Scudo Sports

Aç karnına bisiklete binmek

Hocam biraz tutarsız ca söylemde bulunuyorsun. İçinde asparamda yok olsa bile bahsettiğiniz etkilere yol açacak.

Bir ürün olsun ve sporcu içeceği olsun ama içerisinde kimyasal madde bulundursun.

Bakın bu tarz maddeler herkez üzerinde aynı etkiyi göstermez. ben gunde 5 büyük bardak kahve içebiliyorken arkadasım bir kahve içtiğinde değişiklere uğruyor.

Buda bunun gibidir. Ayrıca poweradenın içeriğine bi göz attıgımızda, kesinlikle aspartam ve fenilanin isimli maddeleri göreceksiniz.

Her ne olursa olsun sporcu sağlığı için piyasaya sürülen bir ürünün zararlı maddeler içermesi kesinlikle benim açımdan kabul edilemez.

Coca Cola gibi dünyanın en zararlı içeceğini üreten bir firmanın zaten çıkıpta tam anlamıyla insan sağlığını önsemseyecek faydalı bir ürün üretmesini bekleyemezdim. ayrıca içeriğinde gıda boyası kullanılması bile risk faktörüdür.

evet içerdiği mineraller işlev açısından çok iyidir ama diğer özellikleri kesinlikle göz ardı edileemez. Fazla tüketimlerde sorun teşkil eder en azından X insan dan birinde sorun teskil eder. Hiç kimsenın yaşantısı powerade kadar ucuz olamaz.

saygılar.
 
Scudo
Aspartam aşırı tüketim neticesinde Multiple Skleroz hastalığına yakalanmaya sebeb olabilir.


İnsanları yanlış yönlendirdiğinizi düşünüyorum..MS'in nedeni henüz kesin olarak tespit edilebilmiş değildir...Dünya üzerinde şu an böyle bir bilgi yoktur.Kaynaklarınızı tekrar gözden geçirmenizi öneririm...

Teşekkürler...

Ek:Konu hakkında yararlı bir site..(link).
 
Tam anlamı ile delilleri ile ortaya konulmuş değildir. Fakat aspartam insan sağlığını tehdit eden bir maddedir.

Genclikte vucudun kendini çok hızlı yenilemesinden dolayı pek az insanda etki görülsede uzun vadede kimyasal içeriği olan besinlerin insan sağlığına ne derece büyük bir darbe vurduğu açıktır.

Örneğin rafine şeker bu gunluk kesinlikle 10 gramın uzerinde alınması tavsiye edilmeyen birşeydir.

Vücudun çalışma sisteminide tamamen bozar. Ama söylediğim gibi bazı maddelerin etkileri kısa vadede ortaya cıkmaz.

Yalnız şunu söyliyim Tıpkı sigara içen bir genc bir insanın bu etkiyi 10-15 sene içerisinde görmesi gibi bu tarz besinlerinde etkileri uzun vadede ortaya çıkıyor.

Zaten bakınız insan sağlıgını tehdit eden bütün urunler çok fahiş fiyatlarla satılmakta ve çok alıcısı bulunmaktadır.

Örnek vermek gerekirse kesinlikle ve kesinlikle hazır gıda sanayi, ve hazır içecek sanayi, içerisinde piyasaya surulen butun urunlerin zararlı olduğu halde piyasada bilinmesi ve insanların bu zararlı urunlere tüketimine devam etmesinin sebebi nedir?

Örnek vermek gerekirse su anda kullanılan rafine şekerin 19. YY itibarı ile sadece zengin kısım tarafından tüketildiğini (Zengin yiyeceği olarrak geçer ve rafine şekerin oluşturduğu hastalıklar zengin hastalığı diye anılırdı)

Tabiki buradan kimseye mudahale etmek istemiyorum ama, kesinlikle yapay ürünler yerine yüzde yüz doğal urunler kullanılması, hem yaşam kalitesini arttıracak hemde insanların kafalarındaki soru işaretlerini kaldıracaktır.

