Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Yarış Anıları Ve Tecrübeler..

alanya mtb deyim 2007 yılı bu benim için bi deneyim yarışı oldu lassa ekibinden bi arkadaş vardı.
benim arkamda beraber gittiğim oda arkadaşım ömer var onun arkasında bu lassa grubu bi yarışçı ömere çekil dedi ve çekilmedi ömer ..... sonra eleman ömere bi tekme yapıştırdı bizim ömer yerde sol fren kırıldı aşağıya kadar koşarak indi bizim ömer aynı lassa grubu arkadaş bu sefer bana taktı yokuşta geçti beni ama son yokuşta depara kalktım tam geçecem önüme kırdı ve yan yana gidonlar birbirine vurarak inişe geçtik o önde ben arkada inişte lastiğine vurdum yol ver dedim yol vermedi bende bi daha vurdum bişi demedi gözüm karardı bir iki viraj sonra gidonuna vurarak geçtim biraz uçuruma doru kaydı o düzelinceye kadar ben farkı actım yarışta 7. geldim
ama federasyonada kızdım antalya ekibine aynı ilde olduğu için harcı vermediler sanki beleş yattık kalktık orda aynı masrafları bizde yaptık herkes gibi neyse benden bu kadar
 
Scudo
2006 Ankara MTB Kupası. İlk yarışım.
Yarışın üçüncü turu. Herkes biryerlerinden soluyor. Hava gayet güzel. scott'dan bir çocukla kapışıyoruz çok uzun süredir. O benim biraz daha önümde. Tam çadırın önündeki virajda ona su uzatıyorlar ve dengesini kaybedip düşüyor. Geçerken centilmenlik edip omzuna dokunuyorum. Aradan bir dakika geçiyor, beni geçerken "eyvallah" diyor.

2. Tur, keçi inişi vardır çok dik, bilen bilir, indikten sonra biri suluğunu düşürüyor ve duymadan devam ediyor. Ben bisikletten inip suluğu alıyorum ve arkadaşı çağırıp suluğu veryorum, o da teşekkür ediyor.

Ürgüp - Türkiye Şamp. 2007
Çağrı 3 metreden uçuyor. 6-7 dakika başında kalıyorum, ambülansa haber veriyorum. Bu sırada Çağrı'ya lik müdahaleyi yapıyorum. Ama soğuyorum, terliyorum deli sıcak dolayısıyla, moralim bozuluyor... devam ediyorum ama ilk tur sonrası yarışı bırakıyorum.

Bilmem ki gereğinden fazla mı centilmenim, yoksa normali mi bu... Sanırım ferdi yarışmanın verdiği bir rahatlık.
 
Bende girdiğim ilk ve tek yarışta gayet güzel gidiyodum(sonuncu:D) Yanlız bi ara(3.tur)önüme bi çocuk geliyo,çocukta yarış numarası yok ama piste girmiş...Ben onu geçiom o beni geçio en sonunda bi inişe geldik ben selenina rkasına oturdum gayet hızlı bi biçimde indim devam ediom arkama bi baktım çocuk üstümden uçuyo resmen:D:Dsonra sağ tarafımda biyerlere düştü:D...Bende durup yardım etmemiştim finish te gördüm saçlarının arasında otlar vardı:D...
Acaba diyorum dursamıydım...:):rolleyes:
 
Güzel konu...
2007 manavgat ilk yarışım. Herkesin başına gelen benimde başıma geldi. Lastiğim patladı..30.km falan. değiştirdim tabi. 10dk sonra tekrar indi. Bir baktım incecik bir diken yandan girmiş tekere. Bu diken aynı zamanda önceki lastiği patlatan diken. Tabi patlak önleyici sıvılardan falan haberim yok; gitiim hafif olsun diye 375gr lık incecik bir dış lastik aldım. Neyse yarışı 10dk da bir ön lastiği şişirerek bitirdim. 4000 kez pompa yapmışım hesaplarıma göre.
 
2004 Kapadokya yarışına Uganda'dan kayıt olmaya çalışan birileri vardı. Ben inanmadım tabi. Zaten gelmediler. Tahminen Türkiye'den birilerinin şakasıydı. Onun dışında çeşitli ünlüler de kayıt olmaya çalıştı, ilginçti, çünkü hepsi sahteydi. Şakacı bir kaç Türk olduğunu gelen mesajları "trace" edince anlamıştım. Türkiyede bir üniversitenin IP adresleri çıkmıştı.
 
