Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

Hala böyle bir şey var. Üniversitelerde yarı zamanlı olarak farklı işlerde çalışabiliyorsun. Üniversitede para kazanmak için düşünüyordum bende :D
Bahsettiğim şey odada böyle öğrencilerin çalışma imkanı olup olmadığıydı Eray, yoksa part-time çalışmanın devam ettiğini biliyorum :)

Odadan başka yerlerde de çalışmıştım, mesela nargile ustası olarak çalıştım bi süre bi nargile kafede. Tek problem hayatım boyunca ne nargile ne sigara bir fırt dahi çekmişliğim olmamasıydı...
:)
 
  • Beğen
Tepkiler: Eray BAYĞAR
Scudo
Ehlyeti olanları sınava sokulmalı acilen araç kullanmasını bilmiyorlar bisikletllerin canına kast ediyorlar
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Umur Bora
Bisiklet konusunda şahsen saçmalık olduğunu düşündüğüm türleri yazacağım. Kimse hakaret gibi algılamasın lütfen. Herkesin tercihine saygım var. Sadece kendi fikrimi söylüyorum. Gravel hariç, bunlardan birini tercih etmek zorunda bırakılsaydım bisiklete binmeyi tamamen terk ederdim. Bazıları özellikle ilk kez bisikletle tanışanların çevresinin gazıyla ya da gözüne hoş geldiği için tercih edip sonra pişman olduğu türler.

Fatbike : Genelde havalı göründüğü yanılgısıyla alınıyor sanırım. Siz havalı göründüğünü düşünürken bisiklet deneyimi olan gözler asfaltta giderken halinize üzülüyor. Kendine eziyetten başka bir şey değil.

Fixie: Uzak olsun. En ufak sempatim yok. Bunca nimetin içinde şu zamanda ağır saçma buluyorum.

Katlanır: Katllanıp az yer tutma avantajına gerçekten ihtiyaç yok ise tamamen lüzumsuz bir tür. Hiç kullanmadım ama normal bisiklet dinamiklerinden uzak ve keyifsiz bir sürüş olacağından adım gibi eminim.

Elektrikli Bisiklet: Ağırlığı 13-14 kiloyu geçen herhangi bir araca bisiklet diyesim gelmiyor.

Ucuz Elektrikli Bisiklet: Düzenli kullanılıyorsa 1 yılda pert olup bataryası ölecek, her eklemi yalama olacak 40+ kiloluk saçma kütle. Bir de bunları elektrik desteği olmadan kullandığı ile (heybesinde yedek batarya taşıdığı halde) övünenler var. Strava kayıtlarına bakıyorum. Çok net yalan söylüyorlar.

Klasik merakı: Bence kendi zamanının revaçta olan nadide makineleri hariç hurda yığınıdır. Sadece bisiklet değil, pek çok konuda eskiye olan ilgiyi bir türlü anlayamamışımdır zaten. Sadece klasik merakı olduğu için seven, sahip olan ve arada sırana binenlere saygım var fakat sohbetlerde bunların şimdiki modellere göre ne kadar üstün olduğunu ballandıra ballandıra anlatanlara illa ki denk gelmişsinizdir. Ya sessiz kalırım, ya da oradan uzaklaşırım.

Gravel: Uzun bir süre beni de cezbetse de şimdilerde şaçma olduğunu düşündüğüm ara tür. Arazide MTB olmaktan, asfaltta yol gibi gitmekten epey uzak. Giant gravel alıp youtube a video çeken biri vardı. Aklınca reklam yapıyordu. Fakat Gravel ile öyle yerlere girdi ki resmen süründü adam. Yemin ediyorum bırak reklamı, almaya niyeti olanı vazgeçirir. :)

Yaldır yaldır kıpkırmızı parlayan ultra donanımlı TREK vb. : Giyimi, fiziği, fitliği ile tam bir bisikletçi gibi görünen ve bu sporu ciddiye alarak yapanlar dışında Aşırı gösterişli ve pahalı makinelerden kesinlikle uzak durmak gerektiğini düşünüyorum. Pek çok kişi üstüne çıktığında tam bir görgüsüzlük abidesi gibi dolaştığının farkında değil. Kendime kesinlikle yakıştırmıyorum, bedava verseler hemen elden çıkarırım mesela.

İçimi döktüm kurtuldum...
 