Bakın bu gun coca cola gibi dünyanın en zararlı içeceklerinden birisi butun insanlarca tercih edilmesinide anlayamadım.

tabi seçim herkezin kendi hakkı ama ben elimden geldiğince bilgi vermeye calıstım.

saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Motorola
aspartamla ilgili en çok bilinen şey günde 100mg üstünde kullanılması durumunda kanser riskini çoğaltıyor ve şeker hastalarında hastalığın artmasına neden oluyor
 
Bugun aspartam sadece bilinen bir madde. Adı da cok sıkça ortaya çıkmaz zaten. Yalnız bakınız bilinmeyen nice maddelerde var.

1. ALLURA KIRMIZISI (E129) : Gıda boyasıdır. Aperetifler, çerezler, soslar, çorbalar, şarap ve elma sirkesi yapımında kullanılıyor.

Astım, rinit (saman nezlesi dahil) veya ürtikeriniz, kurdeşen gibi sorunlarınız varsa kullanmaktan kaçının.

2.Amarant (E 123) : Şarap, alkollü içecekler, havyar]gibi ürünlerde renklendirici olarak kullanılıyor. Amerika Birleşik Devletlerinde yasaklandı. Astım, rinit, ürtiker ve benzeri diğer allerjilerden rahatsız iseniz kaçının

4. BENZOİK ASİT (E210) : Düşük şekerli yiyecekler, içecekler, tahıllar, ve et ürünlerinde koruyucu olarak kullanılır. Geçici olarak sindirim enzimlerinin fonksiyonlarını engeller. Glisin seviyelerini fazlaca düşürebilir. Astım, rinit, ürtiker ve diğer allerjiler gibi sorunlarınız varsa bu gıdaları tüketirken dikkatli olun.

5.Brilliant Black BN (E151) : İçecekler; soslar, çerezler, şarap ve peynirde kullanılmaktadır. Şayet astım, rinit, ürtiker veya diğer alerjilerden probleminiz varsa kullanmaktan kaçının.

6. Butillendirilmiş Hidroksi anizol(BHA) (E320): Özellikle yağlı yiyeceklerde ve şarküteri türü etlerde koruyucu olarak kullanılmaktadır.

Uluslararası Kanser Araştırma Enstitüsü BHA’nın insanlar için kanserojen bir madde olduğunu belirtmiştir. Bu madde aynı zamanda nitritlerle birleşerek hücre DNA’sında değişime yol açan kimyasallar oluşturur.

7.Kalsiyum benzoat (E213) : Pek çok yiyecek, içecek, düşük şekerli ürünler, kahvaltılık tahıllar ve et ürünlerinde koruyucu olarak kullanılmaktadır.

Geçici olarak sindirim enzimlerinin fonksiyonlarını ve glisinvisimli amino asitin seviyelerini düşürür. Saman nezlesi, kurdeşen ve astımı olanlar kaçınmalıdır.

8.Kalsiyum Sülfit (E226): Çok geniş bir yelpazede ki yiyecek türlerinde koruyucu olarak kullanılmaktadır. Bunların arasında hamburger köfteleri, bisküviler, dondurulmuş gıdalar, mantar ve turptan yapılan özel soslarda kullanılaır. Ayrıca eski ürünleri taze göstermek amacıyla da bu üründen yararlanılmaktadır.

ABD’de sülfitlerin kullanımı et dahil pek çok gıda maddesinde yasaklanmıştır. Bronşit sorunları, ateş basması,düşük tansiyon, karıncalanma ve anaflaktik şoka yol açabilirler. Uluslarası Çalışma Organizasyonu bronşiyal astım, kardiyovasküler sorunlar, solunum sorunlarınız ve anfizeminiz varsa bu maddeden kaçınılmasını belirtmiştir

8.Monosodyum Glutamat (MSG) (E621): Lezzet arttırıcı. Başta basınç hissi yarattığı, krizler ve göğüs ağrıları yaptığı tesbit edilmiştir. Ayrıca, başağrısı, nezle, yanma hissi ve yüzde kasılmalar oluşturabilir. Bebek maması üreten pek çok şirket ürünlerine bu maddeyi eklemekten vazgeçmişlerdir.

