hamlet2006
Cırbağa dedesi
- Kayıt
- 14 Kasım 2017
- Mesaj
- 7.703
- Tepki
- 33.783
- Yaş
- 42
- Şehir
- İzmir,Denizli
- İsim
- Süleyman
- Başlangıç
- 1986—87
- Bisiklet
- Scott
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
KIYMETLİMİSSSS
Başlığı görünce ''Yüzüklerin Efendisi'' ne öyküneceğimi düşünmeyin.Zira bu yarış kendi öyküsünü üzerinde taşıyan ve öyküsünü, destanını kendi yaratan özel bir yarış.
Öyle ki ''The Queen of the Classics''(Klasiklerin kraliçesi), L'Enfer du Nord yani Hell of the North (Kuzeyin Cehennemi) gibi lakapları ile de görkemli olan bir yarış. Klasiklerin kraliçesi denmesinin nedeni prestijinden ve Fransızların lobi gücünden kaynaklanıyor.Bildiğiniz gibi Paris Roubaix, 5 monument klasiğin üçüncüsü.Kuzeyin Cehennemi denmesinin sebebi ise tahmin edilenin aksine zorluğundan değil;yarışın geçtiği toprakların dünya savaşları sırasında harap olmasından kaynaklanıyor.Zaten zorluğu dillere destan,tek günlük olmasına rağmen zorluk açısından neredeyse üç büyük turdan birine eşit.
Yarışın tarihi ile ilgili kısacık bilgi vermekten zarar gelmez.İki girişimci, 1895 'te açtıkları veledroma dikkat çekmek için -o zaman bisiklet yarışları çok moda imiş- veledromda bitecek bir bisiklet yarışı düzenlemeye karar verirler.Destan böylelikle 1896'da başlar ve sadece dünya savaşları sırasında kesintiye uğrar.
Yarışın yapılacağı Kuzey Fransa'nın kültürel olarak biraz Fransa'nın dışarısında bırakılması,komşu Belçika'nın kültürünün etkisi,Dünya savaşlarının ağır travmatik etkisi yarışa değişik anlamlar katar.Bu yarış Kuzey Fransa'nın kültürünü,tarihini içinde barındırıyor.Anlayacağınız sadece bir bisiklet yarışından ibaret değil.
Ancak Ronde van Vlaanderen'in Flamanlar üzerinde bıraktığı ''milli kimlik'' etkisini Paris Roubaix,Fransızlar üzerinde pek de bırakmaz.Çünkü Fransızların asıl milli yarışı ''Tour de France'' dır.Yarışı izlerken en çok Flaman bayraklarını göreceğiz,buradan Fransızlar bu yarışa ilgi göstermiyor ,sevmiyor anlamı çıkmasın.Tam tersine Fransızlar da inanılmaz boyutta bu yarışı çok seviyor.Sanki Flamanların sevmediği bisiklet yarışı mı var?
Her yer Flaman Bayrağı
Taşların geçilmesi bir çeşit dini gönderi olarak da gösteriliyor.Bir çeşit acı çekme yolculuğu.Eski şampiyonlardan Henri Pelissier, ödülünü alırken 'Bu bir yarış değil,bir ibadet'' ifadesini kullanmıştır.
Biraz da yarıştan ve yarışın karakteristik özelliklerinden bahsedelim.
Yarış,sanıldığının aksine Paris'ten değil Paris'in kuzeydoğusundaki Compiegne Kasabası'ndan başlayıp Belçika yakınlarındaki Roubaix Kasabasındaki veledromda sona eriyor.Yarışçılar , en zorlu klasiği bitirdikten sonra veledromdaki tarihi duşlara gelir ve ritüelin ve geleneğin bir parçası olarak bu duşlarda yıkanır.Bu duşlarda şampiyonların adları plakalara yazılıdır.Bu duş geleneği bile Paris Roubaix'nin yarış takviminin en geleneksel yarışlarından biri olduğunu gösterir mahiyette.İsviçreli bir gazeteci yarışçıların duşa ulaşma isteğini kemik hayal eden bir köpeğe benzetir.
Veledromdaki tarihi duşlar
Yarışımız toz toprak,yağmur yağarsa çamur içinde son derece düz bir profilde parke taşlarla(pave) döşeli yollarda geçecek.Yarışçılar gün boyunca ruhlarını teslim ettikleri o pavelerden birini podyumda havaya kaldırmak için deli gibi mücadele edecekler.Kazanana verilen taş parçası en ironik ödüllerden biri olsa gerek değil mi?
