Scudo Sports

YKS Yerleştirme Sonuçları - Kimler Nereyi Kazandı?

Hocam ben hiç bakmadım nasıl gelmiş diye. tyt türkçe birde ayt kimya çok iyi değildi ama bakmayi da dusunmuyorum. Artık sınav kelimesini 1 ay unutup rahatlamak istiyorum. hesaplarım, kötü gelir moralim bozulur, veya yanlis hesaplarim sonuç gelir beklediğim gibi gelmez. hic stres yapasım yok. bugün sınavdan geldim direk bisikletime ful bakım yaptım kafami boşalttım.
 
Scudo
geçen sene 22binden mezuna bıraktık yaptık bir eşeklik, mezuna bırakmayı düşünen arkadaşlar varsa aile evinde nasıl bir sene geçireceklerini iyice düşünüp karar versin. ayrıca sosyal çevreniz bulunduğunuz yerde mi hala bu çok önemli.
benim arkadaşlarımın çoğu yurtta kalıyordu, yarısı yerleşti başka bir şehre gitti, yarısı da memleketine döndü.
mezuna kalınca daha yoğun çalışma fikri çok hoş ama bu iki etken psikolojinizi ve sınav çalışmalarınızı altüst edebilir(benim etti sayılır :) ).
ben bu sene daha iyi de gelse kötü de gelse yazıp gidiyorum, yeniden girersem de hazırlıktan sonra denerim şansımı artık.
geçmiş olsun, her şey gönlünüzce olur umarım.
 
  • Beğen
Tepkiler: M.İhsan
Hocam ben hiç bakmadım nasıl gelmiş diye. tyt türkçe birde ayt kimya çok iyi değildi ama bakmayi da dusunmuyorum. Artık sınav kelimesini 1 ay unutup rahatlamak istiyorum. hesaplarım, kötü gelir moralim bozulur, veya yanlis hesaplarim sonuç gelir beklediğim gibi gelmez. hic stres yapasım yok. bugün sınavdan geldim direk bisikletime ful bakım yaptım kafami boşalttım.

En mantıklısını yapmışsınız hocam. Ben merakıma yenik düşüp baktım. Keşke bakmasaydım, bu netlerle üniversitenin önünden geçmeye kalksam vururlar. Bisiklet alır sürer kafa dağıtırım diyordum, almayı düşündüğüm bisiklette satılmış. Önümüzde bayram var orada da herkes "bisiklet işi ne oldu?" "Sınav nasıldı?" Gibi şeyler sorup duracaklar zaten.ben bir eşeklik yaptım siz yapmayın.
 
  • Beğen
Tepkiler: el Cezeri
En mantıklısını yapmışsınız hocam. Ben merakıma yenik düşüp baktım. Keşke bakmasaydım, bu netlerle üniversitenin önünden geçmeye kalksam vururlar. Bisiklet alır sürer kafa dağıtırım diyordum, almayı düşündüğüm bisiklette satılmış. Önümüzde bayram var orada da herkes "bisiklet işi ne oldu?" "Sınav nasıldı?" Gibi şeyler sorup duracaklar zaten.ben bir eşeklik yaptım siz yapmayın.
en iyisi netlere bakmamak zaten, geçen sene bakmıştım. sınavın zorluğu sabit olmadığı için bir seneye göre ilk bin, başka bir seneye göre 40 bin gösteriyordu. ne beklenti oluşturmaya gerek var, ne de moral bozmaya. sonuç açıklanana kadar 1 ayı zehir eder insana. açıklanınca göreceğiz zaten, çevrenin sorularına karşı da sabır diliyorum
 
