Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Nutella mı? Sarelle mi yediniz? - Yerli malı sagra'nın hikayesi

Scudo
@Melih Demir

Gayet mevcut. Kendini kandırma. Yapay herşey zararlı.
 
Şahsen beni tokatlayan ülke esnafı umrumda değil.Ancak uğruna tonlarca ağaç katledilen palmiye yağı'nı içinde bulunduran Nutella'yı da almam daha.Ağaç katliamı yeterince büyük bir sebep.Sağlığa zararına dair ise çok bir bilgi görememedim, sindirimi zor dışında.
 
  • Beğen
Tepkiler: alper 76 ve Groims
@clubber Doğallık konusuna bakış açınız bilimsel temellere dayanmıyor. insanın doğaya müdahalesini, hormonları, hazır zenginleştirilmiş yemleri, antibiyotikleri, gdo'yu ve seçici çoğaltma kavramlarını doğal olarak kabul ediyor musunuz? Eğer etmiyorsanız, kulübe hoşgeldiniz. Hiç benimki doğal sizinki değil demeyin.
 
@CyclingBird

Sen simdi cayi da sekerli icmemiz gerektigini söylersin :)

Misir surubu tabii ki cok zararli, bunun da cok kisi farkina vardi zaten, ama pancar sekerini zararsizmis gibi göstermek dogru degil.
Seker bagimlilik yapiyor, ama bi müddet (40 gün) sabreder de yenmezse kurtulunur.
 
@Aloha Yo hayır hiç de öyle birşey söylemiycem. Kaç saat geçmiş attığım mesajdan bunun farkına varamadın demek.

Şurada sanalda yazılanlardan niyet okumayı bıraksak daha sağlıklı yol alacağız da alışkanlık işte seni de anlamak lazım.

Şeker bağımlılık yapmıyor. Hayatımdan şekeri 1 günde sildim. İrade varsa tabii bu işler kısa sürer. 15 senedir çaya şeker atmıyorum. Pardon seni hayal kırıklığına uğrattım.

Buralarda mısır şurupsuz bir gıda bulmak zorlaşıyor lakin farkında olmaman normal. Seni de yadırgamıyorum bu bir hata olur benim için.
 
@CyclingBird


Farkli bir uslubun varmis bunun farkina vardim, iyilikler dilerim efenim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hurol Yoney
torku tek geçerim,artık gerçekten yerli sağlam güvenilir bir firmamız olduğuna inanıyorum torku,tabi fiyatları biraz daha uygun olması lazım aslında
 
@tolga akyol Ben de sizden farklı değilim çocukken çok severdim. Şimdi de tadelle bitter 'e bayılıyor ve bazen de bu keyfi 2 güne yayarak kahve ile tadını çıkarıyorum. Pahalılığı kosununda sizle hemfikirim 2 TL bence de çok pahalı.

@celikkadro Katılıyorum zaten yazı da TEKEL olma çabalarını net ortaya koyuyor.

@Serkan Mıstınoğlu Pahalılık konusunda sizinle hemfikirim...

@Melih Demir SNICKERS zamanında ben de severdim ama YERFISTIGI ile FINDIK birbirinden kalite olarak çok farklı şeyler. snickers ucuz olan yerfıstıgı ile üretiliyor kullanılan kimyasal ve tatlandırıcılar ile öyle yumuşak ve kıvamlı oluyor. Geçen ay snickers ambalajındaki kanserojen madde nedeniyle sıkıntı yaşamıştı.
Bu açılara da dikkat etmek lazım.
Toplatılma haberi:
(link)

@Volks Video için teşekkürler soğuk oldugu halde bu akdar akışkan olması da bunu gösteriyor ama video ayrıca ilginç geldi.
 
Palmiye- PAML YAĞI ile ilgili bunları buldum paylaşyım dedim
Palm Yağına Bir Bakış: Doğru Bilinenler Yanlış Bilinenler

Palm yağı, Elaeis guineensis olarak bilinen, Malezya, Batı ve Orta Afrika ile Endonezya’ da ekimi yaygın olarak yapılan yağlı meyvenin pulp kısmından (yağ oranı %50) elde edilen ve oda sıcaklığında yarı katı olan bir yağdır. Meyvenin çekirdeğinden elde edilen ve laurik asit (%40-52) içeriği yüksek olan yağ ise palm çekirdeği yağı olarak bilinmektedir. Gıda sanayinde diğer yağlara göre ucuz olması sebebiyle sıklıkla kullanılmaktadır.
022.jpg

Sektörde bisküvi, kek, çikolata gibi hazır gıda, dondurma ve margarin yapımında tercih edilmektedir.
• Ayrıca şampuanlar, cilt losyonları, sabunlar ve mumlar gibi gıda dışı kategoride yer alan pek çok ürünün yapımında da kullanılmaktadır.

