Scudo Sports

Kanal İstanbul

Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Arif Bostan

“Kanal İstanbul’un uzunluğundan ziyade kanalın genişliği ve derinliği çok daha büyük önem arz ediyor. Amaç; İstanbul Boğazı’ndan geçen tehlikeli yük taşıyan gemileri elimine etmek ise bu ölçülerden özellikle 25 metre derinlik yeterli olmayacaktır. Günümüzde bahsettiğimiz gemilerin eni 32 metreden 48 metreye boyları ise 150 metreden 300 metreye kadar; draftı ise (geminin su altında kalan derinliği) 20-25 metre arası olabilmektedir. Dolayısıyla mevcut durumda gemide meydana gelen bir arıza sonucu kazalar yine olabilir.

İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 685 metredir. Geçenlerde 190 metre uzunluğu bir gemi makina arızası sonucu Aşiyan önünde sahile kadar girmiş ve ayrılamamış olmasına rağmen arkasından gelen gemiler emniyetle geçebilmişlerdir. Aynı gemi Kanal İstanbul’da (150 metre genişlik göz önüne alındığında) kanalın kapanmasına neden olacaktır ve arkasından gelen gemilere geçiş şansı kalmayacaktır. Sonuç olarak genişlik de yeterli olmayacaktır”

2018’de boğazdan geçen 41 bin 103 geminin ne kadarı Kanal İstanbul’u kullanacaktı? Kanal İstanbul’a göre ücretsiz ve daha emniyetli (derinlik ve genişlik bakımından) bir su yolu varken hiçbir uzakyol gemi kaptanı daha riskli ve ücretli bir su yolunu tercih etmez”

Emekli Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen
Türk boğazlarında 30 yıl kılavuz kaptanlık yaptım ve yaklaşık 25 bin gemiye hizmet verdim. Sorunları bizzat gören ve yaşayan bir denizciyim. Kanal İstanbul için ‘Türk boğazlarındaki tehlikeyi uzaklaştıracağız’ bahanesi sunuluyor. Peki Türk boğazlarında ne kadar tehlike var. 13 Mart 1994’teki kazanın ardından 1 Temmuz 1994’de yönetmelik yayınladık. Marmaray’ın başlamasıyla beraber güvenliğin tehlikeye düşmemesi için tek yönlü trafik başladı. Emniyet tedbirleri böyle alınır. Örneğin 250 metre üzeri tankerlere hem kılavuz kaptan hem de refakat römorkörü verilir. LNG taşıyan gemiler boğazlardan geçemezler. Türk boğazlarında en üst düzeyde emniyet alınmış durumdadır. Çanakkale ve İstanbul boğazlarında alınan emniyet tedbirlerini su yollarını kullanan gemilere fatura edilir. Kıyı devleti olarak kuralları hep biz koyduk, koyuyoruz.

Türk devleti, Türk boğazları için üzerine düşeni her şeyi yaptı. Kanal İstanbul’un inşa edilmesinin gerekçesi olarak Türk Boğazlarını tehlikeden uzaklaştırmak olarak gösterilmesini inandırıcı bulmuyorum. Ana gerekçe bu olmaması gerek. Eğer öyle ise Kanal İstanbul bitene kadar geçecek en az 10 yıl boyunca ne olacak.

Tehlike yaratıyor denilen geminin en dar yeri 700 metre, en geniş yeri 3.5-4 kilometre olan bir sahadan geçişini hayal edin, bir de aynı geminin akıntı hızı daha fazla olacak denilen 275 metre genişliğinde ve 21 metre derinliğinde bir yerden geçeceğini düşünün. Böyle bir alanda tehlikenin azalacağını düşünemiyorum.

200 metre üstünde gelen tanker hava kararınca boğaza giremiyor. Bu sebeple boğaz girişindeki beklemeler oluşuyor. Bunu da gündem yapıyorlar. 200 metrenin üzerinde gemi geçişini yasaklarsanız geceleri de gemi geçişi olur ve boğaz girişinde bekleme yapılmaz. Bir de sanki İstanbul Boğazı’ndan gemiler bedava geçiyormuş, Kanal İstanbul’la birlikte iyi bir gelir sağlanacakmış algısı yaratılıyor. Bu da doğru değil.

Boğazlarda geçen gemiler Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’ne hatırı sayılır bir vergi veriyorlar.