Mathew Hayman ve değerli ödülü:Bir taş
Bu yarışla taşlı klasiklere elveda diyoruz.Bildiğiniz gibi daha önce E3'te Gent Wevelgem'de Flamanlar'ın en güzeli Ronde van Vlaanderen'de yani Flandre'de parke taşlarla döşeli yollardan geçmiştik.Peki Paris Roubaix'nin farkı ne?Flandre'de kısa, sert eğimli birçoğu pave taşlarla döşeli ''Berg'' dediğimiz yokuşlar bulunurken ,Paris Roubaix'de düz profilde parke taşlı(pave) bıktırıcı uzunlukta,yarışçıların iç organların yerini değiştirecek sektörler var.Paris Roubaix'de taşların arası Ronde'ye göre daha açık,daha düzensizsizdir.P-R pavelerinin köşeleri daha sivridir,daha büyüktür.Roubaix'de traktörler,Ronde'de otomobiller kullanır.
Farkı daha iyi anlamak adına eski bisikletçi Chris Horner'a kulak verelim:'' Flanders ile Paris Roubaix arasında bir uçurum var.Flanders'ta yollar hergün otomobiller tarafından kullanılıyor,korunuyor,vesaire.Diğeri....... tamamen bambaşka.Onu en iyi şöyle tanımlayabilirim:Toprak bir yol bulmuşlar,üzerinden helikopterle uçup koca koca taşları serpiştirmişler.Paris Roubaix işte bu.O derece kötü.Rezalet.
Gerçekten çok şeker?
Pave taş deyip geçmeyin. Pave taşların korunması tamir edilmesi,yenilenmesi için dernek dahi var.Adı ''Les Amis de Paris Roubaix'' (Paris Roubaix Dostları).Bir nevi tapınak şövalyeleri.
Les Amis de Paris Roubaix üyeleri ibadet ederken
Bu yarışın bisikletçiler için ne anlamlar ifade ettiğine biraz daha bakalım:
Eski yarışçı Theo de Rooij ,müthiş bir yarış çıkarırken düşüp şansını kaybettikten sonra çamurlar içindeyken mikrofonlara bakın neler söylemiş:''Bu yarış tam bir saçmalık! Hayvanlar gibi çalışıyorsunuz,işemeye bile zamanınız yok,üzerinize işiyorsunuz. Bu çamurda sürüyorsunuz,sonra kayıp.... kocaman bir bok yığını'' Hemen ardından gelecek yılda yarışmayı düşünüp düşünmediği sorulduğunda ise:'' Tabi ki! Bu dünyadaki en güzel yarış!''
Theo de Rooij demecini verirken 1985
Ünlü klasikçi Philippe Gilbert;Paris Roubaix yarışını uzun yıllar arkasından koşulan bir kadına benzetiyor.''Size bedeller ödetir, fedakarlıklar yaptırır.Yarış zamanı gelir, sizi yarı yolda bırakır ama seneye o zorlu 250 km yi tekrar pedallmaya yemin edersiniz;belki de zafere koşarsınız.İşte o zaman yarışın size çektirdiği acıların hepsini unutur ,çamurlu suratlarda sadece ona sahip olmanın tutkusunu görürsünüz''.
Geçen sene Sagan'ın yarışı bitirmesinden tam 1 saat sonra zaman sınırının dışında bisikletçi Evaldas Siskevicius gelmişti.Organizatörler Roubaix Veledromunun kapısını açarak Sporcunun finiş çizgisinden geçmesini sağlayarak ''mutluluğa açılan kapıyı'' açmış oldular:Tek kelimeyle müthiş
Bu bile Paris Roubaix'i bitirmenin ne kadar değerli olduğunu gösterir
Siskevicius:“I never give up either on the bike or on other things in life, and I didn’t want to give up out of respect for the race, Paris-Roubaix is a Monument that you must honour,”
Bisiklet üzerinde veya diğer şeylerde hayatımda asla vazgeçtiğim olmadı ve yarışa saygısızlık etmek istemedim, Rube onurlandırılması gereken anıtsal bir yarış.
Bu yarışta kazanan yok, yarışı bitirebilenler var.Sonuncu olsanız dahi bildiğiniz şey veledromda sizi alkışların beklediği.Çünkü burası Paris Roubaix,zafer sahibi kadar bitirenin de alkışlanıp onurlandığı tek yer!
Gelelim biraz da rotaya
Yarışımız bir monumente yakışır şekilde 257 km ile oldukça uzun.Yarışın ilk 100 kilometresi nispeten rutin; son 150 kilometresi daha önemli.Çünkü pave sektörler ile gerçek yarış başlıyor.İlk 100 küsur kilometrede amaç bacaklara kilometre yüklemek .Buralarda asıl işi uzun yol kaptanları görecek.Kaçanları kovalamak,kaçanları kontrol etmek,yarışın temposunu ayarlamak,orkestraya yön vermek Tim Decqlerq ,İljo Keisse gibi yol kaptanlarının ,uzun yol domestiklerinin görevi.
