Scudo Sports

Ultegra veya 105 yerine Tiagra ya da Claris olsa gerçekten ne değişir?

Alelade bir postacı. Sözlerimi çarpıtmayın!
AZ BİR İDMANLA PROFESYONEL BİSIKLETLİ BIR AMATÖR, NORMAL BİR KATLANIR BİSİKLETLİ PROFESYONELE RAHATLIKLA KAFA TUTABİLİR diyorum. Kesinlikle bu şartları savunuyorum. Anlamak bu kadar zor olmasa gerek.
Tamam sizsiniz. Hiç tartışmayacağım, profesyonelleri Tanrı gibi görmeye devam edebilirsiniz. 😌
Cemal Bey, öncelikle selamlar. Sanırım mesajınızdaki tartışmalı bölüm "az bir idman" ifadesi. Kime göre az? Bir pro'nun "az" ı ile söz gelimi benim "az" ım aynı mıdır? Her branşın pro'su o branşın amatörlerinden fersah fersah ötede oluyor. Şuna bir göz atın:
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Scudo
eskilerin şampiyonlariyla şimdinin şampiyonlarını, en iyi oldukları zamanları varsayarak ,aynı etaplara koyacak olsaydık ama kendi yıllarının bisikletlerini değiştirecek şekilde, işte o zaman sonuç ne olurdu?
Çok düşünmeden aklıma eskilerin toz yutturacağı düşüncesi geldi çünkü adamlar günümüzdeki imkanlara sahip değillerdi.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Çok düşünmeden aklıma eskilerin toz yutturacağı düşüncesi geldi çünkü adamlar günümüzdeki imkanlara sahip değillerdi.
Sanki kısa mesafelerde eskiler yer ama uzun bi etap veya bol etaplı bi yarışta yeniler geriden gelip önde bitirir gibi geliyor bana. Tabi yenilerden de eskilerden de kastım sprinterler değil.
 
Sanki kısa mesafelerde eskiler yer ama uzun bi etap veya bol etaplı bi yarışta yeniler geriden gelip önde bitirir gibi geliyor bana. Tabi yenilerden de eskilerden de kastım sprinterler değil.
Son birkaç sene içinde emekli olmuş yada şuan emekli olma aşamasındaki eski diye tabir ettiğimiz jenerasyon prolar, şuan yeni nesil sporcular ile birlikte pelatanun aşırı derece hızlandığını, yarışların daha hızlı geçtiği söylüyorlar. Bunun nedenini sorunca yeni nesil antrenman, ekipman, beslenme biçimi vs olarak sıralıyorlar.

Allah ömür verirse beilkide aynı şeyleri zamanı geldiğinde Pogacar, jonas wingegaard gibi şuan domine eden sporculardan duyağız.
 
Çok düşünmeden aklıma eskilerin toz yutturacağı düşüncesi geldi çünkü adamlar günümüzdeki imkanlara sahip değillerdi.
Ben de sizinle büyük oranda aynı fikirdeyim, yani simdilerin sporcularına daha az iş düşüyor.. çoğu zaman uretecekleri watt larin büyük oranını, beslenme destekleri, daha efektif kadro acıları, daha nitelikli kıyafet veya ayakkabı gibi parçalar, vites oranlarındaki ve sistemlerindeki kazanımlar üretiyor .. Eskiden ise , sporcu ya da takımlar, tüm bu kazanımları belki çok çok az hesaba katıyorlardi, gücün saf dorugunu sunuyorlardi.. Ama iş dönüp dolaşıp sporcudaki potansiyele de geliyor ve bunu açığa çıkarma noktasında kompenentler, beslenme, hatta dinlenme taktikleri , seviyeyi katlayarak arttırıyor.. Bu konudaki deneyimleri yaşamak adına , aynı yolu , örneğin ise gidip gelirken kullandığımız ve yaklasik 40 km lik mesafeyi, claris sistemli ama aynı kadro ve lastiklerin, aynı ayna kol oranlarınin olduğu bir sistemle bitirmeli ve sonraki ilk surusumuzde yine aynı yolu ve saydığım degiskenleri sabit tutarak sadece grup seti dura ace ile değiştirerek tamamlamak , işte o zaman fark ne imiş anlaşılabilir.
Son birkaç sene içinde emekli olmuş yada şuan emekli olma aşamasındaki eski diye tabir ettiğimiz jenerasyon prolar, şuan yeni nesil sporcular ile birlikte pelatanun aşırı derece hızlandığını, yarışların daha hızlı geçtiği söylüyorlar. Bunun nedenini sorunca yeni nesil antrenman, ekipman, beslenme biçimi vs olarak sıralıyorlar.

