Evren Uyanık
Daimi Üye
- Kayıt
- 27 Ekim 2012
- Mesaj
- 249
- Tepki
- 280
- Şehir
- İzmir
- Bisiklet
- Scott
Ne yalan söyleyeyim ben de bir yerden bir yere giderken bisiklet yoluna çıkmakla uğraşmayıp ana yoldan gidiyorum. Rüzgar güneyden kuvvetli estiğinde deniz taşıp bütün bisiklet yolu kum ve çöp doluyor. Belediye bunları temizleyene kadar birkaç gün geçiyor. Deniz kenarında içki içip şişe kıranlardan kalan cam kırıkları da cabası. Yağmur yağdığında da Balıkçı Barınağı'nın başlangıcındaki köprüyle Sports International arası göl oluyor. Yasemin Cafe civarında yine birkaç yer sürekli gölleniyor.
Yayalar desen bir süre önce yanından geçerken adamın biri benden korkup arkamdan bir zil taksana diye bağırdı. Adam hem bisiklet yolunda yürüyor hem de bisikletliye kızıyor yani, trajikomik olay. Neyse gittim bir zil aldım sırf bu yol için, çalıyorum çalıyorum sallayan yok. Dibine gelip duruyorum neredeyse, ancak zahmet ediyorlar çekilmeye. Bir seferinde 3 kişi kaplamış yolu yanda daracık bir boşluk var, tam geçecekken orayı da kapattılar, kaldırıma sürttü teker, SPD'nin kilidi zor çıkarttım da ayağımı yere koyabildim, az daha seriliyordum çimlere. Zili de söküp attım. Başkası beni farketsin diye uğraşmak fayda etmiyor. Kimsenin farketmeyeceğini görmeyeceğini duymayacağını varsayıp buna göre önlem almak daha güvenli.
Sonuç olarak bisiklet yolunun Bostanlı tarafı Çin işkencesi. O tarafta sürülecekse de tıngır mıngır sürmeyi kabullenmek gerek. Tempolu sürülecekse ya bisiklet yolunun Sasalı tarafı kullanılacak ya da mecbur araba yolundan sürülecek.
Yol meselesinden ayrı olarak Karbis projesi güzel bir gelişme. Başka ülkelerde veya başka şehirlerde yıllardır varsa da geç olsun bizim olsun yani ne diyelim. Güzel düşünülmüş çağdaş bir proje. Bisikleti yolundan da şikayet ediyoruz ama o da çoğu şehirde ve semtte insanların arayıp bulamadığı bir imkan. Evet daha iyisi olabilir, ama bunu da takdir etmek gerekiyor. Fanatikliği ayrı tutuyorum tabi, fanatizmin her türlüsü anlamsız.
Yayalar desen bir süre önce yanından geçerken adamın biri benden korkup arkamdan bir zil taksana diye bağırdı. Adam hem bisiklet yolunda yürüyor hem de bisikletliye kızıyor yani, trajikomik olay. Neyse gittim bir zil aldım sırf bu yol için, çalıyorum çalıyorum sallayan yok. Dibine gelip duruyorum neredeyse, ancak zahmet ediyorlar çekilmeye. Bir seferinde 3 kişi kaplamış yolu yanda daracık bir boşluk var, tam geçecekken orayı da kapattılar, kaldırıma sürttü teker, SPD'nin kilidi zor çıkarttım da ayağımı yere koyabildim, az daha seriliyordum çimlere. Zili de söküp attım. Başkası beni farketsin diye uğraşmak fayda etmiyor. Kimsenin farketmeyeceğini görmeyeceğini duymayacağını varsayıp buna göre önlem almak daha güvenli.
Sonuç olarak bisiklet yolunun Bostanlı tarafı Çin işkencesi. O tarafta sürülecekse de tıngır mıngır sürmeyi kabullenmek gerek. Tempolu sürülecekse ya bisiklet yolunun Sasalı tarafı kullanılacak ya da mecbur araba yolundan sürülecek.
Yol meselesinden ayrı olarak Karbis projesi güzel bir gelişme. Başka ülkelerde veya başka şehirlerde yıllardır varsa da geç olsun bizim olsun yani ne diyelim. Güzel düşünülmüş çağdaş bir proje. Bisikleti yolundan da şikayet ediyoruz ama o da çoğu şehirde ve semtte insanların arayıp bulamadığı bir imkan. Evet daha iyisi olabilir, ama bunu da takdir etmek gerekiyor. Fanatikliği ayrı tutuyorum tabi, fanatizmin her türlüsü anlamsız.