9.Ponceau 4R, Conchineal Red A (E124): Gıda boyası. Astım, rinit veya ürtiker sorunları olan kişilerde bu semptomların daha da kötü bir hale gelmesine yol açar.

10.Potasyum Benzoat (E212): Aynen kalsiyum benozoat gibi.

11.Potasyum nitrat (E249): İşlem görmüş etler, ve konserve et ürünlerinde koruyucu olarak kullanılır. Kandaki oksijen taşıma kapasitesini düşürür. Diğer maddelerle birleşerek kanserojen nitrözaminler ortaya çıkar ve böbrek üstü bezde atrofiye sebep olur.

12.Propil p-hidroksi benzoat, propilparaben ve paraben (F216) : Tahıllar, çerezler, pateler, et ve şarküteri ürünlerinde kullanılır.

Parabenlerin kronik dermatite sebep olduğu çeşitli vesilelerle tesbit edilmiştir.

13.Sakarin ve Sakarinin Sodyum, Potasyum ve Kalsiyum tuzları: Şekersiz ve diet ürünlerde tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Uluslararası Kanser araştırma Enstitüsünün yaptığı araştırmalara göre sakarinin insanlar için kanserojen bir madde olduğu belirtilmiştir.

14. Sodyum Metabisülfit: Koruyucu ve antioksidan olarak kullanılr. Yaşamı tehdit eden bir astım türünü provoke edebilir.

15. Sodyum sülfit (E221) : Şarap yapımcılığı ve benzeri işlenmiş gıdalar üretiminde kullanılan bir koruyucu.

Sülfitlerin astım ataklarını tetikledikleri düşünülmektedir. Astım hastalarının çoğu besinlerdeki sülfitlere karşı hassastır.

16. Kalay Klorür (tin) E512 : Şişe ve teneke halindeki konserve gıdalarda ve meyve sularında hem antioksidan hem de besinin rengini korumak için kullanılmaktadır.

Litrede 250 mg.dan daha fazla kalay konsantresi içeren meyve sularının akut zehirlenmelere neden olduğu bildirilmiştir.

17.Sülfür dioksit (E220) : Koruyucu olarak kullanılmaktadır. Sülfür dioksit besinlerde bulunan pek çok madde ile reaksiyona girer. Bunların arasında vücud için gerekli vitaminler, mineraller, enzimler ve gerekli yağ asitleri vardır. Ters reaksiyonlar, bronşit sorunları özellikle astıma ve hipo tansiyon (düşük tansiyona eğilimi olanlarda), gelip giden karıncalanma hisleri veya anaflaktik şok görülür. Uluslararası Çalışma Organizasyonu konjuktivit, bronşit, amfizem, bronşiyal astım veya kardiyovasküler rahatsızlıkları olanların bu maddeden kaçınması gerektiğini söylemiştir.

18.Gün batımı sarısı FCF, Portakal Sarısı (E110): Gıda boyası. Hayvanlarda yapılan bazı çalışmalar bu maddelerin ciddi kilo kayıplarına yol açtıklarını ve büyümeyi engellediklerini belirtmiştir. Astım, rinit veya ürtiker sorunları olanların bu maddeden kaçınmaları gerekir.

19.Tartrazin (E102): Sarı gıda boyası : Alerjik reaksiyonlar ve astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca çocuklarda hiperaktivite sorunlarına da yol açtığı tesbit edilmiştir. Astım, rinit ve ürtiker sıkıntısı çekenler bu gıdayı tükettikten sonra sonra semptomların daha da kötüleştiğini görmüşlerdir.

Birde mısır şurubu var tabiki. Buda acayip zararlıdır.

Nisastadan elde edilmis besleyici sakkaritlerin saflastırılmıs sulu cozeltısı. mısır patates bugday nisatası mısır surubu hammedesı olarak kullanılmaktaysada urun mısır surubu ısmini en buyuk uretici olan abd de hammadde olarak yaygın bicimde mısır kullanımından alır. glikoz surubu olarak da adlandırılırlar.
baslıca kullanım alanları : sekerleme sanayii, recel ve marmelatlar, alkollu alkolsuz ıcecekler, fırıncılık urunleri.

