Scudo Sports

Sadece Türkiye'de bir öğrencinin sitemi

ben endüsti meslek lisesiyim yani en alt tabakadan....pamukkale üniversitesinde elektronik öğretmenliği okuyorum....isterdim ki mesleğimin mühendisliğini okuyayım ama böyle bir hak bana tanınmadı. bizden ne istiyorlar bir türlü anlayabilmiş değilim...
 
Scudo
ben 2009 yılında Eskişehir Anadolu Teknik Lisesi'nden uçak bakım teknisyeni olarak mezun oldum. Türkiye'de uçak bakım alanı olarak 4 adet lise(İstanbul,Bursa,Eskişehir,Kayseri) ve 2 adet üniversite (Eskişehir ve Kayseri) var. Liselerden yılda 8 sınıf mezun oluyor ve sınıf mevcudu 25-30 kişiden 200-240 öğrenci yapar. Peki üniversitelerin kapasitesi yeterlimi, tabikide hayır. Diyeceksiniz çalışkan olanlar gitsin üniversitesini okusun bu bölümün ama zaten sınırlı sayıdaki kontenjanın yarısını Anadolu ve Fen lisesinden gelen ve uçağın nasıl uçtuğunu bile bilmiyen öğrenciler dolduruyor ve bize gidebileceğimiz sadece otomotiv öğretmenliği kalıyor. Peki bu haksızlık değilmi. mühendisliği geçtim bakım bölümüne bile giremiyoruz. Ben öğretmen olmak için okumadım o liseyi hemde kendi bölümüm olmayan bi öğretmenlik. uçak bakım alanındaki üniversiteye düz liseye(teknik ve meslek dışında) giden öğrenciler gitcek mühendisliğe yine onlar gitcek peki ben ne yapcam diğer meslek dalları gibi geniş bir alanı kapsamıyr bizim mesleğimiz ve daha kötüsü sadece bakım eğitimi aldık. Havayolu şirketleri ise üniversite mezunu diyerek düz liseyi bitirmiş ama üniversitede bizim hakkımız olan bölümü okumuş kişileri tercih ediyor.
evet arkadaşlar ben ne yapayım?
 
Zafer ben 2007-2008 dönemi Bağcılar Anadolu Teknik Lisesi Uçak Bakım Elektroniği bölümünü bitirdim. 5 yıl olan okulumu bizlere tanınan hak nedeniyle 4. yılda Anadolu Meslek Lisesi mezunu olarak, Marmara Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Öğretmenliği(İngilizce)'ni kazanarak eğitim yaşantıma devam ediyorum. Katsayı olayı benide vurdu tabiki ben bu sene tekrar sınava girecektimki bu olaylar oldu, bir yandanda teknik eğitim fakültelerini Teknoloji Fakültesi'ne dönüştürerek bizlere Uygulama Mühendisi olma şansı tanındı. Şimdi bu verilen statü işi bilmeyen birçok mühendisin başını ağrıtacak. Liseden beri meslek eğitimi gören öğrenciler artık hak ettiği yere gelebilecek. Mühendis yine üstün olacak ama özellikle havacılık sektörü için bizler daha avantajlı olacağız.
 
Kocaeli Üniversitesi Otomotiv Öğretmenliğini kazandım bende ama iş bulabilirm umuduyla kaydımı dondurdum ama iş bulmak hayalden başka bişi değil şuan yani seneye hazırlıktan başlıyacam bakalım sonu nolcak. gerçi biz onu bitirene kadar neler neler değişir bilinmez ama:bilmiom:
 
@zafer sidal

Zafer hayırlı olsun. Kampüsün güzel bir kampüs. Otomotiv hocalarından Mustafa Hoca var tek bildiğim o da çok iyi bir hocadır. Diğerlerini tanımıyorum.
Kaydını dondurma ve zevkle okumaya başla derim ben. Niye, çünkü otomobiller ve mekaniğe merakın var, tabi bilgin de var bu konuda biliyorum. Bu yüzden de çok verimli bir eğitim süreci geçirebilirsin. Ama okurken de çok araştırman, çalışman, müfredata bağlı kalmaman, hatta pek uymaman:) ve kendini geliştirmen gerekiyor. Ve eğer kendini iyi yetiştirirsen özel sektörde çok güzel işler bulabilirsin. Ama dediğim gibi burada kilit nokta, okuduğun bölümü sevmen ve çok başarılı olabilmen.
 