Yarışın ikinci bölümü yani şenlikli bölümü ilk pave sektör olan Troisvilles sektörü ile başlayacak.Troisvilles'e '' Cehennemin kapıları'' dendiğini de hatırlatayım.
Yarışta toplam 29 sektör 54,5 km olarak geçilecek.Bu sektörlere en zoru 5 olmak üzere 1'den 5'e kadar yıldız veriliyor.Bu sektörler 29 dan geriye doğru sıralanacak.
Yarışa destansı karekterini katan hep bu pave sektörler.Tutku,arzu,öfke ,hayal kırıklığı hep bu pave taşların üzerine kazılı.Yarışın ikinci bölümü pave sektörlerle acı şölenine dönüşecek.Bu pave sektörler benim diyen bisikletçiyi taşlara gömecek,geriye güçlüler ve dayanıklılar kalacak.
Bu pave sektörlerden üç tanesi çok meşhurdur.Bunlar:
-Trouée d'Arenberg
-Mons-en-Pévèle
-Carrefour de l’Arbre
Efsanevi Aranberg Ormanları
Trouee d'Aranberg yani en ikonik en ünlü sektör ile başlayalım hani şakasını yaptığımız.Aranberg Ormanları ile ilgili meşhur aforizmamızı da söyleyelim:''Aranberg kimin kazanacağını belirlemez, ama kimin kaybedeceğini belirler''.
Aranberg nefret ve aşkın bir arada bulunduğu yerdir.Bir çeşit turnusol kağıdı olarak da düşünülebilir.Pozisyon almanın en önemli olduğu yerdir.Bundan dolayı özellikle buranın girişinde bisikletçiler inanılmaz bir yer kapma, pozisyon alma savaşına girecek ve dolayısıyla tempo çok yükselecek.
Yarışı izleyecek vaktiniz kısıtlı ise en azından Aranberg sektöründen itibaren izlemeye çalışın.
Mons-en-Pévèle ve Carrefour de l’Arbre ise yarışı kazandıracak atakların yapılacağı yerler olabilir.Carrefour de l’Arbre'de kazanan belli olabilir.Tabuta çakılan son çiviyi görebiliriz.
Mons en Pevele demişken Spartacusün düşüşünü ve Sagan'ın üzerinden atlayışını da hatırlayalım.Sagan müthiş bir hamle ile Spartacüsün bisikletinin üzerinden atlamıştı.Ne bisiklet hakimiyeti ama
Geçen seneki yarışta vefat eden Michael Goolaerts'in adı 2.geçilecek sektör olan Pave de Viesly Briastre'ye verildi ve adına bir anıt dikildi.
Bu pave sektörler birbirlerine tarlaları, terkedilmiş madenleri, köy ve kasabaları birbirine bağlayan daracık yollar ile bağlanacak.Bildiğiniz gibi Paris Roubaix açık alanda yapılan bir yarış.Aranberg ormanları ,Carrefour de L'Arbre ve bazı bağlantı yolları hariç ağaçlı yol yok neredeyse.Rüzgarın varlığı ve yönü de yarışı ilginç hale getirebilir.Yağmur duasının yanında rüzgar duasını da unutmayın.Zaten yağmurlu bir Paris Roubaix izleyemenin hayal kırıklığı içinde yıllarımız geçiyor.
Yağmurun yağabilme ihtimalini sevdik? Yerler yaş olsa bile yeter
Bu taşlı sektörler çok canlar yakacak,taşlar mı pelotonun altında inleyecek peloton mu taşlar altında inleyecek hep beraber göreceğiz.Kazalar ,teknik arızalar, lastik patlatmalar çok sık yaşanacak.Bunların zamanlaması kaybetme ve kazanma arasındaki farkı oluşturabilir.Bu sorunları yaşayacaklara Attila İlhan'dan gelsin: ''Ayrılık da sevdaya dahildir''
Paris Roubaix mekanik olarak en iyi hazırlanılan yarıştır.Yol bisikleti firmaları dayanıklılığını öne çıkarmak istedikleri ürünün adına '' Paris Roubaix'' ibaresini yapıştıraverir.Specialized Roubaix gibi.Yaşasın kapitalizm!
Aşırı titreşime bağlı ''hilti'' efektinden George Hincapie'nin kırılan gidonu
Bu yarışa özel endurance kadro bisikletler, daha geniş 28 hatta 30 mm lastikler bu yarışın olağan menüsünde.Tüm bunları konu ilerledikçe konuşuruz.