Tatlandırıcı olarak içeriğinde mısır şurubu kullanılan kola ve asitli içeceklerde şeker hastalığına yakalanma riskinin normalden 6 kat fazla olduğu tespit edildi.

Bahsetmeye çalıştığım tam olarak bunlardı. Her şey sağlığımız için.

saygılar.
 
Bir yargıya varabilmek için ortada sağlam kanıtların olması gerekir.Eğer aspartamın fazla tüketimi 'Ms yapabilir' diye söylerseniz elinizde kanıt olmadan yargıya varırsınız ve bu yanlış yönlenmelere yol açabilir.Sizin de söyledğiniz gibi kanıtlanmış birşey henüz yoktur ve bu durumda söyledikleriniz geçersizdir.Bilgi kirliliğinden öteye gidememiştir.Bana kalırsa da 'su'sağlığımızı tehdit eden bir içeçektir.Su zehirlenmesini eminim ki tüm bisikletçi arkadaşlarımız biliyordur..Burda asıl anlatılmak istenen suyun bile dozunda içilmediğinde insan sağlığı üzerinde olumsuz yan etkileri olabieceğine dikkat çekmektir.

Çok bilinen bir söz vardır..'ilaç ile zehir arasındaki tek fark dozdur'..Bunu aklımızdan çıkarmadan sağlık personelinin önerileri doğrultusunda ilaçlarımızı ya da gıda takviyelerimizi kullanırsak herhangi bir problem yaşamayız.

aspartamla ilgili en çok bilinen şey günde 100mg üstünde kullanılması durumunda kanser riskini çoğaltıyor ve şeker hastalarında hastalığın artmasına neden oluyor
Dün 11:22 PM

Kaynağınızı rica edebilir miyim?
 
hergün eve dönüşte arabada ntv radyo dinliyorum ve ntvye farklı bi güvenim var
arşivinden araştırıp size göndermeye çalışıcam

(link) bu olabilir
 
@nomercy

Sadece ms hastalığına giden etkenlerden birisi oldugu dusunuluyor. ayrıca su sağlığımızı tehdit eden bir içecek gayette olabilir.

eğer vücudunuza çok fazla miktarda su alınırsa zehirlenme olur.

Ayrıca ülkemizde ankara civarında insanlara kızılırmak suyu içirildi. 21 gunluk süreçte.

Dikkatimi çeken insanların sağlıkları ile oynamak çok kolay gibi sanki.

İçeriğinde bulunan metaller yuzunden özellikle arsenik gayette tabi suyun bile zehirleyici etkileri olduğunu gözler önüne seriyor.

Burada anlatılmak istenen şu simdi vücudumuzun bir direnci var bir bağaşıklık sistemi var zehirli ve toksik maddeleri biriktirme meyilli var.

Bu etkilerin ileriki yıllarda ortaya çıkmasından söz ediyorum ben.

Kesinlikle vücudumuzda her gün bir savaş veriliyor. Cunku hemen hemen her yerde mikropların olması muhtemel.

Ama gunun birinde vücut orduları yaslanacak, ve bununda sebebi bu kimyasal toksik maddeler olacaktır.

ne demek istediğimi sanırım anlatabildim ben iki 1 sene 5 senelik sorunlardan deil hayatımızın 45-50 li yaşlardan sonra oluşabilecek sorunlarına değiniyorum.

Bu gun Asya toplumuna baktıgımızda 50 yasşındaki insanlar gencecik gorunduğu apaçık ortada.

Bununda sırrı beslenme ve zehir saçan maddelerden arındırılmış olmaktır.

Özellikle hindistan ve avrupa kıtası kıstas alındığında kesinlikle hindistandaki 50 yasında bir bireyle türkiyedeki 50 yasında bir bireyin aynı olmadığını göreceğiz.

Açıkça asya toplumlarında insanlar yaşlansa bile batı toplumları kadar çökmüyorlar.

Bununda sebebi sanırım beslenme ve yapay maddelerin kullanılmamasında gizli.

Tabi asya toplumlarından bununla beraber olgun yaşa erişmiş japon kadınları ve japon erkekleri arasında dunyada bir kıyaslama yaptığınızda kesinlikle yaşlandıgımız zaman bile dinç olmanın sırrının hazır içecek ve yiyecek sanayisinden uzak olduğunu anlıyoruz.

