Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

@GagarinlerinYuri

Kapitalist düzen bunu gerektirir..
Ülke olarak Otomotiv sektöründe montaj sanayisi olarak Avrupaya ve diğer kıtalara otomobilin dışında yüksek miktarda parça üretiyoruz. En basitinden 1 otomobil fabrikasının durması bile en az 150-200 yan sanayiyi etkiyor. İşsizlik tavan yapmış

Avrupanın taşeronu olmuşuz. Ar-Ge, %100 yerli üretim yok..Kürsülerden "ihracat rekoru" diye sallayanlar taşeron olduğumuzu da söylesinler..Kısacası Avrupa için biçilmiş kaftanız. Kaliteli ve ucuz işçilik..
 
Scudo
Arkadaşlar kim ne alemde? Tüketim karşıtı çalışmalara devam mı? Beni soracak olursanız bu formdan uzak kaldıkça tüketimim artmaya başladı. ? Umarım sizde de durum aynı değildir. Birbirimize destek olmazsak ben de tükeneceğim. Bilginize. Sayfanın moderatörü diyeyim artık, Ahmet arkadaşımızdan haberi olan var mı? Buradan ona da saygılarımı sunuyorum.?
 
Forumumuzun nitelikli konularının başında gelen buraya kimse uğramaz olmuş...
Yaşam sürüyor ve her dakika geri dönüşsüz bir geleceğe doğru gidiyoruz...
Bize dayatılan "sahip olmak" tuzaklarına karşı, yaratılan tüketim ziyanlığına karşı kendimizce aldığmız önlemleri paylaşmaya devam edelim...
Ahmet kardeşimizin hiç sesi çıkmıyor, kendisinden haber alamıyoruz...
Bilgisi olan paylaşırsa biz de sitemlerimizi iletebiliriz belki... :)
 
Ben de iklim değişikliği bilincinde, hayatımda yaptığım değişiklikleri yazacağım. Bunlar çok ufak şeyler, etkileri de ufak ama hiç yoktan iyidir.

Bütün ulaşımımı bisikletle yapıyorum. Büyük birşey taşıma durumu ya da çok kötü hava şartları olmadığı sürece arabaya dokunmuyorum. Birkaç kere akünün bittiği oldu, artık arabayı da elden çıkarmayı düşünüyorum.

Alışverişimi büyük oranda ikinci ele taşıdım. Her alanda geçerli bu. Giyimden, günlük ev eşyalarına, elektronik...ıvır zıvır... her şey. Ancak bisiklet ve bisiklet eşyaları ikinci el pazarı çok kötü durumda, hiç uygun bir şey bulamıyorum. Neyse o başka konu.

Kışları evde sweatshirt ya da kalın birşey giyiyorum. Doğal gaz yerine, elektrikli ısıtma alternatiflerine geçtim. İyi ısı yalıtımı da çok etkili. Yazları klimayı da gerekmedikçe açmıyorum.( malesef klima 7/24 gerekiyor. :D Güneyde yazın nefes alınmıyor.)

Elektronik ev eşyaları, ışıklar, ampüller...vb olarak hep enerji tasaruflu türevleri tercih ediyorum.

Hayvansal gıdaları elimden geldiğince az tüketmeye çalışıyorum.

Kahve için termos bardak aldım. Artık onda alıyorum kahvemi, kullan at ürünleri kullanmamaya çalışıyorum.

Çöplerde geri dönüşüme dikkat ediyorum.

İş yerinde havlum var, elimi kurulamak için peçete, kağıt havlu falan kullanmıyorum.

Bir şey bozulduğunda ya da kullanılamaz hale geldiğinde, tamir etmeye/ettirmeye çalışıyorum. Ya da bir şey satın alınacağında, daha uzun ömürlü olanı tercih etmeye çalışıyorum.

Genel olarak yerel ürünleri tercih etmeye çalışıyorum. Ne kadar lokal, o kadar iyi.

Kıyafetlerimi yıkamadan önce bir kaç kere giymeye çalışıyorum.

Çanta ile dolaşıyorum, böylece plastik poşet kullanmamış oluyorum.

