşıyor. Çünkü bizim ülkede girişimcilik yok. Herkes bir işe girip çalışma peşinde.
Ama kimse bir iş kurma peşinde değil. Kimse iş kurmayınca kim işe girip çalışacak diye sorarlar insana.

Ayrıca 1600TL maaş ile hayatta kalmak bile çok büyük çaba gösteren bir hadise. Evin yoksa yandın zaten. Gençler evlenmeye kalksa bırak altın masrafını, beyaz eşyanın altından kalkamaz. Varsa yoksa ailede paran olacak, ailenin evi olacak.
Yani bu düzen içerisinde bir gencin iş bulup - evlenip güzel bir hayat sahip olması çok zor görünüyor. Aileden bir desteğin, çevreden bir torpilin olacak ki hayata tutunabilesin.
 
@Gökhan Akkaya zaten önce ortamı bozuyorsun . Tek tek uğraşmıyorsun. Vergi ,akaryakit ,ithale kolaylık .... Nasıl tarlada ot bitmesin istiyorsan tuzlu su dökersin, nasıl balık kalmasın istiyorsan denizi kirlenirsin. Sonra isten değil ,işçiden kazananlar. Sebep - sonuc
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Cemal Ç.
@Gökhan Akkaya üniversiteden tonla adamın mezun olması zaten en büyük problemlerden biri. mevcut eğitim politikasının amacı kalifiye eleman yetiştirmekten ziyade istatistiklerle göz boyama, popüler politikalarla her ailede bir üniversite mezunu etiketi olan şahıslar ortaya çıkarma. nitelik yerine nicelik kovalama. üniversiteden mezun olanların çoğu bomboş bilgi ve tecrübe ile mezun oluyor. yani zaten dar olan piyasa için mezunların çoğu boş küme gibi bir şey.
 
@Gökhan Akkaya usta ben yıllardır çalışıyorum sürekli borç ödüyorum sistemin bir kölesi de benim hep istediğim hatta bir kez denediğim şey işimin sahibi olmak. Girişecem girişecem bir türlü girişemiyorum. Çünkü girişimci olabilmem için de para lazım. tabi nereye girişmek gerektiğini de bulamadığım için iş iyice içinden çıkılmaz oluyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Cemal Ç.
Ülkenin her anlamda düzeni bozuk.. Ben de odtü bitirip, yurt dışında da dirsek çürütmüş biri olarak aile işi yapıyorum.. Temel bilim okudum yanlış yaptım herhalde diyorum ama ülke garip bir yer olmuş.. Dengesiz adam dolu.. Üç kağıtçılar cenneti olmuş.. Düz mantıklı normal düşenene anormal adam muhamelesi yapılıyor.. ama çabalıyorsun .. asıl ben kızım ve sonraki nesiller için endişeliyim.. çevremdeki çoğu insan çocuğunu yurt dışına göndermeye çalışıyor.. gelişmiş batı ülkelerinin sistemine girsinler istiyorlar.. var bir dengesizlik.. ama çok fazla mutsuz insan görüyorum etrafımda.. işveren de olsa, işçi de olsa.. biraz önce bir müşteri iş yerini kapatıyorum dedi.. paramızı alamıyoruz iş yaptığımız insanlardan.. yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik diyor.. zor ülke bu ülke.. herkes minimum emekle maksimumu bekliyor.. yok öyle bişi..
 
İş var da beğenmiyorsunuz arkadaşlar ,emek sömürücü patronların ayda 1 milyon euro fazla kazanmak için asgari ücrete iliğini sömürecek çok enayiye ihtiyacı var ama siz iş beğenmiyorsunuz. :harika:
 
Patronları da bu kadar yermemek lazım diye düşünüyorum. Hepsi aynı değildir. Değildir sanırım [emoji57].

Cemal Ç.
 
  • Beğen
Tepkiler: Rocketman ve MakRo
Ülkenin özeti şu.. Gavur gelir büyük fabrika kurar yada olanı satın alır, biz çalışırız. Neden ? Onların 1 lirası bizim 5 liramız, biz 1 kazanıyorsak onlar 5 katı kazanıyor + teşfik..
 
