2007 Houffalize dünya kupası ayagı, yurt dışında 2. yarışım, Türkiye'nin katıldığı ilk XC Dünya Kupası. zaten heyecan tavan yapmış dünya kupası koşacaz diye, bir de Houffalize gibi efsane bir parkurdayız. yarıştan birkaç gün önce parkur tanımadayız, Kamil Alev, Halil Korkmaz, ben gidiyoruz, benim kafamda kask kamerası, önde Halil ve Kamil. daha parkurun ilk tırmanışında Kamil kendini Dahle nin arkasında bulnca asılıyor pedallara, Halille kalıyoruz. inişi gözükmeyen bir tepe üstüne geldik, birkaç patikadan girilebiliyor, bir baktık dik ve orta ayarda zor bir iniş ama bir anda karşımızda görünce önümde Halil duruyor bir anda, ben de yavaslıyorum. oradaki görevliler "no!no!no! don't stop here! (hayır, burda durma!)" deyip pedalını bile çözmüş olan Halili teknik inişten aşağı itiyorlar
ben de yavaslamısım ama viteslerim ayarsız, küçük bir daire ciziyorum oldugum yerde, viteslerimi ayarlayıp atıyorum kendimi inişe, erkeklige b*k sürdürmemek gerek
daha sonra Kamil kayıp, Halille devam ediyoruz parkura, Kamil Dahlenin beyaz taytını kovalıyor
uzun bir inişin ardından parkurun en iddialı çıkışına başlayacagız. tam asfalta yoldan sola giriş yapcaz, arkamızdan 5-6 kişilk bir grup geliyor, ama ne geliş!!! fumicler ve birkaç terör daha, "gir!gir! arkalarına" diyorum Halile , giriyoruz ama adamlar parkur tanıyor, bizim yarış tempomuzun çok üstünde, bir anda birşeyler oluyor, deli gibi tırmanıyoruz, Halil "ne oldu lan, savaş çıktı, Allah Allah! " diyor, gülsem mi pedal mı çevirsem
birkaç gün sonra yarıştayız, sene başında Adana yarışında kırılan arka attırıcım ile 0 puanım var, 245 kişi start alacak, 235 numarayım, Bilal 90 falan, Kamil 111, Halil ve Deli 130larda, staging 15 dk sürüyor, 200 den sonra sıra falan yok yıgılıyoruz. start veriliyor, yaklasık 4-5 sn sonra agır agır cıkıyoruz biz de en arkadan. start loop içinde 300 mt civarında %14 egimli bir tırmanıs var, en arkalardan sıyrılıyorum hafiften ama hala cok arkadayım, o çıkışa gelince önümdeki bisikletci kalabalıgı muhtesem bir görüntü olusturuyor. asfalt bitince parurun orta kısmından patikalara giriyoruz, tabi 245kişi yıgılınca trafik oluyor ama öyle bildigimiz trafikler gibi degil. Gerçekten tekme, yumruk, dirsek, her türlü bagırış, küfür havada uçuşuyor, GERÇEKTEN savaş çıkmış gibi. bu tip yarışlarda tecrübesizim o zaman, önceki günlerde Kamil in söyledikleri aklıma geliyor. "Yığılma olacak elbette bir yerlerde, kaçacak delik ara, bulamazsan, bir psikopat mutlaka çıkar, bagırarak giden, ambulans arkasına girer gibi tkıl peşine" dediğini hatırlıyorum, ben bunları düşünürken, yanımdan yüzüklerin efendisinden çıkmış bir orc karakteri gibi biri geçiyor, öyle bir bagırış, yıkıyor ortalıgı, "aha! ambulans geldi! " diyorum, takılıyorum peşine, kalabalıgı yararak ilerliyoruz, itiş kakış tekme yumruk yol açarak ilerliyoru ambulans. ormana ilk girdiğimiz yerlede 30 mt içinde en a 20 adam geçiyorum, koşarak. bisikletle koşuşum iyidir hep. kalabalıktan çıktıktan sonra bizim ambulansı kaçırıyorum
parkruun en teknik 3 oklu inişinde tabii ki trafik var, ilk 50 kişi haricinde hemen herkes elinde iniyor ilk tur. zemin kapadokya gibi yumusak ama kumlu degil topraklı, ince toprak, pudra gibi kalkıyor, her yer seyirci dolu, parkurda 20.000 den fazla seyirci var, iniş birka yüz metre, bu sefer ambulans ben oluyorum, bagırıs çığırış, 185-190 nabız yokuş aşagı, patikanın içinden degil kenardaki otların arasından bisikleti elime almış koşarak iniyorum, 15-20 kişi daha kaldı geride. gerçi yokuşlarda geçmeye başlıyor bazıları ama ben zorluyorum elimden geldigince. çıkışlarda her yer insan. Türkiye formasını gören Belçikalılar yarım Türkçe ile "arkadaş, güzel güzel, yallah!yallah!" gibi birşeyler söylüyorlar. yarışmaktan acayip keyif alıyorum, benim için çok uzun sürmüyor tabii yarış, yarım tur(start loop ) ve ardından 2 tur sonra 175. olarak %80 e alınıyorum.
elimden geleni sonuna kadar yapmışım, limitlerime kadar zorlamışım kendimi, şimdiye kadar en yüksek avg ve max nabızlrımı görmüşüm, inanılmaz keyif almışım. daha ne olsun