Gereksiz yere ışıkların açık kalması konusuna daha fazla dikkat ediyorum.

Kullanmadığım elektronik aletlerin fişini çekiyorum.

Su israf etmeme konusuna daha fazla dikkat ediyorum. (duş, diş fırçalama, el yıkama falan...)

Çevre konusunda hassasiyet gösteren şirketleri, siyasetçileri, markaları...vb tercih etmeye çalışıyorum.


Yani genel olarak, bir şey tüketirken düşünüyorum, nasıl daha az zarar veririm. Tabi birey olarak etkimiz az, ne yapsak bir yere kadar. Ama hiç yararı olmuyorsa da kendimi daha iyi hissediyorum bu şekilde yaşayınca.
 
Ben de kendi hesabıma kişisel tüketimimi olabildiğince azaltmaya çalışsam da, artık ekonomik olarak insanoğlunun ihtiyacı olmayan şeyleri tüketmeyerek sürdürülebilir bir yaşam sağlayabileceği noktanın çoktan geride kaldığını düşünüyorum. Şu anda o ihtiyacı olmayan şeyleri tüketen insanlar olmasa pek çok kişi ürettiğini de satamaz, aç kalır ve birbirine düşer. Belki de tüketimi kısmak yerine daha yapıcı konulara yönlendirmek daha sürdürülebilir bir yaklaşım olabilir.
 
valla açıkcası devasa boyutta olan sözüm ona akıllı telefonumu attım bir kenara aldım tuşlu nokia'lardan ohh mis gibi alabileceğim en ucuz şeyi alıyorum artık (yemek ve içmek dışın da acımam ama! harcarım) bisiklet olsun,dış lastik olsun valla sizi bilmem ama yemişim markasını( bu arada bunlar hep yurtdışından tabi) yerli esnafla işim yok onun dışında 2009 model dağ bisikleti treğim var hala da taş gibi kullanırım,1991 bianchi model yol klasik var ona binerim onun dışın da göbekden vites uçan hollandalım var.onlar da yakında satılacak ilanları buraya da yüklerim belki yani sonuç şu atılacak ne varsa çıkarılacak ne varsa hayatımdan çıkardım sadece çok acil ve önemli şeyler için harcarım paramı.
 
Forumumuzun nitelikli konularının başında gelen buraya kimse uğramaz olmuş...
Yaşam sürüyor ve her dakika geri dönüşsüz bir geleceğe doğru gidiyoruz...
Bize dayatılan "sahip olmak" tuzaklarına karşı, yaratılan tüketim ziyanlığına karşı kendimizce aldığmız önlemleri paylaşmaya devam edelim...
Ahmet kardeşimizin hiç sesi çıkmıyor, kendisinden haber alamıyoruz...
Bilgisi olan paylaşırsa biz de sitemlerimizi iletebiliriz belki... :)
Instagramda aktif ahmetgitar diye aratabilirsiniz?
 
yaşasın minimalizm :harika:
 
Bu konunun piri @Ahmetgitar beydi. Arıyoruz yazılarını.
 
Herkese merhaba ,zamanında her yazarın özellikle başta Ahmet Gitar abi olmak üzere katkıda bulunduğu bu başlık hepimize bilhassa bana çok şeyler katmıştı fakat uzun bir süredir paylaşımlar azdı buna ben de dahil.Bunu hem bir özeleştiri hem de eleştiri olarak sunmak istiyorum ve kendimce bir şey yapmaya çalışacağım elimden geldiğince haftada bir yeni bir konu ,yaklaşım ,sorunsal ya da gelişmeler üzerine yazı yazmaya çalışacağım .Umarım bunu devam ettirebilirim -ettirebiliriz, hepinize iyi akşamlar,saygılar
 
hazır böyle bir başlık açılmışken, bisikletin nasıl daha az tüketimci bir şekilde kullanılabileceği hakkında fikir yürütebiliriz.