Allah ömür verirse beilkide aynı şeyleri zamanı geldiğinde Pogacar, jonas wingegaard gibi şuan domine eden sporculardan duyağız.
Bu doğru abi kesinlikle, pollit ti galiba, sadece geçen 2 sene ile bu sene arasında ort +40 ile 50 watt fazla güç üretmek zorunda kaldım demişti pelatonda kalmak icin..

Umarım öyle şeyler demek zorunda kalırlar da, bu pogi-vinge ve diğerleri, farklarının sebebi başka şeyler değildir 😅
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Normal kullanıcı için hiç fark yok diyebiliriz.aslolan dişli oranlarıdır
 
  • Beğen
Tepkiler: Amanita
Ya adamlar full takviye ile yapıyor bu sporu çok da şey etmeyin :D. Hele ki biz Türkiye'de yaşayan insanlar olarak ne kadar protein alıyoruz mesela? Alsak da ne kadara mâl oluyor, tabii bunlarda var...
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Cemal Bey, öncelikle selamlar. Sanırım mesajınızdaki tartışmalı bölüm "az bir idman" ifadesi. Kime göre az? Bir pro'nun "az" ı ile söz gelimi benim "az" ım aynı mıdır? Her branşın pro'su o branşın amatörlerinden fersah fersah ötede oluyor. Şuna bir göz atın:
Söylediklerinizde haklısınız ama bu videodakiler "çocuk" :D

Bence de amatör ve yarı pro olmayı düşünenler hariç 105 setten yükseğine gerek yok. Tourney hariç claris sora tiagra hepsi alınabilir setler bana göre.
 
Söylediklerinizde haklısınız ama bu videodakiler "çocuk" :D

Bence de amatör ve yarı pro olmayı düşünenler hariç 105 setten yükseğine gerek yok. Tourney hariç claris sora tiagra hepsi alınabilir setler bana göre.
Tourney sahipleri üzüldü, kırıldı bu yoruma.. Bi arkadaş var da bizim ordan biliyorum.

Yok şey gözüme toz kaçtı ondan şeoldu ağlamıyom yoksa yanlış anlamayın :(
 
  • Hahaha
Tepkiler: Can Çelik
Tourney sahipleri üzüldü, kırıldı bu yoruma.. Bi arkadaş var da bizim ordan biliyorum.
:D Kırılıp üzülecek bir şey yok imkan meselesi. Allah herkese daha iyisini nasip etsin. Bana göre fiyatını haketmeyen bir serii. Eğer piyasaya göre ucuz aldıysanız hiç yoktan iyidir tabii :D Yani dişli oranları üst segmentlerle aynı olduğu sürece hız olarak bir fark etmiyor sonuçta. Belki sadece benim talihsizliğimdir sürekli garip sesler çıkarmalar, ayarı bozulmalar,geçişlerin pürüzsüz olmaması vs. Kullanıma bağlı bunların hepsi üst segmentlerde de oluyor muhakkak ama daha nadir.
 
Valla ben "tombala vites" in üstüne vites tanımıyorum. İndeks ayarı yok, yok zinciri atmıyo, yok atıyo ama sonrasında tıkırtı geliyo derdi yok, vites telinin esnemesiyle tekrar vites ayarı gerektirmesi derdi yok. Hiç bi derdi yok, mükemmel bir sistem. Gavur ne demiş, Simple is Best.

