Ufuk A.
Üye
- Kayıt
- 22 Kasım 2013
- Mesaj
- 49
- Tepki
- 110
- Şehir
- Karşıyaka
- İsim
- Ufuk
- Başlangıç
- 2017—18
- Bisiklet
- Scott
- Bisiklet türü
- Cyclocross
Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Arif Bostan
“Kanal İstanbul’un uzunluğundan ziyade kanalın genişliği ve derinliği çok daha büyük önem arz ediyor. Amaç; İstanbul Boğazı’ndan geçen tehlikeli yük taşıyan gemileri elimine etmek ise bu ölçülerden özellikle 25 metre derinlik yeterli olmayacaktır. Günümüzde bahsettiğimiz gemilerin eni 32 metreden 48 metreye boyları ise 150 metreden 300 metreye kadar; draftı ise (geminin su altında kalan derinliği) 20-25 metre arası olabilmektedir. Dolayısıyla mevcut durumda gemide meydana gelen bir arıza sonucu kazalar yine olabilir.
İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 685 metredir. Geçenlerde 190 metre uzunluğu bir gemi makina arızası sonucu Aşiyan önünde sahile kadar girmiş ve ayrılamamış olmasına rağmen arkasından gelen gemiler emniyetle geçebilmişlerdir. Aynı gemi Kanal İstanbul’da (150 metre genişlik göz önüne alındığında) kanalın kapanmasına neden olacaktır ve arkasından gelen gemilere geçiş şansı kalmayacaktır. Sonuç olarak genişlik de yeterli olmayacaktır”
2018’de boğazdan geçen 41 bin 103 geminin ne kadarı Kanal İstanbul’u kullanacaktı? Kanal İstanbul’a göre ücretsiz ve daha emniyetli (derinlik ve genişlik bakımından) bir su yolu varken hiçbir uzakyol gemi kaptanı daha riskli ve ücretli bir su yolunu tercih etmez”
Emekli Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen
Türk boğazlarında 30 yıl kılavuz kaptanlık yaptım ve yaklaşık 25 bin gemiye hizmet verdim. Sorunları bizzat gören ve yaşayan bir denizciyim. Kanal İstanbul için ‘Türk boğazlarındaki tehlikeyi uzaklaştıracağız’ bahanesi sunuluyor. Peki Türk boğazlarında ne kadar tehlike var. 13 Mart 1994’teki kazanın ardından 1 Temmuz 1994’de yönetmelik yayınladık. Marmaray’ın başlamasıyla beraber güvenliğin tehlikeye düşmemesi için tek yönlü trafik başladı. Emniyet tedbirleri böyle alınır. Örneğin 250 metre üzeri tankerlere hem kılavuz kaptan hem de refakat römorkörü verilir. LNG taşıyan gemiler boğazlardan geçemezler. Türk boğazlarında en üst düzeyde emniyet alınmış durumdadır. Çanakkale ve İstanbul boğazlarında alınan emniyet tedbirlerini su yollarını kullanan gemilere fatura edilir. Kıyı devleti olarak kuralları hep biz koyduk, koyuyoruz.
Türk devleti, Türk boğazları için üzerine düşeni her şeyi yaptı. Kanal İstanbul’un inşa edilmesinin gerekçesi olarak Türk Boğazlarını tehlikeden uzaklaştırmak olarak gösterilmesini inandırıcı bulmuyorum. Ana gerekçe bu olmaması gerek. Eğer öyle ise Kanal İstanbul bitene kadar geçecek en az 10 yıl boyunca ne olacak.
Tehlike yaratıyor denilen geminin en dar yeri 700 metre, en geniş yeri 3.5-4 kilometre olan bir sahadan geçişini hayal edin, bir de aynı geminin akıntı hızı daha fazla olacak denilen 275 metre genişliğinde ve 21 metre derinliğinde bir yerden geçeceğini düşünün. Böyle bir alanda tehlikenin azalacağını düşünemiyorum.
