Merhaba.
Konuyu hortlatmak istemedim en başta ama fazlaca bilgi olduğunu görünce yazmak istedim.
2005-2009 yılları arasında Antalya Okçuluk İhtisas Kulübünde lisanslı olarak yaptığım bir spordu.
Yapmak isteyen öncelikle hemen elinize yay alıp atamazsınız, bilmeniz gereken en önemli şey bu. Daha sonra hayal kırıklığına uğramayın.
-Öncelikle güzel bir kulüp bulmanız gerekiyor, İstanbul'da olanlar için milli takım antrenörlerinin işlettiği kulüpler var buralarda eğitimlerinize başlayabilirsiniz.
Güncel rakamlar hakkında bilgi aldığımda aşağı yukarı aynı eskisine göre 200 liradan başlayıp 400,500 liraya kadar gidenleri de var.
-Benim zamanımda gençlik spor il müdürlüğünün açtığı kurslar ile katılım sağlanıyordu böylelikle masraflarınızı devlet karşılıyordu. Güncel durumları bilmiyorum.
-Sizden düzenli bir şekilde antrenman yapmanızı isteyecekler en başında. Ve muhtemelen teknikler değişmemiştir, gittiğinizde elinize jimnastik lastiklerini tutturacaklar ve bir süre onları aynı ok atar gibi gerdirip bırakacaksınız.
-Daha sonra ahşap gövdeli olan yaylara geçeceksiniz ve size verilen oklar kol boyunuza göre ayarlı olmayacak.
Buradaki amaç da yayı tutmak değil, itme kuvvetiyle ok atmaya çalışmak. ( Dikkat ederseniz profesyonel okçular yaylarından ok çıktığı anda yayı bırakırlar ve bi salınım hareketi yapar. Hiç bir profesyonel okçu yayı sıkıca tutup atış yapmaz. Elinin ayası ile yaya itme kuvveti uygularken bir yanda da diğer eliyle kirişi çeker ve kürek kemikleri kapandığı anda oku bırakır.)
Düzenli antrenman yaptınız, belli bir sayıda ok attınız ardından hocanız sizi yönlendirecek;
Ya Compound denilen yay sistemine geçersiniz. ( makaralı sistem)
Ya da Recurve denilen yay sistemine
-Compound Yaylar-
Kullanımı kolay gibi gözüken, çekerken mükemmel bir efor sarf etmeniz gereken ama içerisindeki makara sistemi sayesinde kirişi çektikçe size uygulanan kuvvet azalan bir yay sistemidir. Tetik mekanizması ile çalışır bu sebepten olimpiyatlarda kullanımı yasaktır ( silah olarak görülür) ancak diğer turnuvalara katılabilirsiniz.
Genellikle vücudunda herhangi bir engeli bulunan sporcu arkadaşlar tercih ederler ya da "Recurve" yayda hedefi odaklama sorunu yaşayanlarda.
Ancak tercihen sizler de bunu seçebilirsiniz.
-Recurve Yaylar-
Recurve yaylar olimpiyatlar da görebileceğiniz ve sıklıkla kullanılan yay modelleridir. Kirişi çekerken uygulamanız gereken kuvvet her zaman aynıdır ve atış yapmak için belli bir süreniz vardır, bu süreyi aştıkça elleriniz ve kaslarınız yorulmaya başlar. Ancak en keyiflilerinde birisi recurve yaydır.
Peki yayımızı seçtik daha sonrasında ne oluyor?
Artık o yay sizin bir uzvunuz olmaya başlıyor ve yayınızla sürekli antrenman yapmanız gerekiyor.
Bu süreçte hocalarınız ile birlikte kol boyunuza göre ok ayarı yapıyorsunuz. Oklar kol boyunuzdan ne kısa olmalı ne de uzun. Özellikle Recurve yaylarda bulunan "
clicker" için bu çok önemlidir.
Clicker nedir?
Biraz önce bahsettiğim clicker sizin kol boyunuza göre ayarlanan okun yaydan düşmeden önce ulaşabileceği son noktadır.