Paris Roubaix'de şans yanınızda değilse ne kadar güçlü,ne kadar dayanıklı, ne kadar zeki,ne kadar formda olduğunuzun bir önemi de kalmaz.Bu kadar faktör işin içine girdiğinde Paris Roubaix'yi tahmin etmek daha da zorlaşıyor.
Bu yarışı 100 defa kazansanız da 101.sefer kazanamanızın bir garantisi yok.Konu Roubaix olunca o kişinin ismi Fabian Canellara ,Tom Boonen bile olsa mutlak bir hükümdarlıktan söz edemezsiniz.Burası demokratik bir şekilde yönetiliyor.Pavelere gelindiğinde herkesin bir söz hakkı var.
Herkesin bir söz hakkı var dediysek bisikletçi olarak belli özelliklere, belli fiziksel özelliklere, belli bir tipolojiye sahip olmanız gerekiyor.Dayanıklı,güçlü,zeki olmaktan bahsetmiyorum, onlar biraz da şans ile birlikte zaten olmak zorunda.Bisiklet hakimiyeti iyi olmayanın zaten şansı yok.
Paris Roubaix'de Ronde'ye nazaran biraz daha kalça kuvveti ,kalçaların daha dolu olması gerekiyor.Biraz daha motor yani,daha iyi zamana karşı özelliklerinizin olması gerekiyor.Yoksa uzun süreli atak yapmanız ,uzun kilometreler boyunca yüksek watt basmanız mümkün olmaz.
Kilonuz Paris Roubaix için çok önemlidir.Takribi 75 kg civarı bir kiloda olmanız çok önemlidir.Zayıf olan genel klasmancıların ve yokuşçuların burada işi yok.Bu yarışta önemli olan W/Kg değil, üretilen toplam ''watt''tır.Bildiğiniz gibi üretilen Watt için de kilonuz çok önemli.
Bu yarışı kim kazanırsa kazansın ,isterse kazanan isim sürpriz dahi olsun.Bu yarışı belli bir fizikteki kişiler kazanabilir.Geçtiğimiz yıllarda Mathew Hayman'in kazanması sürpriz bir isim olsa da fiziksel olarak sürpriz değildi.
Hazır konuşmuş iken geçtiğimiz yılların şampiyonlarına bakalım:
2018: Peter Sagan (SVK) Bora-Hansgrohe
2017: Greg Van Avermaet (BEL) BMC Racing
2016: Matt Hayman, (AUS) Mitchelton-Scott
2015: John Degenkolb (GER), Giant-Alpecin
2014: Niki Terpstra (NED), Etixx-QuickStep
2013: Fabian Cancellara (SUI), RadioShack
2012: Tom Boonen (BEL), Omega Pharma-QuickStep
2011: Johann Vansummeren (BEL), Garmin-Cervelo
2010: Fabian Cancellara (SUI), Saxo Bank
2009: Tom Boonen (BEL), Quickstep
2008: Tom Boonen (BEL), Quickstep
Bu seneki taşlı Flaman Klasiklerini kazanananları favorilere yazabiliriz.Bu seneki kazananlardan sadeceZdenek Stybar(Omloop ve E3) ve Alexandre Kristoff(Gent Wevelgem) katılacak.
***** Zdenek Stybar, Greg Van Avermaet, Wout Van Aert
**** Peter Sagan, Sep Vanmarcke,Dylan van Baarle
*** Alexander Kristoff, Philippe Gilbert,
** Oliver Naesen, John Degenkolb, Magnus Cort
* Jasper Stuyven, Taylor Phinney, Matteo Trentin
Geçtiğimiz sene yani Peter Sagan'ın kazandığı seneyi bir hatırlayalım.
Hiç bisiklet yarışı izlemediyseniz bu yarışı mutlaka izlemelisiniz.
Saygılar
Başlığı görünce ''Yüzüklerin Efendisi'' ne öyküneceğimi düşünmeyin.Zira bu yarış kendi öyküsünü üzerinde taşıyan ve öyküsünü, destanını kendi yaratan özel bir yarış.
Öyle ki ''The Queen of the Classics''(Klasiklerin kraliçesi), L'Enfer du Nord yani Hell of the North (Kuzeyin Cehennemi) gibi lakapları ile de görkemli olan bir yarış. Klasiklerin kraliçesi denmesinin nedeni prestijinden ve Fransızların lobi gücünden kaynaklanıyor.Bildiğiniz gibi Paris Roubaix, 5 monument klasiğin üçüncüsü.Kuzeyin Cehennemi denmesinin sebebi ise tahmin edilenin aksine zorluğundan değil;yarışın geçtiği toprakların dünya savaşları sırasında harap olmasından kaynaklanıyor.Zaten zorluğu dillere destan,tek günlük olmasına rağmen zorluk açısından neredeyse üç büyük turdan birine eşit.
