Bundan yaklaşık 1 sene önce ilk "bisiklet gibi bisiklet"imi almak için Ortaköy Trek'e gitmiştim. Çiçek gibi insanlardı mağazadakiler. Özellikle İzzet Bey'i, satın almadan önceki 3-4 ziyaretimde uzun süreler ayakta diktim ama "gık" demedi. Kibarlığında ve bilgi paylaşımında zerre fark olmadı. Hatta şunu söyleyebilirim; iki model arasında kaldığımda, kullanım amacıma göre 450TL daha ucuz olan modeli almamı tavsiye etmiş, diğerini "sizin için gereksiz" diye tanımlamıştı. (Umarım herkes onun gibi kibar ve tok satıcılara denk gelir)
Bisikletimi aldığım gün ise bilindik güleryüzü ile yolculayıp, "bir gün herkes yola gelecek" diye eklemişti.
Bisikletime hep keyifle bindim, özenle sakladım kirden pastan. Biliyordum bir gün yol bisikletine geçeceğimi ama sandığımdan da çabuk olacağını kestirememiştim. Son 1-2 aydır yol bisikletlerine bakarak geçiriyordum günlerimi. SCOTT, FOCUS derken, ismi dışında pek bilgim olmayan CUBE markasını araştırmaya başladım. Yalan yok; gönül TREK isterdi elbette ama ne mümkün. CUBE ile TREK arasında, aynı donanımlara sahip modellerde 4000-5000 TL fiyat farkı var. Bir tane daha CUBE parası.
Baktım baktım, iyice ısındım. Kadro boyu 50 mi olsa 53 mü olsa derken en sonunda aldım bir 53 CUBE... CUBE Peloton SL... İlk günden bağ kurduk kendisiyle. İsmi bile var; Kübra Selin Tiryaki. Memnun muyum? Çok... Tavsiye eder miyim? Çok... Yol bisikleti öyle ha diyince alışılabilecek bir tür mü? Hayır.... SONUÇ: Ben de YOLA GELDİM.
edit: gidonu indirip kaldırma şansımız var mı acaba bu modellerde?
https://i.hizliresim.com/AmYEDp.jpg