Bu noktada "
clicker" dan bir çıt sesi duyarsınız ve atış yaparsınız. Böylelikle her atışınızda yayınızın oka kaç kg basınç yapıyorsa hep o dengeyi yakalarsınız. ( Örnek vermek gerekirse benim yayımın uyguladığı kuvvet 24 kilogramdı. Ancak ben çıt sesini duymadan atış yaparsam 23-20kg kadar gerilere gidebilirdi)
Videoda izleyebilirsiniz;
Antrenman yaptıkça, bu sese alıştıkça atışınız mükemmele yakın bir hale gelir.
Okçuluk tamamen vücudunuzu dinlemeye ve sakin kalarak odaklanmakla alakalı bir spordur.
Kas gücünüz elbette ki önemli ancak atış yaptıkça kaslarınız gelişir. Önemli olan rüzgar altında, baskı altında, stres altında atışları aynı şekilde gerçekleştirebilmektir.
Nasıl Nişan Alınır ve Atış Yapılır?
Okçulukta en önemli şey tekniktir. Ne yaparsanız yapın her zaman aynı şekilde atış yapın.
Antrenmanda dik durup turnuvada kambur atış yaparsanız ıskalarsınız.
Her şeyiniz aynı olmak zorunda, bu yüzden vücudunuzu dinlemek zorundasınız.
Atış yaparken hep aynı teknikle atış yaparsanız vücudunuz yavaş yavaş bunu öğrenir geriye rüzgar vb. etkenler kalır.
Bunları da atış yaptıkça ya da hocanızın size turnuva süresince vereceği komutlarla aşabilirsiniz ancak önemli olan tekniğiniz.
Tekniğinizi geliştirmek için de bol bol atış yapmanız gerekiyor.
Profesyonel okçulukta 3 parmak kullanılır
Bu parmakların kirişi kavrama şekli bile önemlidir çünkü kiriş gerildikten sonra filmlerde gördüğünüz gibi bırakılıp atış yapılmaz.
Vücudunuzu geriye doğru kasarsınız ve kemikler kapandıkça kiriş elinizden kayar gider. Tabii yukarıda bahsettiğim clicker sesini duyduktan sonra.
Mesela aşağıdaki videoda 41 dakika boyunca olimpiyat sporcuların bırakma tekniklerini izleyebilirsiniz
Başka neler yapılıyor?
Ok ve yay tamamen bir gerilim üzerine çalışır. 20-25 kg gerilime sahip bir yayı bıraktığınızda bütün kuvvetini oka verdiği gibi ayrıca yayın kendi içerisinde bu güç dalga dalga dağılır.
Aşağıdaki videoyu izlerseniz oka uygulanan kuvveti görebilirsiniz;
Bu kuvveti engellemek için yayınızın önüne stabilizers denilen aparatlardan takılır ve titreşim minimuma indirilir.
Ayrıca atışı yaptıktan sonra yayı bırakırsınız ve aşağı yukarı çok kibar bir hareketle salınım yapar.
Okçular bu süreçte yay ellerinden fırlamasın diye yayı ellerine bağlarlar.
Güvenlik Ekipmanları
Ne kadar bir spor olsa da elinizdekinin silah olduğunu unutmamanız gereken bir spordur okçuluk. ŞAKA YAPILMAZ.
Yay birbirinize doğrultulmaz.
Yayda ok yokken boş boş gerdirilip bırakılmaz.
Ok takılıyken kimseye doğrultulmaz.
Atışlar hep aynı anda yapılır, aynı anda hedeften alınır ve geri gelinir.
Atış Çizgisinin önünde bir canlı varsa atış yapılmaz.
Şakası yoktur.
Göğsünüze ve kolunuza kiriş çarpsa bile minimum zarar vermesi için göğüslük ve kolluk takarsınız.
Atışınız sırasında yayı sağa sola doğru döndürürseniz göğsünüze ve kolunuza çarpması olasıdır.
Takmazsanız aşağıdaki gibi uyuşturucu kullanmış gibi gezersiniz;
Çok dağınık bir konu olmuş olabilir iş yerinde yazdım aklıma geldikçe ama okçuluk çok keyifli bir spordur.
Kendinizi çok güzel tanımanıza olanak sağlar ve odaklanma konusunda oldukça gelişirsiniz.
Her şey gibi emek ister ve emeklerinizin karşılığını çok güzel bir biçimde alırsınız.
Her yaştan insan yapabilir yeter ki isteyin.
Sorularınız olursa seve seve cevaplarım ben de tekrar başlamayı düşünenler arasındayım.
Sevgiler.