Kişiden kişiye değişir tabii bunlar... Makine mühendisliği okuyup mutlu mesut yaşayan insan da var. Ben kendi açımdan yazıcam. En basit tanımıyla, makine mühendisi "sanayi" demektir, "fabrika" demektir. Bu sebeple iş ortamı bana hitap etmedi. Tabi bunda benim okulu 10 senede bitirmem, makine müh olarak çalışmayı düşünmememden dolayı donanım adına sadece kuru kuru bölüm diplomasına sahip olmam, dolayısıyla kötü bir şirkete (aynı zamanda staj yaptığım yer, Renault'ya parça yapan bir şirket. yani ürünü çıkartan esas firma değil, o firmaya parça yapan yan sanayi) girmemin payı var. Kurumsal firmalarda halinden memnun olan insanlar da epey fazla. Mekanik sistemlere ilgiliyim diye girmiştim. Büyük şirketlere fikir/patent satan, son derece yaratıcı bir mühendis olarak yaşamak vardı 19 yaşındaki cahil kafamda. O motivasyonum 3 sene sonra, bölümdeyken iş hayatında asla kullanmayacağım, tatsız tutsuz derslerle boğuşurken, "makine müh yazan kafama s.çayım" a dönüştü. Ne "bölümü bırakıyorum ve askere gidiyorum" diyebildim, ne de "borç yiğidin kamçısıdır, gerekli gereksiz, bu dersleri vermek boynumun borcu" diyip bölüme sarıldım. Bu "iki arada bi derede" kalma haliyle 53 dersi ve stajları vermem 10 seneyi buldu. Hele son 5 dersi verdiğim dönem hayatımın ruhsal olarak en karanlık dönemi oldu. "Diferansiyel denklemler" isimli, iş hayatında asla kullanmayacağın ama kol gibi saçmasapan dersten bitirme sınavına kalmıştım. Sınav anında yılların bıkkınlığının verdiği stresle ellerim titrediğini hatırlıyorum.

Ayrıca, emeğinin karşılığını maddi olarak alabilmek istiyorsan, "odtü-itü" hükümdarlığının olduğunu düşünenlerdenim. Bu ikisine girersen, çok bişey yapmadan, dalında (makine mühendisliği birbiriyle alakasız iş alanları barındırır) kullanılan popüler yazılımı ve iyi seviyede ingilizce ile direkt iyi bir şirkette başlarsın. Ben YTÜ isimli yerde okudum. Bizde sadece en inekler (ortalama, yabancı dil, sertifika, stajlarda kendini beğendirme üzerine ortaya karışık bir ineklik) direkt büyük şirketlerde işe başlayabildiler.
Can hocam yazdıklarına naçizane bir yorumum olacak; öğrencileri meslekten soğutmaya and içmiş hocalar da bu tip durumlarda pay sahibiler. Makine mühendisliği esasında pek çok alt uzmanlığı bulunan bir bölüm ama yazdıklarınızdan anladığım bölüm ve okulun dolayısı ile de biraz da hocaların mesleği aşılayamamış olmaları da olabilir.
İtü - Odtü - Boğaziçi için belirttiğiniz hegomonya var bence de, piyasada zaman içerisinde benzer durumlara çokça şahit oldum. Yani etiket sadece mühendislik alanında değil hemen her alanda Türkiye'de çok şey katabiliyor (liyakat diye tepinsekte ne yazık ki böyle).
@Eray BAYĞAR kardeşim, öncelikle istediğin puanı alırsın umarım. Mühendislik bölüm seçiminde de önümüzdeki 10-15 sene hangi meslekler daha çok gerekli olacak hangileri tarih olacak buna göre karar vermek te önemli olur. Tabii seçilecek üniversitenin isim yapmış olması da mezuniyet sonrası iş bulma, gelir elde etme tarafında da elinizi güçlendireceğini değerlendirmek önemli.
Selamlar
 
Sınav süreci bitti. Puan ve tercihleri isabetli yapıp bir bölüme yerleşip ömrüne yön vermek isteyenlere bol şans diliyorum...
Mezuniyet sonrası ise muamma..
Her şeye rağmen yaşamak, hedeflere odaklanıp umutlu olmak güzel be kardeşlerim..
Yabancı dil sınavını da önemsemek gerekir, bir dil bir insan, çoğalmalı...
 
@Eray BAYĞAR Bu yazdığım makine müh'e özgü değil, bütün özel sektöre yırmanmaya çalışanlar için geçerli, ama makine ve inşaat mühendisliği için daha da geçerli çünkü bu iki bölümden Türkiye'nin ihtiyacından fersah fersah fazla kişi mezun oluyor, haliyle bunların mezunları bir nevi birbirine "kırdırılıyor".