Artan talep karşısında, palm yağının üretim alanları da giderek artmaktadır.

Palm yağının elde edildiği palmiye ağacının (Elaneis guineensis) 25 - 30 yıllık bir ömrü vardır ve boyu 30 – 40 metreye kadar ulaşabilir. Kökeni Batı Afrika olmakla birlikte Amerika ve Kuzeydoğu Asya’nın tropikal alanlarında da yaygın olarak yetiştirilmektedir. Palm yağını diğer bitkisel yağlardan farklı kılan nedenlerden biri, tek bir meyveden iki farklı yağ üretilmesidir.

• Bunlardan biri mezokarp yani meyvenin taze kısmından elde edilen palm yağı,
• Diğeri ise palm bitkisinin çekirdeğinden elde edilen palm çekirdek yağıdır

ve her ikisi de ticari değere sahiptir. Palm meyvesinin çekirdeğindeki yağ depolanması 12 ve 16. haftalar arasında, mezokarpta yağ depolanması ise 15 ve 20. haftalar arasında gerçekleşir. Meyvenin mezokarp kısmından elde edilen ham palm yağı, toplam palm yağı üretiminin % 55’ini oluşturur.

Adını palmiye ağacından alan palm yağının doymuş yağ içeriğinin ana bileşeni palmitik asittir ve palm yağının %44’ünü oluşturur. Palm yağındaki tekli doymamış yağ asitlerinin oranı %40 iken, çoklu doymamış yağ asitlerinin oranı %10’dur. Palm çekirdek yağının ise doymuş yağ oranı %83 iken, çoklu doymamış yağ oranı %15.5, tekli doymamış yağ oranı %2.3’tür. Bu nedenle palm çekirdek yağı orta zincirli yağ asidi iken palm yağı uzun zincirli yağ asididir.

  • Palm yağı ayrıca alfa, beta, gama, delta tokotrienoller ve tokoferoller, karotenoidler, steroller, fosfolipitler, glikolipitler ve koenzim Q10 içerir.

Karotenler ve tokoferoller palm yağına stabilite sağlar ve besin değeri katar. Ayrıca yüksek karoten içeriği palm yağına derin kırmızı turuncu bir renk verir. Ancak bu bileşenler kırmızı palm yağında yüksektir. Rafine palm yağında ise daha düşük miktarlarda bulunur.

Palm meyvesi özellikle hasat ve işleme sırasında kuvvetli enzimatik hidroliz reaksiyonlarına maruz kaldığı için bazı durumlarda palm yağının serbest yağ asidi içeriği %50’ye kadar yükselebilmektedir. İyi kaliteli meyvelerden elde edilen palm yağının bile serbest yağ asidi içeriği diğer bitkisel kaynaklı yağlardan daha yüksektir. Palm yağının diğer bitkisel yağlardan bir farkı da verimliliğinin yüksek olmasıdır. Diğer bitkiler yılda 1 ton ve altında meyve verirken, bu bitki yılda 3 - 4 ton kadar meyve verir.
  • Yedi milyon hektarlık palm üretim alanı Dünya’nın yağ ihtiyacının % 20’sini,
  • 80 milyon hektarlık ayçiçek üretim alanından dünya yağ ihtiyacının % 24’ü karşılamaktadır.
Palm yağı pişirme yağı olarak, margarinlerde ve çeşitli hazır gıdalarda kullanılmakta olup, FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) ve WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) ortak kuruluşu olan uluslararası CODEX Allimentarius Komisyonu tarafından, 17 yemeklik yağ çeşidinden biri olarak da kabul edilmektedir.
022.jpg 023.jpg
Palm yağı oda sıcaklığında yarı katıdır. Bu nedenle palm yağının hidrojenizasyona ihtiyacı yoktur ve uzun raf ömrüne sahiptir. Yüksek sıcaklıklarda arıtılabilir ve bileşenlerinin özel ürün uygulamalarında kullanılmak üzere izole edilebilir. Bu özelliği palm yağını margarin ve katı yağlar için uygun bir ana bileşen haline getirir. Bitkisel yağların hidrojenasyonu esnasında oluşan trans yağ asitlerinin, kalp sağlığı için, aynen doymuş yağ asitleri gibi etki yaptığı akademisyenler tarafından kanıtlanınca, margarin üretiminde hidrojenasyon kullanımından bu süreç içinde vazgeçildi ve yeni prosesler geliştirildi. Bu işlemlerde palm yağı ve palm çekirdeği (palm meyvesi çekirdeğinden elde edilen ve laurik esaslı yağ) yağı kullanılmaya başlandı. Bu yeni teknoloji sayesinde margarinlerde trans yağ asitleri miktarı % 1.0'in altına düşürüldü. Tereyağında trans miktarının % 4-7 arasında olduğu dikkate alınırsa uygulanan teknolojinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Geliştirilen bu yeni proses (interesterifikasyon) 1990'lı yılların ikinci yarısında Türkiye'de de kullanılmaya başlanmıştır.

