08 Ağustos 2022'nin güzel bir Pazartesi sabahına üçüncü güne uyandık. Hemen çadırımızı toplayarak yemeğimizi yedik ve eşyalarımızı bisikletlere yükleyerek yola koyulduk. Bu günkü rotamız ise Boztepe, Beldibi, Dedeler, Madenler ve Turnalık Yaylasıydı.
Yaylanın ana yolunda çalışma olduğu için yol kapalıydı ve alternatif bir yoldan ulaşım sağlanıyordu. Bizde bu yolu kullanarak 2 km civarında % 6.7 tırmandık ve daha sonra inişe geçtik. Isınmadan toprak yolda birden tırmanışa geçmek gerçekten zor oluyor. Böyle başlangıçlarda çok yavaş hareket edin. Kendinizi enerjiniz var diye yormayın. Nabzınızı kontrol edin.
Yaklaşık 8 km kadar yol kat ettikten sonra asfalt yola bağlanıyoruz. 12 km boyunca %8 ortalama eğimle müthiş iniş gerçekleştiriyoruz. Altımızda mtb, kalın lastik ve disc fren olunca güven veriyor. İniş hızlarımız yüklerle 60 km'lere dayanıyordu. Siz sakın denemeyin. Çünkü 50 km hızdan sonra bisiklet kontrolünüzü kaybedersiniz. Siyeceksiniz ki sen gidiyorsun. Haklısınız ama ben tüm yolları ezbere biliyorum ve yılların vermiş olduğu bir deneyim var.
Nihayetinde kazasız belasız Beldibi'ne varıyoruz. Burada yol üstünde yer alan bakkaldan sade soda alarak mineral kaybımızı gideriyoruz. Dedeler Mahallesine kadar yol üzerinde 2 bakkal daha var. İhtiyaçlarınızı buralardan karşılayabilirsiniz. Bu noktalardan sonra hiç alışveriş yeri yok. Daha ileriye Dokurcuna giderek büyük marketlerden alışveriş yapabilirsiniz.
Beldibi'nden yaklaşık olarak 8 km kadar pedal çevirdikten sonra Dedeler-Turnalık-Çiğdem Yaylası yol ayrımına geliyoruz. Bu noktadan başlayarak yaylalara kadar yönlendirme tabelaları mevcut. Gece karanlığa kalmayın yeter. Çünkü Madenler mahallesinden sonra 8 km kadar ıssız ormanda bisiklet sürüyorsunuz.
Yolculuk boyunca su sıkıntısı hiç yok. Turnalık Yaylasında hiç elektrik yok. Telefon şebekesi de bazı noktalar hariç hiç çekmiyor. Telefonun çekmesi için Çiğdem Yaylası istikametine gitmeniz ve bazı noktalarda şebeke gelmesi için 1 dakika kadar beklemeni gerekiyor.
Dedeler-Madenler Mahallesi arasındaki yol yeni asfalt ama asfalt ağladı bizi de ağlattı desem yeridir. Bu yokuşları buraya kim koydu bilmiyoruz ama bizi mahvetti dersem yeridir. Ben bisikletçiyim diyen insanların bile çok zorlanacağı bir parkur burası. Kartepe etabından bile zor. İlk 8 km.de %11 ortalama eğim ile çıkıyorsunuz ve bazı yerlerdeki eğimler %20-25 arası değişiyordu.
Birde yol güzel lakin ama hiç gölgelik yer yok. 8 km boyunca güneşin altında bu yokuşu çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Size tavsiyem çok erken ve serin havalarda çıkın. Asfat yol bitip ormanla kaplı toprak yol başlıyor. Orman yolu güzel ve bolca gölgelik var. Diyeceksiniz ki artık rahatladık.
Karşınıza her şey çıkabilir. Biz bu sorunu aşmak için yanımızda düdük getirdik. Öttüre öttüre ses çıkartarak yolumuza devam ettik. Tüm yolculuğumuz boyunca 2-3 otomobil dışında hiçbir geçmedi.
