umutcelik
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 30 Haziran 2016
- Mesaj
- 1.523
- Tepki
- 7.835
- Şehir
- Amsterdam
- Bisiklet
- Trek
tl;dr
otomobilli ve otomobilsiz yasami tecrube etmis bir insan olarak nacizane deneyimlerimi paylasmak isterim.
Dogma buyume istanbulluyum, 30 seneden fazla da istanbul'da yasadim, okudum calistim. bu sure icerisinde bolca araba kullandim daha dogrusu kullanmak zorunda kaldim. Hollanda'ya tasindiktan sonra birakin otomobil sahibi olmayi, ulke sinirlari icinde bir kez olsun direksiyon basina gecme ihtiyaci hissetmedim.
Turkiye'deki otomobil sevdasi oldugu, arabasi olmayan adama kiz verilmedigi bir gercek ( mubalag uyarisi koyalim buraya ). Diger yandan siz her ne kadar bu sosyal baski altinda kalmasaniz da gunluk yasamda otomobile ihtiyaciniz var. Istanbul'da yasadigim son zamanlarda evim Dragos'ta, haftada 3-4 gun gittigim musteri Gebze'de isverenimin ofisi ise Maslak'taydi. Bu mesafeleri benim bisikletle katetmem mumkun degildi. Bisiklet - toplu tasima entegrasyonu ise zaten buyuk fanteziydi. Bu yapinin en buyuk sebebi belki iddiali olacak ama Turkiye'de hic bir sehrin bilimsel temeller, modern sehircilik anlayisi ile kurulmamasi ve yonetilmemesi. Istanbul'da birakin bisiklete uygun, otomobilsiz hayati hedef alan sehirlesmeyi, dogru duzgun kaldirim dahi yok. Sehirlesmeye sonradan acilan yerler ise yuksek katli ve yogun yerlesim yerleri, bunlar yapilmadan once toplu tasima planlamasi vs. diye bir durum soz konusu degil. Binlerce insanin yasadigi siteler ana yollara 2 serit yolla baglaniyor, toplu tasima ise yakinindan bile gecmiyor. Bunun sebebi dogal olarak rant ve yozlasma. Insanlarin konut talebi yuksek, rant pesindeki arsa sahipleri ve muteahhitlerin amaci dogal olarak kar, duzenlemeleri yapacak otoriteler ise yozlasmis duzenin parcasi olarak halkin cikarini dusunmuyor. Ozetle sistem sizi otomobile mahkum ediyor, yel degirmenlerine karsi savasmak sizin seciminiz.
Diger yandan otomobilsiz yasami tecrube ediyorum yillardir. Aradaki farkin temel sebebi sehircilik anlayisi. Hollanda zaten yuzolcumu olarak kucuk ve insan yogunlugunun yuksek oldugu bir ulke. 70'lerdeki petrol krizi sonrasi akli olan her ulke gibi "bizim petrolumuz yok, buna bir alternatif bulmamiz lazim" diyerek ulke icindeki ulasim icin bisiklet + toplu tasima prensibini belirlemisler. Bu dogal olarak halkin talebi dogrultusunda gerceklesen bir politika. Turkiye'de insanlarin boyle bir talebi var mi tabi ki yok.
Hollanda icerisinde cok sapa bir yerde yasamiyorsaniz toplu tasima size bisiklet ile 20 dk mesafede, bir kac istisnai durum dusunde koylerde dahi boyle bu durum. Toplu tasimaya vardiginizda da bisikletinizi ya da araciniz icin guvenli park alani mevcut. Aracinizi buraya parkettiniz, baska bir sehre gittiniz diyelim oradaki tren istasyonunda demir yollarini isleten sirketin bisiklet kiralama hizmet var. ( (link) ) Farkli sehirlerde yasayip - calisan insan nufusu cok fazla, bu durumda bu yolculugu her gun yapanlarin ise her iki sehirde birer bisiklet var. Evden bisikletle cikip istasyondaki guvenli parka kilitliyor bisikletini, trene atlayip sehir degistiriyor oradaki guvenli istasyonda ise baska bisikleti var, ona atlayip isine gidiyor.
Toplu tasima kalitesi gercekten yuksek. Is giris - cikis saatlerinde dahi tiklim tikis yolculuk edilmiyor. Zaten sehirler kucuk, ogrencilerin buyuk kismi okula bisikletle gidip gelebiliyor ( 8 yasindaki cocugunu guvenle okula bisikletle yollayabiliyor anne babalar ), devlet isverenler araciligi ile ise bisikletle gidip gelenlere tesvikler uyguluyor, elektrikli bisiklet satislari normal bisiklet satislarini gecti bu da daha uzun yolculuklarda bisikleti arabaya tercih edilir hale getiriyor. Baska bir baslikta bunlarla ilgili bilgileri paylasmistim merak eden varsa burada Bisiklet Dünyasından Haberler
Buyuk sehirlerde belediyeler buyuk otomobil dusmani, park yerleri kisitli ve pahali. Bunlarin sayisi da her yil dusuruluyor. Cevrecilik acisindan yaklasirsak, trenlerin kullandigi enerjinin neredeyse tamami yinelenebilir kaynaklardan karsilaniyor. 2025'ten sonra icten yanmali motora sahip araclarin satisi yasaklanacak. Geri donusum kulturu zaten yuksek, elektrikli araclar icin en buyuk sorunlardan birisi olan pil meselesinde de bu uygulaniyor.
