Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Süslü kadınlar bisiklet turu

Denizlideki etkinlik için arada sürüşlerine katıldığım yerel bir grupta destek vermek için katıldı. Bende gündüzden dağlarda gezip oradaki etkinliğimi bitirip sürüşe destek vermek amacıyla katıldım. İçinde benim de dahil olduğum grup olarak herhangi bir arıza veya benzer durumda arkada kalan katılımcılara yardım için artçı görevini üstlendik. Denizlideki organizasyonda son noktada canlı müzik ile karşılama vardı. Bende tek fotoğraf olsa da (link) instagram sayfasından etkinliğe ait fotoğraf ve videolara erişebilirsiniz.

Ara sayfada yorumlardaki zihniyetin katmerlisi ile ben de canlı olarak karşılaştım. Pazar günü önce yürüyüş grubundaki 2 kişi ile sonrasında bisiklet sürüşündeki bu şahıs ile sınandım. Oradaki kişiye de turun amacını sorması üzerine kendisine izah ettim ve sonrasında "elinizden bağlayan mı var çıkıp sürün, ayrıca kadınların böyle çıkıp bisiklette kendilerini gösterip sürmeleri hiç hoş değil" şeklinde zırvaladı devamını yazmak bile istemiyorum. Kafa yapısı hemen hemen aynı, siz onlara ne anlatırsanız anlatın onların zihnini fikrini değiştiremezsin. En güzeli sinirlerin zıplamaması adına engellemek. "Engellediğiniz Kullanıcı...." başlığı

IMG_20220918_173117.jpg
 
Scudo
Hangi illerde olduğuna nerden bakıyoruz acaba. Kırşehirde olmadı galiba
 
Akın Bey mutluluğunuz daim olsun. Çok güzel fotolarınız. Bazı fotolar sevgi, mutluluk, umut verir geleceğe dair.

Sevgi, sevmek, nezaket, mutluluk.. varken geriye kalan herşey boş geliyor gerçekten. Umarım bir gün insanlar bu gibi güzel duygu ve duruşun kıymetini öğrenebilirler..
İşte fotoğrafa bakarken ne gördüğü önemli insanın.
Bir de şu var davet eden şu şartları sağlarsan gel diyor, şartları sağlamadan gelip bir de beğenmiyor insanlar :)
 
  • Beğen
Tepkiler: RoninRider
Çok teşekkür ederim.. Umarım seneye gidersiniz 🙏
umarım hatta daha da yayılır tüm ülkeye ve gitmeyenimiz kalmaz :3

sivasta olan fotoğraflara baktım da harika geçmiş. bir tane de kötü yorum görmedim. herkes çok mutlu. umarım sivas hep böyle güzel hatırlanır bundan sonra da :D

1663698397132.png
 
Bilecikte pazar günü yapılacakmış sanırım. Giden arkadaşlar bilgi verirse sevinirim.
 
Kadınlar ikiye ayrılır, süslü olanlar ve diğerleri..😁..
Bu "süslü" kelimesine çok takılıyorum. İllaki mizahi bir tarafı da var ama insan insandır, kadın ve erkektir. Süslü olmak kişisel bir durum, kadın olmaktan bağımsız. Bu bölgede çok yabancı kadın bisikletçi var ve kıyafet, ekipman, bisiklet vs çok bilinçliler. Çoğunun kadın olduğunu yakınsam anlıyorum zira erkeklerden de pembe vs aksesuar takan olabiliyor 🙂. Öyle süs gibi bir dertleri de pek yok.
Dileyen dilediğini yapar, tabiki buna kim ne diyebilir ama kadını süsleyip bisiklete entegre etmek bana çok da sempatik gelmiyor. Aslına bakarsanız tam da geleneksel erkek bakış açısı bu. Linç yerim o kesin ama bu da dar görüşün (!) dış sesi olsun.
 
