@PistonBacak
Fikirlerin beni ilgilendirmiyorsa benim yazdığım konu da benim fikrim görüşüm benim düşüncemdir. Sizin fikirleriniz beni ilgilendirmiyor ise benim fikirlerime de alıntı yapıp cevap yazmazsanız benim fikrime hem cevap yazmamış hemde muhatap olmamış olursunuz. Buraya çindeki kansorojen içerikli boyalı giysilerin listesini sermiş olsam bu sefer de domates, wifi elektronik cihazlar kanser yapmıyor mu teziyle fikir belirteceksiniz ki bunu üç mesaj önceden yaptınız. Ülkede kanser tavan yapmış durumda. Kansorojen boyalar terleme esnasında vücüda direk giriş yaparlar. Bu tehlikeyi göz ününe sermek istedim. Lakin ne bilgisizliğim kaldı ne çini haksız yere kötülemediğim at gözlüklerim kaldı.
(link)
Çin Malı Kıyafet Kanser Yapıyor
Özellikle Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan'dan İthal Edilen Tekstil Ürünlerinde Yüksek Oranlarda Kanserojen Etkili Boya ve Ağır Metal İçeren Maddeler Kullanılıyor.
(link)
Özellikle (link) ve (link)'dan ithal edilen tekstil ürünlerinde yüksek oranlarda kanserojen etkili boya ve ağır metal içeren maddeler olduğu iddia edildi.
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran, (link)'de tüketici sorunlarının daha çok telekomünikasyon ve finans sektöründe yoğunlaştığı, gıda ve giyim güvenliğinin arka planda kaldığına dikkat çekti.
Tekstil ürünlerinde kullanılan, ter yoluyla vücuda nüfuz eden kanserojen etkili boya ve kimyasalların tüketicilerin sağlığını tehdit ettiği şikayetlerinin son günlerde gündeme gelmeye başladığına işaret eden Başaran, "Bu bağlamda, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğinin,özellikle (link) ve (link) gibi ülkelerden ithal edilen tekstil ürünlerinde çok yüksek limitlerde kanserojen etkili azo boyar ve ağır metal içeren maddelerin tespit edildiği ve halk sağlığının ciddi tehdit altında olduğu yolundaki söylemleri tüketiciler için büyük önem taşımaktadır" dedi.
Azo boyar maddesinin, (link)'de, 1995 yılından beri (link) anlaşmasıyla yasaklandığını anımsatan Başaran şöyle dedi:
"Ne yazık ki ne ithal ürünlerde ne de iç piyasada bu yasaklı maddelerin kullanımının denetimi sağlanamamıştır ve tüketicilerden de bu konuda talep gelmemiştir. Bu yüzden AB standardı olan Eko-Teks 100 standardının kullanımı çoğu kez yalnızca AB ülkelerine ihraç ürünlerinde gerçekleştirilmekte, iç piyasada ise merdiven altlarında dahi ne olduğu belirsiz sağlıksız boyalarla giyim ürünleri boyanmaktadır. Uzmanlar da bunun da en iyi belirtisinin giyerken veya yıkarken boyanın akması olduğunu belirtmektedir."
Tekstilde ‘kanser’ riskine dikkat edin
Prof. Dr. Erkan Topuz yüzde yüz organik pamuk, keten ve kenevirden üretilen tekstil ürünlerinin sağlıklı olduğu söyleyerek, “Doğal olmayan pamuk ve sentetiklerdeki azor boyalar astıma ve kanserojen etkilere neden oluyor” dedi
(link)
İyi de hangi Çin malı
Kanserojen diye bazı Çin ve Tayvan malları toplatılıyor iyi ama ya bunları çoktan almış ve kullanıyorsak?
(link)
Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz da tekstil ürünlerinde kanserojen kimyasallar bulunduğuna dikkati çekti. Dünyadaki pamukların sadece yüzde 16’sının tamamen doğal olduğunu belirten Topuz, şunları söyledi: “Kıyafetlerimizin pek çoğu doğal olmayan pamuk ve sentetikten yapılır. Sürekli sıkıştırılır, perkloretilen ve formaldehit içeren kimyasallara maruz kalır. Üzerlerine sentetik azo boyarlar uygulanır. Azo boyarların çok az miktarları bile bağışıklık sisteminde yan etkilere yol açar. Bazı azo boyarlar insanlarda astım gibi hastalıkların artmasına sebep olur. Azo boyarların bir bölümü arilamin içerir. Kansorejen etki de arilominden kaynaklanır. Türkiye’de arilamin sınırı indirildi ve azo boyarlı ürünlerin ithalatına kapı kapatıldı.”
İç çamaşırına dikkat!
Özellikle Çin ve Hindistan’dan gelen tekstil ürünlerinde kullanılan boyalar için yapılan testlerin kanser alarmı verdiğini aktaran Topuz, “Bu ürünlerden uzak durulmalıdır. Bu ülkelerden ithal edilen tekstil ürünlerinin yüzde 3’üne yakınında kanserojen etkili renklendirici azo boyar maddeler sınırların üzerinde çıkmıştır. Özellikle kaşmirlerde ya da kaşmir taklidi olanlarda bu maddelerin çok yüksek miktarda olduğu görülmüştür” dedi.