@merihpeker

evet sizi hatırlıyorum baya zorlandın sanırım. epey geçtik birbirimizi ama en son kim ğeçti hatırlamıyorum
 
Yazlıka topluca bisiklet sürüyorduk, kardeşim bazı elemanlarla kapışayım derken virajı alamayıp bi arabanın stop lambasına fren kolunu geçirip kırmıştı lambayı, sonra ödedik tabi parasını..

Bir de küçükken 40 derecelik 50mt uzunluğundaki bi yokuştan frensiz salıp sonundaki 90 derecelik dönüşü dönecektim uyduruk bisikletimle. Tam apex'e geldiğimde gidonu sıkıca tutmama rağmen tekerlekle gidonun bağlantısı dayanamadı ve tekerlek viraj dışına doğru döndü, zaten yere çok yakındım doğal olarak asfalta yapışarak viraj dışına doğru süründüm. Sağ tarafımdan bakınca sağlam, soldan bakınca diz-dirsek-çene soyulmuş gözüküyordu :)
 
1993-yada 94 türkiye yol şampiyonası sakarya(adapazarı ) sapanca gölü yanından huzur evine yakın geçen çok dik inişli çıkışlı yollardan asılıyoruz pedallara, hava 40 derece falan alev topuna dönmüşüz :D evlerinin kenarlarında küçük çocuklar bizi her gördüklerinde küçük bardaklarla ıslatıyorlar çokda hoşumuza gidiyor , takım arkadaşım (yiğit) "çocuklar büyük kaplarla su dökün dedi" sonraki turda elinde bir kova ile bir çocuk karşıladı bizi bişey söylemeye fırsat kalmadan bir kova suyu üstüme boca etti, tabi çocuğun boyu kısa ve kova ağır olduğu için başımı tutturamadı, bir kova soğuk su malum bölgede patladı :D ben acıdan yiğit gülmekten yerlerdeyiz :D
 
@Bülent ÖZER

Bülent'im !

Ucuz atlatmışsın sen bize lazımsın.

Su çokmu soğuktu ?
Yukardanmı boşalttı yoksa geriliptemi boca etti ?
Bir sonraki turda ne oldu ?

Alem adamsın vesselam kanka !
 
  • Beğen
Tepkiler: Bülent ÖZER
Ehehehe bi hasar yoktur inşallah :D
 
Güzel bir konu olmuş, ben de izninizle başımdan geçen ilginç şeyleri paylaşayım. Çok şükür şimdiye kadar hiçbir yarışta lastik patlaması, düşme, kaza gibi talihsizlikler yaşamadım. Benim başıma gelenler daha "dumur edici" detaylar. :)


- Yol bisikleti kriteryum yarışına bir kadın sporcunun mtb ile katılması ve start alana kadar kimsenin bunu fark etmemesi.

- Yolun start almadan önce ıslak ve çamurlu olması, alana geldiğimizde polislerin yolu hortumla temizlemeye çalışmaları ve bize "ne zaman bitecek bu yarış, bitse de gitsek" diye sormaları.:)

- Yarış parkurunu otobüs durağı kenarına yapmaları, otobüse binmek için yayaların önümüzden geçmesi, son anda sıyrılıp mutlak bir kazanın eşiğinden dönmem.

- Yarış parkuru hattını yol ayrımında yanlış yere ve kafa karıştıracak şekilde çizmeleri, bu yüzden bazı yarışçıların parkuru şaşırması, yolunu kaybetmesi.

- Tur yemediğim halde hakemin yarışın ortasında, "yarışı terk et" diye çağrı yapması.