200 metre üstünde gelen tanker hava kararınca boğaza giremiyor. Bu sebeple boğaz girişindeki beklemeler oluşuyor. Bunu da gündem yapıyorlar. 200 metrenin üzerinde gemi geçişini yasaklarsanız geceleri de gemi geçişi olur ve boğaz girişinde bekleme yapılmaz. Bir de sanki İstanbul Boğazı’ndan gemiler bedava geçiyormuş, Kanal İstanbul’la birlikte iyi bir gelir sağlanacakmış algısı yaratılıyor. Bu da doğru değil.
Boğazlarda geçen gemiler Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’ne hatırı sayılır bir vergi veriyorlar.
Riskli gemiler kanalı tercih etmeyecek
İTÜBOA Müdürü Prof. Dr. Özcan Arslan
İTÜ Türk Boğazları Denizcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (İTÜBOA) amacı Türk Boğazları’nı ilgilendiren her konuda kıyı yapıları, deniz kirliliği, hava kirliliği ve bu konuda yapılan tüm çalışmalarda ilgili akademisyenler ve uzmanları bir araya getirerek akademik çalışmalar yapmak. Problemler konusunda çözümler üretmek.
Bakanlığın daha önceki çalışmalarında 25-26 metre olarak verilmişti derinlik. Şu anda ÇED raporunda 20,75 metre olarak görünüyor. İstanbul Boğazı’ndan geçecek gemi sayıları ÇED raporunda ‘2070’li yıllarda 86 bine çıkacağı tahmin edilmektedir’ deniliyor. Böyle oran-veri olmaması lazım. Çünkü gemi tonajları büyüyor. Geçtiğimiz 15 yıl içinde gemi sayısı sürekli azalmış. 57 binleri gördükten sonra 42 binlere kadar düşmüş. Konteyner gemileri olsun ya da diğer gemiler büyümekten yana. Yani daha büyük gemiler geçecek. Bu 20,75 metrelik derinlik emniyetli geçişin 15.5-16 metrelerde, daha drafı yüksek olan gemiler için çok sağlıklı olmadığını düşünüyoruz.
Esas riskli dediğimiz gemiler Kanal İstanbul yapılsa bile İstanbul Boğazı’ndan geçmek zorunda kalacak. Rapora göre kanalın en dar yeri 275 metre. 10 dakikada bir olduğu zaman anca 20 bin gemi geçiyor. O kadar gemi geçmeyi talep ederse bile, o kadar kapasitesi olmayacak gibi görünüyor. İstanbul Boğazı’ndan geçmek yerine Kanal İstanbul’dan geçmeyi tercih etse bile gemi, İstanbul Boğazı’ndan ortalama 1 saat 20 dakika ile 1 saat 45 dakika arasında gemi geçiyor. Bu süre yeni kanalda 2,5-3 saate kadar çıkacak. Basit hesapla risk iki katına çıkabilir diyebiliriz.
İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 698 metre. u anda Boğaz’da çift yönlü trafik yok. Tek yönlü trafik var. Oluşan en olası kazalar da, makine arızası nedeniyle geminin karaya doğru gitmesi en büyük risk. 2 ila 5-6 dakika arasında süre var geminin karaya çarpması için. Bu kanalda 275 metre olunca bir dakikadan az süre olacak. Buradaki riskin arttığını söyleyebiliriz.
Bir gemi kanalın içine kadar girmeden kılavuz alamama durumu yok. İstanbul Boğazı’nın kuzeyi ve güneyi geniş. Kanal İstanbul’un dar yapılmış.
ÇED raporuna göre en az 30 romörkörden bahsediliyor. İstasyonların kurulması gerekecek. Kurum maaliyetleri de var. Bir de ilk planlamada İstanbul Havalimanı ile birlikte yapılması planlanmış. Çıkan toprağın oraya konması düşünülmüş maliyet olarak. Çıkan toprak nereye dolacak? Kanalın toprağıyla çarpan maliyeti daha da artacaktır. İstanbul Boğazı’ndan çıkan gemiler ile kanaldan çıkan gemilerin ürettiği trafiğin de çözülmesi gerekecek.