Son düzenleme:
Bisiklet konusunda şahsen saçmalık olduğunu düşündüğüm türleri yazacağım. Kimse hakaret gibi algılamasın lütfen. Herkesin tercihine saygım var. Sadece kendi fikrimi söylüyorum. Gravel hariç, bunlardan birini tercih etmek zorunda bırakılsaydım bisiklete binmeyi tamamen terk ederdim. Bazıları özellikle ilk kez bisikletle tanışanların çevresinin gazıyla ya da gözüne hoş geldiği için tercih edip sonra pişman olduğu türler.

Fatbike : Genelde havalı göründüğü yanılgısıyla alınıyor sanırım. Siz havalı göründüğünü düşünürken bisiklet deneyimi olan gözler asfaltta giderken halinize üzülüyor. Kendine eziyetten başka bir şey değil.

Fixie: Uzak olsun. En ufak sempatim yok. Bunca nimetin içinde şu zamanda ağır saçma buluyorum.

Katlanır: Katllanıp az yer tutma avantajına gerçekten ihtiyaç yok ise tamamen lüzumsuz bir tür. Hiç kullanmadım ama normal bisiklet dinamiklerinden uzak ve keyifsiz bir sürüş olacağından adım gibi eminim.

Elektrikli Bisiklet: Ağırlığı 13-14 kiloyu geçen herhangi bir araca bisiklet diyesim gelmiyor.

Ucuz Elektrikli Bisiklet: Düzenli kullanılıyorsa 1 yılda pert olup bataryası ölecek, her eklemi yalama olacak 40+ kiloluk saçma kütle. Bir de bunları elektrik desteği olmadan kullandığı ile (heybesinde yedek batarya taşıdığı halde) övünenler var. Strava kayıtlarına bakıyorum. Çok net yalan söylüyorlar.

Klasik merakı: Bence kendi zamanının revaçta olan nadide makineleri hariç hurda yığınıdır. Sadece bisiklet değil, pek çok konuda eskiye olan ilgiyi bir türlü anlayamamışımdır zaten. Sadece klasik merakı olduğu için seven, sahip olan ve arada sırana binenlere saygım var fakat sohbetlerde bunların şimdiki modellere göre ne kadar üstün olduğunu ballandıra ballandıra anlatanlara illa ki denk gelmişsinizdir. Ya sessiz kalırım, ya da oradan uzaklaşırım.

Gravel: Uzun bir süre beni de cezbetse de şimdilerde şaçma olduğunu düşündüğüm ara tür. Arazide MTB olmaktan, asfaltta yol gibi gitmekten epey uzak. Giant gravel alıp youtube a video çeken biri vardı. Aklınca reklam yapıyordu. Fakat Gravel ile öyle yerlere girdi ki resmen süründü adam. Yemin ediyorum bırak reklamı, almaya niyeti olanı vazgeçirir. :)

Yaldır yaldır kıpkırmızı parlayan ultra donanımlı TREK vb. : Giyimi, fiziği, fitliği ile tam bir bisikletçi gibi görünen ve bu sporu ciddiye alarak yapanlar dışında Aşırı gösterişli ve pahalı makinelerden kesinlikle uzak durmak gerektiğini düşünüyorum. Pek çok kişi üstüne çıktığında tam bir görgüsüzlük abidesi gibi dolaştığının farkında değil. Kendime kesinlikle yakıştırmıyorum, bedava verseler hemen elden çıkarırım mesela.

İçimi döktüm kurtuldum...
Görüsünüze saygi duyuyorum ve görüslerinizi, düsüncelerinizi cekinmeden yazdiginiz icin sizi tebrik ediyorum. Ama Bence siz bisikletforuma yanlis üye olmussunuz, sizin yaziniza göre bisiklet ile hic bir baginiz yok ve bisikleti sevmiyorsunuz gibi geldi bana.
Sizde yanlis anlamayin lutfen ama her türü sacma bulmanizdan dolayi bu düsünceye vardim.
 
Bisiklet konusunda şahsen saçmalık olduğunu düşündüğüm türleri yazacağım. Kimse hakaret gibi algılamasın lütfen. Herkesin tercihine saygım var. Sadece kendi fikrimi söylüyorum. Gravel hariç, bunlardan birini tercih etmek zorunda bırakılsaydım bisiklete binmeyi tamamen terk ederdim. Bazıları özellikle ilk kez bisikletle tanışanların çevresinin gazıyla ya da gözüne hoş geldiği için tercih edip sonra pişman olduğu türler.

Fatbike : Genelde havalı göründüğü yanılgısıyla alınıyor sanırım. Siz havalı göründüğünü düşünürken bisiklet deneyimi olan gözler asfaltta giderken halinize üzülüyor. Kendine eziyetten başka bir şey değil.

