Tekrar merhaba arkadaşlar. 20.05.2018 tarihinde Bursa Decathlon Sur Yapı AVM Şubesinden 1 adet L beden Btwin Triban 500 marka / model bisiklet satın almıştım. Sahip olduğum ilk ve hala tek yarış bisikleti kendisi olmaktadır. 16.02.2020 tarihinde birlikte 5000. Kilometreyi devirmiştik. Bunu kutlamak adına deneyimlerimi paylaştığım kısa bir yazı yazmıştım aha da şurada:
B'twin Triban Serisi Kullanıcıları Kulübü (3-5ler buraya)
Biraz geç kaldım ancak 11.02.2021 tarihi itibariyle(aradan 360 gün geçmiş) kendisiyle 10000. kilometreyi devirmiş bulunmaktayım. Gün itibariyle 10.556,3 kilometrede. Bu sebepten, 10000. kilometreyi kutlamak adına önceki yazımdan sonra yaşadığım tecrübeleri paylaşmak istedim. Bildiğim kadarıyla bu bisiklet Decathlon piyasasından artık kalktı, 2. elde değerlendiriliyor ancak satış durumları nasıl gidiyor bilemiyorum. Yerine RC 120 geldi sanırım, RC 500 Sora sistemine sahip olduğundan o Triban 520’nin yenisi diye düşünüyorum. Şahsi fikrim Triban 500 giriş seviyesi anlamında hala değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğüm bir bisiklet çünkü 2. el fiyatları genel olarak 2.000,00-TL’nin altında/civarında. En ucuz sıfır Tourney-Claris bisikletler 3.500,00-TL civarına yerleşmiş durumdayken 3 yapraklı aynakol, bagaj delikleri, karbon maşa ve M bedende 10,54-KG olan bu bisiklet ciddi anlamda değerlendirilmeli bence.
Önceki yazımda da bahsettiğim gibi, bisikleti çok amaçlı kullandım. Önceki yazıda 167 kez işe bisikletle-git gel yaptığımdan bahsetmişim, bu sayı 180 oldu. Yazıdan bir ay kadar sonra tayinim çıktı; pandemi süreci, Ankara trafiği/yokuşları kaynaklı olarak yaşadığım motivasyonsuzluk vb. derken bu sayı takıldı mecburen. Bu durumu Ekim 2020’de aldığım katlanır bisikletle çözdüm sayılır, konuyu dağıtmadan kısa bahsetmiş olayım. Triban’ı da sokakta, caddede, yarı toprak yollarda vb… derken Mart 2020’nin son günlerinde aldığım Tacx Vortex Interactive trainer ile kullanmaya devam ettim. Nadiren dışarı çıkardığım süreler dışında Triban, Mart 2020 sonu itibariyle benim için indoor bike haline gelmiş oldu. Bu sebeple birazdan yazacağım tecrübeler objektif manada ciddi doğruluklar içermeyebilir diye düşünmekteyim. Bilmiyorum kullanan kaldı mı bu bisikleti ancak en azından trainer üzerinde yaklaşık 5.500 kilometre sürmek nasılmış, onu da yazmış olayım.
Tacx Vortex, beraberinde 6 aylık Tacx Premium ve 1 aylık Zwift Premium üyeliğiyle birlikte geldi. Yaklaşık 7-8 ay boyunca Tacx uygulaması üzerinde çeşitli rota ve antremanlar ile son 1.5 aydır yoğun bir şekilde Zwift üzerinden rota/antremanlar gerçekleştiriyorum. Bu süreçte başlayan pandemi, yasaklar, zaman zaman uygulanan esnek çalışma aylık kullanım süre ve miktarlarımı artırmaya başladı.
