Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

L'etape Türkiye by Tour de France - İstanbul 19-20 Ekim 2024

Ben de yarışın kendisinden çok sabahki park için endişeleniyorum. Umarım etkinlik firması bir şeyler düşünmüştür. Cumartesi günü önden biraz tecrübe olacak artık.
 
Scudo
Ben de yarışın kendisinden çok sabahki park için endişeleniyorum. Umarım etkinlik firması bir şeyler düşünmüştür. Cumartesi günü önden biraz tecrübe olacak artık.
Hafta sonları çok trafik olan yerlerden sayılır, daha sakin bir yere park edip bisiklet ile alana gelmek daha pratik olacaktır. Kayıt için bisikletsiz gelecekler Beykoz ya da Üsküdar'dan otobüsle pratik şekilde ulaşabilir. Şehir hatlarının Aşiyan-Küçüksu hattını da kullanmak mümkün. Ayrıca Çubuklu-İstinye ferry, Beykoz-Yeniköy motorları da mümkün. Bisiklete para alınmıyor deniz ulaşımında
 
Son düzenleme:
bu gidişle pazar günü donacağız sabahın köründe 😅 herkesi içliklerini giymeye davet ediyorum
 
  • Beğen
Tepkiler: geniusbjk
Arkadaşlar katılan herkese başarılar. Ben de kısa parkurda yarışacağım. Fakat İstanbul için çok geç tarih olmuş sanki yahu. En azından benim için biraz öyle :) soğuk havada pek bisiklet sürmüşlüğüm yoktur. Açıkçası ne giysem optimum olur diye düşünüp duruyorum. Acaba kısa kollu forma içine içlik giysek olur mu?
 
Arkadaşlar katılan herkese başarılar. Ben de kısa parkurda yarışacağım. Fakat İstanbul için çok geç tarih olmuş sanki yahu. En azından benim için biraz öyle :) soğuk havada pek bisiklet sürmüşlüğüm yoktur. Açıkçası ne giysem optimum olur diye düşünüp duruyorum. Acaba kısa kollu forma içine içlik giysek olur mu?
Göğsünüzü rüzgardan koruyun (rüzgar geçirmeyen yelek iyi olur kısa kol forma üzerine), o saatlerde işe gidiyorum oraya (M.Ü. kampüse), bu mevsimde oralar sabah üşütür, sabah o saatte 11°C görünüyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ceasar Bravo
Göğsünüzü rüzgardan koruyun (rüzgar geçirmeyen yelek iyi olur kısa kol forma üzerine), o saatlerde işe gidiyorum oraya (M.Ü. kampüse), bu mevsimde oralar sabah üşütür, sabah o saatte 11°C görünüyor.
Yelegim yok malesef. Kağıt karton falan mı koysam dedim sizin bu yazdığınızı okuyunca
 
Valla hava böyle olursa komple üstüme bile geçiririm.
(link) yanınızda decathlon vs varsa bunu alabilirsiniz bence. fiyatı da uygun duruyor. rüzgar geçirmez özelliği yok ama normal formalardan bir tık kalın. işe yarar her türlü
 
  • Beğen
Tepkiler: Ceasar Bravo
(link) yanınızda decathlon vs varsa bunu alabilirsiniz bence. fiyatı da uygun duruyor. rüzgar geçirmez özelliği yok ama normal formalardan bir tık kalın. işe yarar her türlü
Sagolun hocam bir bakayım buna.
 
Yarismayacagim fakat bugun fuar alanini gezdim. Letaba markasina yakismadi. Alan musait olmasina ragmen cok ufak bir kismini cevirmisler. Alan bayagi ufak ve cesitlilik cok az. Insanlarin vakit gecirebilecegi oturabilecegi 10 tane puf var sadece. Isitma soba vsde goremedim. Kisacasi begenmedim.
 
Bloomberg kanalı yayinda şu an
 
Yarıştık kazasız belasız bitirdik. Ben kısa parkurda yarıştım. Organizasyonla ilgili yorum yapmam ne derece doğru olur bilmiyorum zira ilk kez bir bisiklet yarışına katıldım. Triatlon yapıyorum ve bugüne kadar hep triatlon yarışlarına katıldım. İkramlar falan fena değildi yine de. Ailesi, çoluk çocuğuyla gidenler için bu bir artı diyebilirim.

Fakat şunu da söyleyeyim, bu tarih -en azından benim için- İstanbul'da bisiklet yarışı yapmak için sanki biraz geç bir tarih. Hava ciddi soğuktu, 3 kere yağmur yedik. Tabii yollar da kayganlaştı. Kendi adıma söyleyeyim, bisiklet içtiği üstüne forma ve en üste de hafif bir bisiklet rüzgarlığı giyerek yarıştım ve konforlu oldu diyebilirim. Sadece kısa kollu formayla yarışanlar vardı.. valla hayret ettim, bravo dedim.