Riskli gemiler kanalı tercih etmeyecek

İTÜBOA Müdürü Prof. Dr. Özcan Arslan


İTÜ Türk Boğazları Denizcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (İTÜBOA) amacı Türk Boğazları’nı ilgilendiren her konuda kıyı yapıları, deniz kirliliği, hava kirliliği ve bu konuda yapılan tüm çalışmalarda ilgili akademisyenler ve uzmanları bir araya getirerek akademik çalışmalar yapmak. Problemler konusunda çözümler üretmek.

Bakanlığın daha önceki çalışmalarında 25-26 metre olarak verilmişti derinlik. Şu anda ÇED raporunda 20,75 metre olarak görünüyor. İstanbul Boğazı’ndan geçecek gemi sayıları ÇED raporunda ‘2070’li yıllarda 86 bine çıkacağı tahmin edilmektedir’ deniliyor. Böyle oran-veri olmaması lazım. Çünkü gemi tonajları büyüyor. Geçtiğimiz 15 yıl içinde gemi sayısı sürekli azalmış. 57 binleri gördükten sonra 42 binlere kadar düşmüş. Konteyner gemileri olsun ya da diğer gemiler büyümekten yana. Yani daha büyük gemiler geçecek. Bu 20,75 metrelik derinlik emniyetli geçişin 15.5-16 metrelerde, daha drafı yüksek olan gemiler için çok sağlıklı olmadığını düşünüyoruz.

Esas riskli dediğimiz gemiler Kanal İstanbul yapılsa bile İstanbul Boğazı’ndan geçmek zorunda kalacak. Rapora göre kanalın en dar yeri 275 metre. 10 dakikada bir olduğu zaman anca 20 bin gemi geçiyor. O kadar gemi geçmeyi talep ederse bile, o kadar kapasitesi olmayacak gibi görünüyor. İstanbul Boğazı’ndan geçmek yerine Kanal İstanbul’dan geçmeyi tercih etse bile gemi, İstanbul Boğazı’ndan ortalama 1 saat 20 dakika ile 1 saat 45 dakika arasında gemi geçiyor. Bu süre yeni kanalda 2,5-3 saate kadar çıkacak. Basit hesapla risk iki katına çıkabilir diyebiliriz.

İstanbul Boğazı’nın en dar yeri 698 metre. u anda Boğaz’da çift yönlü trafik yok. Tek yönlü trafik var. Oluşan en olası kazalar da, makine arızası nedeniyle geminin karaya doğru gitmesi en büyük risk. 2 ila 5-6 dakika arasında süre var geminin karaya çarpması için. Bu kanalda 275 metre olunca bir dakikadan az süre olacak. Buradaki riskin arttığını söyleyebiliriz.

Bir gemi kanalın içine kadar girmeden kılavuz alamama durumu yok. İstanbul Boğazı’nın kuzeyi ve güneyi geniş. Kanal İstanbul’un dar yapılmış.

ÇED raporuna göre en az 30 romörkörden bahsediliyor. İstasyonların kurulması gerekecek. Kurum maaliyetleri de var. Bir de ilk planlamada İstanbul Havalimanı ile birlikte yapılması planlanmış. Çıkan toprağın oraya konması düşünülmüş maliyet olarak. Çıkan toprak nereye dolacak? Kanalın toprağıyla çarpan maliyeti daha da artacaktır. İstanbul Boğazı’ndan çıkan gemiler ile kanaldan çıkan gemilerin ürettiği trafiğin de çözülmesi gerekecek.
 
Scudo
Lütfen siyasi eğilimleriniz/aidiyetleriniz üzerinden bir yanlışa başka yanlışları örnek gösterip ucuz edebiyat yapmayalım....
Bilime inanan insanlarız, siyasi argümanlara biat etmiyoruz..
Yoo, bu başlık altında buz gibi siyaset yapılıyor. Henüz bir tane somut-bilimsel bir argüman yok. Sanırım size göre, iktidara her türlü karayı çalmak, hakaretler etmek siyasetten sayılmıyor. Öyle mi? Yoksa Türkçe değişti de ben mi yanlış okuyorum?
 
  • Beğen
Tepkiler: SametUYNDRN
Hayır, siyaset ile hamaseti karıştıranlar yüzünden sular bulanık hale geldi..
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir....
İktidarlar gelir gider, uluslar kalır.
Nasıl kalıp geleceği nasıl yaşayacağı konusudur mühim olan.
Aklıselim olanlar bellidir, kaybedilmiş zihinler ve yüreklerde bellidir..
 