Kisisel tecrubemden bahsetmem gerekirse, sehirler zaten kucuk ev-is arasi 10-11 km ( sehrin iki yakasi bu mesafe ) . Sokagin basinda bisiklet yolu basliyor. Elektrikli bisiklet kullandigim icin de yolu biraz uzatip mumkun oldugunca cift seritli, arac ve yaya trafiginden arindirilmis yuksek hizli bisiklet yolundan kaptirarak ise gidiyorum. Is yerinde ve evde bisiklet icin park alani var, guvenlik sorunu yasamiyorum. Baska sehre gitmeye ihtiyacim varsa yukarida bahsettigim bisiklet + tren + kiralik bisiklet kombinasyonunu kullaniyorum. Hafta sonu hanimla gezelim tozalim biraz dersek otomobil paylasim/kiralama hizmetleirni kullaniyoruz ( hanim kullaniyor onu da ). Her yerde kiralik araclar var, otomobil satin alip vergi, sigorta, park yeri gibi masraflar ile ugrasmiyoruz daha ekonomik bizim ihtiyaclarimiz icin. Gerci otomobili olan insanlar da her yere bunlarla gitmiyor. Sosyal yasama erisim icin de bisiklet kullaniliyor dogal olarak. Sehir icinde bisiklet park yeri her zaman sorun olsa da arkadaslarla bulusmaya, restoran, bar vs gibi yerlere yine insanlar bisikletle rahatlikla gidebiliyor. Spor salonu, sinema, konser salonlari vs. icin oncelikli ulasim plani yine bisiklete gore yapiliyor. Ruzgarsiz bir yaz aksaminda arkadaslarla disarida bulusup eglendikten sonra gece yarisi cakirkeyif sekilde bisiklet uzerinde eve donmekten daha keyifli cok az sey var benim icin.
Neyse, diyecegim sudur ki Turkiye'de otomobil sevdasi var ama otomobile tapmasaniz dahi kullanmak zorunda kaliyorsunuz cunku ne kultur, ne sehircilik ne de devlet politikasi size baska alternatifler sunmuyor.
otomobilli ve otomobilsiz yasami tecrube etmis bir insan olarak nacizane deneyimlerimi paylasmak isterim.
Dogma buyume istanbulluyum, 30 seneden fazla da istanbul'da yasadim, okudum calistim. bu sure icerisinde bolca araba kullandim daha dogrusu kullanmak zorunda kaldim. Hollanda'ya tasindiktan sonra birakin otomobil sahibi olmayi, ulke sinirlari icinde bir kez olsun direksiyon basina gecme ihtiyaci hissetmedim.
Turkiye'deki otomobil sevdasi oldugu, arabasi olmayan adama kiz verilmedigi bir gercek ( mubalag uyarisi koyalim buraya ). Diger yandan siz her ne kadar bu sosyal baski altinda kalmasaniz da gunluk yasamda otomobile ihtiyaciniz var. Istanbul'da yasadigim son zamanlarda evim Dragos'ta, haftada 3-4 gun gittigim musteri Gebze'de isverenimin ofisi ise Maslak'taydi. Bu mesafeleri benim bisikletle katetmem mumkun degildi. Bisiklet - toplu tasima entegrasyonu ise zaten buyuk fanteziydi. Bu yapinin en buyuk sebebi belki iddiali olacak ama Turkiye'de hic bir sehrin bilimsel temeller, modern sehircilik anlayisi ile kurulmamasi ve yonetilmemesi. Istanbul'da birakin bisiklete uygun, otomobilsiz hayati hedef alan sehirlesmeyi, dogru duzgun kaldirim dahi yok. Sehirlesmeye sonradan acilan yerler ise yuksek katli ve yogun yerlesim yerleri, bunlar yapilmadan once toplu tasima planlamasi vs. diye bir durum soz konusu degil. Binlerce insanin yasadigi siteler ana yollara 2 serit yolla baglaniyor, toplu tasima ise yakinindan bile gecmiyor. Bunun sebebi dogal olarak rant ve yozlasma. Insanlarin konut talebi yuksek, rant pesindeki arsa sahipleri ve muteahhitlerin amaci dogal olarak kar, duzenlemeleri yapacak otoriteler ise yozlasmis duzenin parcasi olarak halkin cikarini dusunmuyor. Ozetle sistem sizi otomobile mahkum ediyor, yel degirmenlerine karsi savasmak sizin seciminiz.