Microshift sistem: Trainer’a başlamadan önce bisikleti detaylı yıkayıp yağlamıştım. Vites ayarlarında herhangi bir sorun yoktu. Aradan yaklaşık 5000 kilometre geçti ve hala bir sorun yok neredeyse, diyebilirim. Önceki yazıda vites ayarının sürekli olarak kaçmaya başladığından bahsetmiştim. Ne hikmetse o günden bu yana neredeyse herhangi bir sorun yaşamadım. Yalnızca son dönemde, özellikle yüksek(18-21-24) viteslerden sırayla düşerken zaman zaman vitesin geçmemesi sorunu yaşamaktayım. Bu sebeple 2 düş 1 yükselt yapmak zorunda kaldığım oluyor. Zwift üzerinde bir şekilde yarış peşinde koşarken bu sorunu yaşadığım oluyor. Sebebini bilmiyorum ancak zincir ile ilgili olabilir. 3-4 ay önce yaptığım ölçümde net bir sorun görmemiştim. Ancak bugünkü yıkamadan sonra yaptığım ölçümde, zincir cetveli bazı baklaların arasına giriyor+en yüksek aynakol/viteste 4 milimetrelik alyan anahtarı, zincir ile zincirin oturduğu aynakol yaprağının arasına girmek üzere(ölçüm metodlarına dair kaynağım youtube). Yani zincir ya uzadı, bitti ya da bitmek üzere. Forumda görebildiğim kadarıyla benden çok daha profesyonel arkadaşlar daha kısa sürüş uzunluklarında zincirlerini değiştiriyorlar. Sanırım benimkinin de vakti geldi…
Kadronun tam altında bulunan ve vites tellerini sabitleyen lacivert plastik parça değişmişti, değişen de çatlamıştı. Bisikletin garantisi de bitti. Herhangi bir sıkıntı çıkarmadı şimdilik. Çıkarır mı? Açıkçası hiç bilmiyorum. Bu hususta, arada bisikletinizi kontrol edin derim.
Fren kartuşları: Baradine 471C’ler ile değiştirmiştim. Son güncellemeye göre 7.974 kilometredir bisikletin üzerindeler ancak bisiklet şu 5000 kilometrelik süreçte maksimum 100 kilometre dışarıda sürülmüştür. Bu sebeple frenlere ihtiyacım olmadı diyebilirim. Trainer direnci bisikleti otomatikman yavaşlatıyor. Ön tekerlek zaten kullanılmıyor. Bu sebeple Baradineler hakkında son 1 yılda net bir deneyim elde edemedim diyebilirim. Bunun dışında bisikletin stok fren pabuçlarından kat kat daha iyi oldukları gerçeğini yinelemem gerek diye düşünüyorum.
Jantlar: İç kısımlarında bulunan stok bandın yetersizliği kaynaklı olarak patlattığım iç lastikler, yamalar vb… illallah dedirtmişti. Bu jant hatası artık sabitlenen bir mesele, çevremdeki Triban 500-520 kullanıcıları da aynı sorunu yaşamışlardı. Decathlon 2 kez yeni bant çekmek durumunda kalmıştı. Son çektikleri bantlar(mavi renk) herhangi bir sorun çıkarmadı. Böylece bu sorun çözüldü belki de diyebiliriz. Olur da bu bisikleti almayı düşünen olursa jant meselesine dikkat etmeli diye düşünüyorum hala. Mümkünse yeni bant çekilmeli… Jant değişikliği de düşünülebilir ancak jant seti fiyatları… Bilemiyorum Altan… Öte yandan jant akordu hiç kaçmadı. 10500 kilometrelik bir serüven oluşmuş durumda ve jant akortlarından çok memnunum diyebilirim. Yine de son 5000 kilometrenin neredeyse tamamının pürüzsüz bir yol sağlayan trainer direnci üzerinde geçtiğini yinelemem gerek. Ön janta zaten ihtiyaç yok bildiğiniz gibi.