Fixie: Uzak olsun. En ufak sempatim yok. Bunca nimetin içinde şu zamanda ağır saçma buluyorum.

Katlanır: Katllanıp az yer tutma avantajına gerçekten ihtiyaç yok ise tamamen lüzumsuz bir tür. Hiç kullanmadım ama normal bisiklet dinamiklerinden uzak ve keyifsiz bir sürüş olacağından adım gibi eminim.

Elektrikli Bisiklet: Ağırlığı 13-14 kiloyu geçen herhangi bir araca bisiklet diyesim gelmiyor.

Ucuz Elektrikli Bisiklet: Düzenli kullanılıyorsa 1 yılda pert olup bataryası ölecek, her eklemi yalama olacak 40+ kiloluk saçma kütle. Bir de bunları elektrik desteği olmadan kullandığı ile (heybesinde yedek batarya taşıdığı halde) övünenler var. Strava kayıtlarına bakıyorum. Çok net yalan söylüyorlar.

Klasik merakı: Bence kendi zamanının revaçta olan nadide makineleri hariç hurda yığınıdır. Sadece bisiklet değil, pek çok konuda eskiye olan ilgiyi bir türlü anlayamamışımdır zaten. Sadece klasik merakı olduğu için seven, sahip olan ve arada sırana binenlere saygım var fakat sohbetlerde bunların şimdiki modellere göre ne kadar üstün olduğunu ballandıra ballandıra anlatanlara illa ki denk gelmişsinizdir. Ya sessiz kalırım, ya da oradan uzaklaşırım.

Gravel: Uzun bir süre beni de cezbetse de şimdilerde şaçma olduğunu düşündüğüm ara tür. Arazide MTB olmaktan, asfaltta yol gibi gitmekten epey uzak. Giant gravel alıp youtube a video çeken biri vardı. Aklınca reklam yapıyordu. Fakat Gravel ile öyle yerlere girdi ki resmen süründü adam. Yemin ediyorum bırak reklamı, almaya niyeti olanı vazgeçirir. :)

Yaldır yaldır kıpkırmızı parlayan ultra donanımlı TREK vb. : Giyimi, fiziği, fitliği ile tam bir bisikletçi gibi görünen ve bu sporu ciddiye alarak yapanlar dışında Aşırı gösterişli ve pahalı makinelerden kesinlikle uzak durmak gerektiğini düşünüyorum. Pek çok kişi üstüne çıktığında tam bir görgüsüzlük abidesi gibi dolaştığının farkında değil. Kendime kesinlikle yakıştırmıyorum, bedava verseler hemen elden çıkarırım mesela.

İçimi döktüm kurtuldum...
Şu üstadın asaletine bakıp ta etkilenmemek mümkün mü . Konyada bunlardan çok görmüştüm. Bunu seyretmek bile güzel geliyor. Romancıda değilimki hissiyatımı anlatıyım. :) elektriklileri bende sevmiyorum açıkçası.

1111992268e72.jpg
 
Gravel hariç, bunlardan birini tercih etmek zorunda bırakılsaydım bisiklete binmeyi tamamen terk ederdim
Gravel: Uzun bir süre beni de cezbetse de şimdilerde şaçma olduğunu düşündüğüm ara tür.
Sadece şu yazdığınız kısımları alıntılamak bile ne kadar tutarsız bir yazı yazdığınızın en net kanıtıdır,2012 yılında üye olmuşsunuz ama sanki hayatınızda hiç bisiklete binmemiş gibisiniz çünkü sanırım sizin binebileceğiniz bir bisiklet türü henüz icat edilmedi,bisiklet karşıtı otomobil yada petrol lobisinin bir elemanı gibi her türden bisikleti kötüleyen bir kafa yapısı enteresan doğrusu,bisiklet türlerinden bahsederken unuttuğunuz ve size en uygun bisiklet sanırım bu,bence bundan bir tane edinin belki yukarıda saydıklarınızdan farklı bir şey denemek istersiniz.size bisikletsiz günler dilerim bayım.
Smart Pedallı Bisiklet Kırmızı (Pilsan Çocuk) 07-132 | KitaToys.com'da.
 
@seko35.50

Orada bir tutarsızlık yok. Eğer tek bisiklete mecbur bırakılsaydım, saydıklarım içinde sadece gravel ile devam edebileceğimi anlatmak istedim.