"Turumuz hakkında önemli haberlerimiz var…
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu 2013-2023 yıllarında arasında, Türkiye ve dünyada bağımsız kadınlar tarafından binlerce bisikletli kadının katılımıyla gerçekleştirildi ve turumuz hedeflerine ulaştı… Bunu 2022 yılında Birleşmiş Milletler tarafından verilen “Dünya Bisiklet Günü Özel Ödülü” ile taçlandırdı. Akademik tezlere konu olmak, Türkiye ve dünyanın en önemli basın yayın organlarında haberlerimizin yapılması ama en önemlisi binlerce kadının söylemlerinde “Bisikletli ulaşım” ın olması bize gurur verdi, doğru yolda olduğumuzu gösterdi…
Biz de bu güzel duygularımızla diyoruz ki: “Artık dönüşüm vakti”
Her şey değişir ve dönüşür. Dönüşmeyen sosyal hareketler yok olmaya mahkumdur. Biz artık tarihteki hak ettiğimizi düşündüğümüz güzel alana geçmeye karar verdik…
2024’te ve sonrasında bir merkezden yönetilen yeni bir Süslü Kadınlar Bisiklet Turu yapılmayacak. İsim hakları gereği herhangi bir kurum, kuruluş, dernek vb…turu bu isimle yapamayacak.
Dönüşüm nasıl olacak? Süslü Kadınlar Bisiklet Turu şehir temsilcilerimiz yerelde farklı isimlerle,bir merkeze bağlı kalmadan, kadınları bisiklet çatısı altında birleştirmeye devam edecek, kendi turlarını açacak, kadınlar kadınlara bisiklet öğretmeye devam edecek, SKBT ruhu yeni söylemlerle tabana yayılmaya devam edecek…Temsilcilerimizin isimleri ve bilgileri web sayfamızda yer alacak...
Yılda bir değil hergün çiçekli bisikletlerimizle, en iyi bildiğimiz eylemlilik yolu olan gülümsemelerimizle yollarda olmaya devam edeceğiz…
Bugüne kadar bize destek veren herkese sonsuz teşekkürler…
SİZİ ÇOK SEVİYORUZ…#SKBT
"

 
Benim anladığım kadarıyla, yalnızca turu ilk defa organize eden süslü kadınlar turlarına süslü kadınlar bisiklet turu adını verebilecek. Diğer kadınlar süslü olsalar bile turlarına bu ismi veremeyecek, kendilerine süslü demeleri serbest ama.
Örneğin benim memleket Sakarya'da gerçekten çok hoş görüntülere sahne oluyordu. Tekrar düzenlemek isterlerse yeni bir isim bulmak zorundalar. "Süslü olabilirsin kadın olabilirsin, tur yapabilirsin ama süslü kadınlar bisiklet turunu ben yaparım demişler."

Hanıma aynen bu şekilde anlattım 😀
 
Bisikleti Süslü Kadınlar Turu.Bunu da ben buldum.Patentini alayım da kimse bu isim altında bisiklet turu düzenlemesin.:komik::komik::komik:
 
Her şey bir yana; Biraz hastalıklı bir düşünce yapısı bu bence. Toplum yararını ne kadar önemsediği şimdi belli oluyor aslında. Pozitif bir kafa yapısı olsa, "Ben güzel bir şey başlattım. Benden sonraki gelenler de bunu büyüterek devam ettirsin." demesi lazımdı. Fakat ana fikrin altında nasıl bir çıkar alt yapısı ve kıskançlık varsa iş böyle sonuçlara varmış.

*Şahsi fikrimdir. YTD.
 
Her şey bir yana; Biraz hastalıklı bir düşünce yapısı bu bence. Toplum yararını ne kadar önemsediği şimdi belli oluyor aslında. Pozitif bir kafa yapısı olsa, "Ben güzel bir şey başlattım. Benden sonraki gelenler de bunu büyüterek devam ettirsin." demesi lazımdı. Fakat ana fikrin altında nasıl bir çıkar alt yapısı ve kıskançlık varsa iş böyle sonuçlara varmış.

*Şahsi fikrimdir. YTD.


Sayın @Adil ÜNALDI, şahsi fikrinize ben de şahsi fikrimle karşılık vereyim.

Sema Hanım'la şahsen tanışmış biriyim. "Hastalıklı bir düşünce yapısı" ifadesinin (şahsi fikir de olsa) ağır bir ifade olduğunu düşünüyorum. Gerek ülkemizde gerek yurtdışında, kadınların bisiklete binmelerine ön ayak olan, onların da bisiklet üstünde, şehir trafiğin bir parçası olmalarını, görünür olmalarını sağlamaya çalışan, bunun için bisiklet forması, tayt vs. giymeye gerek olmadan ("süslü" fikrinin bir ayağı da bu ) pedal çevirebilmeleri için çaba gösteren bir hareketin kurucularından birine böyle bir ifadenin ağır olmasının yanında haksızlık olduğunu da düşünüyorum. Birleşmiş Milletler'den ödül alan bir hareketin başlangıcında olan insanlar için bu kadar kolay (*şahsi fikrimdir) "hastalıklı", "zaten ne kadar sürüyorlar ki", "gören TDF zanneder" ifadelerini kullanmanın da doğru olmadığını, çok düşünülmeden yazılmış ifadeler olduğunu düşünüyorum. (*Yukarıdaki diğer ifadelerden derledim tamamı size ait değildir.)