Parkur elevasyonu benim alışık olduğumdan fazlaydı. 60 kmde 950 metre elevasyon vardı. Benim gözüm korkuyordu açıkçası ama ilginç bir şey oldu, çıkışlarda performansımdan çok memnun kaldım, içinde bulunduğum gruptan koptum hep. Fakat düzlük yerlerde yakaladılar yine. Bu çok ilginç hakikaten ben anlamadım. Hatta bir noktadan sonra içimden tırmanış olsa keşke falan dedim.

İnişler hava şartlarını dikkate alınca benim için tehlikeli oldu. Son 10 km içinde yerlerde ıslak olduğu için bisikletim fren yaparken feci kaydı. İçimden aha dedim gidiyoruz. Neyse ki sonra toparladım ama daha dikkatli indim hep.

Bir de köprü çıkışında dikkatim biraz dağıldı o esnada içine ağırlık konulan kukalardan birine çarptım. Neyse ki düşmedim fakat ayağımı fena vurdum. Bileğim davul gibi oldu ve kilitli ayakkabının boa mekanizmasının misinası koptu. Sağ ayağımdaki ayakkabı terlik gibi oldu ve 12. Km den itibaren finişe kadar o şekilde gitmek zorunda kaldım. Eve geldiğimde gördüm bileğim falan kanamış. Çarpınca kenara çekip bisikleti falan bir kontrol ettim tabii. Neyse ki onda bir sıkıntı yoktu. Ama bayağı zaman kaybettim.

Erkeklerde 217. Olmuşum (sanırım 580 kusur kişi vardı). Yaş grubunda ise 36. Olmuşum (92 yarışmacı varmış).

Elbette maksat eğlenmek, kendimizle yarışmak. Eve geldiğimden beri yarış tekrar tekrar gözümün önünden akıyor. Bu çok güzel bir his ve deneyim. Katılımcı arkadaşlara başarılar ve geçmiş olsun diyorum.
 
Bir yarış daha geride kaldı. Kısa parkur üzerinden değerlendirecek olursam:
  • Maalesef kaza yaşanmış ve yaralanan yarışçının 1 saat ambulans beklediği konuşuluyordu. Olay hakkında daha detaylı bilgiyi sanırım diğer arkadaşlar verir ama 1 saat ambulans beklemek gerçekten skandal.
  • Parkur daha güzel seçilebilirdi. Köprüden karşıya geçmek hatırlanacak bir anı ama bence illa kıtalar arası olmasına gerek yok. Polonezköy ormanlarını daha çok içeren ve daha yeşil bir parkuru şahsen tercih ederim.
  • Yarış başlangıcında park işi beklediğim gibi çok büyük bir sorun oldu ve sabah gereksiz strese soktu. Erken gelmeme rağmen ancak dar bir sokağın son kalan yerine park ettim. Start noktası toplu ulaşıma uygun bir yer değil ve park alanı da çok kısıtlı. Yine burada da sırf Göksu ve Anadolu Hisarı'nın yanında olacak diye ulaşması zor bir alan seçilmiş. Aslında en mantıklısı iskeleye deniz taksi ile gelmekmiş.
  • Verilen hediyeler bu sefer daha kaliteliydi, Ankara'ya kıyasla. Yarış sonunda yemek/meyve işi de ok'di.
  • Bireysel olarak da son 10 km kala sele vidasının gevşemesinden dolayı sıfır sele boyu ile yarışı tamamlamak zorun kaldım. Vidaları sıkmak lazımmış yarış öncesinde, bu da bana ders oldu :)
 
  • Maalesef kaza yaşanmış ve yaralanan yarışçının 1 saat ambulans beklediği konuşuluyordu. Olay hakkında daha detaylı bilgiyi sanırım diğer arkadaşlar verir ama 1 saat ambulans beklemek gerçekten skandal.
Şöyle bir resim paylaşıldı grupta. Allah'tan arkadaşa müdehale eden yarışçı arkadaş doktormuş.. Ambulans gelene kadar hayati teklikesi yokmuş, paylaşan arkadaşın sonrası hakkında bilgisi yokmuş.

WhatsApp Görsel 2024-10-20 saat 11.42.22_186bb42c.jpg
İnişler hava şartlarını dikkate alınca benim için tehlikeli oldu. Son 10 km içinde yerlerde ıslak olduğu için bisikletim fren yaparken feci kaydı. İçimden aha dedim gidiyoruz. Neyse ki sonra toparladım ama daha dikkatli indim hep.
Öncelikle tebrikler.. Türkiye'de bu yazın yağmurda sürüş yaptım, yollar tabiri caizse buz paten sahası gibiydi. Senenin 230+ günü yağmur yağan bir şehirde yaşıyorum ve bütün sene işe gidip gelişler içinde dışarıda bisiklet sürüyorum.. Türkiye'de olduğu gibi yolların kayganlaştığını hatırlamam (buzlanma harici).. Muhtemelen araç çokluğu , araçlardan akan yağ vs gibi maddelerin her ne kadar gözle görülmesede yolda kalmalarından kaynaklandığını sanıyorum. Hatta bu sürüş yaparken üzerimde beyaz renk vardı, resmen zift oldu kıyafetler. Ard arda 5 kere yıkandıktan sonra oluşan lekeler çıkmıştı..
 