Tepkiler beklediğim gibi fakat sanki bütün türleri gömmüşüm gibi anlaşılmış. "Benim için" keyifle kullanılabilecek ve birinci tercih olabilecek türler arazide mtb, asfaltta yol bisikletidir. Diğerleri farklı ihtiyaçlar için ya da tamamen ticari zeka ile türetilmişler. Benim bisiklet kullanmamın birinci ve en önemli sebebi keyif almak, ulaşım ya da belirli bir konuya çözüm üreten, ihtiyaca yönelik kullanım değil. Mesela katlanır bisiklet keyif değil ihtiyaç ve ulaşım odaklı bir tür. Ha sadece katlanır sahibiyim ve keyifle kullanıyorum diyen olabilir. Bana göre değil ve açıkça ifade ediyorum. Bunu basit ulaşım amacı dışında kullanan ve asla katlayıp bir yerlere sokma gereği duymadığı halde satın alanları zerre kadar anlayamıyorum.
 
Son düzenleme:
Görseldeki bisikleti görünce aklıma forumun sevdiğim üyelerinden olan @Murat B. 'nin profil fotoğrafı geldi. Keza forumda adına hitaben Murat B. başlık bile var. Hatta şimdi forum teması öncesi bir fotoğraf paylaşım başlığında bisikletin şık görünmesi adına sadec olmasıyla ilgili bir bilgi vermişti. Aklıma geldikçe lastiklerimi takarken ona uyuyorum ama üzülerek söylüyorum fotoğraflarımı hep karambole çekiyorum.
 
Sadece bir bisiklet... Binin ve sürün işte. :hımm:
İster ulaşım, ister spor, ister eğlence, ister seyahat. Bu ihtiyaçların hepsini sunan başka bir araç yok.
 
Yav şu hani yutubır bisikletçi/triatloncu tayfa var ya, şimdi takip ediyorum bir çoğunu ve helal olsun diyorum süper iş yapıyorlar diyorum. Ben şahsen böyle vidyo midyo işlerine girebilecek medeni cesareti gösterebilecek birisi olmadığım için takdirle takip ediyorum hepsini. Kimisi iyidir, kimisi kötüdür falan demiyorum izliyorum; maksat yeni şeyler görmek, ortamlarını merak ediyorum görüyorum hoşuma gidiyor. İş yerinde özellikle masa başındaysam kenardan açıyorum orda çalıyor ve göz ucuyla takip ediyorum.

Amma ve lakin, şu "ben bu yarışa büyük hedeflerle gelmedim, benim hedef yarışım başka" geyiğine girdikleri zaman ifrit oluyorum. Abicim/ablacım sen dünya şampiyonu ol, dünyanın en iyi sporcusu ol diye izlemiyoruz ki biz seni yav. Yani neticede binlerce sporcunun katıldığı organizasyonlara katılıyorsunuz, Türkiye'de antrenman yapmak durumunda olan insanlarsınız, bir yarışta "iyi" bir derece alamayacağını düşünmekte ne var? Biraz kendinize güvenin yav, hedeflerine ulaşamıyorsan da ulaşamıyorsun n'olacak..

Şu "hedef yarış" geyiğine de ayrı ayar oluyorum. Bi tt bike bi de aero kaskın olunca "hedef yarış" otomatik yükleniyor bünyeye galiba.
 
Yav şu hani yutubır bisikletçi/triatloncu tayfa var ya, şimdi takip ediyorum bir çoğunu ve helal olsun diyorum süper iş yapıyorlar diyorum. Ben şahsen böyle vidyo midyo işlerine girebilecek medeni cesareti gösterebilecek birisi olmadığım için takdirle takip ediyorum hepsini. Kimisi iyidir, kimisi kötüdür falan demiyorum izliyorum; maksat yeni şeyler görmek, ortamlarını merak ediyorum görüyorum hoşuma gidiyor. İş yerinde özellikle masa başındaysam kenardan açıyorum orda çalıyor ve göz ucuyla takip ediyorum.

Amma ve lakin, şu "ben bu yarışa büyük hedeflerle gelmedim, benim hedef yarışım başka" geyiğine girdikleri zaman ifrit oluyorum. Abicim/ablacım sen dünya şampiyonu ol, dünyanın en iyi sporcusu ol diye izlemiyoruz ki biz seni yav. Yani neticede binlerce sporcunun katıldığı organizasyonlara katılıyorsunuz, Türkiye'de antrenman yapmak durumunda olan insanlarsınız, bir yarışta "iyi" bir derece alamayacağını düşünmekte ne var? Biraz kendinize güvenin yav, hedeflerine ulaşamıyorsan da ulaşamıyorsun n'olacak..

