Ali selamlar,
öncelikle şunu söyleyeyim, konunun ilk sayfasından sonrasını çok detaylı okumadım. Ancak bir noktada senden ayrılacağım, ilk yazında "teknik liselilerin düz liselilerden üstün olması gerektiğini" savunmuşsun. Burada hatan var ve bu hatayı yaptıkları için de zaten bugün buradayız. Herhangi birisi, herhangi birinden üstün olmamalı eğer ki değerlendirme kişisel tercihlere kalmışsa. Ama diğer taraftan bir fen lisesi, anadolu lisesi mezunu ile herhangi bir lise mezununun da aynı kefeye konmaması gerektiğine de inanıyorum çünkü okulların zorluk dereceleri aynı değil...
Tekrar söylüyorum, meslek liseleri veya teknik liselerin önü kapanmamalı, bu ayrı bir durum. Ancak ben ortaokulu bitirdiğimde çok iyi notlarım olmasına rağmen (teknik lise-elektronik bölümüne direk başlamama yetecek kadar iyi) son 2 senenim haftasonlarını da ders çalışarak geçirdim ve anadolu liseleri sınavına girdim, Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi'ni kazandım, oradan da mezun oldum. Aynı ortaokuldan mezun olduğum bir çok arkadaşım o haftasonlarında keyif yaparak geçirdiler çünkü benim 2 hedefim vardı aynı anda, hem iyi ortalama, hem de lise sınavını kazanmak. Çoğu arkadaşım benimle benzer ortalama ile mezun olup, o ortalama ile de İnönü Endüstri Meslek ve Teknik Meslek Lisesi'ne girdiler.
Lise başladı, ben okulumun verdiği aşırı ağır eğitim ile yine haftasonlarımı eve kapalı geçirirken karşıma ÖSS geldi, yapmam gereken tek şey yine ÖSS sınavına hazırlanmaktı, yine son 2 senemi haftasonlarımı ve yazlarımın son yarısını unutarak geçirdim, deli gibi ders çalıştım çünkü üniversiteyi kazanmaktan başka şansım yoktu, çünkü elimde mesleğim yoktu. Diğer arkadaşlarım ise "kazanırsam giderim" modunda üniversite sınavına hazırlandılar, hoş, katsayı yüzünden zaten şansları da yoktu ama diğer taraftan niyetleri de yoktu zaten.
Tekrar tekrar söylüyorum yanlış anlaşılmamak için, meslek liselerinin, teknik liselerin önünün bu şekilde bir uçurumla kapatılması doğru değil! Ama işin özü aslında katsayı varmış, yokmuş değil. Eğer ki hedefin akademik eğitim ise teknik lise, meslek lisesi, imamhatip lisesi gibi bir senin ihtiyaçlarını karşılamaz. Çünkü onlar seni "mesleğe" hazırlıyorlar, akademik eğitime değil. Sen zannediyor musun ki üniversitede hocalarının çok umrunda olacak senin kondansatörü tanıman veya lehim yapmayı biliyor olman. Onlar zaten sana onları öğretmek için oradalar, önceden bilip biliyor olmaman değil mesele, mesele olan senin kariyerindeki hedeflerin.
Bak bir örnek veriyim, 1,5 yıldır Almanya'dayım buradaki eğitim sistemini az çok tanıdım.
Burada ortaokulun ardından lise için 3 seçeneğin var;
Hauptschule (genel okul diyelim)
Realschule (bizim zamanımızın süper liseleri gibi)
Gymnasium (bizim Anadolu liselerimiz veya Fen liselerinin sosyal bölüm de içereni, yani en zor olan okullar)
Bu okullardan eğer Hauptschule mezunu isen, ardından direk olarak meslekyüksek okullarında mesleki eğitimine başlayabiliyorsun, zaten Hauptschule sana meslek eğitimi ağırlıklı lise eğitimini veriyor, sana staj imkanı sağlayıp meslek öğrenmeni hedefliyorlar. Çoğunlukla bir değil, iki meslek öğreniyorsun (birinde uzmanlık alanı seçip, diğerinden de dersler alıyorsun, mesela elektirik ağırlıklı, yan meslek mekanik gibi). Ancak bu okullardan sonra üniversite şansın yok, meslek yüksekokulu okuyup, eğer istersen biraz daha ilerleyip daha üst bir diploma alabilirsin (Ustalık belgesi mi denir adına bilmiyorum). Buraya genelde düşük ortalaması olanlar yöneliyorlar.
Realschule'ye geldiğinde lise eğitiminin yanı sıra seçtiğin bi dalda mesleki dersler de alıyorsun ancak teoriye yönelik, uygulama çok ön planda değil. Realschule'yi (toplam eğitim hayatın olarak) 11 senede bitirme şansın var, bunun ardından bizim ÖSS gibi Abitur denen bir programı tamamlıyorsun, yaklaşık 1 semestr sürüyor bu program ve sonucunda aldığın not ile "Fachhochschule" denen (meslekyüksek okulu olacak çeviriliyor ancak tam karşılığı o değil bizde) yüksek öğretim kurumlarına başvuruyorsun. Bu okullar üniversite şeklinde çalışıyorlar ancak tek farkları daha pratiğe yönelik olmaları. Bu okullarda en çok master yapabiliyorsun, doktora veya ilerisi için şansın yok (akademik kariyer için ünviersite okuman gerekiyor). Eğer Realschule'yi 1 yıl daha okuyup ardından Abitur yaparsan, üniversitelere de başvurma hakkın oluyor (buna 12 yıl Abitur diyorlar). Peki üniversitenin "Fachhochschule"den farkı ne dersen, o da eğitimin çok daha teorik olması ve akademik kariyer odaklı olması.
Gymnasium'dan mezun olduğunda ise otomatik olarak üniversitelere başvuru yapabiliyorsun, tabi ki Abitur'un ardından. Fakat gymnasium'daki dersler herhangi bir okuldakine göre çok çok çok daha ağır, çok daha fazla zamanlarını okulda, teorik derslerle geçiriyorlar. Mesela tıp, hukuk gibi bölümlere sadece bu okullardan kabul alıyor üniversiteler.
Neden bu kadar anlattım, aslında karşılaştırma yapmak için bir örnek vermek istedim. Bizim sistemin bozukluğu öğrenci liseyi bitirirken değil, öğrenci lisesini seçerken başlıyor. Üniversite mantığında eğitim almak isteyen birisinin yapması gereken şey meslek öğrenmek değil, matematikten fiziğe, kimyadan tarihe, coğrafyadan biyolojiye tüm bilim dallarında teorik bilgileri öğrenmek olmalı. Bu sebeple de fen liselerini ve anadolu liselerinin ağırlıklı olarak üniversitede bir avantaj sahibi olmalarını ben açıkçası mantıklı görüyorum.
Ama bu demek değil ki meslek liselerini önü kesilsin... Eğer ki katsayı şu anda 0,3 ve 0,8 ise, belki de olması gereken meslek liseleri için 0,7, düz liseler için 0,75 ve fen liseleri vb için 0,85. Yani bir avantaj sağlamalı ama kesinlikle diğer öğrencilerin üniversite okuma umutlarını öldürmemeli bu diğerlerinin sahip olduğu avantaj...
Yanlış anlaşılmamayı umuyorum, eğitim hayatında da başarılar dilerim sana...