Yarışın tarihi ile ilgili kısacık bilgi vermekten zarar gelmez.İki girişimci, 1895 'te açtıkları veledroma dikkat çekmek için -o zaman bisiklet yarışları çok moda imiş- veledromda bitecek bir bisiklet yarışı düzenlemeye karar verirler.Destan böylelikle 1896'da başlar ve sadece dünya savaşları sırasında kesintiye uğrar.
Yarışın yapılacağı Kuzey Fransa'nın kültürel olarak biraz Fransa'nın dışarısında bırakılması,komşu Belçika'nın kültürünün etkisi,Dünya savaşlarının ağır travmatik etkisi yarışa değişik anlamlar katar.Bu yarış Kuzey Fransa'nın kültürünü,tarihini içinde barındırıyor.Anlayacağınız sadece bir bisiklet yarışından ibaret değil.
Ancak Ronde van Vlaanderen'in Flamanlar üzerinde bıraktığı ''milli kimlik'' etkisini Paris Roubaix,Fransızlar üzerinde pek de bırakmaz.Çünkü Fransızların asıl milli yarışı ''Tour de France'' dır.Yarışı izlerken en çok Flaman bayraklarını göreceğiz,buradan Fransızlar bu yarışa ilgi göstermiyor ,sevmiyor anlamı çıkmasın.Tam tersine Fransızlar da inanılmaz boyutta bu yarışı çok seviyor.Sanki Flamanların sevmediği bisiklet yarışı mı var?
Her yer Flaman Bayrağı
Taşların geçilmesi bir çeşit dini gönderi olarak da gösteriliyor.Bir çeşit acı çekme yolculuğu.Eski şampiyonlardan Henri Pelissier, ödülünü alırken 'Bu bir yarış değil,bir ibadet'' ifadesini kullanmıştır.
Biraz da yarıştan ve yarışın karakteristik özelliklerinden bahsedelim.
Yarış,sanıldığının aksine Paris'ten değil Paris'in kuzeydoğusundaki Compiegne Kasabası'ndan başlayıp Belçika yakınlarındaki Roubaix Kasabasındaki veledromda sona eriyor.Yarışçılar , en zorlu klasiği bitirdikten sonra veledromdaki tarihi duşlara gelir ve ritüelin ve geleneğin bir parçası olarak bu duşlarda yıkanır.Bu duşlarda şampiyonların adları plakalara yazılıdır.Bu duş geleneği bile Paris Roubaix'nin yarış takviminin en geleneksel yarışlarından biri olduğunu gösterir mahiyette.İsviçreli bir gazeteci yarışçıların duşa ulaşma isteğini kemik hayal eden bir köpeğe benzetir.
Veledromdaki tarihi duşlar
Yarışımız toz toprak,yağmur yağarsa çamur içinde son derece düz bir profilde parke taşlarla(pave) döşeli yollarda geçecek.Yarışçılar gün boyunca ruhlarını teslim ettikleri o pavelerden birini podyumda havaya kaldırmak için deli gibi mücadele edecekler.Kazanana verilen taş parçası en ironik ödüllerden biri olsa gerek değil mi?
Mathew Hayman ve değerli ödülü:Bir taş
Bu yarışla taşlı klasiklere elveda diyoruz.Bildiğiniz gibi daha önce E3'te Gent Wevelgem'de Flamanlar'ın en güzeli Ronde van Vlaanderen'de yani Flandre'de parke taşlarla döşeli yollardan geçmiştik.Peki Paris Roubaix'nin farkı ne?Flandre'de kısa, sert eğimli birçoğu pave taşlarla döşeli ''Berg'' dediğimiz yokuşlar bulunurken ,Paris Roubaix'de düz profilde parke taşlı(pave) bıktırıcı uzunlukta,yarışçıların iç organların yerini değiştirecek sektörler var.Paris Roubaix'de taşların arası Ronde'ye göre daha açık,daha düzensizsizdir.P-R pavelerinin köşeleri daha sivridir,daha büyüktür.Roubaix'de traktörler,Ronde'de otomobiller kullanır.
Farkı daha iyi anlamak adına eski bisikletçi Chris Horner'a kulak verelim:'' Flanders ile Paris Roubaix arasında bir uçurum var.Flanders'ta yollar hergün otomobiller tarafından kullanılıyor,korunuyor,vesaire.Diğeri....... tamamen bambaşka.Onu en iyi şöyle tanımlayabilirim:Toprak bir yol bulmuşlar,üzerinden helikopterle uçup koca koca taşları serpiştirmişler.Paris Roubaix işte bu.O derece kötü.Rezalet.