Konuşmalarını dinlediyseniz, zaten ifade ettiğiniz şekilde "Benden sonraki gelenler de bunu büyüterek devam ettirsin." diyor Sema Hanım. Bu yaparken, bu adın kullanılmaması konusu ise günümüzde ülkemizde sıklıkla gördüğümüz bir duruma karşı yine bir tedbir olduğu da gösteriyor : Suistimal edilmesi olasılığı!
Şu ana kadar ücretsiz ve gönüllü katılımla organize edilen bir aktivitenin, bundan sonra kötü niyetli ya da çıkar elde etmek isteyen kişilerce, para konusu olabilecek noktalara getirilme olasılığını hepimiz düşünebiliriz sanırım. (Ya da daha başka ve hoş olmayacak amaçlar için. "Para" işin en masum(!) bölümü de olabilir.) BM ödüllü, bu derece yaygın olarak tanınan bir organizasyonun adının bu şekilde kullanılabileceğini düşünmek istemesek bile günümüz şartlarında kesinlikle yapılmayacağına da emin olabileceğinizi sanmıyorum.

Sayın @HakanAydn'ın da belirttiği gibi "geleneksel bir erkek bakış açısı" ile yapılan yorumlar görüyorum ve ilk başta ben de "Süslü" kelimesine takılıyordum. Ama eşimin de katıldığı bu organizasyonun aslında çok daha ulvi amaçlarının olduğunu ve yıllar içerisinde de bisikletli kadınlara mümkün olabildiğince "görünürlük kazandırma" çabasıyla ülkemiz sınırlarının dışan çıkan bir hareket olduğunu gördüm.

Bu vesileyle şahsi fikirlerimi dile getiremek konusunda verdiğiniz fırsat için teşekkür ederim.

five (Murat Gökalp)
 
Renkli kadınlar bisiklet turu
 
Sayın @Adil ÜNALDI, şahsi fikrinize ben de şahsi fikrimle karşılık vereyim.

Sema Hanım'la şahsen tanışmış biriyim. "Hastalıklı bir düşünce yapısı" ifadesinin (şahsi fikir de olsa) ağır bir ifade olduğunu düşünüyorum. Gerek ülkemizde gerek yurtdışında, kadınların bisiklete binmelerine ön ayak olan, onların da bisiklet üstünde, şehir trafiğin bir parçası olmalarını, görünür olmalarını sağlamaya çalışan, bunun için bisiklet forması, tayt vs. giymeye gerek olmadan ("süslü" fikrinin bir ayağı da bu ) pedal çevirebilmeleri için çaba gösteren bir hareketin kurucularından birine böyle bir ifadenin ağır olmasının yanında haksızlık olduğunu da düşünüyorum. Birleşmiş Milletler'den ödül alan bir hareketin başlangıcında olan insanlar için bu kadar kolay (*şahsi fikrimdir) "hastalıklı", "zaten ne kadar sürüyorlar ki", "gören TDF zanneder" ifadelerini kullanmanın da doğru olmadığını, çok düşünülmeden yazılmış ifadeler olduğunu düşünüyorum. (*Yukarıdaki diğer ifadelerden derledim tamamı size ait değildir.)

Konuşmalarını dinlediyseniz, zaten ifade ettiğiniz şekilde "Benden sonraki gelenler de bunu büyüterek devam ettirsin." diyor Sema Hanım. Bu yaparken, bu adın kullanılmaması konusu ise günümüzde ülkemizde sıklıkla gördüğümüz bir duruma karşı yine bir tedbir olduğu da gösteriyor : Suistimal edilmesi olasılığı!
Şu ana kadar ücretsiz ve gönüllü katılımla organize edilen bir aktivitenin, bundan sonra kötü niyetli ya da çıkar elde etmek isteyen kişilerce, para konusu olabilecek noktalara getirilme olasılığını hepimiz düşünebiliriz sanırım. (Ya da daha başka ve hoş olmayacak amaçlar için. "Para" işin en masum(!) bölümü de olabilir.) BM ödüllü, bu derece yaygın olarak tanınan bir organizasyonun adının bu şekilde kullanılabileceğini düşünmek istemesek bile günümüz şartlarında kesinlikle yapılmayacağına da emin olabileceğinizi sanmıyorum.

Sayın @HakanAydn'ın da belirttiği gibi "geleneksel bir erkek bakış açısı" ile yapılan yorumlar görüyorum ve ilk başta ben de "Süslü" kelimesine takılıyordum. Ama eşimin de katıldığı bu organizasyonun aslında çok daha ulvi amaçlarının olduğunu ve yıllar içerisinde de bisikletli kadınlara mümkün olabildiğince "görünürlük kazandırma" çabasıyla ülkemiz sınırlarının dışan çıkan bir hareket olduğunu gördüm.