@Onur Kula

saol Onur Abi. bu yıl böyle geçer artık:( bilirsinki izmitte yurt sıkıntısı var bu sene kpss ye hazırlanıp Hava İkmale girmeye çalışcam o da olmazsa üniye devam :D
 
İnternette gezinirken teknik öğretmenliğin kalktığını yerine teknoloji mühendisliğinin geldiğini duydum acaba bu sadece tasarı olarak mı yoksa şu anda uygulanıyor mu? Burdan mezun olanlar teknoloji mühendisi olacak mı?

Buna göre:

-Afyon kocatepe, Batman, Cumhuriyet, Dumlupınar, Düzce, Fırat, Karabük, Karedeniz Teknik, Kırklareli, Kocaeli, MErsin, Muğla, Pamukkale, Sakarya, Selçuk, Süleyman Demirel üniversiteleri ile Gebze yüksek teknoloji enstitüsü bünyesinde bulunan teknik eğitim fakültelerinin, uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesine dönüştürülmesi,

-Çankırı Karatekin, Ege, Gaziantep ve Uludağ Üni. bünyesinde Uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesi Kurulmasına,

-Gaziantep ve Marmara üni. bünyesinde yer alan teknik eğitim fakültelerinin meslek liselerin öğretmen gereksinimlerini karşılamak üzere eğitimin devam etmesine ve bu iki üniversitede Uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesi kurulmasına karar verilmiştir.


Burda ayrıntılı bilgi var üşenmeyip okuyun:
(link)

Bu konu ile bilgisi olanlar paylaşırsa sevinirim
 
  • Beğen
Tepkiler: YıGıT_KaRa
bende geçen sene meslek lisesinden mezun oldum.katsayı falan kalkacağı yok össden Karabük Üni. teknik eğitim fakültesi talaşlı üretim öğretmenliği kazandım fakat mezun olunca ne olacak son 6 yıldır bu alanda öğretmen ataması yokmuş.orda okuyup napcam potansiyel işsiz.şimdi meslek yüksek okulu okuyoruym ve bu sene dgs ye mühendislik fak. hazırlanıyorum.keşke bu sene birşey yapsalarda şu katsayı kalksa össyede tekrar girsek bu kadar öğrencide bari bu sene hedeflerine ulaşabilse...
 
  • Beğen
Tepkiler: YıGıT_KaRa
@Ali Menemen


Ali bizlere dönem başında dekan tarafından açıklama yapıldı, o zaman onay aşamasındaydı, şimdi ise onaylandı kanun. Teknik eğitim fakülteleri-Teknoloji fakültesi oldu. Ancak bu bize vurmadı bizden sonra, yani gelecek sene başlayacaklar için olacak. Onların programlarında pedegojik dersler olmayacakmış, bu dersler galiba 2 dönem kısaltıyor olması lazım.(tam emin değilim) Şöyle bir durum daha var, daha teknoloji fakültesinden mezun olacak olan adayların ne olacağı belli değil!!!! evet doğru, daha kesinlik kazanmamakla birlikte yüksek ihtimalle uygulama mühendisi olarak mezun olacaklar.:in:
 
@temu90
Açıklama için teşekkürler.