Rafine urunlerin olmadığı, toplumlar guclu ve kuvvetli olur.

Zaten bakınız amerika örneğine baktıgınızda kıtada inanılmaz derecede obezite ve bir zeka geriliği var. Dunyanın en buyuk hazır içecek hazır yiyecek sanayisine bağlı bir toplum.

pek yemek pişirmeyi sevmeyen ve dışarıdan hazır gıdalar alan bu toplum gerçekten aşırı depresyon ve aşırı sağlık sorunları obezite ile mucadele için dunyanın parasını harcıyor ama yinede bu urunleri tüketmekten vazgeçmiyorlar.

Bir film izlemiştim. Super size me diye. inanılmaz derecede adam sadece gunde 3 öğün mc donaldds ürünleri ve coca cola tarzı içecekleri içerek bir ayda 30 kg alıyor ve bir sürü sağlık sorunu baş gösteriyor.

Ve heriflerin yediği yemeklerin dozunu goren varsa inanılmaz.

Super kıta diye bahsedilen bu kıtanın insanlarının bu aciz duruma düşmesi gerçekten acındırıcı.

kesinlikle yapay ve hazır yiyecek içecek sanayisinin urettiği ürünlerden sonuna kadar uzak durmalı.

saygılar.

saygılar.
 
@keremkeke

Merhaba,
Verdiğiniz linkte bahsettiğiniz doz hakkında bir bilgi edinemedim.Eğer başka bir kaynağınız varsa onu da rica edebilir miyim?

Teşekkürler..:)
 
üstünden bi kaç ay geçen bi haberi direk bulmam zor

bu link size yeterli gelmediyse söyleyecek bişeyim yok :)
 
@keremkeke

Tahminimde yanılmadığımı gösterdiniz..İgi ve alakanıza teşekkür ederim.

Aspartam hakkında toksikolojik değerlendirme;

Sonuç: Aspartamın tatlandırıcı olarak onay almasının ardından 20 yıldan fazla süre geçmiştir. Güvenilirliği çok sayıda metabolizma ve tolerans çalışmalarıyla, sağlıklı yenidoğanları, çocukları, adolesan ve yetişkinleri de kapsayan alt popülasyonlarda, obez bireylerde, diyabetiklerde, laktasyonda ve esansiyel aminoasit olan Phe’i az metabolize edebilen heterozigot fenilketonürili bireylerde doğrulanmıştır. Bununla birlikte, baş ağrısı, tutarık, allerjik tipte reaksiyonlar görülmesi ve davranış, kavrama ve duygusal durumda değişiklikler ile aspartam kullanımı arasındaki olası ilişkinin değerlendirilmesini kapsayan araştırmalar, kullanımının onaylanmasından sonra da devam etmiştir. Aspartamın güvenilirliğini destekleyen bu kapsamlı veriler düzenleyici kuruluşlarca değerlendirilmiş, aspartam metabolitlerinin zıt etkilere neden olabilecek plazma konsantrasyonlarına ulaşabilmeleri için, alınması gereken aspartam miktarının günlük tüketilmesinin mümkün olmadığı kanıtlanmıştır. Pazarlama öncesi ve sonrası değerlendirmeleri de kapsayan aspartamla ilgili tüm araştırmalar, aspartamın ADI dozlarında güvenli olduğunu göstermektedir (1).