İşin ilginci coğrafyam da kötü.:ckskc:
Şimdi tutamam kendimi, Silivri kanalın ne yanına düşüyor, önceden bileyim.:okyrm:
En iyisi mi ben bi şey demiyeyim, iki bayram arası laf etmeyeyim.:tskler:
 
Yoo, bu başlık altında buz gibi siyaset yapılıyor. Henüz bir tane somut-bilimsel bir argüman yok. Sanırım size göre, iktidara her türlü karayı çalmak, hakaretler etmek siyasetten sayılmıyor. Öyle mi? Yoksa Türkçe değişti de ben mi yanlış okuyorum?
Hocam sizin mesajınızın bir üstündeki mesajda yazılmış güzel güzel.
Ama sizin argümanlariniz aşırı bilimsel. Kanal yapılmalı çünkü ibb heykel yaptı. Ben şahsen ikna oldum, daha bilimsel bir açıklama olmazdı. Nasa, mit, oxford, cnn, brazzers falan hepsi buna göre değiştirecekmiş vizyonlarini.
 
Argüman nedir ? Büyük gemilerin yapım standartlarından dolayı geçemeyeceğini söylemek argüman değil mi? Deneme yanılma yöntemi sanırım ikna olması için kanıt olur ama kesinlikle görmeden olmaz. Çünkü videolar montaj olabilir ve kanıt sayılmaz. Aslında gözüyle görmesi de kanıt olmaz, çünkü gözleri bozuk olabilir. Gözleri sağlamsa bile gördüğü kanıt olmayabilir, belki beynimizin bize karşı bir oyunudur bu gemilerin kanala sığmama durumu. Belki de bu forum hiç yoktur ve bu tartışma da hiç olmamıştır. Belki biz hiç var olmamışızdır. Tüm olasılıkların hesaplandığını varsaysak ve sonrasında çıkan sonuçta kanalın faydalı olma ihtimali % 0,00000000000000000000000000000000000001 olsa, ama bu zarar edeceğini kanıtlamaz diyecekler.

Tartışma sanatına ilgi duyan bir kişiyim. Argüman, kanıt ve ispat kelimelerini yanlış algılağımı düşünmeme sebep oluyorsunuz. Acaba diyorum ben mi algılayamıyorum ? 20.5 metre derinliğinde bir kanaldan 25 metre su çekimine sahip bir geminin geçemeyeği argümanın kanıt olup olmadığını sorgulatıyorsunuz insana. Eminim şimdi mışıl mışıl uyuyorlardır bu tartışmanın üzerine...

Sizin için argüman nedir allah için söyleyin ya ? Gerçekten kanıt nedir sizin için ? İspat nedir sizin için lütfen söyleyin ? Nasıl bir veri lazım kanalın gereksiz olduğuna karar verebilmeniz için ? Gerçekten söyleyin bunu ya.
 
Lütfen siyasi eğilimleriniz/aidiyetleriniz üzerinden bir yanlışa başka yanlışları örnek gösterip ucuz edebiyat yapmayalım....
Bilime inanan insanlarız, siyasi argümanlara biat etmiyoruz..
Sen muhalefeti savundun!
Hocam sizin mesajınızın bir üstündeki mesajda yazılmış güzel güzel.
Ama sizin argümanlariniz aşırı bilimsel. Kanal yapılmalı çünkü ibb heykel yaptı. Ben şahsen ikna oldum, daha bilimsel bir açıklama olmazdı. Nasa, mit, oxford, cnn, brazzers falan hepsi buna göre değiştirecekmiş vizyonlarini.
Pırates of Canal İstanbul mu geliyor yoksa😍
 
Yoo, bu başlık altında buz gibi siyaset yapılıyor. Henüz bir tane somut-bilimsel bir argüman yok. Sanırım size göre, iktidara her türlü karayı çalmak, hakaretler etmek siyasetten sayılmıyor. Öyle mi? Yoksa Türkçe değişti de ben mi yanlış okuyorum?
Olmasın diyen bunca kişi madem somut bilimsel argüman yazamamış , ozaman neden olması gerektiğine dair siz bilimsel somut argümanları yazın belki birçok kişi ikna olur sayenizde. :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Eren
İlla ki heykel diyorsanız İBB'ye gelesiye Melih Gökçek var. Ankara'ya ne ararsanız yaptı. Ben oturduğum çocukluk dönemlerimde (2005'e kadar) keçi ağırlıklıydı ki Ankara Keçisi var onun için diyelim ama sonrasında transformes, dinazor, şişme goril, oyun havası oynayan Ankara Kedisi, uçan kaleci, şut çeken futbolcu gibi farklı heykelleri yaptı. Baktı bu kadar macera aksiyon figürü yapıyoruz bir de park yapalım insanlar gelip eğlensin diye düşünmüş olmalı ki şuanda kapalı olarak bildiğim Ankapark'ı inşa etti. Son 2 yıldır Türkçe hiç bir kanalın haberini izlemiyor herkes kendi tarafının pohpohluyor. Sürekli idrar yarıştırdıkları için gerçek gündemi yabancı basının Türkiye kolları ve internet sayesinde takip edebiliyoruz. Şimdi "dış güçler ülkemizi kötülüyor" diyebilirsiniz, o sizin bileceğiniz şey.