Lastikler: Giriş seviyesi olan Btwin Puncture Protectler ve Decathlon’un bir servis işlemi esnasında müşteri memnuniyeti adına taktığını beyan ettiği Resist 5’ler vardı üzerinde. Sağlamlık dışında bir beklentiniz olmaması gerektiğini düşündüğüm lastiklerdir bunlar. Dış darbeyle hiç ama hiç patlamadı. Ciddi anlamda bozuk yollarda sürdüm, anlatmıştım da. Trainer üzerinde de bir süre kullandım. Yıpranma durumlarına göre ön-arka değişiklikleri de yapmıştım. Biraz ses yapıyorlardı yalnızca. Tam 1.727,2 kilometre önce, Resist 5(sonradan takılan) trainer üzerinde bombe yaptı ve patladı. Direnç de sıcak değildi. Ömrünü doldurdu herhalde. İlk satın aldığımda üzerinde bulunan Puncture Protect ön jantta takılı ancak onun da tasarımında hafif bozulmalar var(orta kısım ile yanak kısımlarının birleşimlerinde şekil bozuklukları oluşmaya başladı). Lastik meselesini forumda bulunan yol bisikleti lastik önerileri başlığını takip ederek hallettim ve Michelin Pro 3 Service Course 25mm ile çözdüm. Tanesini Ekim ayında 150,00-TL’den almıştım. Yalnız şunu belirtmek gerek diye düşünüyorum: Stok lastikler aslında birçok anlamda faciaymış yahu. Takması çıkarması ciddi dert. O kadar sert ki, takarken iç lastik patlattığım oluyordu. Takması da ciddi zordu. Ayrıca ağırlardı da. Michelinler katlanabilir ve ağırlık olarak stok lastiklerin yarısından daha hafifler. 480’e 200 gram. Katlanabilir olmaları da çok güzel. İnanılmaz hızlı ve kolay bir şekilde taktım, bu yüzden acaba bir yerlerde yanlış mı yaptım diye düşünüyordum. Oysa hiçbir sorun yokmuş. Ciddi anlamda öneririm bu lastikleri. Birisi 1.727,2 kilometredir arka jantta takılı. Elbette neredeyse hiç gerçek asfalt ya da başka bir zemini görmediğini kabul etmem gerekiyor. Neredeyse hiçbir sorun yaşamamış olsam da(çok hafif ufalanma var trainer kaynaklı) aslında trainer üzerinde kullanmak da doğru değil. Uzun bir süre uygun fiyatlı bir trainer lastiği bulamadım, sebep bu aslında. Şu an elimde var, yakın zamanda bisiklete yaptıracağım ağır bakımdan(??) sonra takacağım. Stok lastikler gibi çok sert olmasa keşke!
Sele: Önceki yazıda tahta gibi demiştim. Değiştiriyorum, mermer gibi! Sanırım pedli taytın(500 tayt) da zayıflamasıyla gerçek yüzünü son zamanlarda iyice göstermişti. 20-30 kilometreden sonra çile olmaya başlamıştı. Yakın zamana kadar bir Triban 500 kullanıcısı olan saygıdeğer
@TatanQa_tr 'den sele tavsiyesi istedim. Bana Topeak Free RX 3D Jelli Unisex Bisiklet Selesi TS-RX01’den (link) bahsetti. Ciddi anlamda düşündüm. Yoğun çalışma sebebiyle sele deneme imkanım da pek yok. Ne kadar bilimsel ölçtüm tam anlayamadım ancak Selle Royal Float Athletic’te karar kıldım ve tam 264,7 kilometredir bu seleyi kullanıyorum. Ortası boşluklu, kenarları jel/köpük dolgulu olan hafifçe geniş ve kalın bir sele. Ciddi anlamda fark etti. Takması kolay, tam uyumlu. Evet bir yarış bisikleti mantığıyla üretilen bir sele değil ancak önceki yazımda da bu bisikleti uzun vadede şehir/tur bisikletine dönüştürmeyi planladığımdan bahsetmiştim. Dolayısıyla bu sele planlarım doğrultusunda edinilen bir sele olmuş oldu. Trainer üzerinde gerçekten rahat ettiriyor. Stadyumlardaki betondan sinema koltuğuna geçmiş oldum adeta. Şaka bir yana, tavsiye ederim. O sele değişmeli arkadaşlar. Neydi o öyle yahu… Eski bisikletim olan Salcano Excel’e takıp kılıf geçireceğim üzerine, belki!
25.06.2020’de normal pedallarından Shimano PD-R540 SPD-SL yol/yarış pedalları ile Shimano R-078 ayakkabılara geçtim. 3.409,1 kilometre olmuş geçeli. Gerçek yolda kullanmak cidden zor geliyor çünkü alışacak ortam bulamıyorum. Hafta sonları zaten yasak. Ankara’ya genel anlamda negatif bakıyorum ancak objektif olarak da bisiklet sürmesi zor bir memleket. O sebepten pek istemiyorum da. Triban ile Zwift+Dahon Vitesse D8 ile işe bisikletle gelip gitmek bana yetiyor. İleride belki.