Belki sayacağım meslek gruplarından forumda da vardır. Genelle yapmıyorum. Emekli diş hekimlerinin maaşına 2000 (iki bin) lira, emekli pratisyen hekim ve yardımcılarına 1500 (bin beş yüz) lira, başlangıç ücreti 3800'den 4200'e çıkarılan polis maaşı gibi mesleklerin böyle kazandıklarını görünce herkesin aklında oluşan şey "ulan memur adam yaşıyor birde çıkıp ağlıyorlar, ben de memurluğa girmek istiyorum" diye söyleyip bir çok kişi çalışıyor. Öte yandan elinde mesleği olan üretim sektöründe çalışan işçi maaşı 1603 lira asgari ücretten başlıyor ki, çoğu fabrikada da yıllar geçmesine rağmen en fazla 300-400 lira artıyor. Hal böyle olunca insanlar mesleğini yapmak yerine memurluğa kafa yoruyor. Benim halam nüfus müdürü yanında çalışanlardan birisi İTÜ'lü makine mühendisi, birisi elektrik-elektronik mühendisi, ötekisi lise ve üniversitede gemicilik okumuş ama gel gör ki memurluk yapıyorlar. Geçen televizyondaki bir ekonomi programında 5 ( BEŞ ) parça ürün dışında kalan her şeyden ithal ediyormuşuz. Tarım ülkesinde ithal ediyoruz. Dolar gelmiş 5 liralara. Çocukluğumdan beri klasik bir amerikan arabası düşlerken şartlar gereği motora o da olmayınca şuanda da severek kullandığım bisiklete geçtim. Bir kaç aydır bisiklet toplamak istiyorum ama artan döviz kurlarından hayalini bile kuramaz oldum. 26 yaşındayım elektronik teknikeriyim. Bir iş görüşmesine gittim evim ile arası gel git 100 km. Haber hala yok gerçi. İleride ne olacak ne düşünüyorsun diye sorsalar artık bir şey düşünemiyorum. Hayallerimizin bile içine ettiler. Bu hafta içi sözleşmeli 1117 büro elemanı alıyorlardı. Başvuru yaptım ama umudum yok. Ailemin tek çocuğuyum. Genelde tek çocuklar her istediğine ulaşır ama şartlar gereği ben 10 kardeşin en büyüğü gibi büyüdüm. Hali ile tek çocuk olunca ailemin bir eş torun istediğini söylemeseler de hal ve hareketlerinde sezebiliyorum. Ama gelin görün ki bu dönemde ne ile evleneceksiniz gram altın 190 lira. Beyaz eşya düğün masrafı vs. derken liste uzayıp gidiyor. Avrupa ve Amerika'da iş alanı çeşitliliği 9000 (dokuz bin) civarındayken canım ülkemizde 750 civarında geziyor diye açıklama yapıyorlar. Üniversitelerden mezun olanlar işsiz çünkü tecrübesi yok, kimse tecrübesiz eleman almak istemiyor. Burası ne ? Burası bisiklet forum. En temelinde bir bisikleti bile doğru düzgün yapamıyoruz. Yaptıklarımız da ortada ürün iyi olsa bile servis kötü, geri dönüş iletişim kötü. Bizim ihtiyacımız olan şeylerden bir tanesi de konuşmak, ama karşımızdaki kişi ya bizle yanı durumda olduğuna artık konuşamıyoruz, konuşsak da bir yere varamıyoruz. Ya da o kadar dar bir görüşe sahip ki derdinin anlamıyor.

Yani bundan çıkan sonucu yazayım yoksa uzayıp gidecek. Ben ve benim yaş grubumdaki bir çok gencin gelecek ile ilgili hiç bir umudu yok rüzgarda savrulan yaprak gibi nereye savrulur isek oraya gidiyoruz.
 
@berberci
Bu durumda devletin yapması gereken yüzlerce üniversitedeki, yüzbinlerce kontenjanı bulan eğitim fakültesi kadrolarında azaltmaya gitmesidir güzel kardeşim. Kota uygulamaktan bahsediyorum kısaca. Atama yapacaüın öğretmen kadrosu 20 bin kişiyse eğer üniversitelerin eğitim fakültelerine 100 bin öğretmen adayı almayacaksın o zaman.
 