Uzun bir zaman düşündüm eğer teknoloji mühendisliği olursa teknik ve meslek lisesi mezunlarının daha kolay kazanıp kendilerini geliştirdikleri takdirde daha rahat iş bulacaklarının farkına vardım
 
  • Beğen
Tepkiler: gezgin2
Ali selamlar,

öncelikle şunu söyleyeyim, konunun ilk sayfasından sonrasını çok detaylı okumadım. Ancak bir noktada senden ayrılacağım, ilk yazında "teknik liselilerin düz liselilerden üstün olması gerektiğini" savunmuşsun. Burada hatan var ve bu hatayı yaptıkları için de zaten bugün buradayız. Herhangi birisi, herhangi birinden üstün olmamalı eğer ki değerlendirme kişisel tercihlere kalmışsa. Ama diğer taraftan bir fen lisesi, anadolu lisesi mezunu ile herhangi bir lise mezununun da aynı kefeye konmaması gerektiğine de inanıyorum çünkü okulların zorluk dereceleri aynı değil...

Tekrar söylüyorum, meslek liseleri veya teknik liselerin önü kapanmamalı, bu ayrı bir durum. Ancak ben ortaokulu bitirdiğimde çok iyi notlarım olmasına rağmen (teknik lise-elektronik bölümüne direk başlamama yetecek kadar iyi) son 2 senenim haftasonlarını da ders çalışarak geçirdim ve anadolu liseleri sınavına girdim, Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi'ni kazandım, oradan da mezun oldum. Aynı ortaokuldan mezun olduğum bir çok arkadaşım o haftasonlarında keyif yaparak geçirdiler çünkü benim 2 hedefim vardı aynı anda, hem iyi ortalama, hem de lise sınavını kazanmak. Çoğu arkadaşım benimle benzer ortalama ile mezun olup, o ortalama ile de İnönü Endüstri Meslek ve Teknik Meslek Lisesi'ne girdiler.
Lise başladı, ben okulumun verdiği aşırı ağır eğitim ile yine haftasonlarımı eve kapalı geçirirken karşıma ÖSS geldi, yapmam gereken tek şey yine ÖSS sınavına hazırlanmaktı, yine son 2 senemi haftasonlarımı ve yazlarımın son yarısını unutarak geçirdim, deli gibi ders çalıştım çünkü üniversiteyi kazanmaktan başka şansım yoktu, çünkü elimde mesleğim yoktu. Diğer arkadaşlarım ise "kazanırsam giderim" modunda üniversite sınavına hazırlandılar, hoş, katsayı yüzünden zaten şansları da yoktu ama diğer taraftan niyetleri de yoktu zaten.

Tekrar tekrar söylüyorum yanlış anlaşılmamak için, meslek liselerinin, teknik liselerin önünün bu şekilde bir uçurumla kapatılması doğru değil! Ama işin özü aslında katsayı varmış, yokmuş değil. Eğer ki hedefin akademik eğitim ise teknik lise, meslek lisesi, imamhatip lisesi gibi bir senin ihtiyaçlarını karşılamaz. Çünkü onlar seni "mesleğe" hazırlıyorlar, akademik eğitime değil. Sen zannediyor musun ki üniversitede hocalarının çok umrunda olacak senin kondansatörü tanıman veya lehim yapmayı biliyor olman. Onlar zaten sana onları öğretmek için oradalar, önceden bilip biliyor olmaman değil mesele, mesele olan senin kariyerindeki hedeflerin.

Bak bir örnek veriyim, 1,5 yıldır Almanya'dayım buradaki eğitim sistemini az çok tanıdım.

Burada ortaokulun ardından lise için 3 seçeneğin var;

Hauptschule (genel okul diyelim)
Realschule (bizim zamanımızın süper liseleri gibi)
Gymnasium (bizim Anadolu liselerimiz veya Fen liselerinin sosyal bölüm de içereni, yani en zor olan okullar)

Bu okullardan eğer Hauptschule mezunu isen, ardından direk olarak meslekyüksek okullarında mesleki eğitimine başlayabiliyorsun, zaten Hauptschule sana meslek eğitimi ağırlıklı lise eğitimini veriyor, sana staj imkanı sağlayıp meslek öğrenmeni hedefliyorlar. Çoğunlukla bir değil, iki meslek öğreniyorsun (birinde uzmanlık alanı seçip, diğerinden de dersler alıyorsun, mesela elektirik ağırlıklı, yan meslek mekanik gibi). Ancak bu okullardan sonra üniversite şansın yok, meslek yüksekokulu okuyup, eğer istersen biraz daha ilerleyip daha üst bir diploma alabilirsin (Ustalık belgesi mi denir adına bilmiyorum). Buraya genelde düşük ortalaması olanlar yöneliyorlar.