Prof. Dr. Topuz’un öneri ve uyarıları şöyle sıraladı: “Kıyafetlerimizin beyaz olmaları da risk. Çünkü bunlarda fazla miktarda ağartıcı kullanılmaktadır. Özellikle iç çamaşırlarında aldığımız ürünlere dikkat etmemiz gerekiyor. İç çamaşırları insan vücuduna doğrudan temas ettiği için vücut terlediğinde doğrudan deriye nüfuz eder ve vücutta hormonal değişikliklere neden olur. Bu nedenle aldığımız iç çamaşırlarını zeytinyağlı sabunla en az 3-4 kez yıkanmalı. Yanmayı geciktirici formaldehit maddeler de insan sağlığını tehdit etmekte.
Bu madde özellikle yastık, yorgan ve yataklarda oldukça fazla kullanılmakta ve kısırlıkla gelişim bozukluklarına neden olmakta. Yatakların üzerinde hakiki yün koruyucu olarak kullanılmalı. Ayrıca çabuk yıkanıyor ve çabuk kuruyor diye teflon kaplı yastık ve yorganlarından da kaçınılmalı. Kuru temizleme esnasında kullanılan kimyasallar da tehlikeli. Kuru temizlemede perkloretilene ihtiyaç duymayan giysiler tercih edilmeli. Islak temizleme seçeneği olan, sıvı karbon dioksit, sitrus sıvı temizleyicler kullanan kuru temizleyicilere gidilmelidir. Temizlemeden aldıktan sonra da 15-20 gün havalandırılmalı. Havalandırmadan giyilen giysilerdeki zararlı maddeler özellikle karaciğer üzerinden bütün vücuda dağılır.”
(link)
Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz da tekstil ürünlerinde kanserojen kimyasallar bulunduğuna dikkati çekti. Dünyadaki pamukların sadece yüzde 16’sının tamamen doğal olduğunu belirten Topuz, şunları söyledi: “Kıyafetlerimizin pek çoğu doğal olmayan pamuk ve sentetikten yapılır. Sürekli sıkıştırılır, perkloretilen ve formaldehit içeren kimyasallara maruz kalır. Üzerlerine sentetik azo boyarlar uygulanır. Azo boyarların çok az miktarları bile bağışıklık sisteminde yan etkilere yol açar. Bazı azo boyarlar insanlarda astım gibi hastalıkların artmasına sebep olur. Azo boyarların bir bölümü arilamin içerir. Kansorejen etki de arilominden kaynaklanır. Türkiye’de arilamin sınırı indirildi ve azo boyarlı ürünlerin ithalatına kapı kapatıldı.”
İç çamaşırına dikkat!
Özellikle Çin ve Hindistan’dan gelen tekstil ürünlerinde kullanılan boyalar için yapılan testlerin kanser alarmı verdiğini aktaran Topuz, “Bu ürünlerden uzak durulmalıdır. Bu ülkelerden ithal edilen tekstil ürünlerinin yüzde 3’üne yakınında kanserojen etkili renklendirici azo boyar maddeler sınırların üzerinde çıkmıştır. Özellikle kaşmirlerde ya da kaşmir taklidi olanlarda bu maddelerin çok yüksek miktarda olduğu görülmüştür” dedi.
Prof. Dr. Topuz’un öneri ve uyarıları şöyle sıraladı: “Kıyafetlerimizin beyaz olmaları da risk. Çünkü bunlarda fazla miktarda ağartıcı kullanılmaktadır. Özellikle iç çamaşırlarında aldığımız ürünlere dikkat etmemiz gerekiyor. İç çamaşırları insan vücuduna doğrudan temas ettiği için vücut terlediğinde doğrudan deriye nüfuz eder ve vücutta hormonal değişikliklere neden olur. Bu nedenle aldığımız iç çamaşırlarını zeytinyağlı sabunla en az 3-4 kez yıkanmalı. Yanmayı geciktirici formaldehit maddeler de insan sağlığını tehdit etmekte.
Bu madde özellikle yastık, yorgan ve yataklarda oldukça fazla kullanılmakta ve kısırlıkla gelişim bozukluklarına neden olmakta. Yatakların üzerinde hakiki yün koruyucu olarak kullanılmalı. Ayrıca çabuk yıkanıyor ve çabuk kuruyor diye teflon kaplı yastık ve yorganlarından da kaçınılmalı. Kuru temizleme esnasında kullanılan kimyasallar da tehlikeli. Kuru temizlemede perkloretilene ihtiyaç duymayan giysiler tercih edilmeli. Islak temizleme seçeneği olan, sıvı karbon dioksit, sitrus sıvı temizleyicler kullanan kuru temizleyicilere gidilmelidir. Temizlemeden aldıktan sonra da 15-20 gün havalandırılmalı. Havalandırmadan giyilen giysilerdeki zararlı maddeler özellikle karaciğer üzerinden bütün vücuda dağılır.”
At gözlüklerimi çıkardım. Oldu mu ?