Scudo Sports

İşsizliğin hat safhada olması

O fetvanın sahibi, çok kıymetli Hayrettin Karaman hocamızdır. Kendisinin, "Yolsuzluk, hırsızlık sayılmaz" diyerek İslam öğretisinde yeni bir çığır açmışlığı da var. Hocanın lafının üstüne laf söylemek olmaz...

CB İletişim Başkanı sıfatını taşıyan bir diğer kıymetli zatın da geçenlerde bir açıklaması olmuştu hatırlarsınız. Kendisi ve eşinin, birçok farklı kamu iştiraki şirkette ve vakıfta yönetim kurulu üyelikleri (THY, TÜRGEV vs.) ve bu görevlerinden kaynaklı 4-5 farklı maaş gelirleri var. Bu gelirlerle ilgili kamuoyunda yükselen sorulara "Biz o paraları hayır-hasenata harcadık" demişti. Şimdi biz samimi mu'minlerden beklenen, bu kardeşimizin açıklamalarına itibar etmek ve gerisini sorgulamamaktır; zira Müslüman yalan söylemez. Söylese bile Müslüman, Müslümanın ayıbını örter. Kol kırılır, yen içinde kalır. Kutlu davamızda kafirin eline dedikodu yapması, fitne sokması için koz verilmez.
noktayi koymus da , kimse de itiraz edememis .

Neyse bu baslikta kapanir hizlica :)
 
  • Beğen
Tepkiler: velespit7
Scudo
@selim82 Ben iş veren değilim. Fakat yasal sınır 12 saat. 11 aktif çalıştırma izni veriyor.
Madde 63 - Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/7 md.; Değişik cümle: 4/4/2015-6645/36 md.) Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir. (Ek cümle: 6/5/2016- 6715/3 md.) Turizm sektöründe dört aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz; denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile altı aya kadar artırılabilir.


Yani;
Çalışanların haftalık çalışma süresi 45 saati geçemez. Taraflar yani işçi ve işveren anlaşır ise günde 11 saat maksimum çalıştırabilirsiniz. Fakat bu gördüğünüz üzere 2.5 süre ile işçinin ortalama çalışma süresi normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Yani siz 11 saat çalıştırdığınız adamı 4 gün çalıştırsınız mesaisiz. Ancak denkleştrimesi 4 aya kadar uzatılabilir. Gördüğünüz üzere turizm sektörü için bu denkleştirme 6 aya kadar uzatılabilir fakat sürekli olamaz.

Bu benim yorumum değil. Kanun yönetmelik mezvuat. Neyse iş kanunu aşağıda...
(link)
 
  • Muhteşem
Tepkiler: ÆSir
iş var ama günde 8 saatten fazla çalıştırırlar adamı
 
@sargonnas ben işveren değil personelim. Bunu söylemek isterim. Söylediğiniz her şey doğru olabilir ki bunu bende ileteceğim. Aynı zamanda fikir almak isterim. 4 gün 48 saat çalışan işçi 48 saat tatil yapıp ters vardiyası ile 48 saat çalışır.

Ay geneli siz yada biz 45 saat kuralı ile 4 tam gün tatil yapmışken vardiya sahipleri 10 tam gün tatil yapmış olup gün hesabı bizden 6 gün az çalışmış oluyor. 24 gün çalışan biz 180 saat, 20 gün çalışan onlar 220 saat çalışmış oluyor. Fikir almak için yazıyorum. Oran dengeli gözükmüyor mu?
 
Türkiyede iş arayanlar dul kadın muamelesi görür. Çünkü başınızda sizin haklarınızı koruyan bir merci yoktur . Patronlarda kendilerini velinimet sanar.
Aslında devleti krallık, iş sahiplerini derebeylikler olarak görebiliriz. Bu derebeyleri sizi 6 gün 10 saat çalıştırıp bizde böyle işine geliyorsa diyebilir. Olaki asgari ücretten üç beş kuruş fazla aldınız sigortanızı asgari ücretten yatırır. Sizdende en azında yatırdığı için minnettar olmanızı bekler. Serf olarak çalışıp zengin edip minnettar olmasınız beklenir.
Sonuçta ailelerimizin büyüklerimizin ve kendimizin seçimlerini yaşıyoruz. Malesef çoğrafya kaderdir.
 
Türkiyede iş arayanlar dul kadın muamelesi görür. Çünkü başınızda sizin haklarınızı koruyan bir merci yoktur . Patronlarda kendilerini velinimet sanar.
Aslında devleti krallık, iş sahiplerini derebeylikler olarak görebiliriz. Bu derebeyleri sizi 6 gün 10 saat çalıştırıp bizde böyle işine geliyorsa diyebilir. Olaki asgari ücretten üç beş kuruş fazla aldınız sigortanızı asgari ücretten yatırır. Sizdende en azında yatırdığı için minnettar olmanızı bekler. Serf olarak çalışıp zengin edip minnettar olmasınız beklenir.
Sonuçta ailelerimizin büyüklerimizin ve kendimizin seçimlerini yaşıyoruz. Malesef çoğrafya kaderdir.

