Bisikletin kilo verdirdiğine çok inanmıyorum ama dengeli beslenmenin kilo verdirdiğine inandım. Ofiste geçen bir iş yaşamı, bekar hayatı, yavaş metabolizma ile birleşince insanı kilo almaya çok meyilli hale getiriyor. Mayıs ayının sonlarından itibaren sabah kahvaltılarda börek, simit değilde yulaf ezmesi yemeye, öğlenleri dönerden, ne olduğunu neyden yapıldığını bilmediğim restoran yemeklerinden, tavuklu, ton balıklı ya da artık neli yaparsam onlu bir salata yemeye yöneldim. 99 kilodan 94 kilonun altına düştüm. Eskiye göre çok kolay doyuyorum, arada kaçamaklar oluyor tabi ki. Yorgun uyandığım sabahlar yine bir simit alıyorum ama eskiden 2 simit dişimin kovuğuna yetmezken şimdi 1 simit çok geliyor.
Yulaf ve salataya yönelmek kilo vermede kesinlikle çok etkili. Şuraya küçük mutlu bir yulaf tarifi bırakayım; Yarım su bardağı yulafı, bir ya da yarım muz ezmesini, birazda tarçını (keyfe göre hindistan cevizi de olur) üstünü az geçecek kadar sütle kavazona ve geceden buzdolabına koyup ertesi sabah ufak bir tavada cıvıklığı gidene kadar pişiriyorsunuz. 2-3 dk sürüyor. Sonra soğutmadan ama yavaş yavaş yemelisiniz. Yulafı ne kadar hızlı yemeye çalışırsanız o kadar mideniz bulanır. Örneğin benim yulaflı kahvaltım 20dk kadar sürüyor.
Yulafın içinde çok yüksek enerji vardır fakat bu enerji basit şeker değildir. Bildiğim kadarıyla 3. derece yani en kompleks şeker kaynaklarından biridir yulaf. Lif açısından da en zengin kaynaklardan biri olduğu için enerjiyi almanız uzun sürüyor bu nedenle sizi canlı ve enerjik tutma süresi gayet uzun oluyor. Karnınız acıksa bile kan şekeriniz kolay kolay düşmüyor. Evde olduğum günlerde sabah 10-11 gibi yulaf yersem akşam 5-6'ya kadar bir şey yeme ihtiyacı hissetmiyorum.
Yulaf'ı akşamdan sütle ıslamaz hele ki direk soğuk sütün içine katıp yemeye çalışırsanız, ambardan bir avuc ekini ıslayıp yemeye çalışmış gibi hissedersiniz, mideniz mahvolur aman diyim.
Yulaf konusunu çok uzattık fakat ben daha önce doğru dürüst tarif almadan nesfit yer gibi yemeye çalışıp bir üstte yazdığım şeyi yaşadım. Sizde yaşamayın diye tüm inceliklerini anlatıyorum. Yulafı yanlış şekilde deneyip ben bunu yiyemiyorum ama en azından nesfit ile kahvaltı yapayım demeyin çünkü tecrübeyle sabittir
"nesfit hiç bir halta yaramaz, beş para etmez bir kahvaltı türü". Yulaf ezmesi ile anlattığım tarifle kahvaltı yapmaya başladığınızda sürekli porsiyonunuzun küçülmeye başladığınızı ve gittikçe daha kolay doyduğunuzu farkedersiniz ama nesfit gibi kahvaltılık gevreklerde durum tam tersidir. Gittikçe porsiyonunuz büyür. Gittikçe daha fazla yersiniz. Nesfit buğdaydan yapıldığı için midede çok kolay çözünür, lif kaynağı olarak da yulaftan çok uzaktadır. Yulafla aynı porsiyon yediğiniz nesfitten 1 saat sonra mideniz bomboştur ve enerjiniz bitmiştir.
Kahvaltılık gevreklerden uzak durun!