Realschule'ye geldiğinde lise eğitiminin yanı sıra seçtiğin bi dalda mesleki dersler de alıyorsun ancak teoriye yönelik, uygulama çok ön planda değil. Realschule'yi (toplam eğitim hayatın olarak) 11 senede bitirme şansın var, bunun ardından bizim ÖSS gibi Abitur denen bir programı tamamlıyorsun, yaklaşık 1 semestr sürüyor bu program ve sonucunda aldığın not ile "Fachhochschule" denen (meslekyüksek okulu olacak çeviriliyor ancak tam karşılığı o değil bizde) yüksek öğretim kurumlarına başvuruyorsun. Bu okullar üniversite şeklinde çalışıyorlar ancak tek farkları daha pratiğe yönelik olmaları. Bu okullarda en çok master yapabiliyorsun, doktora veya ilerisi için şansın yok (akademik kariyer için ünviersite okuman gerekiyor). Eğer Realschule'yi 1 yıl daha okuyup ardından Abitur yaparsan, üniversitelere de başvurma hakkın oluyor (buna 12 yıl Abitur diyorlar). Peki üniversitenin "Fachhochschule"den farkı ne dersen, o da eğitimin çok daha teorik olması ve akademik kariyer odaklı olması.

Gymnasium'dan mezun olduğunda ise otomatik olarak üniversitelere başvuru yapabiliyorsun, tabi ki Abitur'un ardından. Fakat gymnasium'daki dersler herhangi bir okuldakine göre çok çok çok daha ağır, çok daha fazla zamanlarını okulda, teorik derslerle geçiriyorlar. Mesela tıp, hukuk gibi bölümlere sadece bu okullardan kabul alıyor üniversiteler.

Neden bu kadar anlattım, aslında karşılaştırma yapmak için bir örnek vermek istedim. Bizim sistemin bozukluğu öğrenci liseyi bitirirken değil, öğrenci lisesini seçerken başlıyor. Üniversite mantığında eğitim almak isteyen birisinin yapması gereken şey meslek öğrenmek değil, matematikten fiziğe, kimyadan tarihe, coğrafyadan biyolojiye tüm bilim dallarında teorik bilgileri öğrenmek olmalı. Bu sebeple de fen liselerini ve anadolu liselerinin ağırlıklı olarak üniversitede bir avantaj sahibi olmalarını ben açıkçası mantıklı görüyorum.

Ama bu demek değil ki meslek liselerini önü kesilsin... Eğer ki katsayı şu anda 0,3 ve 0,8 ise, belki de olması gereken meslek liseleri için 0,7, düz liseler için 0,75 ve fen liseleri vb için 0,85. Yani bir avantaj sağlamalı ama kesinlikle diğer öğrencilerin üniversite okuma umutlarını öldürmemeli bu diğerlerinin sahip olduğu avantaj...

Yanlış anlaşılmamayı umuyorum, eğitim hayatında da başarılar dilerim sana...
 
İki dünya savaşında da kaybettiği halde ( öyle böyle bir kayıp değil, taş üstünde taş kalmamış, bütün şehirler yanmış yıkılmış )
şu an Dünya'nın en çok ihracat yapan ülkesi olan Almanya'nın bu işi nasıl kotardığından örnek almalıyız.

Bir ekleme yapmalıyım sadece sevgili Halil'in yazdıklarına,
orada öğrencilerin okul seçmesi gibi bir durum yok bildiğim kadarı ile.
yani öğrenci ben gymnasyuma gideceğim diyemiyor.

Okul ve öğretmenler karar veriyor buna, not ortalamasına göre gidebiliyor bu okula.

