Erhan Ertan
Bisikletli Operatör
- Kayıt
- 20 Aralık 2011
- Mesaj
- 216
- Tepki
- 1.073
- Şehir
- Eskişehir.
- İsim
- Erhan Ertan
- Başlangıç
- 1978—79
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Fixed Gear
Bu ülkede "sükunet hakkı" diye bir şey yok.
Amaç tamamen bu. Gövde gösterisi. "Biz buradayız meydanı boş sanmayın" demek. Bir olay anlatayım, Datça'da yakınında başka bir yerleşim olmayan, 250 haneli ıssız bir sitede, ev sahibi de değil, bir kiracının müftülüğe gidip " biz burada ezan duymak istiyoruz" demesiyle, ezan hoparlörü kondu yazlık siteye. Cuma namazına toplasan 5 kişinin gittiği 250 haneli sitede, 1 kişi "ezan duyamıyorum" dedi ve anında hoparlörü diktiler. Şimdi tatile dinlenmeye gelmiş insanların uykularına sabahın 6'sında "ezan" ile tecavüz ediliyor. Kafayı yersin.Aksine, herhangi bir dine inanmayan, farklı bir dine inanan veya bu dine inanan ancak namaz ibadetini yerine getirmek istemeyen insanlar üzerinde bir tür mahalle baskısı yaratılmasına sebep oluyor bu uygulama.
Katılıyorum ama mahalle baskısı yaratması şu dönem için geçerli değil bence. Büyük bir çoğunluk camiye gitmediği için. Bazı yerlerde aşırı fazla acıyolar sesi normal okunmasını geçtiK.21. yüzyıldayız. Herkesin kolunda, masasında, duvarında, cep telefonunda saat var. Günün herhangi bir anında zamanı öğrenebilmek için envai çeşit imkanımız mevcut.
Hal böyleyken, günde 5 vakit ezan okunmasını da sükunet hakkımıza tecavüz olarak görüyorum. Namaz ibadetini yerine getirmek isteyenler, namaz vaktinin geldiğini kendileri de kolayca tespit edebilirler. Günün 5 vakti, ülkenin her mahallesinde avaz avaz namaz vaktinin geldiğini ilan etmenin hiçbir mantıklı gerekçesi yok. Aksine, herhangi bir dine inanmayan, farklı bir dine inanan veya bu dine inanan ancak namaz ibadetini yerine getirmek istemeyen insanlar üzerinde bir tür mahalle baskısı yaratılmasına sebep oluyor bu uygulama. Tek bir dinin tek bir mezhebine mensup olanlara tanınmış bu "insanları rahatsız etme ayrıcalığı"nın son bulacağı günleri görebilmek dileğiyle...
Yeni çamaşır makinelerinin yeni standartlarından bahsetmekte yarar var. Artık makineleri nasıl ayarlarsanız ayarlayın, pamuklu 60°C da seçseniz, Eco 40-60 da seçseniz, 38°C'den fazla ısıtmıyor. Burada sıcak yıkama yapmak için bize kalan üç seçeneğimiz var;Benim gibi çamaşır delisi başka arkadaşlar okursa diye yeni makinelerin hilesini söylüyorum:
• Sıradan bir makinenin bir programdaki güç sarfı ne kadar düşüyorsa, su sıcaklığı da o kadar düşüyor.
• Makine ne kadar soğuk yıkarsa o kadar tortu oluşuyor.
• Yeni çıkan Eko 40-60 programlarına göre makineniz ne kadar kötü verimliyse, suyu o kadar doğru ısıttığı sonucuna varabilirsiniz. Görebildiğim kadarıyla 0.75kWh harcayıp su sıcaklığını 54°C'ye ulaştıran bir makine var. Türkiye'de yokmuş, benim bulabildiğim en yüksek 49°C'ye çıkarıyor.
• Yeni ürünlerin enerji harfinin yanında "Ürün Bilgi Formu" diye gizli bir seçenek var, bastığınızda gerekli bilgileri buluyorsunuz.
• Makineniz son birkaç senede çıktıysa ama eskiyse, şu adresten makinenizin yıkama sonu sıcaklığına bakabiliyorsunuz: (link)
Halen arabasında "araba alarmı" denen 90lar teknolojisini bulunduran gerzek türk insanı, pazar sabahı erken uyanmama sebep oluyor, ve bu her zamanki gibi yaptırımsız kalıyor. Benim sokağın önüne park edip, alarmın sesini duyamayacağı uzaklıktaki evine gidip uyuyor, sonra sabah 8'de arabasına bişey temas ediyor, alarm 20 dakika öterek yatak odası sokağa bakan insanların uykusuna güzelce tecavüz ediyor.
Ne suçum vardı da bu ülkede doğdum?
Doğru söylüyorsun. Görgü, eğitim ve iletişim seviyesi çok önemli. Bizimkiler içki içmenin adabını bilmiyorlar ve çok havalı bir şey miş gibi de sarhoş olup sağ sola sataşıyorlar.@StanicEnemy Avrupa'da insanlar efendi gibi içiyorlar sohbet ediyorlar, eğleniyorlar, sonra efendi gibi evlerine dağılıyorlar. Alkol almayı "itlik serserilik yapma hakkı" olarak görmek bizim millete has.
Alkollü içecekler sizi avrupai yapmaz. Tüm vücudunuzdaki sinirleri öldürüyor, buna kalbiniz ve beyinsapınız da dahil. Alkol, sinir iletkeni gibi davranır ama sinir zehiridir. Damarlarınıza değse çamaşır suyu gibi yakıp büzer. İçmeyin şunu, limonata değil.@StanicEnemy Avrupa'da insanlar efendi gibi içiyorlar sohbet ediyorlar, eğleniyorlar, sonra efendi gibi evlerine dağılıyorlar. Alkol almayı "itlik serserilik yapma hakkı" olarak görmek bizim millete has.