Girdikten sonra salmayacaksan, hayvanlar gibi ineklemeyi kabul edip yemeyip içmeyip ders çalışacaksan, hiç bir zaman kullanmayacağın ve umrunda olmayan şeyleri zihninde tutacaksan, sırf ders değil, iş hayatında makbul yazılımları öğreneceksen (ingilizce'yi söylemiyorum bile), ortalama yapıp türkiye'nin önde gelen şirketlerinde staj yapacaksan, özetle makine mühendisliği okuyanlar arasındaki "onu almayın, beni alın, benim okulum daha iyi, ben daha çok ders çalıştım, daha çok yazılım biliyorum, daha donanımlıyım, size daha faydalı olurum" yarışında önlerde olacak kadar kendini yırtacaksan, gir. SSCC'nin dediği gibi cv'de odtü-itü-boğaziçi üçlüsünden birinin yazması insan kaynaklarındaki bi b.ktan anlamayan insanlar tarafından artı olarak görülüyor maalesef. İş bulmada bazı yerlerde pozitif ayrımcılığa da denk gelebilirsin şans eseri. Misal, Ford-Otosan fabrikasında üst seviye yöneticilerden biri ytü makine mezunuydu ve ytü'lülere öncelik tanıyordu 9-10 sene önce.

@SSCC "Meslekten soğutmaya and içmiş" ucu açık bir tabir. Mesela, bizdeki makine elemanları veren konstrüksiyon hocalarından biri, o derse hakim olduğunu kanıtlayan notu almamış kişiyi asla geçirmezdi. Kafasını kessen geçirmezdi. Ben o kişiden ilk alışımda yüksek notla geçmiştim çünkü ilgili olduğum konu mukavemet ve konstrüksiyondu. Hocayı sahip olduğu katılık ve mükemmeliyetçilikten dolayı severdim ama bölümün %95'i bu hocayı "meslekten soğutmaya and içmiş" olarak tanımlardı. Hatta eskiden geçer not vermediği için askere gitmek zorunda kalan biri tarafından odasında darp edildiği rivayet olur. Ben de aynı şeyi termodinamikçilere hissederdim. Umrumda bile olmayan, dalımla da ilgisi olmayan, hayatımda kullanmayacağım şeyleri niye arka tarafımdan zorla alıyorum ben kardeşim. İnsan bölüme girerken bilmiyo ki içinden 10 tane birbirinden ayrık meslek çıkan bi bölüm olduğunu. Ahhh ah daha fazla yazmıyım o karanlık dönemi daha fazla hatırlamak istemiyorum.
 
Tanıdığım mühendislerin büyük çoğunluğu termodinamiği bilseler de yaşamın dinamiklerine ( sosyalleşme, iletişim, entelektüel konular v.b.) tersodinamiktiler; ki onlar hiç yok gibiydiler...
 
  • Beğen
Tepkiler: Umur Bora ve MakRo
Az kafayı kullanın! 4 sene kafa patlatıp, birde üzerine yaban ellerde parasıyla sefalet çekeceğinize, AÖF'den devam edin. O 4 sene kaportacı, araba tamircisi, oto elektrikçide çalışıp meslek sahibi olun. Yok ben mühendis olacağım falan deyip 4-5 yıl yırtındıktan sonra kıçı boklu firmalarda asgari ücretin bir tık üzerine sefalet çekip, ağlanmayın. Gidip sorun bir tamirciye veya oto elektrikçiye kaç para kazanıyor. Artık doktor olmak bile para etmiyor bu ülkede.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Önümüzde bayram var orada da herkes "bisiklet işi ne oldu?" "Sınav nasıldı?" Gibi şeyler sorup duracaklar zaten.ben bir eşeklik yaptım siz yapmayın.
Estağfurullah Hocam siz yine de sıkmayın canınızı. Çevreden gelen sorular bazen can sıkıcı olabiliyor, ben normal geçti diyip geçiyorum, hiç umrumda değil açıkçası aile disinda kimin ne düşündüğü. Şöyle

Ben liseye hazırlanırken %11e girmiştim, ablam benden önceki yıl girmişti %5le. Ben de nitelikli bir meslek lisesine gittim. Akraba çevreden bazıları ve ailem; ablamdan sonra ben, ona göre kötü yüzdelik yapınca, ve meslek lisesine gidince beni küçük görmeye başlamıslardi. Okulum kötü diye mi hayır, adı meslek lisesi diye... Ayni bu günkü gibi baskıcı sorular, sözler altında kalmıştım o zaman da. Öyleydi ki bayram da giderdik misafirliğe ablama derslerini sorarlardi masallah çekerlerdi bana bi söz etmezlerdi. Ben ne yaptım, gittiğim okulda 1. Olarak mezun oldum. Hala daha yine Ramazan bayramında, (ablam mevzun ikinci kez bu sene girdi, ben de ilk kez girdim bu sene) ablama sordular çalışmalarını, hedeflerini, bana sormadılar. Sanki mevzuna kalan ablam degil benim...

