Konuyu Süt ekseninde tutmak adına şu yazıyı da eklemek isterim;
Veganların sık karşılaştığı bir sorudur “Süt içmiyorsan kemik sağlığın için kalsiyumunu nereden alıyorsun?” sorusu. Ancak bu soruyu soranların kaçırdıkları bir gerçek var: Süt kemik kırıklarını artırır! Duymaya aşina olmadığınız bir bilgi değil mi? Küçüklüğümüzden beri sütün kemikleri güçlendirdiği aldatmacasıyla büyütüldük. Süt beyaz, kalsiyum beyaz, kemik beyaz eşleştirilmesi yapılarak kandırıldık. Basketbolcuların uzun boylarını (beyaz süt bıyıklarıyla reklamlarda boy göstermeleriyle) süte borçlu olduklarına inandırıldık.
Ancak işin gerçeği maalesef böyle değil. Sütte yüksek kalsiyum olduğu doğrudur. Ancak süt içtiğinizde aldığınız kalsiyum fazlasıyla idrarla atılır. Hayvansal ürünler kan pH’ını düşürür, kanı asitleştirir. Vücut bu durumu dengelemek için idrarla kalsiyum atılımını artırır. Yapılan araştırmalar da sütün kemik kırıklarını artırdığını ispatlıyor. Yaklaşık 30 yıl boyunca 30.000 kadının takip edildiği, (link) süt tüketimi ve kemik kırıkları arasında doğrudan bir ilişki saptanmıştır. Günde 1 bardaktan az süt içenlerle 3 bardak içenler kıyaslandığında fazla süt içen grupta kalça kırığı riski %60 artmıştır. Süt içen kadınlarda meme kanseri riski ve tüm nedenlerden ölüm oranı da artmıştır. Düşünsenize İçerisinde büyüme hormonları ve insan anne sütünden misliyle daha fazla protein ve hormon barındıran, küçücük bir buzağıyı 700 kilo hale getirebilen bir hormon yükü olan sıvıdan bahsediyoruz.
Sütün içerisinde bulunan fazla miktarlarda büyüme hormonu IGF-1 (insülin like growth factor) kanser gelişiminden sorumlu tutulmaktadır. Öyle ki Dr. Colin Campell, yumurtalık ve meme kanserine yakalanan kadınların IGF-1 düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir.
Başka bir çalışmada ise meme kanserine yakalanan kadınların, günde 1 porsiyon süt ve süt ürünü tüketenlerinin ölüm oranı %64 oranında artmıştır.
Peki neden sütten ve peynirden vazgeçemiyoruz? Sütün içerisinde ineğin yavrusunun devamlı annesini emmesini sağlayacak, bağımlılık yapıcı bir madde bulunur: Kazomorfin. Bu aynı buzağılarda olduğu gibi insanlarda da bağımlılık yapar. Bu yüzden birçok kişi veganlık tartışılırken “Eti bırakırım ama sütten, peynirden asla vazgeçemem” der.
2007’de yapılan bir araştırma, gerçekte günlük kalsiyum ihtiyacımızın bize öğretilen rakamın yarısı kadar olduğunu (500mg/gün) gösterdi. Hayvansal ürün tüketenlerde idrarla atılan kalsiyum miktarı da fazla olacağı için, kalsiyum ihtiyacı vegan olmayanlarda artabilir. Buna karşılık vegan beslenenlerde günde 1000mg’ı aşmak için çaba göstermeye gerek yoktur. Yenilen yeşilliklerdeki kalsiyum günlük ihtiyacı fazlasıyla karşılar. Ben şahsen ne kadar kalsiyum aldığımı hesaplamıyorum. Neyden ne kadar kalsiyum alacağımı da dert etmiyorum. Yalnızca yeşillik yemeye dikkat ediyorum. Ama ille de hangi bitkilerde kalsiyum fazla miktarda bulunur diye soracak olursanız, karalahana, şalgam yaprakları, marul, ıspanak gibi bitkileri en başta sayabiliriz.
Sağlıklı kemikler için hayvanlardan elde edilen ürünlere ihtiyacınız yok. Biraz güneş, spor ve vegan beslenmek yeterlidir.