Sene 2005, 2 Nisan ve ilk Manavgat Maratonundayız.Yarış için özel bir antrenman yapmamıştım, normal bir kondisyondayım.Startta en gerilerde başladım.O yıl hayli kalabalıktı.Üçer beşer geçiyorum.En geri gruptan koptum, ortadaki grubu yakaladım, baktım onların da hızı kesmedi, geçtikçe geçiyorum.20 kişilik en ön grubu yakaladım.Onlar da bir tempo tutturmuşlar deryerle gidiyorlar.Bastım geçtim.
En öndeyim, aynadan da kontrol ediyorum, baktılar tempoyu artıran bir lokomotif geldi, bastıkça basıyorlar
En önde yarışın videosunu çeken kameramanı taşıyan scooter vardı.40'la gidiyor.Yakaladım scooter'ı.Yapıştım dibine.Tabi kameramanla aramızda 50cm kalınca kameraman sürücüyü dürttü, abi bas gaza dedi
Bunlar 50ye çıktı, azcık kopmadan sonra yine yakalıyordum ki aradaki boşluktan sonra tekrar hızlanmak nabzı çok yükseltiyor.Ayrıca bunun maraton olduğunu hatırladım, zaten arka grup da yetişmişti.Girdim aralarına, öyle devam ettim.
Aynı yarıştayız.2 adet feedzone var dediler.2sinde de %80'e takılanlar yarıştan alınacaktı.Bir köprüyü geçtim ve su dağıtanları gördüm.Olm hani muz yok mu? yok dediler.Devam edip tırmandım.Tepede bir görevliye sordum.Abi ilk feedzone nerede diye.Adam çoktan geçtin dedi
Eyvah dedim, muz yok, suyu bitirdik.Bir tane çikolata vardı, o da midede.Dedim aç kaldım.Adam kendine aldığı sandviçi verdi sağolsun
Aynı yarıştayız.Özellikle tırmanışta kısa XC yarışçısı arkadaşları boyuna geçiyorum.Bora abiye kramp girmişti, yerde dinleniyordu.Geçmiş olsun dedim.Devam.Tırmanış bitip de taşlık/kayalık iniş başladığında 40mm çalışan maşamla frenli halde 30-40km arası hızla birkaç km inince eller, bilekler tutmamaya başladı.Arada elleri dinlendirmek için bunnyhop'larla ilerliyorum
Taşlık iniş bitti.Toprak iniş başladı.Duygun'la karşılaştık, O arkada ben önde 45le gidiyorum.Yine bir bunnyhop'a kalktım ve tekerler yere değdiğinde ön lastik yanağından yarıldı ve metrelerce yerde sürüklenerek durabildim.Vücudun sağ tarafı fren balatası görevi gördü.Sanırım ya lastiğimin yanağı bitmişti, ya sürekli inişte fren kullana kullana, sıcak havanın da etkisiyle jant yanağı aşırı ısınıp lastiğin yanağını delmişti.Maşanın şaftı bile yamuldu.Allahtan kafada kask vardı.Duygun heyecanla durdu, Fatih! birşeyin var mı? iyi misin?
dedim iyiyim, bırakma yarışı, devam et.İyi zaten ambulans da 30 metre ötede dedi.Hemen geliyor dedi.Finish'e ambulansla vardım.Bu da böyle bir tecrübe oldu
Bu arada Gürol abinin Kamil geliyor! lu cümlesinde bolca güldüm
geliyor ama Teleferikle geliyor