Şimdi şok soru, biz sınav yapmadan , öğretmenlerin yönlendirmesi ile üniversiteye göndermeye başlarsak , acaba "şu çocuk bizim hemşehrimin oğlu , bu bizim kasap mehmet in oğlu, şu bizim akraba, bu bizim komşu, az daha yüksek vereyim" durumları ne kadar sık yaşanır/yaşanmaz acaba.

İş dönüp dolaşıp,

Kant'ın "görev ahlakı"'na geliyor sanki.
 
Biraz daha gevezelik yapacağım izninizle.

Öncelikle şu iki mesaja özel olarak teşekkürler;

@onur demirer


(Gerçi bu mesajın üslubu çok sert ama bir yerde haklı, özellikle başlangıçta);
@Ahmet Bolgi


Daha iyi okudum da önceki sayfaları, en büyük problem Ali kardeşim, senin mühendislikten beklentinde. Makine mühendisi açıp otomobil tamir etmeyecek, üretim bandını görmeyecek (çünkü o aslında endüstri mühendisinin altında çalışanların işi, endüstri mühendisi de üretim bandını çok fazla görmeyecek). Elektronik mühendisi gidip devreleri incelemeyecek vs vs vs... Onların işi masa başında, mühendis bu adamlar, işleri hesap kitap, pratiğe dökülen kısmıyla uğraşacak olan insanlar, bu işin pratik eğitimini almış olan insanlar olacak...

Yine yukarıdaki mesajıma geliyoruz, senin hedefin nedir ona karar vermen gerekiyor lise eğitimine başlamadan önce. Akademik eğitim ve/veya akademik kariyer için ihtiyacın olanlar çok farklı şeyler. Çünkü bilimi kullanmak, bilimden faydalanmak ile bilimi incelemek, bilimi geliştirmek veya bilime katkıda bulunmak farklı şeyler.

Tekrar yanlış anlaşılmamak umuduyla...
 
@Soner Sarihan

Evet Soner Abi, öğrenci bir üstteki okulu seçemiyor. Yani gymnasium derse eğer öğretmenleri, öğrenci "hayır ben daha rahat, çok sıkıştırmayan eğitim istiyorum" diyip Realschule'ye gidebilir, sonucunda da üniversite eğitiminden çok çok çok yüksek oranda feragat eder.

Bu araya bir ek daha yapıyorum, gymnasium'a giderken de siz okula başvuruyorsunuz ama okul sizi kabul etmek zorunda değil. Sizin Abitur not ortalamanızı beğenmeyip sizi geri çevirebiliyorlar bildiğim kadarıyla.

He bir nokta daha var, Almanya'da öğretmenler de (tıpkı hukukçular ve tıp doktorları gibi) sadece üniversiteler tarafından eğitilebiliyor, yani hepsi gymnasium mezunu olup üniversite (Fachhochschule değil) okumak zorunda.
 
Halil abi öcelikle çok fazla "yanlış anlaşılmasın" ın üstünde durduğun için yanlış anlamadığımı belirtmek istedim :)

Şöyle Anlatayım:
-Teknik liseyi kesinlikle fen lisesi ile karşılaştıramam ama anadolu ve normal liseler ile karşılaştırırım. Çünkü ders sayıları, ders konuları, ders saatleri aynı. Hatta onlara ilave olarak teknik derslerimiz var.

-Teknik Lise ile Meslek Lisesi arasındaki en büyük fark: Onlarda %80 uygulama ağırlıklı, %20 teorik bilgi ağırlıklı; Teknik Lisede ise %80 teorik ağırlıklı, %20 uygulama ağırlıklı.

-Yani bir anadolu yada düz lise kadar teorik dersimiz var ve görüyoruz.

-En çok sorulan soru neden katsayı olduğu halde teknik liseye geçtin? onu da izah edeyim:

8. sınıftayken neyin ne olduğunu bilmiyordum, çevrem düz liseye gidip işsiz kalacağına (Düz liselerin başarı yüzdesi ortada), meslek lisesine git hiç olmassa altın bileziğin olur dediler. Bende o zamanlar fazla başarılı olamadığımdan meslek lisesine yöneldim. Aslında Anadolu meslek lisesini kazandım ama teknik liseye geçmek için düz meslekte 9. sınıfımı okudum.