Dul bir kadın neden kendi hakkını koruyan birine ihtiyaç duysun ? Mantığı anlamadım burada? Kadın kendi başında toplumda hakkını koruyamaz m?
 
Dul bir kadın neden kendi hakkını koruyan birine ihtiyaç duysun ? Mantığı anlamadım burada? Kadın kendi başında toplumda hakkını koruyamaz m?
Benzetme olsun diye yazdım mantığı bu. Yoksa konu bu değildi. Ayrıca abaza yobazın çok olduğu yerde koruması zor olur
 
Maalesef ülkemizde işsizlik kadar, çalıştırılacak vasıflı/vasıfsız işçi sıkıntısı da var.
 
Ben de trollemek için benzer bir şeyler yazmayı düşünüyordum ki...
Trol olsam bu kadar yazamazdım.

Doğru söylemiş, ülkemizde öyle kazançlı iş alanları var ki, AKP'li bakan ve vekillerin çocukları daha üniversiteyi bitirir bitirmez ticari dehalarını da kullanıp köşe oldular.

Tabi sadece bakan ve vekil çocuklarıyla sınırlı değil, AKP'li belediyelerden ihale alan şirketleri biraz araştırmak yeterli. Adam bi şirket kurmuş, ayağına belediyeden iş geliyo, kendisi işçi falan da çalıştımıyo bunlar, gelen işi hemen bi taşerona veriyo. Bunlar da o kadar ticari dehaya sahip ki, işi yaptırdığı taşerondan daha fazla kazanıyo.
 
Beyhude gamlanma divane gönül!
Cümle alemin rızkını veren vardır.
Yaptığın hatayı görmüyor sanma.
Kalpte gizli en derin sırları bilen vardır.

Mal-ı emlakım var deyu güvenme!
Arkam var deyu dayanma!
Sırt üstü insanı yere varan vardır.

Beyhude gamlanma divane gönül!
Cümle alemin rızkını veren vardır.

Derdime vakıf değil canan.
Beni handan bilir.
Hakkı vardır şad olanlar.
Herkesi şadan bilir.

Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.

Çektiğim alamı bir ben bir de Allah’ım bilir.



Fuzuli
 
Bir konuyu daha hortlatayım ;

Çalıştığım şirket " home office " sömürgesini benimsediği için Samsun lokasyonunda sanırım küçülmeye gidecek..

Pandemiden bu yana hep evdeydik, işte sürekli evde çalışıyoruz . E şirketin işine geliyor tabi servis,yemek,elektrik,su,iss giderleri yok. Ve karlılık kat ve katta artıyor.

Şimdilerde küçülme kaynaklı işte " sen çok vakit kaybediyorsun hatta " diye dün ansızın 12:00 sonrası ücretsiz olarak izine çıkarıldım. Sabah hatta girmek için kalktım açtım bilgisayarımı .

" Bugünde ücretsiz verelim " dediler.

Bir şekil bezdirme politikası uygulanıyor. Bırakıp gitsin şunlar diye. Benim düşüncelerim ama yanılmadığım konusunda emin gibiyim.

Bir işsiz daha mı kazanıyor memleket diye düşünüyorum.

Zevkle yaptığım koşu,bisiklet gibi can parçalarımı bile hiç elim ayağım gitmiyor.

Yazın yaptırdığım nohut pilav tezgahı ile bir akşam satış yaptık ama ondada biraz tartaklanınca geri durdum.
 
Kimin tarafından , neden darp edildiniz, olayın iç yüzünü anlatır mısınız?

Darp edilmedim ama edilmeye yakındı. Aracımın arkası için tezgah yaptırmıştım. Bagajı açınca hazır bir sistem oluyordu hiçte seyyar tecrübem yoktu. Atakum sahil'de Körfez bölgesine yakın ara sokak başında durmuştum.Güzel satış yaptım sonra eve dönecekken , sigar içen 2 kişi gelip cama tıkladı " gelme istersen daha buralara" dediler. Neden dediğim de " üzülme kardeşim gelme sen " dediler .

Biraz araştırdım. Kafama göre tezgah olayına giremezmişim. Biraz daha araştırdığımda ise çok sıkıntı yaşayan olmuş. Sanırım esnafların yaptığı bir durum diye üstelemedim. Sonuçta adamlar dükkanlarına çılgın gibi kiraz veriyor ben ise sıfır kira. Olayı resmiyete kavuşturacaktım ilk önce deneyipte baktım olmuyor . Dahada bakmadım.
 
Geri