Şu "hedef yarış" geyiğine de ayrı ayar oluyorum. Bi tt bike bi de aero kaskın olunca "hedef yarış" otomatik yükleniyor bünyeye galiba.
Geçen gün de televizyonda Ajda pekkan için şöyle bir cümle kuruldu ''Her döneme ayak uyduran imaj çalışmaları sayesinde bu günlere ulaştı''.

Aklıma direk bu geldi yazınızı okuyunca. Videodaki sporcu ben bu yarışı kazanamam benim seviyeme uygun diyemiyor ama ''hedef yarış'' tabirini kullanıyor :)
 
Yav şu hani yutubır bisikletçi/triatloncu tayfa var ya, şimdi takip ediyorum bir çoğunu ve helal olsun diyorum süper iş yapıyorlar diyorum. Ben şahsen böyle vidyo midyo işlerine girebilecek medeni cesareti gösterebilecek birisi olmadığım için takdirle takip ediyorum hepsini. Kimisi iyidir, kimisi kötüdür falan demiyorum izliyorum; maksat yeni şeyler görmek, ortamlarını merak ediyorum görüyorum hoşuma gidiyor. İş yerinde özellikle masa başındaysam kenardan açıyorum orda çalıyor ve göz ucuyla takip ediyorum.

Amma ve lakin, şu "ben bu yarışa büyük hedeflerle gelmedim, benim hedef yarışım başka" geyiğine girdikleri zaman ifrit oluyorum. Abicim/ablacım sen dünya şampiyonu ol, dünyanın en iyi sporcusu ol diye izlemiyoruz ki biz seni yav. Yani neticede binlerce sporcunun katıldığı organizasyonlara katılıyorsunuz, Türkiye'de antrenman yapmak durumunda olan insanlarsınız, bir yarışta "iyi" bir derece alamayacağını düşünmekte ne var? Biraz kendinize güvenin yav, hedeflerine ulaşamıyorsan da ulaşamıyorsun n'olacak..

Şu "hedef yarış" geyiğine de ayrı ayar oluyorum. Bi tt bike bi de aero kaskın olunca "hedef yarış" otomatik yükleniyor bünyeye galiba.
Hocam coğuda sosyal bir ortam yaratmak için bu işleri kovalıyor. Yani adamlar için bir yaşam biçimi olmuş bu iş, birinci olmuş olmamış yarışı kazanmış yada kazanmamış derdi ve tasasında olan kişiler değil, Yarışları tamamen kendileri ile kendi sınırlarını zorlamak, bu süreci de sosyal mecralara taşıyarak bizlere seyredecek şeyler üretiyorlar iyide yapıyorlar, hiç değilse insanlar istedikleri gibi sevdiği isleri yaparak yaşıyor.
 
Hocam coğuda sosyal bir ortam yaratmak için bu işleri kovalıyor. Yani adamlar için bir yaşam biçimi olmuş bu iş, birinci olmuş olmamış yarışı kazanmış yada kazanmamış derdi ve tasasında olan kişiler değil, Yarışları tamamen kendileri ile kendi sınırlarını zorlamak, bu süreci de sosyal mecralara taşıyarak bizlere seyredecek şeyler üretiyorlar iyide yapıyorlar, hiç değilse insanlar istedikleri gibi sevdiği isleri yaparak yaşıyor.
Kesinlikle, ben de çok isterdim mesela böyle sürekli yarışları falan kovaladığımız bi arkadaş grubum olsun. Kendi arkadaş grubumla kapışayım sürekli, birbirimizi geçelim geçilelim falan.. Ama benim arkadaş grubum daha çok üniversite döneminden kalma otomobil sporları görevlerinden tanıştığım kişilerden oluştuğu için bisiklet deyice muhabbet bitiyor :(
 
  • Üzgün
Tepkiler: Eray BAYĞAR
beIN Sports! Senin yapacağın maaş zammını noktalıyayım!
 
  • Beğen
Tepkiler: Jawerbone
Türkiye’de yaşamak öyle bir şeydir ki 125TL’ye aldığın oyunun DLC’sine 400TL vereceksindir.
 
  • Üzgün
Tepkiler: Eray BAYĞAR
bisiklet yutubırları içinde en iyileri çöl bisikletçileridir bence. birde tamircileri severim. diğerlerinede abone olmama rağmen göz ucuyla öyle seyrederim.
 
Geri