- Pelotonda giderken kızların kendi aralarında dedikodu yapması. :)


Daha böyle gider bu...:)
 
2005 yılındaydı galiba osmaniye/kadirli ilçesinde ol yarışı vardı.kütahyadan osmaniyeye ilginç bi yolculuk sonrasında vardık.özel arabanızın olmaması ne kadar kötü herneyse kadirli güzel bi yer fakat ilçede otel sayısı az ve bizden önce gelen sporcular otelleri doldurmuş bize su sporları merkezinde kalacak yer ayarlandı kadirliden 20 km falan yukarıda.antalyalı arkadaşların arabasına binip çıkıyoruz kalacağımız yere yer güsel.bir çok takım aynı yerdeyiz.bisikletlerimiz kadirli gençlik ve spor müd.binasına bırakmıştık.ertesi gün bizim yarışımız saat 2 deydi.sabah nsl yağmur yağmış yarış iptal ourmu die düşünüyoruz öyle yani neyse kahvaltıdan sonra çıktık yola sivaslı arkadaşların arabasıyla antrenörleri hakan hocam çok hızlı çok eğlenceli olmuştu ama ne inişti :)kadirlie geldik bisikletlerin yanına ama midede ne varsa çıkacak çaresiz çıkardık :D(pardon)yağmur dinmişti.ama yağacaktı belliydi startta yerler sonderece ıslaktı.start verildi ama önünüzü zor görüyorsunuz öndeki arkadaşın tekerindeki çamur direk bende neyse grupla birlikte 40 km gidiyoruz.o yağmurda giderken çat çut bir ses ön taraf yerde haliyle yerler ıslak duramayıp bende yatıyorum yere kalktığımda sadece sağ elcek haşat çalışmıyor aksilik bu ya vites yüksek düşüremiyorum ufak aynaya alıncada olmuyor.aynı vitesle devam :)konyalı hüseyin özcan arkadaşımız benim bildiğim 4 defa sağlam düştü veya düşürüldü ama nsl hırstır kopup kopup yetişiyor gruba.dönüşten sonra hal derman kalmıyor üzerimizde ıslanmadık birşey kalmıyor ve hala yağmur devam ediyor.haliyle antrenmanda çok sağlam değildi ana gruptan geriye kalıyoruz.%20 zaman uygulamasının yapıldığı ilk yarış fark yememek için çeviriyoruz ama artık yok yani.%20 ye kalırsak harcırah yok direk cepten bu durumu düşününce yarışı bitirmeye karar veriyorum......takımın hocası bizi takip ediyor benim hocada o arabada gazlıyorlar bizi %20 var basın hadi falan.neyse hakem arabası solda gidiyor biz sağda ....takımın hocası aracı berbat tehlikeli kullanıyor hakem arabasının yanından basıp geçerken yağmurdan dolmuş çukuru farkedememiş çukura giriyor sıçrayan çamur su direk hakem arabasının camın içinden içeri :D:D:D tabi biz bunu baştan farkedememiştik yarış bittiğinde hakemler arabadan inince üst taraf tamamen çamur yüzleri gözleri aman Allah'ım gülücez ama gülemiyoruz.akşam olunca berbat gülmüştük.klasmanın altında bir yazı tekrar kopuyoruz
..... takım antrenörü ..... tehliteli araç kullandığından ihtar cezası verilmiştir.:)

konuyu açan arkadaşa çok teşekkürler bisikletçinin anısı bitmez yarışın her anı anıdır,çok özlüyorum eski günleri anılar anlatıldıkça içim kıpraşıyor.işte böyle ...
 
@Erkut Yiğit

Valla Erkut o gün ne kadar teşekkür etsem azdır sana valla gerçi senide yarıştan ettik ama bende baya fena uçmuşum yani valla... Sıcak felan birleşince... Ertesi gün eczaneye gittik kız arkadaşımla ilaç almaya eczacı amca "dün yarışta yüksekten uçan biri varmış ambulansla götürmüşler o sensin dimi ? " diye sormuştu oda bi anı olarak kaldı o yarıştan bana. Sorası hala toparlayamadım okulda girince araya bisikletten baya baya uzak kaldım...
 
Bende bir anımı anlatayım:)

her nekadar resmi olarak yarışmamış olsam da 2007 avrupa şampiyonasını izlemeye kayseriden 3 arkadaş bisiketle Ürgüp-Göremeye kadar gitmiştik...