“Kanal İstanbul’un uzunluğundan ziyade kanalın genişliği ve derinliği çok daha büyük önem arz ediyor. Amaç; İstanbul Boğazı’ndan geçen tehlikeli yük taşıyan gemileri elimine etmek ise bu ölçülerden özellikle 25 metre derinlik yeterli olmayacaktır. Günümüzde bahsettiğimiz gemilerin eni 32 metreden 48 metreye boyları ise 150 metreden 300 metreye kadar; draftı ise (geminin su altında kalan derinliği) 20-25 metre arası olabilmektedir. Dolayısıyla mevcut durumda gemide meydana gelen bir arıza sonucu kazalar yine olabilir.
İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 685 metredir. Geçenlerde 190 metre uzunluğu bir gemi makina arızası sonucu Aşiyan önünde sahile kadar girmiş ve ayrılamamış olmasına rağmen arkasından gelen gemiler emniyetle geçebilmişlerdir. Aynı gemi Kanal İstanbul’da (150 metre genişlik göz önüne alındığında) kanalın kapanmasına neden olacaktır ve arkasından gelen gemilere geçiş şansı kalmayacaktır. Sonuç olarak genişlik de yeterli olmayacaktır”
2018’de boğazdan geçen 41 bin 103 geminin ne kadarı Kanal İstanbul’u kullanacaktı? Kanal İstanbul’a göre ücretsiz ve daha emniyetli (derinlik ve genişlik bakımından) bir su yolu varken hiçbir uzakyol gemi kaptanı daha riskli ve ücretli bir su yolunu tercih etmez”
Emekli Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen
Türk boğazlarında 30 yıl kılavuz kaptanlık yaptım ve yaklaşık 25 bin gemiye hizmet verdim. Sorunları bizzat gören ve yaşayan bir denizciyim. Kanal İstanbul için ‘Türk boğazlarındaki tehlikeyi uzaklaştıracağız’ bahanesi sunuluyor. Peki Türk boğazlarında ne kadar tehlike var. 13 Mart 1994’teki kazanın ardından 1 Temmuz 1994’de yönetmelik yayınladık. Marmaray’ın başlamasıyla beraber güvenliğin tehlikeye düşmemesi için tek yönlü trafik başladı. Emniyet tedbirleri böyle alınır. Örneğin 250 metre üzeri tankerlere hem kılavuz kaptan hem de refakat römorkörü verilir. LNG taşıyan gemiler boğazlardan geçemezler. Türk boğazlarında en üst düzeyde emniyet alınmış durumdadır. Çanakkale ve İstanbul boğazlarında alınan emniyet tedbirlerini su yollarını kullanan gemilere fatura edilir. Kıyı devleti olarak kuralları hep biz koyduk, koyuyoruz.
Türk devleti, Türk boğazları için üzerine düşeni her şeyi yaptı. Kanal İstanbul’un inşa edilmesinin gerekçesi olarak Türk Boğazlarını tehlikeden uzaklaştırmak olarak gösterilmesini inandırıcı bulmuyorum. Ana gerekçe bu olmaması gerek. Eğer öyle ise Kanal İstanbul bitene kadar geçecek en az 10 yıl boyunca ne olacak.
Tehlike yaratıyor denilen geminin en dar yeri 700 metre, en geniş yeri 3.5-4 kilometre olan bir sahadan geçişini hayal edin, bir de aynı geminin akıntı hızı daha fazla olacak denilen 275 metre genişliğinde ve 21 metre derinliğinde bir yerden geçeceğini düşünün. Böyle bir alanda tehlikenin azalacağını düşünemiyorum.
