sinann
Üye
- Kayıt
- 21 Haziran 2021
- Mesaj
- 54
- Tepki
- 138
- Şehir
- istanbul
- İsim
- sinan
- Başlangıç
- 1968—69
- Bisiklet
- Brompton
- Bisiklet türü
- Katlanır
Bu işin itlaftan başka çözümü yok. Bütün gelişmiş dünya ülkelerinde böyle, USA da her yıl 3-4 milyon pet hayvanı uyutuluyor. İngiltere ve diğer pek çok avrupa ülkesinde de durum aynı. Başıboş hayvan barınağa alınıyor. yeniden sahiplendirmeye uygun değilse hemen uyutuluyor. Sahiplendirmeye uygunsa bir müddet bekleniyor fakat uygun sahip bulunamazsa gene uyutuluyor. Bu insanlar neden böyle yapıyor? Hiç hayvan sevgileri yokmu? Çünkü bu iş hesap kitap işi bu kadar hayvana gerektiği gibi barınaklarda bakmak mümkün değil, bakılsa da bütçe çok fazla. Bu ülkelerde hayvan sahiplenmenin de bir maliyeti var, köpek sahipleri her yıl köpekleri için vergi ödüyorlar. Bu vergi belli bir oranda caydırıcı da oluyor, önüne gelen bu maliyete katlanmamak için hayvan sahiplenmiyor.
Hayvanları yok etmek çok kötü birşey olsa da sağlıklı yaşayabilmek için yapmak zorundalar. Avrupa ve amerikada bu yüzden barınaklarda çalışan bakıcı personel ve veterinerler arasında intihar oranları çok yüksek. Bu yerlerde bu insanların sağlıklarını korumaya yönelik psikologlar da çalışmaktadır fakat buna rağmen insanlar hayvanları uyuttukları için psikolojileri bozulmaktadır.
Kedi, köpeklerden geçen zoonoz(insana bulaşan) hastalıklar Türkiye de çok fazla. Kist hidatik İngiltere gibi ülkelerde nerdeyse unutulmuşken Türkiye de çok sık rastlanıyor. Bizim sokaklar toxara parazitleriyle dolu. Toxacara cati 9 yaşına kadar olan çocuklar için oldukça tehlikeli göz retinasının arkasına yerleşip körlüğe sebep olabiliyor. Bizim şehirlerdeki çocuk oyun parkları bunlarla dolu. Kimsenin başına gelmeyince bundan haberi olmuyor. Bir gün çocuğunun başına gelince işin farkına varıyorsun.
İstanbul ormanlarına atılan köpekler bu ormanlarda karaca popülasyonunu bitirmek üzere. Sokak köpekleri motorcular içinde hayati önem arzetmekte.
Hayvanları yok etmek çok kötü birşey olsa da sağlıklı yaşayabilmek için yapmak zorundalar. Avrupa ve amerikada bu yüzden barınaklarda çalışan bakıcı personel ve veterinerler arasında intihar oranları çok yüksek. Bu yerlerde bu insanların sağlıklarını korumaya yönelik psikologlar da çalışmaktadır fakat buna rağmen insanlar hayvanları uyuttukları için psikolojileri bozulmaktadır.
Kedi, köpeklerden geçen zoonoz(insana bulaşan) hastalıklar Türkiye de çok fazla. Kist hidatik İngiltere gibi ülkelerde nerdeyse unutulmuşken Türkiye de çok sık rastlanıyor. Bizim sokaklar toxara parazitleriyle dolu. Toxacara cati 9 yaşına kadar olan çocuklar için oldukça tehlikeli göz retinasının arkasına yerleşip körlüğe sebep olabiliyor. Bizim şehirlerdeki çocuk oyun parkları bunlarla dolu. Kimsenin başına gelmeyince bundan haberi olmuyor. Bir gün çocuğunun başına gelince işin farkına varıyorsun.
İstanbul ormanlarına atılan köpekler bu ormanlarda karaca popülasyonunu bitirmek üzere. Sokak köpekleri motorcular içinde hayati önem arzetmekte.