Malezya ve Endonezya %31 ve %54 oranları ile palm yağının ana üreticileridir. Malezya’da tarım alanları %19’dan az iken bunun üçte ikisini palm yağı üretim alanları oluşturmaktadır.bÖzellikle İslam ülkeleri (Bangladeş, Mısır, Nijerya, Tunus, İran, Pakistan, Suudi Arabistan, Türkiye) palm yağı için geniş bir market oluşturmuşlardır. Malezya’da üretilen palm yağının %53’ü bu ülkeler tarafından ithal edilmektedir. Palm yağı, Codex Alimentarius gibi uluslararası kuruluşlar tarafından tanınan Islamic Development Department tarafından helal yiyecek statüsünde sayılmıştır. Bu nedenle İslam ülkeleri Malezya palm yağına yüksek düzeyde güven duymaktadırlar. Bölgeler itibariyle farklı iklim özelliklerine sahip olan Türkiye’de palm ve hindistan cevizi hariç, yağlı tohumlu bitkilerin tamamı yetişmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin palm yağı ithalat oranı yüksektir.

Ülkemizin yaklaşık 950 bin ton sıvı, 550 bin ton margarin ve 200 bin ton civarında da yem, boya ve sabun sanayi ihtiyacı olmak üzere toplam 1.7 milyon ton bitkisel yağ tüketimi vardır. Kullanılan palm yağının kişi başına tüketimi 3.5 kg’dır. Türkiye'de palm yağının ithalatında %15, soya yağında %31.2 ayçiçek yağına ise %36 oranında vergi uygulanıyor olması da palm yağı ithalatını artıran etmenlerdendir. Yağ sanayicileri bu durumun haksız rekabete yol açtığından şikayet ederken, palm yağının sağlığa etkilerine yönelik iddialarda da bulunulmaktadır.

Palm üretiminin yağmur ormanı alanlarının ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına sebep olacağı düşüncesi yaygın olmakla birlikte Avrupa ve Amerika ile Endonezya hükümeti sürdürülebilir standartlar konusunda Sürdürülebilir Yuvarlak Masa Toplantıları (RSPO) yapmakta ve sürdürülebilir palm yağının üretilmesi ve kullanılmasını teşvik etmektedir.

Palm yağının gıda sanayinde yaygın kullanımı, son yıllarda palm yağına olan ilgiyi arttırmış ve palm yağıyla ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Palm yağı yaygın kullanım alanı nedeniyle son yıllarda tüketicilerin de ilgisini çekmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri sağlıklı ve doğal beslenmeye karşı ilginin artmış olması ve tüketicilerin sağlıklı ürün tercihine verdikleri önemdir. Palm yağı ise yüksek doymuş yağ içeriği ve olası sağlık etkileri nedeniyle tüketicilerin aklına soru işaretleri getirmektedir. Palm yağı tokoferol ve karotenler vb. antioksidanları fazlaca içermesi nedeniyle kalp - damar hastalıkları, diyabet, kanser vb. hastalıklardan koruyucu özelliğe sahip olmakla birlikte, doymuş yağ içeriğinin yüksek olması nedeniyle hastalık gelişimi açısından risk faktörü olabileceği belirtilmektedir. Doymuş yağlar, kolesterol seviyelerinde artışa neden olarak kardiyovasküler hastalık gelişimini hızlandırmaktadır. Bu nedenle palm yağının sağlığa olan etkileri tartışmalıdır.

ABD'de gibi bazı ülkelerin ve ileriki yıllarda Türkiye'de de margarin ve margarin içeren ürünlerin etiketinde trans yağ asit seviyelerini belirtme zorunluluğunun palm yağı talebini daha da artıracağını öngörülmektedir.
KAYNAK
:(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Tasogare
Bende bi alışkanlık var;
Ürünlerin ruhsat sahiplerine bakıyorum alışveriş esnasında,
NUtella ilkçıktığı zaman da elime aldım markette bir de baktımki TR üretimi şöyle dursun ruhsat bile TR değil, bıraktım onu SARELLE aldım. Ama bi kaç kezde nutella almadım değil ama ağırlığım sarelle de.