Gerçekten çok şeker?
Pave taş deyip geçmeyin. Pave taşların korunması tamir edilmesi,yenilenmesi için dernek dahi var.Adı ''Les Amis de Paris Roubaix'' (Paris Roubaix Dostları).Bir nevi tapınak şövalyeleri.
Les Amis de Paris Roubaix üyeleri ibadet ederken
Bu yarışın bisikletçiler için ne anlamlar ifade ettiğine biraz daha bakalım:
Eski yarışçı Theo de Rooij ,müthiş bir yarış çıkarırken düşüp şansını kaybettikten sonra çamurlar içindeyken mikrofonlara bakın neler söylemiş:''Bu yarış tam bir saçmalık! Hayvanlar gibi çalışıyorsunuz,işemeye bile zamanınız yok,üzerinize işiyorsunuz. Bu çamurda sürüyorsunuz,sonra kayıp.... kocaman bir bok yığını'' Hemen ardından gelecek yılda yarışmayı düşünüp düşünmediği sorulduğunda ise:'' Tabi ki! Bu dünyadaki en güzel yarış!''
Theo de Rooij demecini verirken 1985
Ünlü klasikçi Philippe Gilbert;Paris Roubaix yarışını uzun yıllar arkasından koşulan bir kadına benzetiyor.''Size bedeller ödetir, fedakarlıklar yaptırır.Yarış zamanı gelir, sizi yarı yolda bırakır ama seneye o zorlu 250 km yi tekrar pedallmaya yemin edersiniz;belki de zafere koşarsınız.İşte o zaman yarışın size çektirdiği acıların hepsini unutur ,çamurlu suratlarda sadece ona sahip olmanın tutkusunu görürsünüz''.
Geçen sene Sagan'ın yarışı bitirmesinden tam 1 saat sonra zaman sınırının dışında bisikletçi Evaldas Siskevicius gelmişti.Organizatörler Roubaix Veledromunun kapısını açarak Sporcunun finiş çizgisinden geçmesini sağlayarak ''mutluluğa açılan kapıyı'' açmış oldular:Tek kelimeyle müthiş
Bu bile Paris Roubaix'i bitirmenin ne kadar değerli olduğunu gösterir
Siskevicius:“I never give up either on the bike or on other things in life, and I didn’t want to give up out of respect for the race, Paris-Roubaix is a Monument that you must honour,”
Bisiklet üzerinde veya diğer şeylerde hayatımda asla vazgeçtiğim olmadı ve yarışa saygısızlık etmek istemedim, Rube onurlandırılması gereken anıtsal bir yarış.
Bu yarışta kazanan yok, yarışı bitirebilenler var.Sonuncu olsanız dahi bildiğiniz şey veledromda sizi alkışların beklediği.Çünkü burası Paris Roubaix,zafer sahibi kadar bitirenin de alkışlanıp onurlandığı tek yer!
Gelelim biraz da rotaya
Yarışımız bir monumente yakışır şekilde 257 km ile oldukça uzun.Yarışın ilk 100 kilometresi nispeten rutin; son 150 kilometresi daha önemli.Çünkü pave sektörler ile gerçek yarış başlıyor.İlk 100 küsur kilometrede amaç bacaklara kilometre yüklemek .Buralarda asıl işi uzun yol kaptanları görecek.Kaçanları kovalamak,kaçanları kontrol etmek,yarışın temposunu ayarlamak,orkestraya yön vermek Tim Decqlerq ,İljo Keisse gibi yol kaptanlarının ,uzun yol domestiklerinin görevi.
Yarışın ikinci bölümü yani şenlikli bölümü ilk pave sektör olan Troisvilles sektörü ile başlayacak.Troisvilles'e '' Cehennemin kapıları'' dendiğini de hatırlatayım.
Yarışta toplam 29 sektör 54,5 km olarak geçilecek.Bu sektörlere en zoru 5 olmak üzere 1'den 5'e kadar yıldız veriliyor.Bu sektörler 29 dan geriye doğru sıralanacak.