Demek istediğim okulunda 1. de olsan yaranamassın bazılarına. O yüzden çevreyi kaile almamak lazım. Daha fazla yazarım da gerek yok bunlari yazdım icimi döktüm rahatladım sağolasın.
 
Yabancı dilden sınava giren bisikletçi dostlar, bölüm seçimiyle ilgili sorularınız varsa şahsi tecrübelerim el verdiğince yardımcı olabilirim. 🤘
 
  • Beğen
Tepkiler: makaram
Şimdi ben de bir makine mühendisiyim, hatta önceki mesajlarda yazılanlara bakınca kendimi şanslı da hissettiğimi söylemeliyim. Okulu 6 yılda bitirdim ama mezun olduğumdan beri fena sayılmayacak iş yerlerinde fena sayılmayacak işler yaptım, yapıyorum. Yalnız sadece makine mühendisliği veya mühendislikle ilgili olmayarak; üniversiteler geneliyle ilgili bir şey söylemek istiyorum.

Üniversiteyi toplum baskısı, ebeveyn zorlaması, iyi paralar kazanma arzusu, askerliği erteleme, vb. sebeplerle okumak istiyorsanız -ki maalesef sadece bizde değil dünyada da durum çoğunlukla bu- çok doğru bir yolda değilsiniz. Bazı spesifik bölümler dışında üniversitede edindiğiniz bilgilerin %99'unun profesyonel kariyerinizde size hiç bir fayda sağlamayacağından emin olabilirsiniz.

Üniversitenin insana vermesi gereken şeyler daha farklı. Bilginin kendisini değil bilgiye ulaşmanın yollarını vermeli üniversite, verileni kabul edip onunla yetinmeyi değil daha fazlasına ulaşmak için çabalama heyecanını vermeli, insanı okumuş bir sığıra değil bir entellektüel adayına dönüştürmeli, neyi ne kadar bildiğini neyi ne kadar bilmediğini bilen; yani kendini bilen bir insana dönüştürmeli.

O yüzden, tercihlerinizi yaparken naçizane tavsiyem; istediğiniz bölüm olsun diye saçma sapan "nicelik" üniversitelerini tercih etmeyin. Bizim üniversitelerimiz hiç bir zaman üst düzey üniversiteler olmadı belki ama hala içlerinde old school eğitimcileri olanlar, bir kültürü olanlar, mezun olduğunuzda kendinizi "üniversite mezunu" hissedeceğiniz seçenekler var. Makine laboratuvarı olmayan bir okulda makine mühendisliği okumaktansa adam gibi bir kütüphanesi olan bir okulda daha farklı bölümleri tercih etmek göründüğünden çok daha mantıklı ve hayatınızın geri kalanı için çok daha doğru bir karar olacaktır.

Önceki mesajlarda bahsettiğim piyasaki ODTÜ, İTÜ gibi okulların hegemonyası ve yukarıda bahsettiğim "kendini bilmek" konularıyla ilgili okulda yaşadığım bir örnekle kapatmak isterim. Teknik Resim, Makine Elemanları, Dinamik, vb. gibi önemli dersleri veren ve kimsenin sevmediği, cins, uyuz bir hocamızın Teknik Resim dersindeydik bir gün, arkadaşlarımızdan biri "Hocam yua elektrik elektronikçiler bile AutoCAD'de çizim yapıyor teknik resim dersinde, biz niye hala elle çiziyoruz ki?" gibi bir soru sorma gafletine düşmüştü. Hocamız öyle bir kızdı ki, şöyle bir şey söyledi; "Ulan sen yarın öbürgün AutoCAD'de çizim yapacağını mı zannediyorsun? Onu yapacak olan klimalı ofisinde oturduğu yerde senin 5-10 katın maaş alarak çalışan ODTÜ, İTÜ mezunu makine mühendisi. Senin yapacağın gidip şantiyede şansın varsa çalıştığın firmanın sana vereceği kıçı kırık pick-upın kaputuna o adamın çizdiği çizimi koyup tırnağının kiri olamayacağın ustabaşılarla okumaya çalışmak olacak!". Çok kızmıştık o zaman içimizden tabi ama ne kadar haklı olduğunu ilk çalıştığım yerde böyle bir ODTÜ, İTÜ mezunu mühendisin içine nasıl girilip nasıl çıkılacağını düşünmeden çizdiği bir tankın içinde sıkışıp insanların beni totomdan çekip çıkarmaya çalıştığı an anlamıştım :)
 