Ayrıca
Bugün de birini engelledik çok şükür.
+1 ile dahil olduğum grup.

(link)
 
Türkiye'nin gerçekten önemli atılımlarına bir tane aklıbaşında Allah'ın kulu itiraz etmez. Etmedi de. En basit örnek, IHA'lar veya SIHA'lar gibi savunma amaçlı atılımlar. Her ne kadar silahları sevmiyor olsam da, ülkemiz üzerindeki tehditler yüzünden gerekli bir gelişmeydi. Ben bu gelişmeleri destekledim. Ancak; Kanal İstanbul ise, benim net olarak yanlışlığını bildiğim bir proje. Yanlış olduğunu söylemem ve bunu savunmam gerekiyor. Bunu yapmak isteyen hangi hükümet olursa olsun, karşı çıkacağım. Bura da söz konusu partilerin kazancı değil, yavrularımızın geleceği.
Takım tutar gibi siyasi partilerin peşinden koşulmaz arkadaşlar. Artık bir zahmet doğruya doğru, yanlışa da yanlış deyin. Yavrularımızın gelecekleri söz konusu.
 
Eskiden Troll'lük müessesinin de bir saygınlığı vardı. Tartışan taraflar arasındaki fallacy argumanların ortaya saçılmasında turnusol kağıdı görevi görürdü. Ancak maalesef, ülkenin tüm kurum, kuruluş ve müesseselerinin adım adım niteliklerini kaybetmesiyle ülkecek vasatlaştık, toplam kalite yerleri yalamaya başladı. E haliyle trollük de bundan payını aldı.

Nerde o eski ramazanlar der gibi nerdee o eski troller diyesi geliyor insanın. Tüm kaliteli trollerimiz o güzel atlara binip gittiler ve biz de demirin tuncuna, troll'lerin en vasatlarına kaldık.

Ülkece yaşadığımız liyakat problemi burada bir kez daha karşımıza çıkıyor. Nice üniversite mezunu, zekası gözlerinden fışkıran pırıl pırıl gençlerimiz dururken, yine maaşlı troll olarak bilmem kimin tanıdığı, torpillisi istihdam ediliyor belli ki. Yoksa bu kadar vasatlık başka türlü açıklanamaz.

Çok yazık. İnsan provoke edilirken bunun zekice yapılmasını bekliyor ama bu kadar dümdüz, bu kadar ezber, copy paste laflarla yapılan troll'lükler karşısında şevkimiz kırılıyor, biz bu liyakatsizliği haketmiyoruz gerçekten de.

Bu arada kanal istanbul'un yapılamayacağı konusu günden güne netleşiyor. En son reyiz de bunu teyit eden açıklamalar yaptı. Söke söke bu parayı sizden tahkim yoluyla alırlar dedi. Bunun yabancı yatırımcı için tercümesi " Bu projeye yatırım yaparsanız paranızı almak için tahkim ile, mahkeme mahkeme uğraşmanız gerek" şeklinde oluyor. E bu kadar parayı bu projeye yatıracak yatırımcı eğer alnına enayi yazan bir dövme yaptırmadıysa, olası seçim anketi sonuçlarına bile bakmaya gerek kalmadan -ki böyle bir tehdit varsa ilk oraya bakarlar riski ölçmek için- projeye para mara yatırmaz.

Hatta olmaz ya, hani şöyle bir şey olsa; reyizin mesela katarda fonladığı bir şirket olsa, bu şirket de ihaleye sanki bir katar şirketiymiş gibi katılsa ve devlet tarafından türlü ayrılacıklar, imtiyazlar, garantilerle donatılmış bu ballı kaymaklı ihaleye girmeye kalksa bile, o şirkette zamanında ekonomi 101 dersi almış birileri varsa, "aman reyizim, bu ihaleye girmeyelim, zira bu paraları geri alamayız. Tahkim mahkim derken, iktidar el değiştirdiğinde evdeki bulgurdan da olabiliriz" diyerek vaz geçirmeye çalışır. Yani böyle akıldışı bir senaryoda bile kanal istanbul'a yatırımcı bulmak gerçekten zor gözüküyor.