çevrecilerce bilindiği gibi, en az tüketmemiz gereken materyal petrol ürünleri. suni kauçuktan yapılma iç-dış lastikler de bir nevi sarf malzemesi, haliyle doğaya en fazla zararı lastiklerle yapıyoruz. bitkilerden dökülen diken, kırık cam vs gibi şeyler bakımından temiz olduğunu bilmediğim yollarda enerji kaybına falan bakmadan kalın dış lastik kullanıyorum. şişirdikten sonra 1 saat sonunda çok yumuşamadıkça şamyelden ümidi kesmiyorum, atmış yamaları söküp tekrar yamıyorum. bu sayede çok ender dış lastik ve şamyel kazandırıyorum çöplüklere.
 
Bisikleti kullanırken trafiği okuyorum.Yavaşlayacağım ya da duracağımı biliyorsam mesela trafik ışığına yaklaşıyorsam bisikletin süzülmesine izin veriyorum.Yani pedal çevirmiyorum,kendi kendine yavaşlıyorum.Hızlı giderek zınk diye fren yapmıyorum.Hem fren pabuçlarımı korumuş oluyorum hem de enerjimi dengeli ve daha az harcamış oluyorum.

Hızlanırken sprint atmanın gereği yok.Yine uhuletke ve suhuletle hızlanıyorum.Çıkmak istediğim hıza dengeli yükselmek enerji tasarrufu sağlıyor.

Şehir içi gibi evlerin olduğu ortamlarda veya rüzgardan korunabildiğim ağaçlı ortamlarda gitmek istediğim ortalama hızdan biraz daha hızlı giderken; rüzgara maruz kaldığım açık ortamlarda hızımı düşürüyorum.Yani aero kuvvetlere karşı saygımı sunuyorum.Bu şekilde totalde ortalama hızım değişmediği halde daha az eforla aynı yolu aynı sürede gitmiş oluyorum.Bu enerji tasarrufu da daha az besin tüketmem anlamına geliyor.
 
Herkese günaydın ,benim bir teorim var çoğu sorunun çözümünde uzay teknolojisinin bize yardımcı olacağını, tüm konularda uzay teknolojisinin bizi kurtaracağını düşünüyorum .Örnek üzerinden gitmem gerekirse mesela Mars için bir araba yapıldı ya da orda bir tesisleşme sağlandı diyelim Dünyadan oraya elektrik ya da doğalgaz hattı çekilemeyeceğine göre kendi imkanlarımızı oluşturmak gerekir ,güneş enerjisi tarzı enerjilerin verimliliğini artırmak gibi bunu düşünerek mühendisler çalışacak mesela bu konuda Elon Musk bence çok iyi atılımlar yapıyor biliyorsunuz ki yeni pikap tarzı aracını tanıttı cyber truck diye ve bir kişinin bu araç Marsta da gidebilir tarzı sorularına yanıt verebiliyor çünkü ona göre tasarlıyorlar sadece elektrikli olarak değil güneş enerjisi ile çalışabilir sistem üstünde de çalışıyorlar.Veya başka bir örnek bir ziraat mühendisi ya da tarım üstünde uzman kişiler ürettikleri ürünü ya da tohumu daha verimli ve sağlıklı nasıl yetiştirebiliriz konusuna kafa yormalı burdan kastım zararlı tek seferlik GDO lu tohumlar değil,bu tarımı gerekirse uzayda nasıl yaparız diye düşünülmeli ,ya da tekstil işi ile uğraşan kişiler ürettikleri elbiseyi uzay şartlarına göre yoğunlaşsa misal sıcaklık ve dayanıklılık üzerinden .Sonuçta uzay ortamında hop hadi kıyafet değiştir git dolaptan al olayı olmayacak.
Tüm bu yazdıklarım bu dünyayı kurtarmayı bıraktık uzaya mı odaklanalım değil.Olay tamamen şartlar orasıymış gibi düşünerek işe odaklanmak.Bu konuda girişimcilere ,genç beyinlere ,bilim insanlarına ,alanında uzman kişilere çok iş düşüyor .Günümüz şartlarında her sistem malesef ürünlerine belli süre koyuyor o süre sonunda ürün eskiyor ya da bozuluyor ve bu yenisini almaya yönlendiren olay,diyebilirsiniz evet daha dayanıklı ve çevreci olarak üretilebilirse eğer bir ürünü küresel pazarda barındırırlar mı ?Ama büyük düşünmenin zamanı geldi geçiyor.Bu uzay konusunu kafamda şekillendiren de Gürkan Genç in canlı yayınında bahsetmesi ile oldu .
 