Madenler mahallesinden bir çok nokta harika görünüyor. Zirvelerden etrafı kuş bakışı izliyorsunuz. Yine bu noktalardan bir tanesinde yolun sol tarafında bir hayır çeşmesi gördük ve hemen mola verdik. Kim yaptırdıysa Allah razı olsun. Burada hem soluklandık hemde bir şeyler atıştırdık.
Yokuşlar için bence rehavete kapılmayın çünkü baba yokuşların kralları burada var ve üstelikte tozlu toprak yoldan oluşuyor. Biz bu yollarda 2 km kadar yürümek zorunda kaldık. İçimizden dedik ki bitmeyecek bu yokuşlar galiba. Son 5 km kala eğimler düşünce bizde biraz nefes aldık ve nihayetinde yaylaya ulaştık.
urnalık yaylası diğer yaylaların aksine sessizliğe bürünmüştü. Elektrik olmaması yaylayı yayla yapmış. Gece yıldızları yaylalardan seyretmek çok güzel oluyor. Yaylada kendimize uygun bir yer bularak çadırımızı kuruyoruz ve yaylayı geziyoruz. Yemeklerimizi pişirip yedikten sonra yatıp uyuyoruz. Yukarılarda yazmayı unutmuşum. Yıkanma olayını çeşmelerden tasla doldur boşalt veya hortum varsa hortumla yapıyoruz. Sıcak su hayal etmeyin)))) Göller tehlikeli olduğundan girmiyoruz. Eşyalarımızı da yine bu çeşmelerde yıkıyoruz.
Günün sonunda 1800m irtifa toplayıp 1700m de iniş gerçekleştirerek toplamda 45 km yol kat ettik. Yolun 17 km'si toprak, 28 km'si asfalt yoldu.
09 Ağustos 2022'nin güzel bir Salı sabahına dördüncü ve son güne uyandık. Hemen çadırımızı toplayarak yemeğimizi yedik ve eşyalarımızı bisikletlere yükleyerek yola koyulduk. Bu günkü rotamız ise Çiğdem, Beşoluk, Dikmen Yaylaları ile Karadere, Çakallık, Hendek ve Adapazarı'ydı.
İlk rotamız 1.5 km mesafede yer alan Çiğdem Yaylasıydı. Kısa sürede yaylaya varıyoruz. Çiğdem Yaylası adeta yayla havasından ziyade bir mahalleyi andırıyordu. Burada elektrik var. Oldukça büyük olmasından dolayı her yıl yayla şenlikleri yapılıyor. Hayvancılığı da unutmamak lazım. Hatta inekleri her yıl süsleyerek yürütülen bir şenlik bile var.
Burada biraz mola vererek telefonda çektiği için arayan soran var mı diye kontrol ediyoruz ve sevdiklerimize haber veriyoruz. İletişim önemli. 30 dakika kadar molanın ardından Beşoluk Yaylası üzerinden Dikmen Yaylasına doğru yola koyuluyoruz. Ben daha önce Çiğdem Yaylasından Beşoluk Yaylasına buradan da Dikmen Yaylasına hiç gitmemiştim
elefonlar bazı noktalarda çekmiyor. Bu yüzden yayla halkından yardım aldık. Yolumuzu öyle bulduk. Genel Çiğdem'e kadar olan yol güzel. Ancak Çiğdem-Beşoluk arası yol biraz bozuk, Beşoluk-Dikmen arası ise çok daha bozuk. Pek kullanılan bir yol değil. Ancak bisiklet gider dersem yeridir. Birde çok ıssız sık orman dokusuyla kaplı, yaşam belirtisi yok.
Ayımı dayımı her şey çıkabilir. Sürekli düdük çalarak yola devem ettik. Aldığımız yol tariflerini takip ederek yolumuzu bulduk ve nihayetinde Dikmen Yaylasına tırmandık. Beşoluk Yaylasında bir abimiz bizi evine davet etti, çay ikram etti, hoş sohbetler ettik. Bize yolları da bu abimiz tarif etti. Kışın buralarda 6 mt kar oluyor dedi. Bu abimize yardım ve ikramlarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.
