Aralık Ayında işe giderken kadro kulağını kırmıştım. Sabah çok erken ve karanlık olduğundan düşen arka vites makarasını da fatketmedim, (aynı anda arka jant tellerinden biri de kırılmış) .
İşlerin yoğunluğundan bir türlü her zaman bisikletimi emanet ettiğim Süha kardeşimi de arayamadım arasam gidip bırakacak vaktim de yoktu zaten, kış da artık kendini gösteriyordu bisikleti de işe gelip gitmek haricinde kullanmıyordum. Bi kaç kez Bisikletforuma girip kulak mevzusunu sordum, üstadlar yurtdışı site önerisinde bulundu bakındım biraz kulak 300 TL yi geçiyor daha makara da lazım gözümde büyüdü iyice. Bahane oldu yattı bisiklet. Yine de işe toplu taşıma ile gitmek bana o kadar zor geliyordu ki gerçekten de bisikleti yaptırmak için zaman kolluyorum. Ancak bu zaman Şubat ayını buldu.
Süha'yı aradım kardeşim böyleyken böyle ne yaparız dedim getir abi bakalım dedi. Kadro kulağı kırık aktarıcının makarası yok telin kırıldığında haberim yok durum bu.
İş Çıkışı attım arabaya götürdüm bisikleti hemen döndüm. Süha ararım abi dedi hallolunca. Ertesi gün öğleden sonra Süha aradı abi bisikletin hazır gelip alabilirsin dedi. Nasıl sevindim anlatamam.
Gidip aldım ertesi gün işe bisikletle gittim.
246595 dosyayı görüntüle
Bu fotoğrafta 92 kiloyum
246600 dosyayı görüntüle
Sonra bisikletforumdan tanıştığımız arkadaşlarımızdan Orhan kardeşim ile hafta sonu kısa bir tur attık.
246599 dosyayı görüntüle
Bisikletleri içeri almak istemediler. İkna yeteneğimi kullanmıştım 😬
Orhan tek sucuk ekmek yedi ben ikinciyi de söylemiştim🤣🤣🤣
Sonrasında pandemi vurmuştu yine hapsolduk içeriye. 😐