200 metre üstünde gelen tanker hava kararınca boğaza giremiyor. Bu sebeple boğaz girişindeki beklemeler oluşuyor. Bunu da gündem yapıyorlar. 200 metrenin üzerinde gemi geçişini yasaklarsanız geceleri de gemi geçişi olur ve boğaz girişinde bekleme yapılmaz. Bir de sanki İstanbul Boğazı’ndan gemiler bedava geçiyormuş, Kanal İstanbul’la birlikte iyi bir gelir sağlanacakmış algısı yaratılıyor. Bu da doğru değil.
Boğazlarda geçen gemiler Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’ne hatırı sayılır bir vergi veriyorlar.
Riskli gemiler kanalı tercih etmeyecek
İTÜBOA Müdürü Prof. Dr. Özcan Arslan
İTÜ Türk Boğazları Denizcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (İTÜBOA) amacı Türk Boğazları’nı ilgilendiren her konuda kıyı yapıları, deniz kirliliği, hava kirliliği ve bu konuda yapılan tüm çalışmalarda ilgili akademisyenler ve uzmanları bir araya getirerek akademik çalışmalar yapmak. Problemler konusunda çözümler üretmek.
Bakanlığın daha önceki çalışmalarında 25-26 metre olarak verilmişti derinlik. Şu anda ÇED raporunda 20,75 metre olarak görünüyor. İstanbul Boğazı’ndan geçecek gemi sayıları ÇED raporunda ‘2070’li yıllarda 86 bine çıkacağı tahmin edilmektedir’ deniliyor. Böyle oran-veri olmaması lazım. Çünkü gemi tonajları büyüyor. Geçtiğimiz 15 yıl içinde gemi sayısı sürekli azalmış. 57 binleri gördükten sonra 42 binlere kadar düşmüş. Konteyner gemileri olsun ya da diğer gemiler büyümekten yana. Yani daha büyük gemiler geçecek. Bu 20,75 metrelik derinlik emniyetli geçişin 15.5-16 metrelerde, daha drafı yüksek olan gemiler için çok sağlıklı olmadığını düşünüyoruz.
Esas riskli dediğimiz gemiler Kanal İstanbul yapılsa bile İstanbul Boğazı’ndan geçmek zorunda kalacak. Rapora göre kanalın en dar yeri 275 metre. 10 dakikada bir olduğu zaman anca 20 bin gemi geçiyor. O kadar gemi geçmeyi talep ederse bile, o kadar kapasitesi olmayacak gibi görünüyor. İstanbul Boğazı’ndan geçmek yerine Kanal İstanbul’dan geçmeyi tercih etse bile gemi, İstanbul Boğazı’ndan ortalama 1 saat 20 dakika ile 1 saat 45 dakika arasında gemi geçiyor. Bu süre yeni kanalda 2,5-3 saate kadar çıkacak. Basit hesapla risk iki katına çıkabilir diyebiliriz.
İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 698 metre. u anda Boğaz’da çift yönlü trafik yok. Tek yönlü trafik var. Oluşan en olası kazalar da, makine arızası nedeniyle geminin karaya doğru gitmesi en büyük risk. 2 ila 5-6 dakika arasında süre var geminin karaya çarpması için. Bu kanalda 275 metre olunca bir dakikadan az süre olacak. Buradaki riskin arttığını söyleyebiliriz.
Bir gemi kanalın içine kadar girmeden kılavuz alamama durumu yok. İstanbul Boğazı’nın kuzeyi ve güneyi geniş. Kanal İstanbul’un dar yapılmış.
ÇED raporuna göre en az 30 romörkörden bahsediliyor. İstasyonların kurulması gerekecek. Kurum maaliyetleri de var. Bir de ilk planlamada İstanbul Havalimanı ile birlikte yapılması planlanmış. Çıkan toprağın oraya konması düşünülmüş maliyet olarak. Çıkan toprak nereye dolacak? Kanalın toprağıyla çarpan maliyeti daha da artacaktır. İstanbul Boğazı’ndan çıkan gemiler ile kanaldan çıkan gemilerin ürettiği trafiğin de çözülmesi gerekecek.