Her zaman ki gibi yine hammadde üretip son ürün satın alıp ekonomimizi biz yiyoruz. Biz bunu hep yapıyoruz :D
 
Ek olarak palmiye PALM yağı ile de bazı olumsuz haberler var
Market raflarında bulunan ‘bitkisel yağ' ibareli ürünlerde (link) kullanılıyor. Doktorlar, bu yağda toksik ve (link) olduğunu belirtiyor.

Kanser türlerinin yüzde 40'ının beslenme ile bağlantılı olduğu vurgulanıyor. Ayrıca beslenme bozukluğunun bağışıklık sisteminin iyi çalışmamasına neden olduğu; bedeni koruyan hücrelerin üremesinin yeterli hammadde bulunmadığı için yavaşladığı ve kanser oluşturduğu dile getiriliyor.
Aile dergisi Moral Dünyası'nın haberine göre doktorlar, (link)ndan uzak durmayı tavsiye ediyor. Ürünün 'bitkisel yağ' ibareli yiyeceklerin büyük bölümünde kullanıldığını aktarıyor. Palmiye yağının tercihinde sıcağa dayanıklı olması, uzun vadede yararlanılmasının rol oynadığını vurguluyor.
Palmiye yağının toksik ve (link) olduğunu bildiren Dr. Muammer Yıldız, "Bu ürünü ihtiva eden yiyeceklerden kaçınılması gerekir. Daha bu yağın kullanımı men edilmedi ancak yapılan baskılarla Avrupa Birliği, palmiye yağı bulunan gıdalarda bunun açıkça yazılması için bir yasa çıkardı. Bundan evvel tek 'bitkisel yağ' yazıyorlardı. Şu unutulmamalı bir üründe 'bitkisel yağ' ibaresi varsa çoğunlukla palmiye yağıdır." diyor.
KAYNAK
(link)

Mesele bu iyidir bunu yiyin meselesi değil. yanlış anlaşılmak istemiyorum yazı çok değerli ve güzeldi SONER YALÇIN iyi bir gazeteci ve yazı da güzel bir yazı olmuş
arkadaşlara kaıtlmamak mümkün değil üzüm incir yiyelim :)
 
  • Beğen
Tepkiler: The UGUR
IMG-20161207-WA0002.jpeg
Nutella'yı tek geçerim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Tasogare
Çocukken babam aybaşında alışveriş yaparken bu sagranın dolum çikolatasından da alırdı. Çeşmeden dolduruluyor dediğinde kafa buluyor sanırdım. Şu an şoktayım :Dvay anasını yahu. Kalitesinden midir bilmem, anlamam ama o zamanlar çok severdik.
 
@alper 76 Dostum boşa konuşuyoruz :) Kavanozun yarısı toz şeker, %30'u ne idüğü belirsiz yağlar diyorum ama kimsenin umrunda değil. Geriye %20'lik bir fındık ve kakao kitlesi kalıyor. O kakao da büyük ölçüde kakao yağı. Yani içlerinde fındık varla yok arası. Lif namına bişey yok.

Yapmayın etmeyin canlar, valla sigaradan farkı yok. Gelin bırakın bu abur cuburları. Evde fıstık/fındık ezmesi yapmayı öğrenin, içine azıcık pekmez, isterseniz kakao, hatta tahin bile katabilirsiniz. Fıstığın orijinal yağı (keza tahin/susam yağı) sağlıklıdır, büyük ölçüde doymamıştır, satüre değildir bu yağlar. Kalp dostudur. Pekmez de meyveler kaynatılarak ortaya çıkartılan bir nevi şerbettir, içerisinde katkı maddesi yoktur (üzüm, dut, keçiboynuzu vs. türevleri vardır, istediğinizi kullanın). Abartmazsanız sorun olmaz. Fıstıktaki protein ve potasyum da hatırı sayılır oranlardadır. Beslenmenize süper bir katkı olur. Ayrıca lif oranı da yüksek olacağından sindirimi zaman alacak, insülin değerlerinizi tavana fırlatmayacaktır. İnanın şu kavanoz saçmalıklarını bıraktığınızda sigarayı bırakmış kadar iyi bir şey yapmış olacaksınız.

NOT: Bu yazdığım, kronik bir hastalığı olmayan sağlıklı bireyler için geçerlidir.
 
Ben otelde çalışırken ustam ortalama 200gr kakaomuydu yoksa sert cikolatamiydi bilmiyorumda icine ben yağ koyardim oda karistirirdi bu sayede yarim teneke cikolata yapardik.. sonra pasta böreklerde kullanirdik :) yani bu market cikolatalari hep boyle demedi demeyin ;)
 
  • Beğen
Tepkiler: alper 76
Geri