Az önce hava durumuna baktım. Yarın rüzgar daha az ama biraz daha soğuk. Ortalama 3 derece falandı. Dedim "Cemal sen çıkarsın, son zamanların zaten". Kıyafetlerimi falan yıkamış, asmıştım.
Bisikletlerimi koyduğum yere geçmek için mutfağın içinden geçiyorum. Normal bir oturma odası kadar mutfak var, ortada yemek masası ve sandalyeler. Nihayetinde bisikleti geçirmek için masanın etrafından dolanıyorum. Aslında kapıdan eve girince dümdüz yürüsen bahçeye çıkılıyor.
Hatta ben bir ara tüfek atışı (.22 LR) bile yapmıştım. Giriş kapısından bahçenin sonuna 25-30 mt falan var.😁
Ne uzattım be.😅
Yarın kalkınca bir 100 km döneyim, kuzey şehirlerini gezeyim diyordum. Aslında sabah 100 niyetim vardı da hanım çocukları okula bırakıver deyince vazgeçtim. 100 km için temiz dört saat lazım bana. Birde Dünya'nın kuzeyinde olunca hava beş gibi kararıyor. Hava zaten soğuk, birde yarım yamalak güneşte gidince, "yandı gülüm keten helva" oluyor.
Sonuçta bugün kaldı, yarın gideyim diyordum. Ben böyle düşünerek bisikleti, malzemelerimi koyarken yeni küçük garajıma, ayak serçe parmağımı mutfaktaki sandalyeye dış falso verir gibi iyi bir vurdum.
Ağrıdı, sövdürdü ama geçti. Yıkandım, yemeğimi yedim bir şey yok. Kızım nenesigilde ("gil" ne demek yahu) kalmak istemiş. Ona kıyafet götürmek için ayakkabılarımı giydim, evden bir çıktım yürüyemiyorum.😄 Yürüyorum da topallayarak.🤣 Sanırım hanım bana komplo için demir sandalye aldı. Serçe parmağım kırıldı galiba.🤪 Benim yarınki 100 hayal oldu.
O değilde bir "parmağım kırıldı sanırım" yazsam daha kolaydı gibi.🤣 Olsun sohbet işte.😊