O kadar komik iddialar görüyorum ki...
Hele bazılarına gülmemek elde değil. Teyit.org adresine de arada bir bakıyorum.
Bazı örnekler:
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Özellikle şunu okumanızı tavsiye ederim. Çok ilginç.
(link)
Şöyle özet de var. Gerçi yukarıda Teyit.org linkini verdim ama okumak ya da araştırmak konusunda üşengeçler için aşağıya bırakayım:
Sağlıkla ve bilimle kalın.
(link)
mRNA, kendini konak genetik materyale tamamen entegre etmiyor ve aşıdaki RNA zinciri, protein yapıldıktan sonra yok oluyor. Yani vücudumuza yepyeni bir genetik kod enjekte edilmesi söz konusu değil.
(link)
Covid-19 aşılarıyla insanlara mikroçip yerleştirileceği iddiasının bilimsel bir dayanağı yok. Var olan mikroçiplerin aşılar yoluyla enjekte edilmesi de mümkün değil.
(link)
Bazı aşılarda yer alan eser miktarda alüminyumun insan sağlığına zarar vermesi ya da mıknatıslanmaya neden olması söz konusu değil.
(link)
CDC, Covid-19 aşıları ile bazı gençlerde görülen kalp iltihaplanmaları arasında ilişki olduğu yargısına varmış değil.
(link)
Aşı kaynaklı spike proteinin insan vücudunda zehirli bir etkiye yol açarak kardiyovasküler hasara neden olduğuna kanıt yok.
(link)
Hayvansal jelatin, aşıların güvenli ve etkili olmasını sağlıyor; ancak insan DNA’sına hiçbir etkisi yok. Maymun hücreleri ise virüslerin izolasyonunda kullanılıyor. Covid-19 için geliştirilen RNA bazlı aşılarda bu hücrelerden yararlanılmıyor.
(link)
Bilim insanları, bazı kişilerin derilerine manyetik cisimlerin yapışmasını, tenlerinin yapısından kaynaklı sürtünmeye bağlıyor.
(link)
İnsan fetüs hücreleri, aşı geliştirme aşamasında virüsü izole etmek için kullanılabiliyor, ancak nihai üründe yer almıyor. Yanı sıra, RNA bazlı aşılarda canlı hücrelerden yararlanılmıyor.
(link)
Bununla beraber, virüsün mutasyona uğradığı en kötü senaryoda bile, etkinliği kanıtlanan aşılar hastalığın yayılımını durdurma anlamında olumlu bir etki yaratma potansiyeline sahip.
(link)
İnterferon eksikliği toplumda çok nadir görülüyor, bu nedenle Covid-19 aşılarının etkinliğini etkilemesi söz konusu değil.
(link)
Covid-19 aşılarındaki luciferase enziminin genlerimizi değiştirip insanları radyo dalgaları toplayan antenlere dönüştüreceği iddialarının bilimsel dayanağı yok.
(link)
Sinovac’ın denemelerine katılan 12 gönüllünün koronavirüse yakalandığı bilgisi resmi bir açıklamaya dayanmıyor. Kaldı ki 12 kişi deney grupları için çok düşük bir oran.
(link)
Uğur Şahin ve ekibi, etik kurallara uygun olmadığı için çalışmalarda denek olamıyor. Henüz aşı olamamalarının nedeni ise öncelikle riskli grupların aşılanması.
(link)
Aşılardaki maddelerin bazıları bozulmamaları için, bazıları da daha etkili olmaları için çok küçük miktarlarda ekleniyor.
(link)
Gerçekten “birileri zengin olsun” diye mi aşı oluyoruz? Aslında aşılar ilaç firmaları için göründüğü kadar kârlı değiller. Elbette firmalar da kâr ediyor, ama aşılama hastalıklarla mukayese edildiğinde, fena halde bizim lehimize.
(link)
Bir ilaç ya da aşının güvenli ve etkili olduğundan emin olunmasını sağlayan prosedürlere hakim olmak, aklımızdaki şüphelerle baş etmemize destek olabilir.
(link)
Küresel bir halk sağlığı krizi karşısında patentlerden feragat edilmesi tarihi bir adım olabilir. Ancak aşı endüstrisi, mevcut üretim ilişkilerinden bağımsız değil ve patentlere istisna getirildiğinde mucize beklememek gerek.
(link)
Tüm dünyanın Covid-19 tedavisi için merakla beklediği ve umut bağladığı aşı ve ilaç çalışmaları ne durumda? Yeni gelişmelerle güncellenen canlı içeriğimizden takip edin.
(link)
Covid-19 aday aşılarının hızlıca bulunmasının bazı nedenleri olduğu açık, ancak bu global bir komplodan değil, salgının kendine has koşulları ile çağın olanaklarından kaynaklı.
(link)
Araştırmalara göre aşılanan bireylerin kısırlık oranlarında diğerlerine göre dikkate değer bir fark yok. Ayrıca aşıların kısırlığa neden olduğuna dair bilimsel bir çalışma bulunmuyor.
(link)
Aşı çalışmalarına denek olarak katılanların gönüllü olma motivasyonları çeşitlilik gösterse de, bilime güveniyor olmaları ortak noktaları.
(link)
Aşı karşıtı olmadığı halde, Covid-19 aşılarına tereddütle yaklaşanların bazı ortak kaygıları var: Aşıların kısa zamanda geliştirilmiş olması, üreticinin niteliği, kamu otoritesine güvensizlik, mRNA aşılarının ilk kez uygulanacak olması gibi. Bu kaygılardan, en azından aşılarla ilgili olanların bilimsel yanıtlarını dinlemeye açıklar.
(link)
Aşılar sadece aşı olan kişileri etkilediğinden aşıların bulaşıcı etkisi yok. Aşıya solunum ve ten temasıyla maruz kalmak mümkün değil. “Maruziyet” ifadesi, klinik çalışmalarda yer almak anlamına geliyor.
(link)
Covid-19 aşısı olanlar kan verebiliyor. Kızılay, aşı olduktan yedi gün sonra semptom göstermeyen kişilerin bağışlarını kabul ediyor.
(link)
Covid-19 mRNA aşılarının yan etkilerini azaltmak için takviye alınmasına gerek yok. Yan etkilerin çoğunun bir iki gün içerisinde kendiliğinden geçiyor. Olası yan etkileri azaltmak için aşı yapılan gün yorucu fiziksel aktivitelerden kaçınmak ve bol su tüketmek iyi olabilir.