Eskişehir'de özel sektörde web yazlım işindeyim. Önlisans mezunuyum. Aylık 3500 TL kazanıyorum. Sigortam askeri üzerinden yatıyor. Maaşımdan şikayetçi miyim, şikayetçiyim. Nedeni yetmemesi değil, iş verenimin sadece pazarlama yeteneği sahibi olarak benim üzerimden benim kazandığımın 5 katını kazanıyor olması. Yani ben bu adama aylık ortalama yaklaşık 17.000 kazandırıyorum. Çoğu iş veren de böyle. Sonra toplumda gelir dengesizlikleri oluşuyor. Zengin daha zengin fakir daha fakir oluyor.
 
@Ziya On Road seninki ile aynı olmasa da benzer durumdayım. aylık 700-800 bin dolarlık siparişlerin tüm sorumluluğu benim üzerimde. maaşım ise 1000 dolar bile değil.
işte bu yüzden salcano :D
 
Müsadenizle hayatımdan küçük ama benim için büyük bir kesit anlatacağım.

Hayatımın ilk yıllarından beri uçak mühendisi olmak istemişimdir. Lisede meslek lisesine gittim elim beceriklidir. Elektroniği orta okul zamanlarından beri kitaplar alarak pratik yaparak teorik çok olmasada pratikte erken öğrendim. Neyse elektrik bölümünde 1 yıl okuyarak takdirlerle dedim bilgisayara geçeyim en azından daha çok elektronik ve bilgisayar bilgimiz artar filan. Ben o not ortalamalarıyla bilgisayara geçeyim derken devlet babamız hop katsayı diye bişi getirdi bize. Dedi ki meslek, teknik, anadolu teknik liselilere; hop birader siz mühedis olamazsınız, siz ara eleman olacaksınız. Tabi ben isyan edip düz liseye başvurdum. Düz lisedeki çok sevgili müdür yardımcıları meslek lisesi çıktısının onlarla denk olmadığına inat ederek beni lise 1 den başlatmaya direttiler. Not; Meslek liseliler benim zamanımda (1995) ilk yıl tüm normal lise dersleri alıp üstüne mesleki eğitim alıyolardı. Herneyse ben tabi kabul etmedim anamız banamızda okumamış değil ama konuyu bilmiyo gariplerim elimizden tutamadılar.

Sonuç olarak ben teknik lise bilgisayar okudum. Ama ne okumak ege üniden geliyolar adamların mikro işlemci ders kitapları yok bizim bölüm sorumlusu kendi kitap yazmış elleriyle çoğaltıp bize vermiş z80 leri kodlayabileceğimiz panller falan neler neler... Sonuçta işimizi bize güzel bi şekilde öğrettiler sağolsunlar... (ironi içermez)

E ne oldu şimdi hani uçak mühendisliği gittik 2 yıllık üniye, bizim meslek lisesi 2 yıllık üniye 15 çakar çok afedersiniz dalga geçtik okulda. E sonra ne oldu 4 yıllık iktisat fakültesi kazanıp onur öğrencisi olarak çıktım.

Hala gerçek mesleğimi yapıyorum. İşin tozunu dumanını yuttum yıllarca, günlerce uyumadan çalıştığımı bilirim. Kendimi geliştirdim geliştikçe tabi rahatlıyosun kendine güven geliyor. Bir de dilin varsa zaten tamam dedik. Ne oldu bu kısmı komedi koca bir fabrikaya asgari ücretle bilgi işlemine başladım yaş 25 :koptum:

Hala aynı fabrikadayım maaş deseniz orta seviye, ağır sanayiyiz düz işçi bulamıyolar, ara eleman yok! mühendisler patlak, anlatmaya çalıştığım şey şu bu sistemle işsizliği falan konuşmamak lazım. Eğitim sistemini öyle bi yedilerki vatana millete hayırlı olacak evlatları bile yok ettiler.