Neyse yarış bittikten sonra parkura girelim dedik :) öyle güzel bir yerden girmişiz ki parkura tam teknik inişin olduğu yerde bulduk kendimizi tabi ben gaz inerim dedim ama bisikletimde yol lastikleri takılı tutuş sıfır:) aşağı saldım kendimi sonra toparlayamadım hop aşağı..
neyse kalktım ordan az hasarla ( bir kaç derin çizik) devam ettim inmeye yine aynı şekilde dönemedim bir yerde hop saman balyalarına.. çizikler arttı tabi neyse kalktım ayağa bindim bisiklete yine ama yarışmadan parkurda benden çok düşen yoktur herhalde :D Birde Ürgüp'ün toprağı bembeyazdı baştan aşağı yüzümde dahil bembeyazdım hayalet gibi :) temizlenene kadar neler çekmiştim:)
tabi birde o kadar çizikle Kayseriye kdar tekrar bisiklet sürdüm toplamda 200km bulmuştum o gün.. Gün/ km rekorum :)

Bu arada benimle birlikle Kayseriden Ürgüpe gelenlerden biride BuRrom nickli Burak arkadaşımdı:) baya muhabbetli bir gündü :)
 
2007 Houffalize dünya kupası ayagı, yurt dışında 2. yarışım, Türkiye'nin katıldığı ilk XC Dünya Kupası. zaten heyecan tavan yapmış dünya kupası koşacaz diye, bir de Houffalize gibi efsane bir parkurdayız. yarıştan birkaç gün önce parkur tanımadayız, Kamil Alev, Halil Korkmaz, ben gidiyoruz, benim kafamda kask kamerası, önde Halil ve Kamil. daha parkurun ilk tırmanışında Kamil kendini Dahle nin arkasında bulnca asılıyor pedallara, Halille kalıyoruz. inişi gözükmeyen bir tepe üstüne geldik, birkaç patikadan girilebiliyor, bir baktık dik ve orta ayarda zor bir iniş ama bir anda karşımızda görünce önümde Halil duruyor bir anda, ben de yavaslıyorum. oradaki görevliler "no!no!no! don't stop here! (hayır, burda durma!)" deyip pedalını bile çözmüş olan Halili teknik inişten aşağı itiyorlar :) ben de yavaslamısım ama viteslerim ayarsız, küçük bir daire ciziyorum oldugum yerde, viteslerimi ayarlayıp atıyorum kendimi inişe, erkeklige b*k sürdürmemek gerek :) daha sonra Kamil kayıp, Halille devam ediyoruz parkura, Kamil Dahlenin beyaz taytını kovalıyor :) uzun bir inişin ardından parkurun en iddialı çıkışına başlayacagız. tam asfalta yoldan sola giriş yapcaz, arkamızdan 5-6 kişilk bir grup geliyor, ama ne geliş!!! fumicler ve birkaç terör daha, "gir!gir! arkalarına" diyorum Halile , giriyoruz ama adamlar parkur tanıyor, bizim yarış tempomuzun çok üstünde, bir anda birşeyler oluyor, deli gibi tırmanıyoruz, Halil "ne oldu lan, savaş çıktı, Allah Allah! " diyor, gülsem mi pedal mı çevirsem:)