Şehir içi gibi evlerin olduğu ortamlarda veya rüzgardan korunabildiğim ağaçlı ortamlarda gitmek istediğim ortalama hızdan biraz daha hızlı giderken; rüzgara maruz kaldığım açık ortamlarda hızımı düşürüyorum.Yani aero kuvvetlere karşı saygımı sunuyorum.Bu şekilde totalde ortalama hızım değişmediği halde daha az eforla aynı yolu aynı sürede gitmiş oluyorum.Bu enerji tasarrufu da daha az besin tüketmem anlamına geliyor.
harcanan enerjiyi azaltarak tüketilen gıda miktarını azaltma çabanız takdire şayan. bende tam tersi, bisiklet sürünce eve açlıktan gözü dönmüş bir kurt olarak dönüyorum. 1 aydır şehir içi bütün ulaşımımı bisiklete çevirdim, haliyle yediğim yemek miktarı da 2 katına çıktı. göbek eriyeceğine daha da büyüyecek gibime geliyor.
 
herkese merhaba bu hafta sosyal medya araçlarında herkesin karşılaştığı bir şey vardı.Efsane Cuma ,Black Friday indirimleri vs. Peki nedir black friday internetten tanımını yazayım ;

" ABD'de Şükran Günü'nden sonra gelen ilk Cuma gününe denir. Gün 1932'den bu yana Noel alışveriş sezonunun başlangıcı kabul edilir. Mağazalar çok erken saatte açılır ve geç kapanırlar, ve beklenmedik derecede indirimli satış yaparlar. Bu alışveriş gününe tarihte ilk defa 1961 yılında gazetelerde Black Friday olarak bahsedilmiştir. O günde, Philadelphia'da, alışverişten dolayı oluşan yoğun trafik ve zorluklar nedeniyle bu isim verilmiştir. "

İhtiyaç duyulan bir ürünün indirimde olması tabi ki güzel fakat burada pek çok faktör de devreye giriyor ki bu da tüketim çılgınlığına sebep veriyor.

1) Bir kere sürü psikolojisi ile çevrenizden bu indirim furyasından alışveriş yapanları duydukça siz de bunun olması gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz ve sizi alışveriş yapmaya iter.

2) Günümüzün en büyük problemlerinden olan stres ile başa çıkmak için sizi sadece o an mutlu edebilecek bir yönteme başvurursunuz ve indirim de var zaten diyerekten yine alışveriş yaparsınız.

3) Manipülasyon kurallarından en önemlilerinden biri de ısrarcı değil tekrarlayıcı olmaktır. Misal birisi size gelip çok hasta gözüküyorsun dese ve siz hayır değilim dediğiniz halde ısrar etse bi git başımdan dersiniz.Fakat o kişi size her gün bunu tekrar etse ;bugün hasta gözüküyorsun ,bugün enerjin düşük gibi rahatsız mısın, bugün göz altların morarmış yorgun musun,bugün çok dalgınsın bence hasta olabilirsin vs gibi örneklerle her gün karşınıza gelse bir yerden sonra "ulan harbiden hasta mı oluyorum ki" dersiniz.İşte bu indirim furyasında her yerde karşımıza çıkan reklamlar da tekrarlayıcı olmanın arsızlaşmış hali bana göre

4) İnsan her şeyi yaparken ihtiyacı olup olmadığına ,ona getirisinin ne olduğuna dikkat etmeli .Planlarımız dışında bir alışveriş başlangıcı "aa bunda da indirim var lazım olur ,şunda da var ne kadar da düşmüş "diye diye sepetinizi doldurur gider. O yüzden ihtiyaç faktörü önemli.

5) Araştırmamak. Son zamanlarda çoğu ürüne artık bindirim yapılıp daha sonra indirim yapılıyor ve önceki fiyatından daha da pahalıya geliyor .Fakat bu indirimmiş gibi yansıtıldığı için araştırmayan bir kişi kolaylıkla kanıyor.