Yapılmaması gereken bir diğer yanlış, kilo vereceğim diye deliler gibi antreman yaptıktan sonra eve geldiğinizde sıcak duş alıp, hiçbir şey yemeden yatmaktır. V
ücut deliler gibi çalışmış kasları, nöronları toplarmak için, minerallere, vitaminlere, karbonhidrata ve proteine ihtiyaç duyar, olabilecek en acil şekilde! Siz hiçbir şey yemeden yatıp uyursanız vücut önce kanda hazır şeker ve aminoasit var mı diye bakar, bulamayınca ikinci kaynağa gider yani kaslarınıza! Sizin antremanda hacmini arttırdığınız güzelim kaslarınızı bir güzel parçalamaya başlar, çünkü kolayca protein kazanma yolu budur. Yağları yaksa keşke değil mi? Yağlar en zor enerji kaynağıdır, buradan enerji kazanmak vücudu yorar. O yüzden belli kalp ritminde yaptığınız antremanda ancak vücut yağlara yönelir. Dinlenirken ve kaslar orda parıl parlarken vücut asla bencil, şişman, pislik yağlarla muhattap olmaz
. Birde neden sıcak duş dedim? Zaten genişlemiş kaslarınız ve damarlarınız o bölgenin kan akışını yavaşlatır, hücrelerinizde ve kaslarınızda biriken atık madde ile dolmuş ve buralara gereken şeyleri taşımaktan uzak hale gelmiş - taşıma kapasitesi bitmiş kanı o bölgeden atmak için gereken şey damarların daralıp kan akışını hızlandırmasıdır. Bunu da sıcak değil soğuk duşla yapabilirsiniz. Kendinizi hasta etmeden, mümkün olduğunca soğuk suyla uzun uzun duş alın. Bacaklarınızın ve diğer kaslarınızın soğuduğundan emin olunca çıkın duştan. Varis riskini arttırdığını söyleniyor yalnız. Bide varisle mi uğraşacağız diyorsanız duştan sonra kompresyon çorabı giyebilirsiniz ama ben uygun fiyatlı türkiye kaynaklı bir satıcı bulamadım.
Asla Durma - Fatih Topçu, refika ve askerde bana nasıl spor yapılacağını öğreten eski basketbolcu kardeşim, abim Şafak Ersoy sağolsun spor nedir nasıl yapılır ve nasıl besleniliri bana yetecek kadar öğrettiler. Pahalı elektrolitler, pahalı enerji jelleri mi kullanıyorum? hayır. Benim tarifim şu; ilk bir saat su değil powerade içiyorum (önerim mavi olan, beyazda fena değil ama turuncunun tadı rezalet ve boğazınızda yapış yapış bir tükürük kalıyori yutkunması çok zor oluyor), 1 saatten sonra züberin protein barlarından (protein barlarının içinde 10g daha fazla protein olmakla birlikte enerji seviyesi enerji barlarına göre çok farklı değil) bir tane açıp 5-10 dakika da bir ısırık alıyorum. Züberi tüketirken su içiyorum. Zaten genelde en geç 1 saat 45 dakika ya da 2 saat sonra antremanımı bitiriyorum ya da mola veriyorum.
Eve döndüğümde, midem müsaitse, limon sıktığım bardağın üzerine bir sade soda boşaltıyorum, en fazla ufak 4-5 dilim pastırmayı ısıtmadan kızartmadan yiyorum (apikoğlunun 25tl'ye çemeni sıyrılmış pastırması var 5-6 antreman dönüşünü idare ediyor), tuzlu fındık, a101'de satılan karabuğday patlağından(eti gong mısırdan yapılıyor, fazla yağlı ve daha pahalı) iki adet, 1 adet muz ya da herhangi bir meyveyi yiyorum yavaş yavaş. Eksilttiğim tuzu, mineralleri, proteini ve karbonhidratı mümkün olduğunca geri kazanıyorum. Bunların hepsini yemek şart değil mideyi çok da karıştırmayın. Önemli olan protein, karbonhidrat ve mineralleri yerine koyacak kadar yemek. En önemlisi de o gece en az 7 saat uyuyorum.
E turda powerade içtin 4tl, züber yedin 5tl, döndüğünde pastırma yedin, fındık yedin, meyve yedin bunlar hep para lan, bisiklet sürücez alttarafı! demeyin. Kötü beslenen biri illa ki kola içiyor, pahalı hamburgerler yiyor, abuk sabuk ketçap, mayonez, ranch sos bilmem ne gibi şeylere, çikolatalara, dondurmalara illa para veriyor. Yulafla, salatayla kar ettiğimiz yerden kazandığımız parayı buraya vermemiz gerek ki her geçen gün kondüsyonumuz yükselsin. Bu yazdıklarımı yapan kişi etkisini kesinlikle görecektir. 75km bisiklet sürüp, ertesi 3 gün kasları sızlayan, ayağa bile kalkmak istemeyen bir adamken, bu mesafelerden sonra en fazla o gece ve ertesi sabah biraz yorgunluk hisseden bir adama evrildim. Böyle beslendikçe de ne kadar kendimi zorlarsam zorlayayım, koşulardan, sürüşlerden sonra çok daha kolay toplarlanıyorum.
Ne yazasım varmış beee, hoş geldin Sinan Karatay