Öneriler: İlaç dahil her kimyasal madde toksik etki potansiyaline sahiptir. Toksisiteyi belirleyen en önemli faktör dozdur. Aspartam için de bu kural geçerlidir. Aspartam için bildirilen günlük müsaade edilen doz sağlıklı bir yetişkin için 50 mg/kg’dır. Bu dozun aşılmamasına özen ve dikkat gösterilmelidir. Aspartam tatlandırıcı olarak sadece çay yada kahvede kullanılmayıp, limonata veya diğer alkolsüz içeceklere de katıldığından toplam alınan doza dikkat edilmelidir. Aspartam ile tatlandırılan ürünlerin etiketlerine, o ürünün içindeki total aspartam miktarı mutlaka ve okunur biçimde yazılmalıdır. Aspartam içeren gıdaların etiketlerine, fenilketonürili bireyler için mutlaka uyarı yazılmalıdır. Gebelerde, çocuklarda, yaşlılarda ve emzirme dönemindeki kadınlarda kullanımı asla suistimal edilmemelidir. Özellikle suni tatlandırıcı kullanım zorunluluğu olan bireyler başta olmak üzere, bütün tüketiciler günlük müsaade edilen dozdan fazla aspartam tüketiminin, tüm kimyasal maddelerde olduğu gibi, istenmeyen sonuçlar doğurabileceği konusunda bilinçlendirilmelidir.

Kaynak:(link)
 
(link)

(link)

bunlar konu ile ilgili yazılar.

Pekala şöyle dusunelim bu gun aspartam ve sakarin benzeri tatlandırıcılar hatta rafine şekerin üretimi durdurulsa hazır yiyecek ve içecek sektörünün halini dusundunuzmu?

Çok buuyuuuuuuuuuuk paralar donuyor coooooooooook.

Eminim derin devlet gerçeği olduğu gibi derin iş adamlığı konusuda vardır..

Tıpkı BirleşmişMilletler barış örgütünün piyon olması gibi. Her şey kitabına uydurulmuştur.

saygılar.

birde şuna bakın.

Aspartam: Diyet ürünlerinin içinde bulunan Aspartam şu anda Kuzey Amerika'da salgın halde bulunan "Multiple Skleroz ve Sistemik Lupus" hastalıklarının sebebi olarak kabul ediliyor. Aspartam'ın içinde bulunan odun alkol 30 derecenin üstünde "Formaldehite" dönüşüyor. Formaldehit siyanit (siyanür) ve arsenik gibi zehirler kategorisinde bulunuyor. Tek farkı onlar gibi hemen değil yavaş yavaş öldürmesi. Nörolojik belirtilerle ortaya çıkan rahatsızlıklar beyin tümörlerine, göz körlüğüne, 30 yaşında alzheimer'a ve ölümlere kadar varıyor. Aspartam; diyet kola ürünlerinde ve kimi yapay tatlandırıcılar içinde bulunuyor!

Aspartam beynin kimyasını değiştiriyor. Şiddetli krizlerin sebebi budur. Bu madde beyindeki Dopamin seviyesini değiştiriyor. Parkinson hastalarına yaptıklarını hayal edin. Bu madde ayrıca sakat doğumlara da sebep olmakta. Aspartam özellikle diabet hastaları için ölümcüldür.

Kaynaklar:
(link)
(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Hakan Yazman
gökhancan nickli arkadaşım nomercynin anlayamadığımı desem yoksa anlamak istemediğimi desem konu sadece kendi bulduklarının doğru olduğuna inanması.
sen ben veya bi başkası istediği kadar kaynak bulsa hikaye
kaç tane üniversiteyi kaynak gösteren haber linki yolladım aspartamla ilgili zararları anlatan ama kendi bulduğu aspartamla ilgili haberlere sabitlenmiş

sayın nomercy
benim ve gökhancanın anlatmak istediği seninkilerde doğru olabilir bizimkilerde sonuçta hepsi kaynaklı haberler
sanki biz yalan , uydurma yazıyormuşuz gibi bi tavrın söz konusu
daha dikkatli yazmanı rica ediyorum
 
Bilinçli olmak çok faydalı birşey ama aşırıya kaçmak da zararlı. Tıp biliminin bu kadar da derinliklerini profesyonellere bırakmak lazım.

Son 10 mesaja bir cevap yazmadım. Ama şunu söylemeden de duramayacağım. MS ve Lupus hastalıkları hakkında tıp fakültesinde verilecek bütün eğitimi aldım. Ne Aspartam'dan ne de başka bir yiyecek katkı maddesinden bahsetmedik. Çünkü böyle birşey yok. Aspartam'ın en ciddi yan etkisi, uzun süreli ve çok yüksek dozlarda, mesela günde 100litre light kola içmek gibi dozlarda, beyindeki bazı kimyasalların yerini alabilmesi. Alabilemesi diyorum çünkü kesin değil. Bunun da insanların hissedeceği şekli unutkanlıkla kendini göstermesi.