Allah devletimize milletimize huzur ihsan etsin, troller'in de hayırlısını nasib etsin inşallah.
 
Bilimsel argüman istiyoruz diyenler statik hesaplar, mikrobiyolojik analizler falan bekliyorsa bunlara gerek yok. İstanbul 'u şantiye haline getirmesini, güvenlik açıklarını, denize vereceği zararları, tarlalar deniz gören imarlı arsa statüsüne geçerken oluşan milyar dolarlık rantları falan da bir kenara bırakalım. Bu projenin neden yapılmaması gerektiğini herkesin anlayacağı bir örnekle anlatmaya çalışayım.
Günün birinde kayınpederiniz gelip evlat size çok güzel bir villa hediye edeceğim ama bende para yok. Ben bir müteahhitle anlaştım villayı yapacak. Siz otursanız da oturmasanız da her ay 20 bin lira ödeyeceksiniz dediğini düşünün.
İlk söyleyeceğiniz hem villa hediye edeceğim hem de siz ödeyeceksiniz diyorsun bu nasıl hediye diye sorarsınız. İkinci olarak da bende o kadar para yok ben ödeyemem dersiniz. Bunun üzerine kayınpederiniz niye kabul etmiyorsun bilimsel argüman göster derse de gülüp geçersiniz. Kayınpederin müteahhitle anlaşıp aradan komisyon alması olayına girmiyorum bile. Kanal istanbul konusunda olanlar budur. Konu bilimsel değil tamamen ekonomi ve yüzsüzlükle alakalıdır.
 
Muhalif delikanlılar, yazdıklarınız inanın dert değil. Fikirlere saygım var. Milletin iradesine de saygım var. Kazanırsanız, dediğiniz gibi iptal edersiniz, dediğiniz gibi paraları da ödemezsiniz. Biz üzerimize düşeni zamanı gelince yaparız, merak etmeyin, rahat olun. Kimse kimseye bir şey kabul ettirmek durumunda değil. Benden size bisikletli günler dilemek. Sizleri en kalbî duygularımla selamlıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Kalın sağlıcakla.

(link)
 
Son düzenleme:
Sabahlara kadar yazışsak boş. Halkın inadına bir şey yapılamadığını göstermek için halkın sokaklara dökülmesi yeterli.
 
Muhalif delikanlılar, yazdıklarınız inanın dert değil. Fikirlere saygım var. Milletin iradesine de saygım var. Kazanırsanız, dediğiniz gibi iptal edersiniz, dediğiniz gibi paraları da ödemezsiniz. Biz üzerimize düşeni zamanı gelince yaparız, merak etmeyin, rahat olun. Kimse kimseye bir şey kabul ettirmek durumunda değil. Benden size bisikletli günler dilemek. Sizleri en kalbî duygularımla selamlıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Kalın sağlıcakla.
bilim dedi... mantıklı veriler sunulunca topuk....
"kimse kimseye birşey kabul ettirmek zorunda değil" . e o zaman neden zorla milynlarca insanın karşı geldiği kanal istanbul saçmalığını yaptırmaya çalışıyorsunuz. hem de biz gidince mahkemeyle uğraşırsınız gibi saçma sapan bir argümanla...

bu argüman tam olarak şu demek oluyor, "geçmişinizi öptük, gününüzü mahvediyoruz şimdi geleceğinizi de elinizden alacağız"
 
Muhalif delikanlılar, yazdıklarınız inanın dert değil. Fikirlere saygım var. Milletin iradesine de saygım var. Kazanırsanız, dediğiniz gibi iptal edersiniz, dediğiniz gibi paraları da ödemezsiniz. Biz üzerimize düşeni zamanı gelince yaparız, merak etmeyin, rahat olun. Kimse kimseye bir şey kabul ettirmek durumunda değil. Benden size bisikletli günler dilemek. Sizleri en kalbî duygularımla selamlıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Kalın sağlıcakla.
Bir kaç saat önce siyasetle olmaz, bilimsel argüman gösterin dedikten sonra kazanırsınız iptal edersiniz diyorsunuz. Yazdıklarınız da hala duruyor. Acaba hiç kendi kendinize "ben ne yapmaya çalışıyorum" diye soruyor musunuz?
 
Geri