Olacak iş değil gerçekten ya. Fotoğrafı görünce dank etti, 1 saat hareketsiz şekilde serin havada beklemek de ayrı bir dert.

Çok geçmiş olsun. Yarışını bırakıp müdahale eden doktordan da Allah razı olsun.
 
Şöyle bir resim paylaşıldı grupta. Allah'tan arkadaşa müdehale eden yarışçı arkadaş doktormuş.. Ambulans gelene kadar hayati teklikesi yokmuş, paylaşan arkadaşın sonrası hakkında bilgisi yokmuş.

322446 dosyayı görüntüle

Öncelikle tebrikler.. Türkiye'de bu yazın yağmurda sürüş yaptım, yollar tabiri caizse buz paten sahası gibiydi. Senenin 230+ günü yağmur yağan bir şehirde yaşıyorum ve bütün sene işe gidip gelişler içinde dışarıda bisiklet sürüyorum.. Türkiye'de olduğu gibi yolların kayganlaştığını hatırlamam (buzlanma harici).. Muhtemelen araç çokluğu , araçlardan akan yağ vs gibi maddelerin her ne kadar gözle görülmesede yolda kalmalarından kaynaklandığını sanıyorum. Hatta bu sürüş yaparken üzerimde beyaz renk vardı, resmen zift oldu kıyafetler. Ard arda 5 kere yıkandıktan sonra oluşan lekeler çıkmıştı..
Teşekkür ederim hocam.

Kaza geçiren arkadaşa geçmiş olsun. Umarım iyidir. Aynı kişi mi bilmiyorum ama ben de bor inişte yerde yüz üstü yatan bir arkadaş gördüm. Fakat organizasyondan arkadaşlar başındaydı. Bekliyorlardı. Bir de bu resimde olduğu gibi kan görmedim.

Birisi bana araçlar için en tehlikeli yolun şakır şakır yağan yağmur değil de kuru dönem sonrası hafif yağan yağmur olduğunu söylemişti. Yerdeki hafif toz birikintisi az yağan yağmurla adeta kaygan bir çamura dönüyormuş. Zaten yollarımız moloz kamyonları, atmosfer vs yüzünden tozlu. Azıcık yağmur yağınca jilet gibi oluyor. Benim yağışlı ıslak yolda sürüş deneyimim de yoktur bu arada. Toplasan 2 defa sürmüşümdür. Hakikaten bugün o yokuşu inerken bisikletin kontrolü gitse, büyük sıkıntı yaşardım. Zira ciddi bir aşağı eğim vardı ve hızım da 50 üstüydü.

Bir yarış daha geride kaldı. Kısa parkur üzerinden değerlendirecek olursam:
  • Parkur daha güzel seçilebilirdi. Köprüden karşıya geçmek hatırlanacak bir anı ama bence illa kıtalar arası olmasına gerek yok. Polonezköy ormanlarını daha çok içeren ve daha yeşil bir parkuru şahsen tercih ederim.
  • Yarış başlangıcında park işi beklediğim gibi çok büyük bir sorun oldu ve sabah gereksiz strese soktu. Erken gelmeme rağmen ancak dar bir sokağın son kalan yerine park ettim. Start noktası toplu ulaşıma uygun bir yer değil ve park alanı da çok kısıtlı. Yine burada da sırf Göksu ve Anadolu Hisarı'nın yanında olacak diye ulaşması zor bir alan seçilmiş. Aslında en mantıklısı iskeleye deniz taksi ile gelmekmiş.


Öncelikle sizi tebrik ederim. Parkur konusunda dediklerinize tamamen katılıyorum. Köprü geçişi pazarlama açısından, deneyim açısından hoş ama ben de sizin dediğiniz gibi bir parkurda sürmeyi tercih ederdim. Boğaziçi triatlonu'nda daha önce defalarca geçtim köprüden ama orda parkur bugünkü gibi keyifsiz noktalar içermiyor daha kısa olduğu için. Pek cazibesi olmayan yerlerden geçtik bugün bir çok defa.

Araç parkı konusunda ben çok rahattım hocam. Özel bir park vardı hemen küçüksu parkının yanında, oraya park edip 200 metre kadar yürüdük. Aynı yerde istanbul triatlonu da yapılıyor. Asıl park sıkıntısı o zaman yaşanıyor.
 
Geri