Yol bisikleti rekabeti ve hızı beraberinde getirir. Yol bisikleti kullanıyorum, ben hızlı sürmem, rekabete girmem diyen kusura bakmasın o bisikleti sadece görüntüsü için almıştır.
İlk başlarda bırak tırmanmaya, düz yolda bile hızlı gitmeye kondisyon yetmez. Hız tutkusu inişlerden çıkartılır. Fazla tecrübe sahibi olunmadığından, olabilecek görünmeyen, düşünülmeyen tehlikelerden bir haber cesaretle var hızla inilir o inişlerden. Bir süre sonra kondisyon artar düz yolda ortalama zorlamalar başlar. Sonraki aşaması kaçarı olmayan tırmanışlardır. Kimi zevk alır, fiziği de uygundur iyi tırmanır. Kimi uygun değildir zevk almaz, ben düz yolcuyum der. Zaten ikisinde birden çok iyi olmak çok zordur. Birisinde yoğunlaşınca diğeri zayıflar. Kimisi bu noktada kalır. Ben dağın kralıyım der sadece tırmanışları zorlar. Diğeri ben yolun rüzgarıyım der düz yolları zorlar. Kimisi ise daha genel bakar, düz yolda iyiyim, iyi tırmanamıyorsam iyi inmeliyim veya düz yolda çok iyi değilim tırmanışta telafi edip hızlı inmeliyim vb. İşin sonunda tırmanışcı da düz yolcu da başladığı yere, inişe geri döner. İl baştaki gibi çılgınca kontrolsüz inilmese de hızlı bir inişle geride kalınmaması gerektiği kavranır. Zaten o seviyeye geldiğinde o ilk zamanlarda ki gibi çılgın inişler yapmazsın. Hızlısındır ama daha temkinli, daha kontrollü ve tecrübelisindir.
O nedenle herkes iyi inemez. Ya acemi cesaretli, olacaksın yada tecrübeli, teknik bilir olacaksın.