kanal madem boğaz trafinin bu kadar rahatlatacak ve para kazandıracak... neden 1 tane yapıyoruz ki... yapmışken 3-5 tane yapalım, hatta bi kaç tane de çanakkale tarafına yapalım...
yırttık abicim yırttık...
Çok mantıklı geldi ve daha da çılgın proje ile Türkiye'nin bekasını ve özgürlüğünü bir üst seviyeye çıkarabiliriz diye düşündüm. Kara sınırımızı olan sınır bölgesi boyunca bu kanalları kazarsak hem o bölgeleri su getirmiş, hem turizm getirmiş, hem tarıma can vermiş hem de yarım ada yerine adam ülkesi olmuş olarak tam bağımsızlığa geçeriz diye düşünüyorum. Böylelikle Suriye'den kaçak geçiş yapmaya niyeti olanlar direk Aldeniz'e erişim sağlayıp hiç bizim ülkemize uğramadan Avrupa ülkelerine geçiş yapabilir. Ayrıca Anadolu Yakası'nın başı kel mi 1 tane oraya, bir tane Gelibolu yarım adasına yapıyoruz, böylelikle artık Gelibolu Adası oluyor. Bitmedi... 3 kanal alana kara parçalarından koparılıp ada yapılmış bölgeler bedava.
Hiç kimse, kanal kazısından çıkacak toprakla marmara denizine koskocaman ada yapılacak ondan bahsetmiyor.
Bu kadar toprak boşa gidecek değil ya, 1 tane Marmara Denizi'ne Silivri manzaralı Silivri'dekiler rahat duruyor mu diye kontrol etmek, ve Marmara Denizi'nde huzuru tatmalık Reis Adası, hatta bu adayı Reis'in yüzü silüeti şeklinde de yaptırabiliriz. Kalanları ile de Karadeniz'e adalar yapılabilir.
Tabi ki de denizi olmayan şehir memleketim Denizli'yi de boş geçmedim ve bir kanal ile oraya da deniz getirdim. Artık "yazın çalışıyordum denize gidemedim" yok.
(link) Proje için kendisine teşekkürleri sunuyorum.
(link)
Tabi bu kadar proje 3 yılda olacak değil biraz sürecek 2071'e biter diye düşünüyorum. Maliyeti de hiç kafanıza takmayın bilgisayarda ne kadar minecraft, simcity, cities: skylines oynamış kim varsa toplayıp özel bir ekip kuracağız.
Tekerlekli arabamız henüz yollarda olmayabilir ama (link) uçan arabamız çıktığında yine görüşürüz.
(link) Kıskançlığı inkar ediyorlar.
Gerçekten öyle, devlet aklının neticelerini çok sonradan çok daha iyi anlıyoruz. Yanı başımızdaki 2. Dünya savaşı da görmüş avrupa ülkelerrinin refah seviyelerini, adalet mekanizmasını, insan hakları ihlallerini, doğayla olan ilişkilerini kıyaslamak yeterli bu sonradan anlaşılan neticeler için.
Bununla ilgili bir kaç örnekte ben vereyim. Mesela İngiltere'de bir bar sahibi pandemi yasakları kalktıktan sonra barına gelen ana muhalefet liderini yeterince iyi muhalefetlik yapmadığı için kızıp barına almıyordu, videosunu bulunca atayım. Yine daha 1-2 gün öncesinde Fransa Cumhurbaşkanına halkın içinden birisi gidip tokat attı. Yaptığı elbette doğru değil illa ki bir cezası olmuştu ama adamın yanına kadar yaklaşabilir konumda bizde canlı et duvarı var. Finlandiya Cumhurbaşkanı gittiği kitap fuarında yer bulamayınca merdivene oturuyor, Hollanda'da parlemento üyeleri bisiklet ile gidiyor, Boris Johnson işine bisiklet ile giderken karşıt görüşlü bir bisikletli el hareketi çekiyor ve gayet sıradan şeyler olarak görünüyor. Bunlar sadece bir kaçı, her gün iş çıkışı eve giderken yerler bakıyorum her yerde kullanış maskeler, abur cubur çöpleri, kırık cam şişeler ve daha niceleri bizim onların seviyesine ülke olarak çıkmamız zor. Belki bu seviyedeki insan sayısı bir kaç milyon o kadar.