Diger yandan otomobilsiz yasami tecrube ediyorum yillardir. Aradaki farkin temel sebebi sehircilik anlayisi. Hollanda zaten yuzolcumu olarak kucuk ve insan yogunlugunun yuksek oldugu bir ulke. 70'lerdeki petrol krizi sonrasi akli olan her ulke gibi "bizim petrolumuz yok, buna bir alternatif bulmamiz lazim" diyerek ulke icindeki ulasim icin bisiklet + toplu tasima prensibini belirlemisler. Bu dogal olarak halkin talebi dogrultusunda gerceklesen bir politika. Turkiye'de insanlarin boyle bir talebi var mi tabi ki yok.
Hollanda icerisinde cok sapa bir yerde yasamiyorsaniz toplu tasima size bisiklet ile 20 dk mesafede, bir kac istisnai durum dusunde koylerde dahi boyle bu durum. Toplu tasimaya vardiginizda da bisikletinizi ya da araciniz icin guvenli park alani mevcut. Aracinizi buraya parkettiniz, baska bir sehre gittiniz diyelim oradaki tren istasyonunda demir yollarini isleten sirketin bisiklet kiralama hizmet var. ( (link) ) Farkli sehirlerde yasayip - calisan insan nufusu cok fazla, bu durumda bu yolculugu her gun yapanlarin ise her iki sehirde birer bisiklet var. Evden bisikletle cikip istasyondaki guvenli parka kilitliyor bisikletini, trene atlayip sehir degistiriyor oradaki guvenli istasyonda ise baska bisikleti var, ona atlayip isine gidiyor.
Toplu tasima kalitesi gercekten yuksek. Is giris - cikis saatlerinde dahi tiklim tikis yolculuk edilmiyor. Zaten sehirler kucuk, ogrencilerin buyuk kismi okula bisikletle gidip gelebiliyor ( 8 yasindaki cocugunu guvenle okula bisikletle yollayabiliyor anne babalar ), devlet isverenler araciligi ile ise bisikletle gidip gelenlere tesvikler uyguluyor, elektrikli bisiklet satislari normal bisiklet satislarini gecti bu da daha uzun yolculuklarda bisikleti arabaya tercih edilir hale getiriyor. Baska bir baslikta bunlarla ilgili bilgileri paylasmistim merak eden varsa burada Bisiklet Dünyasından Haberler
Buyuk sehirlerde belediyeler buyuk otomobil dusmani, park yerleri kisitli ve pahali. Bunlarin sayisi da her yil dusuruluyor. Cevrecilik acisindan yaklasirsak, trenlerin kullandigi enerjinin neredeyse tamami yinelenebilir kaynaklardan karsilaniyor. 2025'ten sonra icten yanmali motora sahip araclarin satisi yasaklanacak. Geri donusum kulturu zaten yuksek, elektrikli araclar icin en buyuk sorunlardan birisi olan pil meselesinde de bu uygulaniyor.
Kisisel tecrubemden bahsetmem gerekirse, sehirler zaten kucuk ev-is arasi 10-11 km ( sehrin iki yakasi bu mesafe ) . Sokagin basinda bisiklet yolu basliyor. Elektrikli bisiklet kullandigim icin de yolu biraz uzatip mumkun oldugunca cift seritli, arac ve yaya trafiginden arindirilmis yuksek hizli bisiklet yolundan kaptirarak ise gidiyorum. Is yerinde ve evde bisiklet icin park alani var, guvenlik sorunu yasamiyorum. Baska sehre gitmeye ihtiyacim varsa yukarida bahsettigim bisiklet + tren + kiralik bisiklet kombinasyonunu kullaniyorum. Hafta sonu hanimla gezelim tozalim biraz dersek otomobil paylasim/kiralama hizmetleirni kullaniyoruz ( hanim kullaniyor onu da ). Her yerde kiralik araclar var, otomobil satin alip vergi, sigorta, park yeri gibi masraflar ile ugrasmiyoruz daha ekonomik bizim ihtiyaclarimiz icin. Gerci otomobili olan insanlar da her yere bunlarla gitmiyor. Sosyal yasama erisim icin de bisiklet kullaniliyor dogal olarak. Sehir icinde bisiklet park yeri her zaman sorun olsa da arkadaslarla bulusmaya, restoran, bar vs gibi yerlere yine insanlar bisikletle rahatlikla gidebiliyor. Spor salonu, sinema, konser salonlari vs. icin oncelikli ulasim plani yine bisiklete gore yapiliyor. Ruzgarsiz bir yaz aksaminda arkadaslarla disarida bulusup eglendikten sonra gece yarisi cakirkeyif sekilde bisiklet uzerinde eve donmekten daha keyifli cok az sey var benim icin.
Neyse, diyecegim sudur ki Turkiye'de otomobil sevdasi var ama otomobile tapmasaniz dahi kullanmak zorunda kaliyorsunuz cunku ne kultur, ne sehircilik ne de devlet politikasi size baska alternatifler sunmuyor.