Ek olarak, gidon sargısında hafiften yıpranma/çatlamalar seziyorum. Şu an dikkatli bakınca görülüyor sadece. Bu arada özellikle belirteyim bisiklet hiçbir şekilde, neredeyse 1 gün bile dışarıda kalmadı. Hep evin içinde kendisine ayrılan bir yerde ve bisikletin genelde güneş görmemesine dikkat ediyorum. Gidon bandı bu elbette, zayıflayabilir. Orta vadede bu da değişecek gibi.
2.5 yıl ve 10500 kilometre ardından kadro üzerinde herhangi bir çatlak vb. görmedim, umarım olmaz da. Olmamalı da zaten, herhalde.
Önceki yazımda da bahsettiğim gibi, uzun vadede ciddi anlamda aklıma yatan, safkan bir yarış bisikleti alma planım var kafamda. Bu bisiklet de o tarihten itibaren daha kalın lastikler, muhtemelen bagaj vb. aksesuarlar ile birlikte tur bisikletine dönüşecek. Katlanır bir bisiklet de almış olduğumdan ayrıca orta-orta üst seviye yarış bisikletlerinin fiyatları uçmuş olduğundan bu planın gerçekleşmesi biraz daha uzadı ancak önemli değil. Bu bisiklet bana yetiyor. Trainer üzerinde de gayet yeterli. Yaklaşık 5500 kilometrelik serüvende önemli bir problem çıkarmış değil. Yeni seleyle birlikte konfor anlamında da rahatladı zaten. 2019 yılında da olduğu gibi 2020 yılında da, 9’u trainer üzerinde olmak üzere 12 gran fondo yaptım. Önemli bir problem yok dediğim gibi. Sizin de görüşlerinizi almak istediğim birkaç önemli durum var, onları sormaya geçeceğim. Bir fotoğrafla da kapatacağım.
1-Boyum 177, bacak boyumu hatırlamıyorum ama 79 ya da 80 idi sanki birkaç ay önce ölçtüğümde. Bu bisikleti satın alırken, önceki yazımda da belirtmiş olduğum gibi, biraz cahillik, biraz acele, biraz da yanlış yönlendirmeyle maalesef 1 beden büyük almış oldum. Uzun turlarda, gran fondolarda vb. zaman zaman fazla eğilme kaynaklı ağrı yapabiliyor. Seleyi biraz öne aldım. Peki gidon boğazını kısaltmalı mıyım? İleride tur bisikleti olarak da kullanmak istediğimden sanırım bu işlemi yapmam gerekiyor. Peki ne kadar yapsam sizce iyi olur? Üzerinde 100mm olan orijinal boğazdan var. 80mm nasıl olur acaba?
2-Dişli oranlarından, zincir uzunluğundan vb. pek anlamıyorum. Zincirin uzamış olma ihtimalinden bahsetmiştim. Bana önerebileceğiniz, fiyat anlamında halı desenlerini incelettirmeyecek zincir var mıdır?
3-Sizce bir ruble değişimi düşünmeli miyim? Yokuşlarda daha rahat olmak adına 11/28’lik ruble değişimi yapan arkadaşlar görüyorum. Uzun vadede faydalı olabileceğini düşünüyorum. Fiyat anlamında bu sefer de boş duvara uzun süre baktırmayacak ruble tavsiyeniz varsa alabilirim.
4-Trainer üzerinde teknik olarak pek pozisyon değiştirmeden sabit olarak durmak gerekiyor. Uzun sürüşleri de göz önünde bulundurunca, kafamda aerobar fikri oluşmuş durumda. Özellikle trainer/triathlon deneyimi olan arkadaşlar, aerobar kullanmayı öneriyor musunuz?
Sorularım da bu yönde. Bir fotoğrafla veda edeyim. Uzun bir süre boyunca bisikleti yıkayıp yağlamamıştım. Kısmet bugüneymiş. Hareketli parçalardaki yağ balçık olmuştu adeta… İnşallah çok uzun ve boş konuşmamışımdır. Birçok sürücü eminim çok daha ileridedir ancak yine de nice 10000’lere diyorum hepimiz için. Okuduğunuz ve/veya öneride bulunduğunuz için şimdiden çok teşekkür eder, iyi akşamlar dilerim.