Varın gerisini siz düşünün... :(
 
Hepiniz haklisiniz çalışanından patronuna. Patron olup işi devam ettirmek de zor çalışan olmak da çok emek istiyor. Sorun kapitalist düzende, ve bu düzene Türkiye de ayak uydurmak zorunda yoksa zayıf ve güçsüz olur.. bu rekabet dünyayı ve insanları bitiriyor. Ana parametre bu .
Bunun yanında ek parametreler de var tabi, yanlış politikalar, bizim kanaatsizligimiz, patron açgözlülüğü, tembellik ...
 
  • Beğen
Tepkiler: muratokan
Finlandiya başlığına atıf zannederek geldim de ciddi çıktı.
Ben de gönüllü işsizim, aç kalınca çalışmaya başlayacağım. Neden mi?
Bakıyorum sağa sola, anlatılan hikayelere, ekşi sözlüğe, ıvır zıvıra. Arkadaş bir tane mi cefa çekmemiş adam zengin olsun, teşebbüste bulunsun, hikayesi olsun. Yok annecim yok, yok oğlu yok. Dedim vardır bir kerameti, bir dibi boylayalım, belki biz de çıkarız. Bir de böyle deneyelim bakalım.
 
-meslek liseleri özendirilmiyor ve eğitim yeterli değil.
-işi bilen ustalar ellerinde belge-sertifika olmadığı için iş alamıyor
-eğitim sistemi ile sanayi koordineli çalışmıyor
-ötv,kdv,kıl ,tüy, elektrik vb bütün ağır yükler çalışan kaleminden kısılarak azaltılmaya çalışılıyor
-dpt (devlet planlama teşkilatı) kapatıldığı için devletin üretim,arz ve talep, eğitim-personel ihtiyacı ile ilgili öngörüsü kalmadı(bu sebeple bir yıl patates çöpe , ertesi yıl kuyumcu dükkanına gidiyor)...
-fabrikalar satıldı, kapandı.dış sermaye gelmediği gibi yerli sermayede yurt dışına kaçtı.tarım üretimi dibe vurdu.üretim olmayan yerde işgücüne nasıl ihtiyaç olacak.


bunları ve daha fazlasını herkes biliyor ama ekonomik olarak bazı yerlere muhtaç kalırsan bildiklerini tersten okursun(yurt dışından borç alınırken sadece faiz oranlarını konuştuklarını sanmıyorum) bu sebeple bu ülkede cumhurbaşkanından sokaktaki dilencisine kadar herkese kolaylıklar diliyorum
 
Üniversiteler neden var? Kuruldukları illerde esnafa fayda sağlıyorlar. Ev sahiplerine kira sağlıyorlar ve en önemlisi iş gücünü 5 yıl kadar piyasadan uzak tutuyorlar.
 
Türkiye'de her yıl kaç mühendüs diploma alıyor? Her yıl kaç kişi işletme mezunu çıkıyor....

Bi araştırın ondan sonra neden işsizlik var çözersiniz...
 
Beyler,

İş hayatına atılalı 25 sene oldu.
O zaman da işsizlik vardı.
Ama olmadık işlerde çok çalıştık. Çok yardırdık. Sigortasız da çalıştık, paramızı alamadığımız da oldu, ama yılmadık.
İş beğenmemezlik etmedik. Ne verdilerse yaptık.
Ama "hareket olan yerde bereket vardır" sözünü hiç unutmadık.
İşsiz iken sakın evde oturmayın.
Bedavaya da olsa çalışın, hayatı ve insanları tanıyın. (ne kadar iğrenç olduklarını görün)
Araştırın. Elinizin altında internet var.
Satış yapmayı öğrenin. Satışçı hiçbir zaman aç kalmaz.
Dil öğrenin.
İnsanlarla diyalog konusunda girişken olun.
Hitabet sanatını ve beden dilini öğrenin.
Paranızı çarçur etmeyin. Gereksiz tüketimden kaçının. Sabah kahvaltınızı bir saklama kabına koyacağınız peynir zeytin ve ekmek ile yapın (ben hala öyle yapıyorum)

Çok çalışın.

Bunları yapana işsizlik falan yok. Kötü yönetilse de burası çok güçlü bir ülke.

Başarılar dilerim.
 
Geri