Dikmen Yaylasına varıyoruz. Her yer sisle kaplı, göz gözü görmüyor dersek yeridir. 4 gündür burada siz varmış, açılsın diye bayağı bekledik. Bu bekleme sırasında yemek yapıp karnımızı doyurduk. Daha sonra yaylayı gezdik. Sakarya'mızın en yüksek zirvesi burasıdır. Bu yaylada elektrik var. Telefon ve internet çekiyor. Yaylada cami ve mescit var. Yalnız camin tuvaletleri kapalı, kullanılmıyor.
Yaylanın son 3 km'si çok sert bir yokuş ve %11 ortalama eğimden toprak yoldan oluşuyor. Unutmadan söyleyeyim. Tüm yaylalarda çöp bidonları yok. Çok takdir ettiğim bir konu. Kısacası çöpünü nasıl getirdiysen öyle geri götür diyorlar. Biz 2-3 defa çöplerimizi çöpe atabilmek için 5 ile 8 km arasında bisikletlerimizde taşımak zorunda kaldık. Ben şikayetçi değilim. Yaylalarımız temiz olmalı.
Yemeğinde ardından dönüş yoluna geçiyoruz. O kadar çıktık artık inmek bizim hakkımız değil mi. Yolun 4.5 km si toprak yoldan iniyoruz. Temkinli iniyoruz. Yokuş sert ve taşlı toprak yoldan oluşuyor. Toprak yoldan sonra asfalt yola bağlanıyoruz.
Beklediğimiz an buydu. 1700 mt lerden 30 mt lere inmek kadar zevkli bir şey olamaz. Uçuyoruz, kanatlanıyoruz, tutmayın bizi))). O kadar çok indik ki yol hiç bitmeyecek sandık. Yol kalitesi de çok iyi olunda tadından yenmiyor.
Şansımıza mıdır bilmiyorum ama yollara bizden 1 saat önce adeta sel gibi yağmur yağmış. Tüm tur boyunca hiçbir yağmura denk gelmedik. Serin pöfür pöfür indik. Yalnız çok nem vardı. Yol boyunca o kadar çok böğürtlen vardı ki, kişi başı yarım kilo yedik desek ayıp olmaz. Toplamaya mı gitsek acaba)))
Nihayetinde ana yola Hendek-Adapazarı yoluna bağlanıyoruz. Bu yolda tempomuzu düşürerek rahat bir sürüşle evin yolunu tutuyoruz.
Günün sonunda 1400m irtifa toplayıp 2800m de iniş gerçekleştirerek toplamda 86 km yol kat ettik. Yolun 21 km'si toprak, 65 km'si asfalt yoldu.
Tüm turu değerlendirdiğimizde 3 gece 4 gün sürdü. Tüm konaklamaları çadır ile yaptık. Yemeklerimi kendimiz yaptık, dışarıdan yemedik. 11 yayla, 6 göl gördük. Toplamda 245 km pedal çevirdik. Kişi başı günlük ortalama 50 TL. harcadık. Herhangi bir aksilik veya patlak yaşamadık.
Uzun zamandır planladığımız ama bir türlü nasip olmayan Akyazı, Kuzuluk, Dokurcun, Karamurat Gölü, Taşkesti, Abant Gölü, Mudurnu, Sünnet Gölü, Çubuk Gölü, Göynük, Taraklı, Geyve ve Adapazarı turumuzu nihayet bu hafta sonu kazasız belasız bir şekilde İsmail arkadaşımla birlikte tamamladık. Haritadan da anlaşılacağı üzere oldukça zorlayıcı bir parkur oldu. Ama her karesine değdi. Uzun uzun yazmak isterdim ama şu anda dinleniyorum. Sizi görsellerle başbaşa bırakılorum.