Bu örneklerle bilinçsiz tüketici olanların ve ihtiyacı olmayanların yaptığı ,etkilendiği şeyleri örnekledim.

İhtiyacı olup da gerçekten uygun fiyata almak tabiki de iyi.

Fakat bilinçli olmadan da bu indirim furyaları gereksiz alışveriş çılgınlığına yol açmakta.Başka yararları veya zararları da olabilir,kendi düşüncelerimi örnekledim.
 
Herkese merhaba bu haftaki değinmek istediğim konu gereksiz ambalaj atıkları.Konuyu açmak gerekirse günlük yaşantımızda o kadar çok gereksiz ambalaj var ki .Diş macunu aldınız dışındaki kartonu kullanıyor muyuz hayır işte bir atık.Yumurta alıyoruz bazı yumurta kartonlarının etrafına halka karton geçiriliyor bana bi yararı var mı yok ,atık ,dışarıdan yemek söyledik bir ton plastik karton kutu noldu yine çöpe,pastaneden kuru pasta vs aldık neye konuldu karton kutuya yine çöp,poğaça aldık kese kağıdına konuldu o da çöpe ,dergi aldınız neyin içinde plastik poşetinin içinde peki ben neyi okuyorum dergiyi poşet ise çöpe.Bu örnekler daha o kadar çok artar ki .Kendi kendimize çöp üretiyoruz ha neden çöp dedim çünkü özellikle bizim ülkede geri dönüşüm olayı yok denecek kadar az.Bu saydıklarımdan bazılarının gerçekten de ambalaja konulması gerekiyor olabilir ya da benzerlerinin fakat kullanım sonrası onları geri dönüştüremezsek bize bir yararı da olmayacak.Gerekirse daha çevre dostu malzemelerden olacak.Yurtdışı örnekleri vermek klişe olsa da malesef doğru da çünkü adamlar geri dönüşümü biliyor Almanı topluyor şişeleri atıyor geri dönüşüm makinesine şişe başı ne kadar veriliyorsa o kadar para fişi alıyor.Çöplerini geri dönüşüme gidecek şekilde ayırıyorlar bu yapılmadığı zaman cezalar alınan ülkeler var.Bizim sokaklarımızda kırk yılda bir oluyor geri dönüşümler .Bazı illerde şişeler için ayrı bölümler oluyor o kadar.Okullarda bile geri dönüşüm olayı yok gibi bir şey. Çöplerin geri dönüşmesi dileğiyle ..
 
@hauy
bu konu bireylerin vicdanına bırakılacak bir konu değil. direkt yasaklayacaksın. plastik imalatını ve satışını yasaklayacaksın. türkiye'de ancak böyle olur bu iş. misal, cam kavanozla bakliyat almaya gidiyorum, adam gülüyor bana ''derdini seveyim'' gibisinden... gerçi o bakliyat ona gelirken de büyük plastik çuvallarda geliyor, plastikten yine kaçamadık, ama en azından satılan ürünün birim hacmi başına düşen plastik ambalaj miktarı düşüyor. mümkün olduğu kadar plastik tüketiminden (plastik ambalajla satılan ürünler de bu tüketimin içinde) kaçınmak gerekiyor. çok özlememe rağmen yıllardır max, magnum tipi çubuklu dondurma yemiyorum mesela... külah dondurmalar kağıt ambalajda satılıyor onlardan yiyorum.

plastikten ayrı olarak; cam, metal, kağıt üçlüsü. ilkel bir ülke olduğumuz için bunları çöplük denen yerlere yollayıp doğada yok olmalarını bekliyoruz. hele demir cevheri... korozyona karşı önlem almadığımız için yılda tonlarca demir ve çeliği çöplüklere yollayıp yenisini yaptırıyoruz. o kadar büyük bir darbe ki bu ekonomiye...

ayrıca yağları toprağa veya kanalizasyona (haliyle denize) döküyoruz. deniz faunasına çok büyük zararı var bunun.
 
Geri