hiçbir zaman "her şey benim için yaratıldı" düşüncesine sahip olmadım, olmam da.
isteyen vegan olabilir, kimseyi veganlıktan çevirme gibi bir derdim olmaz. ama veganların da kendi düşüncelerini mutlak doğru olarak görmeleri, hele ki şu konuda IŞİD benzetmesine varacak kadar bunu teröre dökmeleri beni rahatsız ediyor.
evinzide beslediğiniz kedi, köpek bile evrimsel süreçte insanın ihtiyaçları nedeniyle doğal sürecinden ayrışmış hayvanlar yahu! geçenlerde ekşi'de "evcil hayvanlarımız için vegan mama istiyoruz" gibi bir başlık gördüm. HAH! bir kulak arkası kalmıştı. iyi misiniz? insan egosu için eve hapsedilen evcil hayvanını beslemek için vegan mama arayan bir aktivist hayvansever! bol miktarda kavram kargaşası içerisindeyiz! sağlığı için et yemeye mecbur olan kendisini vegan besleme kafasındaki insanlar var bu ülkede. tamam da kardeşim sen vegan ol da, hayvanını niye doğasındaki eğilimlerinden koparmaya çalışıyorsun?
neyse konu bu değil.
endüstriyel hayvancılığa karşı olmak, "kendim ihtiyacım için eti doğadan sağlamıyorsam para verip onu almam", "bu da bir cinayet" gibi söylemler.
bakın. bilgi birikimi arttıkça toplumsal yaşam gelişmeye başladı.
bir insan hem evini yapıp, hem mızrağını bileyip avını yakalayarak hayatını geçindirip, tarım vs her işi kendisi yapamaz günümüz toplumunda. çiftçi benim için domates eker, hayvancı koyunlarını otlatır, ben evler köprülerini yaparım, doktor sağlıklarını kontrol eder. sonunda hepsi, yaptığı işlerin sonucu olarak diğer hizmetlere ulaşır. bu, yönetim sisteminin adaletine göre herkesin eşit olması sonucunu da doğurabilir, bazılarının daha eşit olmasını da. bu farklı bir tartışmanın konusu. yani ben ete ulaşmak istiyorum, ama hayvancılık yapacak durumda değilim. benim için bunu başkaları yapıyor. siz et yemeyebilirsiniz, ancak çokça yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuç şu, bugünkü iri beyinlerimizi et yiyen atalarımıza borçluyuz. ben de et yemek istiyorum ve birileri benim için hayvancılık yapıyor.
(link)
gereksiz duyar kasılmasına varıyor bu veganlık meselesinin tartışılması.
bugünkü zeka seviyemize varmamız da devam eden doğal bir evrim sürecinin sonuçlarındandır. nasıl ki ilkel dönemlerimizde hayvanları taşla, sopayla, mızrakla avlıyor olmamız besin zincirinin bir yerinde olmamızın sonucuysa; zekamızın ve bilgi birikimimizin bugüne varmasıyla toplumsal iş bölümünün bu raddeye gelmesi sonucu ihtiyaçlarımızı karşılamamız da o kadar doğaldır. aslana yem olan zebra da evriminin sonucunda ölüyorsa, hayvancılığımızda kullanılan türler de bizim fiziksel ve toplumsal evrimimizin sonucunda ölüyor.
siz kabul edin veya etmeyin. bazı türlerin hayatını devam ettirebilmesi için diğer bazı türlerin ölmesi gerekiyor. buna cinayet değil, hayatta kalmak denir. saldırganlaşmayın yönelimlerinizi savunacaksınız diye.
ayrıca, bitkiler de yenildiklerini anlıyorlar.
(link)