Ben de Trans Troy sürüşünde aklıma gelenleri yazayım :
startla birlikte gecenin karanlığında yanıp sönen kırmızı stop lambaları eşliğinde çevirmeye başladık. Daha önce bu kadar uzun bir rotada tecrübem olmadığında hep temkinli olmaya azami dikkat gösterdim. O gece sabaha kadar Ataberk, Anıl, Mahmut, Hüseyin ve ben dengeli bir sürüş yaptık. Daha sonra Mahmut, Anıl ve Hüseyin kardeşlerim dinlenme moduna geçip bizi sürüşte yalnız bıraktılar..
Biz de Ataberk ile çok inatçı bir sürüş gerçekleştirdik. Yolda çılgın İsmail ile birleşip kısa bir süre birlikte çevirdikten sonra Ataberk ve İsmail benim gibi bir ihtiyara daha fazla dayanamayıp hızlandılar.
O gün saat 15:30da birinci kontrol noktasına ulaştım. Yorgunluğum yoktu ancak sabaha kadar uyumadan sürmenin verdiği tatlı bir mayhoşluk beni sürüşten alıkoydu. O günün devamında ve gece 1. kontrol noktasında vakit geçirip uyuduktan sonra sabah 07:15 te yola koyuldum. Yolda Faruk arkadaşımın uyarısıyla yanlış rotada ilerlediğimi anlayıp hemen doğru rotaya geçtim. Uzunca bir sürüşün ardından 252. km de bir akaryakıt istasyonunda uyku ve dinlenme molası verdim. Ertesi sabah yine saat 07:00 de yola koyuldum ve 14:45 te Bodrum'a giriş yaptım. Cehennemi bir sıcakta brevet kartımı imzalatıp hemen çıkış yaptım. Milas'tan muğla yönüne dönünce ucu bucağı gözükmeyen soğuk asfalt % 7-8 ort. eğimle bir yokuşa başladım. Zirveye ulaştığımda,arkamdan Fatih kardeşim bana yetişti ve birlikte sürme kararı aldık. Akçam hava karardığında Muğlaya giriş yaptık ve hemen bir çorbacıda paçaya uçtuk. Sonrasında gece sürmeyip uygun bir yerde konaklama kararı aldık. Güzel yeşil bir alanda uyku tulumlarımızı serip uyumaya başladık. Gece yarısı otomatik sulama fıskiyelerinin üstümüze sağnak yağmur indirmesiyle yerimizden fırladık. On beş yirmi metre ileriye gidip orada kampı kurduk ancak yarım saat sonra oradaki fıskiyelerde hücuma geçtiler. Biz Fatih kardeşimle titrerken fıskiyelerin dayanılmaz yağmurlaması karşısında baka kaldık. Neyse titreyerek sabahı ettik ve yolumuzun üzerindeki ormanlık bir alanda güzel bir ateş yakıp tüm ıslak malzemelerimizi kurutup yola koyulduk. Sakar geçidi inişinde Fatih'le bir birimizi kaybettik. Ben,önde olduğunu düşünerek yetişme amaçlı tempolu sürüş yaparken, Fatih beni arkada sanıp bekleyince aramızdaki fark bayağı açıldı. Biraz daha gidince rampada çılgın İsmaili gördüm ve epey bir zaman birlikte pedalladık. Ancak mide rahatsızlığı olan İsmaili gecenin bir yarısı jandarma karakoluna emanet edip Kaş'a doğru sürüşe geçtim. Bir zaman sonra fenerimin pillerinin zayıflaması sonucu mola vermeye karar verince bir caminin önündeki sundurmada sabahı ettim. Sabah saat 06:05 te tekrardan yola koyulup kalkan, kaş, demre, finike, kumluca ve adrasan yokuşlarını takiben akşam saat 21:05 te kemer finiş noktasına ulaştım. Çok zevk aldığım bir sürüş oldu,- tüm katılımcı arkadaşlarımı bu cesaretlerinden ötürü kutlarım. Ayrıca bu etkinliğe katlanır bisikletiyle katılıp büyük bir irade göstererek bitiren Adem kardeşime de kocaman bir "helal olsun "...