Ben de, meşhur kapılı İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme bölümü mezunu olarak şunu söylemek istiyorum; liseden yeni mezun olmuş biri olarak bunu yapmak çok zor ama gerçekten doğru karar vermeye çalışın, burda aile ve rehber öğretmenler de çok büyük etken. İstemediğiniz bir bölüm okuyacağınıza bir sene daha hazırlanmayı başarısızlık olarak görmeyin. İlk sene üniye girip 5-6 senede bitirmektense, baştan mezuna kalıp istediğin yeri kazanmak daha iyidir emin olun. Ben 5 senede bitirdim. İlk 4 sene 110 AKTS, son senemde 130 AKTS verdim:) yumurta kapıya dayanınca misali:) tek pişmanlığım; ne seçtiğim bölüm ne de okulu 5 yılda bitirmem. Dümdüz okudum ne bir yerde çalıştım ne klüplere girdim kendimi ekstradan geliştirecek hiçbir şey yapmadım. Haliyle de mezun olunca iş bulmam uzun sürdü. Şu an bölüm seçecek olsam yine işletme seçerim, iş imkanı çok fazla ama ünide kendine bir şeyler kattıysa ekstradan.

Yukarıda Adil abinin de dediği gibi AÖF okuyup başka bir şekilde de kendinizi geliştirebilirsiniz.
 
tam 2 yıl önce sınava girdim. 2.5 yıl önce sınava 6 ay kala forumda sınavla, çalışmalarımla ilgili yakınmalarımı bile hatırlarım. hatta o zamanlar instagram youtube yasakladığım için sadece bisiklet foruma girerdim. en nihayetinde o kadar vakit gitmiyordu burda. Şuan ise diş hekimliği 2. sınıfın sonuna yaklaşıyorum. vakit gerçekten çok garip bir şekilde geçiyor. Covid karantina ve karantinanın getirdiği yalnızlık derken tamamen psikolojik bir savaş yaşadığım o sene hayatımın en zorlu en kötü senesiydi benim için. şimdi geriye dönüp baktığımda bu kadar zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyor insan. sınava giren arkadaşlarım da umarım gönüllerinden geçen yerleri kazanırlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: el Cezeri
Evet, seneye muhtemelen herhangi bir mani gelmezse bende burda hangi üniversiteyi kazandığımı yazmış olucam. Umarım benim için olumlu bir sonuç gelmiş olur. Sınava girenleri tebrik ediyorum, verdiğiniz emeklerin karşılığını umarım ki almışsınızdır. Benim için şimdiden çalışmalar başlamış durumda. Temennim budur ki ülkemin bir ferdi olarak ülkeme en güzel şekilde bir öğrenci ve vatandaş olabilmek. Sınava girenlerden ricam biliyorum şu anda stresli bir aşamadasınız. Rahat bir vaktinizde bana veya sınava girecek diğer arkadaşlara tavsiyeniz neler olurdu? Şimdiden teşekkür ederim ve inşallah dilediğiniz bölümlere yerleşmiş olursunuz.
 
  • Beğen
Tepkiler: el Cezeri
okula gitmenin bi önemi kalmadı. Yazacağınız bölüm can sıkıntısında bile hobi olarak uğraşacağınız bi bölüm olsun. İlk kez okulda deneyimleyeceğiniz bir bölüm her zaman büyük risktir.

Sadece hırs yapıp bi bölüm yazmak gibi hata yapmayın, dünya, diplomalı işlerden ibaret değil.