29 | 93.5 | Troisvilles to Inchy | 2.2 |
28 | 100 | Briastre | 3 |
27 | 109 | Saint-Python | 1.5 |
26 | 111.5 | Quiévy | 3.7 |
25 | 119 | Saint-Vaast | 1.5 |
24 | 130 | Verchain-Maugré | 1.2 |
23 | 134.5 | Quérénaing | 1.6 |
22 | 137.5 | Quérénaing to Maing | 2.5 |
21 | 140.5 | Maing to Monchaux-sur-Écaillon | 1.6 |
20 | 153.5 | Haveluy to Wallers | 2.5 |
19 | 161.5 | Trouée d'Arenberg | 2.4 |
18 | 168 | Wallers to Hélesmes | 1.6 |
17 | 174.5 | Hornaing to Wandignies | 3.7 |
16 | 182 | Warlaing to Brillon | 2.4 |
15 | 185.5 | Tilloy to Sars-et-Rosières | 2.4 |
14 | 192 | Beuvry-la-Forêt to Orchies | 1.4 |
13 | 197 | Orchies | 1.7 |
12 | 203 | Auchy-lez-Orchies to Bersée | 2.7 |
11 | 208.5 | Mons-en-Pévèle | 3 |
10 | 214.5 | Mérignies to Avelin | 0.7 |
9 | 218 | Pont-Thibaut to Ennevelin | 1.4 |
8 | 224 | Templeuve (Moulin-de-Vertain) | 0.5 |
7 | 230.5 | Cysoing to Bourghelles | 1.3 |
6 | 233 | Bourghelles to Wannehain | 1.1 |
5 | 237.5 | Camphin-en-Pévèle | 1.8 |
4 | 240 | Carrefour de l’Arbre | 2.1 |
3 | 242.5 | Gruson | 1.1 |
2 | 249 | Willems to Hem | 1.4 |
1 | 256 | Roubaix (Espace Crupelandt) |
Yarışa destansı karekterini katan hep bu pave sektörler.Tutku,arzu,öfke ,hayal kırıklığı hep bu pave taşların üzerine kazılı.Yarışın ikinci bölümü pave sektörlerle acı şölenine dönüşecek.Bu pave sektörler benim diyen bisikletçiyi taşlara gömecek,geriye güçlüler ve dayanıklılar kalacak.
Bu pave sektörlerden üç tanesi çok meşhurdur.Bunlar:
-Trouée d'Arenberg
-Mons-en-Pévèle
-Carrefour de l’Arbre
Efsanevi Aranberg Ormanları
Trouee d'Aranberg yani en ikonik en ünlü sektör ile başlayalım hani şakasını yaptığımız.Aranberg Ormanları ile ilgili meşhur aforizmamızı da söyleyelim:''Aranberg kimin kazanacağını belirlemez, ama kimin kaybedeceğini belirler''.
Aranberg nefret ve aşkın bir arada bulunduğu yerdir.Bir çeşit turnusol kağıdı olarak da düşünülebilir.Pozisyon almanın en önemli olduğu yerdir.Bundan dolayı özellikle buranın girişinde bisikletçiler inanılmaz bir yer kapma, pozisyon alma savaşına girecek ve dolayısıyla tempo çok yükselecek.
Yarışı izleyecek vaktiniz kısıtlı ise en azından Aranberg sektöründen itibaren izlemeye çalışın.
Mons-en-Pévèle ve Carrefour de l’Arbre ise yarışı kazandıracak atakların yapılacağı yerler olabilir.Carrefour de l’Arbre'de kazanan belli olabilir.Tabuta çakılan son çiviyi görebiliriz.
Mons en Pevele demişken Spartacusün düşüşünü ve Sagan'ın üzerinden atlayışını da hatırlayalım.Sagan müthiş bir hamle ile Spartacüsün bisikletinin üzerinden atlamıştı.Ne bisiklet hakimiyeti ama
Geçen seneki yarışta vefat eden Michael Goolaerts'in adı 2.geçilecek sektör olan Pave de Viesly Briastre'ye verildi ve adına bir anıt dikildi.
Bu pave sektörler birbirlerine tarlaları, terkedilmiş madenleri, köy ve kasabaları birbirine bağlayan daracık yollar ile bağlanacak.Bildiğiniz gibi Paris Roubaix açık alanda yapılan bir yarış.Aranberg ormanları ,Carrefour de L'Arbre ve bazı bağlantı yolları hariç ağaçlı yol yok neredeyse.Rüzgarın varlığı ve yönü de yarışı ilginç hale getirebilir.Yağmur duasının yanında rüzgar duasını da unutmayın.Zaten yağmurlu bir Paris Roubaix izleyemenin hayal kırıklığı içinde yıllarımız geçiyor.