Sağlık mevzusunda internette, televizyonda, radyoda, dergilerde, gazetelerde gördüğünüz hiçbirşeye inanmayın. Sansasyon olsun diye bu tarz haberler yapmayı pek seviyorlar. Ülkenin en büyük onkoloji profesörlerinden bir tanesi derse geldiği zaman bize şu mealde birşey söylemişti, yarı şaka yollu:

Çocuklar artık hayatımdan bezdim, muayenehanede hasta bakmaya korkuyorum. İnsanlar içeri girdikleri gibi başlıyorlar bombardımana: Hocam salatalık yiyoruz günde 4 kilo kanseri önlüyormuş, hocam sarımsak suyu içiyoruz, hocam keten tohumu, hocam dereotu, hocam rezene... Bileklerimi kesesim geliyor.

Her taşın altında komplo aramakla hayat nasıl geçer bilmiyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: keremkeke
Arkadaşlar sakarinin zararı zaten biliniyor, aspartam oldukça zararlı kesinlikle kullanmayın (özellikle ısıda oldukça toksin maddeler açığa çıkıyor ve multiple skeleroz ile doğrudan bağlantılı), onun yerine son zamanlarda piyasalarda bulabileceğiniz stevia denen doğal tatlandırıcıyı kullanabilirsiniz (gnc mağazalarda bulabileceğiniz formu oldukça başarılı) stevianın bilinen bir zararlı etkisi yok en son araştırmalarıma göre, tabii en güzeli ağızı şeker tadı isteğinden kurtarmak, ben çayıma kahveme biraz bal katıyorum....
 
  • Beğen
Tepkiler: keremkeke
@tayfur

Bakınız tabiki ben doktor değilim bunun eğitimini almadım ama basit anlamda vücudun bir çalışma prensibi var.Bunu bilmek içinde doktor olmaya gerek olduğunu pek dusunmuyorum.

Bu arada sanırım bahsettiğiniz insan tipi zamanında uyarılara ve sağlığına gereken önemi göstermeyen, uzun zamanlar sonrası ise oluşan sağlık sorunları için çare arayan insanlarlada karsılaşmışsınızdır.

Kimyasal ürünler kesinlikle insan sağlığına zarar verir. doğal ortamda yetişmiş olan urunler ise insan sağlığı için faydalıdır bu benim kabullendiğim bir düşünce.

Bu arada kesinlikle insanlara zararlıda olsa afiyet olsun kimsenın boğazına yapışıp, kardeşim kesinlikle bu ürün zararlı neden içiyorsun diyemeyiz.

Ben sadece kendi düşüncelerimi belirtmek istiyorum. Her şeyin doğalı iyidir.

Bu arada tabi meyve sebzelerde kullanılan hormonlar ve tarım ilaçları vb de gözlerimizden kaçmıyor.

Uluslarası arenada daha dune kadr yaşanmış bir domates krizimiz var.

Evet tonlarca domatez rusya da yapılan tahliller sonucunda geri çevrildi gerekçe içeriğindeki tarım ilaçlarıydı.

Sonra halkımıza su anda bu domatesleri yediriyorlar.

Yani demek istediğim tamamen insanlar önemsenmiyor ve insanlar birer para kazanma aracı olarak görülmekte.

Zenginliklere paha biçilemeyecek bir insan bedeni özelliklede en buyuk zenginliğin üzerindeki insan beyni kısaca komple insanlar kağat parçası uğruna harcanıp gidiyor.

Kesinlikle eğer yanlış birşey söylediysemde özür dilerim ama bu böyle olmamalı.

saygılar.
 
Verilen kaynak ve tercümesi:
Kaynak:
(link)
kiss my aspartame

claim:the artificial sweetener aspartame has been proved responsible for an epidemic of cancer ,brain tumors,and MS

status:false..