Ben bilgisayar mühendisliği okudum. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Bilgisayar okulda öğrenilcek bişey değil. Elektrik vs okuyarak da bilgisayarcı olursunuz. Donanım bilmek avantaj. Bunu elektrikçiler daha iyi biliyor. O yüzden her zaman elektrik çıkışlı birinin bilgisayarcı olması daha mantıklı.(Bunu rehber hocalarından vs duyamazsınız)

Okulda geçen boş 5 seneyi kendi halimde çalışarak geçirseydim çok daha fazla yol kat edeceğimi düşünüyorum. Dersleri kötü biri de değildim. Ama bugün baktığımda ilkokulda bu okul işlerini bırakmak en mantıklısı geliyor. :p
 
okula gitmenin bi önemi kalmadı. Yazacağınız bölüm can sıkıntısında bile hobi olarak uğraşacağınız bi bölüm olsun. İlk kez okulda deneyimleyeceğiniz bir bölüm her zaman büyük risktir.

Sadece hırs yapıp bi bölüm yazmak gibi hata yapmayın, dünya, diplomalı işlerden ibaret değil.

Ben bilgisayar mühendisliği okudum. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Bilgisayar okulda öğrenilcek bişey değil. Elektrik vs okuyarak da bilgisayarcı olursunuz. Donanım bilmek avantaj. Bunu elektrikçiler daha iyi biliyor. O yüzden her zaman elektrik çıkışlı birinin bilgisayarcı olması daha mantıklı.(Bunu rehber hocalarından vs duyamazsınız)

Okulda geçen boş 5 seneyi kendi halimde çalışarak geçirseydim çok daha fazla yol kat edeceğimi düşünüyorum. Aklım olsa ilkokul terk olurdum :p
İş yavaş yavaş benim yazdığıma geliyor sanki. 🤭
 
  • Beğen
Tepkiler: TalhaB.
İş yavaş yavaş benim yazdığıma geliyor sanki. 🤭
hocam siz doktorları öne sürmüşsünüz bi orda katılmıyorum size. onların maaş olayları hep bi aksiyonlu geçiyor karışık işler.Dolar 10 tl yi geçmeden önce maaşları iyi gibiydi sanki ama sonra ne oldu bilmiyorum.

Buna ek olarak vereceğim tavsiye ise: aileden gelen meslek damarını reddetmeyin. Çocukluktan beri gördüğünüz iş en aşina olduğunuz iş oluyor genelde.Aileden gelen geniş bi çevreninin içinde bi işi icra etmek sıfırdan bi sektöre girmeye göre çok daha iyi. Aile çiftçiyse yine aynı alanda çalışmak gibi vs.


Bu ara bi oto sanayi furyası var ama bakalım. Nereye varıcak lol
 
  • Beğen
Tepkiler: el Cezeri
hocam siz doktorları öne sürmüşsünüz bi orda katılmıyorum size. onların maaş olayları hep bi aksiyonlu geçiyor karışık işler.Dolar 10 tl yi geçmeden önce maaşları iyi gibiydi sanki ama sonra ne oldu bilmiyorum.

Buna ek olarak vereceğim tavsiye ise: aileden gelen meslek damarını reddetmeyin. Çocukluktan beri gördüğünüz iş en aşina olduğunuz iş oluyor genelde.Aileden gelen geniş bi çevreninin içinde bi işi icra etmek sıfırdan bi sektöre girmeye göre çok daha iyi.

Bu ara bi oto sanayi furyası var ama bakalım. Nereye varıcak lol
Aileden gelen üzerinden devam etsem şimdi K.H.O. mezunu Erge..... Baly..... mağduru bir devlet memuru olurdum. Bence insan kendini neye ait hissediyorsa, kendini o yönde ilerletmeli. Gerçi yıllar sonra hissettiğim meslek K.H.O. mezunu olmak gerektiriyordu ama ne yazık ki artık çok geçti.
 
Aileden gelen üzerinden devam etsem şimdi K.H.O. mezunu Erge..... Baly..... mağduru bir devlet memuru olurdum. Bence insan kendini neye ait hissediyorsa, kendini o yönde ilerletmeli. Gerçi yıllar sonra hissettiğim meslek K.H.O. mezunu olmak gerektiriyordu ama ne yazık ki artık çok geçti.
Benim dedigime geliyo gibi olmuşsunuz hocam sanki ama K.H.O cikisli olmanizi gerektiren is neydi?
 
Geri