 
  • Beğen
Tepkiler: PuncherZ
Valla ben "tombala vites" in üstüne vites tanımıyorum. İndeks ayarı yok, yok zinciri atmıyo, yok atıyo ama sonrasında tıkırtı geliyo derdi yok, vites telinin esnemesiyle tekrar vites ayarı gerektirmesi derdi yok. Hiç bi derdi yok, mükemmel bir sistem. Gavur ne demiş, Simple is Best.

Bu vites sistemi adeta debriyaja basıp vites atmak gibidir, hastasıyız...
 
Çok üst seviye pro değilseniz hiçbir şey değişmez.
Ben senelerce 9lu sistem kullandım, zinciri ucuz, parçası ucuz, basınca da gidiyor. Ağırlık farkı da Max 250-350 gram kadar 105 ile.

Bizim ulkemizde bu konuların boku çıktı maalesef. Ekim ayında warmshowers kanalıyla bir hafta Fransız bir arkadaş ağırladım, 70li yıllardan kalma çelik bir yol bisikleti (Peugeot), jantlar düz standart, grupset isimsiz ne olduğu belli değil, lastikler alelade bir lastik, yani bisiklette vay be diyeceğiniz hiçbir unsur yok, adam günlük 150-200 km arası yaparak dağları, kıtayı aşmış gelmiş. Bir de yüklü bisiklet. Her yerinde bir şekilde tutturulmuş çantaları var.

Ben sırf stravada verisi yüksek çıksın diye ağırlıktan kurtulma odaklı olarak alyan seti, iç lastik taşımayan adam gördüm. Ondan sonra lastik patlayınca ya taksiyle dönüyor, ya da yol kenarinda milletten iç lastik dileniyor. Nereden baksan saçmalık, mallık.

Biz bu grupset işini çok abartiyoruz. İnanılmaz abartiyoruz ve ben buna gıcık oluyorum.

50 yaşındayım, 35 senedir yol bisikleti kullanıyorum ve 10'lu sisteme daha yeni geçtim. Ve fazlasıyla yeterli oluyor. Hatta gereksiz bile. 8'li claris bile yeterliydi.

Yarış koşarsın anlarım bak. Ama haftasonu 50 km düzde Sarıyer Beşiktaş arası kullanacak adamın bisikletinde ultegra olsa ne olur, claris olsa ne olur?

Bunlar sırf özenti, başkasına kendini beğendirme, millete hava atma vs. Başka birşey değil. Şehirde 4x4 araçla gezen adamın vizyonsuzlugundan bir farkı yok bunların.
 
Çok üst seviye pro değilseniz hiçbir şey değişmez.
Ben senelerce 9lu sistem kullandım, zinciri ucuz, parçası ucuz, basınca da gidiyor. Ağırlık farkı da Max 250-350 gram kadar 105 ile.

Bizim ulkemizde bu konuların boku çıktı maalesef. Ekim ayında warmshowers kanalıyla bir hafta Fransız bir arkadaş ağırladım, 70li yıllardan kalma çelik bir yol bisikleti (Peugeot), jantlar düz standart, grupset isimsiz ne olduğu belli değil, lastikler alelade bir lastik, yani bisiklette vay be diyeceğiniz hiçbir unsur yok, adam günlük 150-200 km arası yaparak dağları, kıtayı aşmış gelmiş. Bir de yüklü bisiklet. Her yerinde bir şekilde tutturulmuş çantaları var.

Ben sırf stravada verisi yüksek çıksın diye ağırlıktan kurtulma odaklı olarak alyan seti, iç lastik taşımayan adam gördüm. Ondan sonra lastik patlayınca ya taksiyle dönüyor, ya da yol kenarinda milletten iç lastik dileniyor. Nereden baksan saçmalık, mallık.