9. sınıf sene sonunda Okulumuzda yaklaşık 2000 kişinin olduğu 9. sınıflar arasından sadece 22 kişinin alındığı teknik lise elektrik-elektronik teknolojileri alanına okulda 8. olarak girdim.

10. sınıfta artık büyüdüğümün ve bazı şeylerin farkında olduğumu anladım. Dersler artık benim için önemliydi; derken katsayı diye bişey duydum:eek: O da neymiş, meğer TEF dışında bir yeri seçersek katsayımız azalıyormuş...

Kısacası eğer bana o zaman bilgilendirme yapılsaydı kesinlikle düz liseye giderdim. Biliyorum artık çok geç...



Şimdi biz günlük 10-11 ders görüp, düz liseler günlük 6 ders görüp bizden önde olunca insan enayi gibi oluyor.


Ama şu sıralar ülkemizdeki karışıklıktan dolayı büyük bir karar alıp bu ülkede teknik veya meslek liseli öğrencilerin önü sürekli tehlikede ve kapanabilir olduğunun farkına vardım.


------------------------------------------------
Belki üniversiteyi kazanamıycam ama yinede bizden sonraki nesiller rahat ve eşit olsun isterim. Gerekirse limon satarım ama yinede işsiz kalmam çünkü altın bileziğim var. Teknik lisede okuğudum için pişman değilim olmayacamda.

Ha şunuda belirteyim:

Teknik Liseler ara eleman yetiştirmez;) Ama arada onlarda kaynıyor...
 
@Ali Menemen

Ali, aslında bu yaptığım alıntı burada tartıştığımız konunun büyük ölçekte yanıtı. Burada öğretmenlerin, ailenin, arkadaş çevresinin ve benzeri herşeyin çok büyük etkisi var. Öğrenciyi doğru yönlendirmek aslında rehber öğretmenlerin işi, ama 3000 öğrenciye 1 rehber öğretmen düşünce haliyle onun da bir fonksiyonu kalmıyor.

Ama ben yine tekrar edeceğim, Anadolu, Fen liselerinden ve düz liselerden mezun olan öğrencinin tek amacı üniversiteye girmektir, başka seçim şansı yoktur, başka hedefi de yoktur, olmamalıdır da. Bu sebeple hayatları teori üzerine geçer, sen teknik liseli olarak, teorik derslerinizin aynı sayıda olduğunu söylemekte çok haklısın, ama aslında bu senin okuduğun teknik lisenin iyi bir okul olmasından, ortalamanın üzerinde olmasından kaynaklanıyor. Eğer İEL, Galatasaray Lisesi, Kabataş, SSAL gibi okullara gidip incelersen, burada öğrencilerin uğraştıkları alanları, projeleri görebilirsin. En basitinden şöyle bir örnek veriyim, eğer ki Tübitak yarışmalarını incelersen, yapılan robotlar, geliştirilen projeler ve matematik alanındaki yarışmalarda hep Fen liseleri, özel okullar ve Anadolu liseleri ön plana çıkarlar, dereceler hep onların elindedir. (Ben de zamanında elektroniğe ilgili olduğum için bir arkadaşımla gidip Yıldız Teknik Üniv.'den bri profesörle görüşüp düşündüğümüz bir projeyi anlatmıştık fakat hayata geçirilmesi imkansız olduğu için askıda kalmış ve Tübitak yarışmasına katılamamıştık. Bu arada Tübitak, yarışmalarda dereceye girenlere ÖSS'de ek puan verir) Olması gereken budur ancak çoğu düz lise ile Anadolu liselerimizin bazılarının eğitim standardı olması gerekenin altında olduğu için, arada var olması gereken fark belli belirsiz bir hal almış vaziyette.
 
Geri