Neticelendiremediğimiz konu şu, uzun yıllardır burada haftanın 2 akşamı antrenman yaptıkları için o süreler içinde velodromu fazlasıyla sahiplenmiş bir topluluk var. Bunda sorun yok. Fakat o velodromda, o antrenmanları illegal bir şekilde yaptıklarının, yani velodromu illegal olarak sahiplendiklerinden haberdar değiller. Ki kendileri de farkında olmadan bunu itiraf ettiler. Pek çok yere başvurmuşlar, ellerinde hiçbir belge bulunmamakta velodromdaki üstünlüklerine, veya belli bir saat diliminde velodromun sadece onlara tahsis edildiğini belgeler nitelikte. Böyle bir izin veya belge yok. Yani sahiplendikleri hak illegal. Bu açığı da biz daha kalabalığız, daha hızlıyız, daha eskiyiz şeklinde kapatmaya çalışıyorlar üstelik çok kaba bir dille. Bunu da gayet kaba bir şekilde yaptıkları hem tartışmayı başlatan olaydaki hem de buraya yazdıklarındaki tavırlarıyla zaten sabit. Şu an onların 60 nabızla yazdıklarını okuyorum, 140 nabızla ağızlarından çıkan sözleri az-çok tahmin edebiliyorum
Ortada ne bir izin, ne bir hak varken, kendilerinden olmayan küçük grubu azarlamalarına tepki gösteriliyor zaten. Yapıcı bir dille ve rica ederek çözmeleri gerek sorunu "sıkıyosa mekana gelin" noktasına getirdiler.
Velocity216 sizde kompleks yapmış anlaşılan. yazıdan art niyet akıyor. Bir yerden başlayalım:
1- Sahiplenme: "Velodrom bizim evimiz." diyoruz. Bu tabirde Velocity216 takımından fazla bu alanı kullananın olmasından dolayı tamamen mübalağadan ibarettir. Farkında olmadan sahiplenmek değil; farkında olarak sahiplenmektir. Sahiplenirken de kimseye üstten bakmadan, hiç kimseyle sürtüşmeden net olarak 5yıl x 52hafta x 2gün x 2saat = 1040 saat ortalama 10 bisikletli ile sürüşlerimizi icra ettik. Bu antrenman süreleri tabii ki bizi o mekanın 'kralı' ilan etmez.
Ayrıca ara sıra bizim hızlarımızda antrenman yapan takımlara rast geliyoruz. Bu gibi durumda ya antrenmanlarının bitmesini bekliyoruz, ya diğer takımın hızına ayak uyduruyoruz, ya da Bostancı-Kaynarca-Bostancı yapıyoruz. Burnumuz havada olsa; 4.'sünü tamamlamak üzere olduğumuz B Takımı bisiklet akademisi projesine, her yaştan, herkesi davet etmez, sayısı 30'ları bulan bisikletliyle 8 hafta x 2gün x 2saat = en az 32 saat mesai harcamazdık.
Başka yerlere çekilmeden, bu paragrafın özeti; velodromda tecrübeli ama egosuz insanlarız.
2- Yazılı olmayan kurallar: Hep yazılan fakat anlamakta zorlananlar için tekrarlayalım... Bunun kalabalıklık, hızlılık, tecrübelilik ile alakası olmaksızın; tamamen en hızlı şeridin, daha hızlıya bırakılması konusudur. Bu otoyol için en sol şerittir ve hangi araba daha hızlı ise, onun hakkıdır. Diğer arabalar ona yol verir.
3- Nabız ve adrenalinin etkisi: Yüksek nabızlarda seyrederken hem cümle kurmak zor oluyor hem de durup, konuyu anlatmak zor oluyor. Bizzat denediğim fakat neler kaybettiğimi anlatayım biraz da; velodromda yine bir gün antrenmanlarımızı yaparken, uyarılara kulak asmayan bir arkadaşa durumu anlatmak için durdum. Nabız yüksek olduğundan hem düşürmek hem de düzgün şekilde anlatmak için bir süre bekledikten sonra konuyu anlattım. Ardından tekrar antrenmanıma döneyim dediğimde hem arkadaşlar bana 3-4km (yaklaşık 8-10tur) bindirmiş hem de soğuduğumdan ayak uydurmakta zorlanmıştım. Sözün özü; uyarmak için durmak doğru bir karar değil. Düzgün bir şekilde, kısa bir cümleyle, o yan yana geldiğimiz 2-3 saniye içinde durumu anlatmaya çalışmaktayız. Arada sürç-i lisan etmiş isek affola (bakınız son cümle).
4- Tehdit: 'Sıkıyorsa' görüşelim değil, 'yüz yüze' görüşelim şeklindedir isteğimiz. Lütfen farklı yansıtmayalım.
Yukarıda yazdığım toplam antrenman saati içinde Velocity216 olarak velodromda herhangi 'şiddet' olayına karışmadık ve karışmayacağız. Bunun aksini iddia eden, tanık olan biri varsa lütfen cevaben yazsın.
Velodromda yaptıkları bu yüksek hızlı antrenmanlarla hem kendilerini hem diğer küçük grupları tehlikeye attıklarından bihaber olduklarını farkettim ben verdikleri bu cevaplardan sonra. Çünkü iletişimi değil zorbalığı seçiyorlar. En başından deselerdi ki
"Bakın arkadaşlar, biz yüksek performanslı antrenman yapabilmek için haftanın 2 günü bu yere geliyoruz, bir kaza yaşanmaması için lütfen dikkatli olun, isterseniz salı veya perşembe akşamları dışında, biz olmadan antrenmanınızı yapabilir, eğer isterseniz de salı veya perşembe akşamları daha dikkatli olarak, velodromun kenarından sürerek antrenmanınızı yapabilirsiniz, bildiğiniz gibi velodrom kuralları hızlı olan içte olur der. Bu velodrom hepimizin hakkı, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur ve herkes kurallara uyduğu sürece bu velodromdan faydalanma hakkına sahiptir, önemli olan biz velodrom içindeki bisikletlilerin kazaya mahal vermeyecek şekilde dikkatli ve birbirinden haberdar davranmasıdır. Bu konuda hassasiyetinizi ve işbirliğinizi bekliyor, herkese sağlıklı ve kazasız sürüşler diliyoruz." diyebilirlerdi. Fakat demediler. Hatta gelinen son noktada mekana çağırıldık
Bakın eminim son paragraftaki kalın harflerle yazdığınız yazıyı noktası virgülüne kadar aynı yazsaydık, "velodrom kamunun malı, siz kim oluyorsunuz da..." diye başlayan bir yazıyı yine sizin imzanız altında okurduk.
@Serkan Mıstınoğlu Çok talihsiz ve tarafınızı alenen belirten bir yazı olmuş. Okurken üzüldüm ve nedenini düşündüm. Umarım bizi aydınlatırsınız.
Son olarak;
@PianoMan takım arkadaşlarım adına sert sözlerimiz için özür dilerim. Bu konuda çok haklısınız.