birkaç gün sonra yarıştayız, sene başında Adana yarışında kırılan arka attırıcım ile 0 puanım var, 245 kişi start alacak, 235 numarayım, Bilal 90 falan, Kamil 111, Halil ve Deli 130larda, staging 15 dk sürüyor, 200 den sonra sıra falan yok yıgılıyoruz. start veriliyor, yaklasık 4-5 sn sonra agır agır cıkıyoruz biz de en arkadan. start loop içinde 300 mt civarında %14 egimli bir tırmanıs var, en arkalardan sıyrılıyorum hafiften ama hala cok arkadayım, o çıkışa gelince önümdeki bisikletci kalabalıgı muhtesem bir görüntü olusturuyor. asfalt bitince parurun orta kısmından patikalara giriyoruz, tabi 245kişi yıgılınca trafik oluyor ama öyle bildigimiz trafikler gibi degil. Gerçekten tekme, yumruk, dirsek, her türlü bagırış, küfür havada uçuşuyor, GERÇEKTEN savaş çıkmış gibi. bu tip yarışlarda tecrübesizim o zaman, önceki günlerde Kamil in söyledikleri aklıma geliyor. "Yığılma olacak elbette bir yerlerde, kaçacak delik ara, bulamazsan, bir psikopat mutlaka çıkar, bagırarak giden, ambulans arkasına girer gibi tkıl peşine" dediğini hatırlıyorum, ben bunları düşünürken, yanımdan yüzüklerin efendisinden çıkmış bir orc karakteri gibi biri geçiyor, öyle bir bagırış, yıkıyor ortalıgı, "aha! ambulans geldi! " diyorum, takılıyorum peşine, kalabalıgı yararak ilerliyoruz, itiş kakış tekme yumruk yol açarak ilerliyoru ambulans. ormana ilk girdiğimiz yerlede 30 mt içinde en a 20 adam geçiyorum, koşarak. bisikletle koşuşum iyidir hep. kalabalıktan çıktıktan sonra bizim ambulansı kaçırıyorum :) parkruun en teknik 3 oklu inişinde tabii ki trafik var, ilk 50 kişi haricinde hemen herkes elinde iniyor ilk tur. zemin kapadokya gibi yumusak ama kumlu degil topraklı, ince toprak, pudra gibi kalkıyor, her yer seyirci dolu, parkurda 20.000 den fazla seyirci var, iniş birka yüz metre, bu sefer ambulans ben oluyorum, bagırıs çığırış, 185-190 nabız yokuş aşagı, patikanın içinden degil kenardaki otların arasından bisikleti elime almış koşarak iniyorum, 15-20 kişi daha kaldı geride. gerçi yokuşlarda geçmeye başlıyor bazıları ama ben zorluyorum elimden geldigince. çıkışlarda her yer insan. Türkiye formasını gören Belçikalılar yarım Türkçe ile "arkadaş, güzel güzel, yallah!yallah!" gibi birşeyler söylüyorlar. yarışmaktan acayip keyif alıyorum, benim için çok uzun sürmüyor tabii yarış, yarım tur(start loop ) ve ardından 2 tur sonra 175. olarak %80 e alınıyorum.

elimden geleni sonuna kadar yapmışım, limitlerime kadar zorlamışım kendimi, şimdiye kadar en yüksek avg ve max nabızlrımı görmüşüm, inanılmaz keyif almışım. daha ne olsun :D
 
2007 Polonezköy yarışında şu meşhur dik inişe fazla hızlı giriyorum, ufak bi kasiste havalanan bisikleti kontrolde zorlanıyorum, bir önceki turda kırılan ön vites kablosuda işin tuzu biberi oluyor ve ben sol taraftaki ağaçlara bindiriyorum :). Sanırım çarpabileceğim en kötü şekilde çarpıyorum ağaçlara, sol kalçam, sırtım ve daha bir çok yerimi vuruyorum ağaçlara :( sedyeyle çıkarıyorlar parkurdan. Sonuç sol bacakta çatlak kas yırtıkları sırt ve bel bölgelerinde morluklar vs. 2 ay çift değnek geziyorum.
 
2000 yılı Kapadokyadayız, Kadir (usta) çatlak bacağındaki alçıyı atmış gelmiştik yarışa. İkinci gün, iddiam yok, Kadirin bacak çatlak. Anlaştık, parkura fotoğraf çekilmek üzere çıkıyoruz. Amaç keyif almak.

Startta yükleri paylaşıyoruz, fotograf makinası KAdir'e düşüyor. Start veriliyor ki "Allah Allah sesleri". Kadiri gören haber versin. Steve'lerle birlikte kaçıp gidiyor. Önce bir süre bastım amacım yakalayıp fotograf makinasını almak, ama nafile. Sonradan yavaşlamış ama ben de yavaşladıımdan fark kapanmamış. Tabi onun fotografları var parkurda.
 
istanbulda antreman yapıyoruz bır gun hamza kansız ile uskudardan cıkıp sile ye gidecegiz omerlı yolunda bir komyonun arkasına giriyoruz tempo iyi ortalama 40 45 komyon eski hızlı gidemıyor oyle sıleye kadar gidıyoruz donusde ise ben bir mersedes komyonun arkasına giriyorum yokus yukarı yavas gıdıyor ama bır ınıs baslıyor bende sıgma km var adam nevarsa basıyor 80 90 100 110 116 tam 116 cıkmaya korkuyorum o hızda ve sonra yokus baslıyor 80 de arkasından cıkıyorum ama ne cıkıyorum tas toz toprak nevarsa hepsı yuzume ok gıbı saplanıyor duruyorum kenarda hamza gelıyor 15 dakıka sonra ve o gunden berı yenı model komyonların arkasına girmiyorum ve kendı hız rekorumu kırıyorum tam 116 km
 
Geri