Bu vesileyle şahsi fikirlerimi dile getiremek konusunda verdiğiniz fırsat için teşekkür ederim.

five (Murat Gökalp)
Siz şahsen tanıştığınız için belki doğrusunu biliyorsunuzdur ve belki de birazdan yazacaklarımla alakası olmayacaktır bu "dönüşümün" ama ben Barış abinin paylaştığı açıklamayı okuyunca şunları düşündüm;

- Hedeflerimize ulaştık, ben İstanbul'da yaşayan, Tekirdağ'da doğmuş ve Eskişehir'de üniversite okumuş biri olarak gördüğüm kadarıyla çevremde kimsenin böyle bir organizasyondan haberi yok. Çevremdeki insanların bisikletle ilgisi pek yoktur evet ama zaten amaç da bu değil midir? Oluşturmak istenen farkındalık sadece bisiklete binen, bilen insanlar arasında mıydı?

- Bu isim kullanılamayacak, "bundan sonra bu isimle organizasyon olmayacak demiyoruz ama bundan sonra yapılacak organizasyonların bizimle çok da bi ilgisi yok. İyi olursa biz yaratmış olacağız, kötü olursa biz zaten artık bu işi yereldeki temsilcilere delege etmiştik onlar yapamamış" demek için alınmış bir önlem hissiyatı uyandırıyor bende. Yani hedeflerine ulaşmış bir toplumsal hareketin suistimal edilmesinden endişe ediyorsanız muhtemelen hedeflerine ulaşamamıştır?

- Dönüşmeyen sosyal hareketler yok olmaya mahkumdur, biraz kel alaka geldi bana. Aksine, başarılı ve hedeflerine ulaşan bu tip sosyal toplum hareketleri kültürel bir miras haline evrilmek suretiyle kişilerin üstüne çıkarak ilgili toplumun otonom hareketi olarak var olmaya devam eder. Ama bu durum birilerinin bu hareketi dönüştürme çabasıyla değil, kendiliğinden olur.

Benim genel kanım; zannediyorum artık bir sebepten böyle bir hareketi organize etmek için gerekli motivasyon yitirilmiş, ancak bu zamana kadar elde edilen başarılar ve oluşturdukları sosyeteye karşı sorumluluklarının da farkındalar. Bu sebeple de "biz artık bunu yapmayacağız" gibi yavan bir açıklama yerine "süslü" bir açıklamayla iyi kötü bi mantık tabanına oturtup ellerini ayaklarını çekmeyi tercih etmişler :)
 
Siz şahsen tanıştığınız için belki doğrusunu biliyorsunuzdur ve belki de birazdan yazacaklarımla alakası olmayacaktır bu "dönüşümün" ama ben Barış abinin paylaştığı açıklamayı okuyunca şunları düşündüm;

- Hedeflerimize ulaştık, ben İstanbul'da yaşayan, Tekirdağ'da doğmuş ve Eskişehir'de üniversite okumuş biri olarak gördüğüm kadarıyla çevremde kimsenin böyle bir organizasyondan haberi yok. Çevremdeki insanların bisikletle ilgisi pek yoktur evet ama zaten amaç da bu değil midir? Oluşturmak istenen farkındalık sadece bisiklete binen, bilen insanlar arasında mıydı?

- Bu isim kullanılamayacak, "bundan sonra bu isimle organizasyon olmayacak demiyoruz ama bundan sonra yapılacak organizasyonların bizimle çok da bi ilgisi yok. İyi olursa biz yaratmış olacağız, kötü olursa biz zaten artık bu işi yereldeki temsilcilere delege etmiştik onlar yapamamış" demek için alınmış bir önlem hissiyatı uyandırıyor bende. Yani hedeflerine ulaşmış bir toplumsal hareketin suistimal edilmesinden endişe ediyorsanız muhtemelen hedeflerine ulaşamamıştır?

- Dönüşmeyen sosyal hareketler yok olmaya mahkumdur, biraz kel alaka geldi bana. Aksine, başarılı ve hedeflerine ulaşan bu tip sosyal toplum hareketleri kültürel bir miras haline evrilmek suretiyle kişilerin üstüne çıkarak ilgili toplumun otonom hareketi olarak var olmaya devam eder. Ama bu durum birilerinin bu hareketi dönüştürme çabasıyla değil, kendiliğinden olur.

Benim genel kanım; zannediyorum artık bir sebepten böyle bir hareketi organize etmek için gerekli motivasyon yitirilmiş, ancak bu zamana kadar elde edilen başarılar ve oluşturdukları sosyeteye karşı sorumluluklarının da farkındalar. Bu sebeple de "biz artık bunu yapmayacağız" gibi yavan bir açıklama yerine "süslü" bir açıklamayla iyi kötü bi mantık tabanına oturtup ellerini ayaklarını çekmeyi tercih etmişler :)
Fikirlerinize noktası virgülüne kadar katılıyorum, içimden geçenler tam olarak böyle idi. Bir oluşumun, adının duyulması ya da başarılı olması sonucunda bir başarısızlık ile taçlandırılıması, nihayetinde isim hakkı da rezerve edilerek tarihe gömülüyor ise bu nasıl adlandırılabilir emin değilim. Üzücü!
 
Geri