Yağmurun yağabilme ihtimalini sevdik? Yerler yaş olsa bile yeter
Bu taşlı sektörler çok canlar yakacak,taşlar mı pelotonun altında inleyecek peloton mu taşlar altında inleyecek hep beraber göreceğiz.Kazalar ,teknik arızalar, lastik patlatmalar çok sık yaşanacak.Bunların zamanlaması kaybetme ve kazanma arasındaki farkı oluşturabilir.Bu sorunları yaşayacaklara Attila İlhan'dan gelsin: ''Ayrılık da sevdaya dahildir''
Paris Roubaix mekanik olarak en iyi hazırlanılan yarıştır.Yol bisikleti firmaları dayanıklılığını öne çıkarmak istedikleri ürünün adına '' Paris Roubaix'' ibaresini yapıştıraverir.Specialized Roubaix gibi.Yaşasın kapitalizm!
Aşırı titreşime bağlı ''hilti'' efektinden George Hincapie'nin kırılan gidonu
Bu yarışa özel endurance kadro bisikletler, daha geniş 28 hatta 30 mm lastikler bu yarışın olağan menüsünde.Tüm bunları konu ilerledikçe konuşuruz.
Paris Roubaix'de şans yanınızda değilse ne kadar güçlü,ne kadar dayanıklı, ne kadar zeki,ne kadar formda olduğunuzun bir önemi de kalmaz.Bu kadar faktör işin içine girdiğinde Paris Roubaix'yi tahmin etmek daha da zorlaşıyor.
Bu yarışı 100 defa kazansanız da 101.sefer kazanamanızın bir garantisi yok.Konu Roubaix olunca o kişinin ismi Fabian Canellara ,Tom Boonen bile olsa mutlak bir hükümdarlıktan söz edemezsiniz.Burası demokratik bir şekilde yönetiliyor.Pavelere gelindiğinde herkesin bir söz hakkı var.
Herkesin bir söz hakkı var dediysek bisikletçi olarak belli özelliklere, belli fiziksel özelliklere, belli bir tipolojiye sahip olmanız gerekiyor.Dayanıklı,güçlü,zeki olmaktan bahsetmiyorum, onlar biraz da şans ile birlikte zaten olmak zorunda.Bisiklet hakimiyeti iyi olmayanın zaten şansı yok.
Paris Roubaix'de Ronde'ye nazaran biraz daha kalça kuvveti ,kalçaların daha dolu olması gerekiyor.Biraz daha motor yani,daha iyi zamana karşı özelliklerinizin olması gerekiyor.Yoksa uzun süreli atak yapmanız ,uzun kilometreler boyunca yüksek watt basmanız mümkün olmaz.
Kilonuz Paris Roubaix için çok önemlidir.Takribi 75 kg civarı bir kiloda olmanız çok önemlidir.Zayıf olan genel klasmancıların ve yokuşçuların burada işi yok.Bu yarışta önemli olan W/Kg değil, üretilen toplam ''watt''tır.Bildiğiniz gibi üretilen Watt için de kilonuz çok önemli.
Bu yarışı kim kazanırsa kazansın ,isterse kazanan isim sürpriz dahi olsun.Bu yarışı belli bir fizikteki kişiler kazanabilir.Geçtiğimiz yıllarda Mathew Hayman'in kazanması sürpriz bir isim olsa da fiziksel olarak sürpriz değildi.
Hazır konuşmuş iken geçtiğimiz yılların şampiyonlarına bakalım:
2018: Peter Sagan (SVK) Bora-Hansgrohe
2017: Greg Van Avermaet (BEL) BMC Racing
2016: Matt Hayman, (AUS) Mitchelton-Scott
2015: John Degenkolb (GER), Giant-Alpecin
2014: Niki Terpstra (NED), Etixx-QuickStep
2013: Fabian Cancellara (SUI), RadioShack
2012: Tom Boonen (BEL), Omega Pharma-QuickStep
2011: Johann Vansummeren (BEL), Garmin-Cervelo
2010: Fabian Cancellara (SUI), Saxo Bank
2009: Tom Boonen (BEL), Quickstep
2008: Tom Boonen (BEL), Quickstep
Bu seneki taşlı Flaman Klasiklerini kazanananları favorilere yazabiliriz.Bu seneki kazananlardan sadeceZdenek Stybar(Omloop ve E3) ve Alexandre Kristoff(Gent Wevelgem) katılacak.
***** Zdenek Stybar, Greg Van Avermaet, Wout Van Aert
**** Peter Sagan, Sep Vanmarcke,Dylan van Baarle
*** Alexander Kristoff, Philippe Gilbert,
** Oliver Naesen, John Degenkolb, Magnus Cort
* Jasper Stuyven, Taylor Phinney, Matteo Trentin
Geçtiğimiz sene yani Peter Sagan'ın kazandığı seneyi bir hatırlayalım.
Hiç bisiklet yarışı izlemediyseniz bu yarışı mutlaka izlemelisiniz.
Saygılar