Biz bu grupset işini çok abartiyoruz. İnanılmaz abartiyoruz ve ben buna gıcık oluyorum.

50 yaşındayım, 35 senedir yol bisikleti kullanıyorum ve 10'lu sisteme daha yeni geçtim. Ve fazlasıyla yeterli oluyor. Hatta gereksiz bile. 8'li claris bile yeterliydi.

Yarış koşarsın anlarım bak. Ama haftasonu 50 km düzde Sarıyer Beşiktaş arası kullanacak adamın bisikletinde ultegra olsa ne olur, claris olsa ne olur?

Bunlar sırf özenti, başkasına kendini beğendirme, millete hava atma vs. Başka birşey değil. Şehirde 4x4 araçla gezen adamın vizyonsuzlugundan bir farkı yok bunların.
Şöyle özetleyelim; Yarış koşmuyorsanız üst düzey grup setlere ihtiyacınız yok maddi olarak zorlamayacak olanlar da bunu bilerek en iyisini seçebilir, bunda da bir yanlış yok . Ama şunu da belirteyim bisikletle mümkün olduğunca minimum ekipman taşımak her zaman iyidir.
 
  • Beğen
Tepkiler: Clal ve Cemal Ç.
Gerçekçilik ve romantizm arasındaki hiç bitmeyen çekişmedir bu. En üstün kompenent seçimi her zaman özenti, hava atma vs şeklinde algılanmamalı. Kuşkusuz öyle olduğu durumlar da var. Lakin estetik arayışımız bazen sınır tanımaz. Pürüzsüz, Royce marka bir arka göbeğe ( (link) ) veya titanyum iskelete sahip bir Brooks seleye ( (link) ) ihtiyacınız olmayabilir. Ama siz bu parçaların takılı olduğu bisiklete sadece binmezsiniz. Kitap okurken gözünüz duvara astığınız sanat eserine gider, hayran hayran bakarsınız. Hele bir de o binlerce dolarlık, euro'luk parçaları kazancınızdan gıdım gıdım artırarak satın aldıysanız, kimse sizi müsriflikle suçlayamaz. Bunlar hayatın meşru zevkleridir. (Tabii harcamalarınızla zorunlu ihtiyaçlardan kısmıyorsanız.) Çoğu alışveriş deneyimi kendini iyi hissetmekle ilgilidir. Yoksa Ferrari süren bir adam Tofaş'la da gideceği yere gidebilir.

Hamiş: Bisiklete binmek sadece spor yapmak olsaydı, şu link hiç olmazdı: (link)
 
Ferrari ve Tofaş deyince aklıma bir fıkra geldi, belki duymayanlar vardır. Bir Ferrari çeki demirine yolda kalmış bir Murat 124'ü takmış, şehirlerarası uslu uslu gidiyormuş. Aniden yanına bir Lamborghini gelmiş, sürücüsü Ferrari'ye yarışalım mı demiş. Ferrari durur mu, kapışmışlar. Birazdan trafik denetimi yapan polis helikopterinden bir anons gelmiş: "Bir Ferrari ile Lamborghini yarışıyorlar. Arkalarında bir Murat 124, sürekli selektör yapıp yol istiyor."
 
Son düzenleme:
Ferrari ve Tofaş deyince aklıma bir fıkra geldi, belki duymayanlar vardır. Bir Ferrari çeki demirine yolda kalmış bir Murat 124'ü takmış, şehirlerarası uslu uslu gidiyormuş. Aniden yanına bir Lamborghini gelmiş, sürücüsü Ferrari'ye yarışalım mı demiş. Ferrari durur mu, kapışmışlar. Birazdan trafik denetimi yapan polis helikopterinden bir anons gelmiş: "Bir Ferrari ile Lamborghini yarışıyorlar. Arkalarında bir Murat 124, sürekli selektör yapıp yol istiyor."
Fıkrayı biliyordum ancak gevrek gevrek gülerek okudum. Sonunda patladım. 😅
 
  • Beğen
Tepkiler: hakano
Geri