Türkçesi:

iddia:suni tatlandırıcı aspartamın kanser, beyin tümörü ve ms in yaygınlaşmasından sorumlu olduğu ispatlandı.

durum:düzmece,sahte

Bana kaynak olarak verdiğiniz linkte bunlar yazıyor.aşağı kısımda da aspartam hakkında doğru bilgiler yazılmıs...


sayın nomercy
benim ve gökhancanın anlatmak istediği seninkilerde doğru olabilir bizimkilerde sonuçta hepsi kaynaklı haberler
sanki biz yalan , uydurma yazıyormuşuz gibi bi tavrın söz konusu
daha dikkatli yazmanı rica ediyorum

Şu yazılmıs olunan link zaten benim demek istediğimi açıkca anlatıyor.Yanlış bir anlama, tamamen aksini savundugunuz birşeyi bana link olarak göndermenize yol açtı.İşte bu şekilde biliçsizce alınan bilgiler doğrulugu sorgulanmadan toplum içinde yayılıyor...Benim bütün derdim bu...yoksa size karşı herhangi tavrımın olması mümkün degil...böyle düşünmenize de üzüldüm açıkcası.
 
Ama bakın benim gönderdiğim linkte asaprtamla ilgili deneyler var ve hatırladığım kadarıyla birinde fareler üzerinde yapılan deneyde aspartam kullanana farenin glukoz kullananan fareye oranla daha çok kilo aldığı tespit edilmiş
bu sadece bi örnek buna benzer deneylerde var
fakat siz bi yazı koyuyorsunuz ve gerçek bu diyorsunuz
sizin gönderdiğiniz testleri üniversiteler yapıyorda bizim gönderdiklerimizi şeker fabrikalarımı yapıyor?
 
Sayın Keremkeke,
Benim sizden asıl istediğim 100 mg ın üstünde aspartam kullanıldıgının kanserojen oldugu bilgisini nereden aldıgınızdı.'2 .defa sordugumda da aynı şeyi sormustum..Ama yanıtını bulamadınız...VErdiğiniz linklerin hiçbirinse bu doz yok.Siz rakam veriyorsunuız ama verdiğiniz rakam kaynaklarınızın hiçbirinde yok.eğer varsa bana hangi linkte oldugunu yazın bende bakayım lütfen... Bütün linkleri inceledim..Sizin yazmıs oldugunuz bu doza göre (aspartamın kanserojen oldugunu varsayarsak)şu an hemen hemen bütün diabet hastaları kanserojen dozun çok çok üstünde bir dozda tatlandırıcı kullanıyorlar.Piyasadaki aspartam dozları tablet basına 10 mg ile 20 mg arasında değişir.Günde 25 tane kullanan bir hasta için hesabını artık siz yapın.

bu arada haber kaynagı farklıdır tıbbi literatür farklıdır.Her haberi tıbbi literatür olarak degerlendiremezsiniz.Bilimsel verilerin belli başlı saygın kuruluşlar tarafından onaylanması ve tüm dünyaca kabul edilmesi gerekir.Aynen guinness rekorlar kitabına girmek gibi düşünün.Kırdıgınız rekoru onaylayacak bir gözlemci yoksa şartları doğrulyacak bir gözlemci yoksa rekor geçersizdir.!!!!!!!!!
 
1-haber kaynağı sonuçta farklı üniversitelerin yaptığı deneyleri yazıyor yani istiyorsanız bu üniversitelerin sitelerine bakabilirsiniz
2- eğer bu deneyleri yapan üniversitelerin yaptığı deneyler yanlışsa (hem ben bu deneyler geçerli demedim sadece yapılmış ve sonuçları bunlar dedim) geçerli olan üniversiteler bunların geçersizliğine dair bi yazı yayınlarlardı ki ben bununla ilgili bişey duymadım görmedim
3- size 100 mg ile ilgili duyduğum bi haberi söyledim ve siz kaynak istediniz ben üstünden kaç ay geçmiş olan bu haberi bulmamın zor olduğunu fakat başka yapılan deneyleri ve açıklamaları yolladım
aspartamın 100mg lık dozu zararlı değil diye bu gönderdiğim linkte yazılanlarda geçersizmi oluyor?

(link)
isterseniz bi de şu linke bakın
 
Geri