- Kayıt
- 26 Haziran 2016
- Mesaj
- 592
- Tepki
- 5.625
- Şehir
- Samsun
- İsim
- Serhat C
1 Mart'ta Jan (29) ve Philip (29) adında 2 Alman turcu misafirimiz gelecekti. Aynı gün bir de Arjantinli çift yazmıştı fakat evimizin kapasitesi o kadar büyük olmadığından dolayı ve ilk Alman arkadaşlara söz verdiğimiz için onlara sadece uzaktan bilgi alışverişi şeklinde yardımcı olabildik. Aynı gün şehrin genç öğrencileriyle önceden planladığımız sağlam bir sürüş de vardı. 120 KM ve 2400m+ toplam tırmanışlı bir rota. Sabah buluşma saatine birkaç dakika geç kaldığım için ve öğrenci arkadaşlarımız ev yemeğine hasret kaldığı için ''yemekler benden'' deme gafletinde bulundum
Turcu arkadaşlara da geliş saatlerini takriben bizim sürüşün bitiş saatine doğru söyledim. (link)
Hanıma sürüş sırasında kısa bir mesajla durumu izah ettim ve hazırlığını yaptı. Zira, Karadeniz'in kırıcı sahil şeridinden gelen 2 turcu, ben dahil soğuk rüzgârda hırpalanıp acıkmış 4 bisikletçi, toplam 7 kişiyi doyurmak kolay değildi; fakat iyi doyduk. Eşim Hazal'a buradan tekrar teşekkürler.

Yemekten sonra klasik nereden gelip nereye gittiklerini, ne iş yaptıklarını vs konuşurken eşimin seramik fırınını yapabilmemiz için beklediği 1 paletlik hammadde kamyonla geldi. Genç arkadaşların yol bisikleti ayakkabıları olduğu için Jan ve Philip'ten yardım rica ettim ve sağolsunlar 15-20 dk kadar malzeme taşıdık beraber.
Bu 2 arkadaş da mühendisler ve Avrupalı turcularda görmeye alışık olduğumuz gibi işlerinden 1 yıl süreyle uzaklaşıp tura çıkmışlar. Son hedefleri Gürcistan olsa da orada başka turculara denk gelirlerse Çin'e kadar gitmeyi düşünüyorlardı; zira bu 2 arkadaş Çin'de 2 yıl beraber yaşamışlar ve Çince biliyorlar. Virüsle ilgili soru sorduğumuzda ise Çin'deki arkadaşlarının verdikleri bilgilere güvendiklerini iletmişlerdi.
Geldikleri dönemde henüz virüsün pençesinde değildik ve gündem maddeleri Suriye'deki savaş ve mülteciler olduğu için bu konular ve başka siyasi, ekonomik konular hakkında konuşmuştuk. Turda olmalarına rağmen dünyada olup biten güncel olaylar hakkında bayağı bir bilgi birikimleri olduğu belliydi.
Philip'in bisikleti ikinci el olup toplamda 1000 EUR'a mal etmiş; Jan'ın bisikleti ise sıfır olup tüm tur malzemeleriyle beraber 4000 EUR civarında tutmuştu. Marka, model, donanım özellikleri aklımda değil fakat sele borusundaki ilginç aparat ve zincirin kayış gibi olması (ya da zincir koruma kılavuzu gibi bir şey vardı) dikkat çekiciydi. Daha fazla bilgiyi sitelerinden de edinebilirsiniz: (link)
Akşam ilerleyen saatlerde Gürcistan'a kadar gidecekleri rota hakkında kalınabilecek yerler, yiyip içilecek şeyler hakkında konuştuk; ve Ünye'de bahsettiğimiz kamp alanında yukarıda bahsettiğim Arjantinli çift ve 2 İtalyan ile karşılaşmışlar ve en son 6 turcu olarak yollarına devam ediyorlardı. Bu da onları biz MTB'ye çıkarken yolculadığımızda:

Bir kral varsa henüz tanımasam da şu ağabeydir diye tahmin ediyorum: (link)
Kendisi resmen Türkiye iyi niyet elçisi gibi. Ağırlamadan bıraktığı hiçbir turcu yok sanırım. Paylaşımları, turcuların yazdıkları (özellikle bebekli Fransız çiftin bloğunda O'nun hakkında yazdıkları) çok samimi.
Hanıma sürüş sırasında kısa bir mesajla durumu izah ettim ve hazırlığını yaptı. Zira, Karadeniz'in kırıcı sahil şeridinden gelen 2 turcu, ben dahil soğuk rüzgârda hırpalanıp acıkmış 4 bisikletçi, toplam 7 kişiyi doyurmak kolay değildi; fakat iyi doyduk. Eşim Hazal'a buradan tekrar teşekkürler.

Yemekten sonra klasik nereden gelip nereye gittiklerini, ne iş yaptıklarını vs konuşurken eşimin seramik fırınını yapabilmemiz için beklediği 1 paletlik hammadde kamyonla geldi. Genç arkadaşların yol bisikleti ayakkabıları olduğu için Jan ve Philip'ten yardım rica ettim ve sağolsunlar 15-20 dk kadar malzeme taşıdık beraber.
Bu 2 arkadaş da mühendisler ve Avrupalı turcularda görmeye alışık olduğumuz gibi işlerinden 1 yıl süreyle uzaklaşıp tura çıkmışlar. Son hedefleri Gürcistan olsa da orada başka turculara denk gelirlerse Çin'e kadar gitmeyi düşünüyorlardı; zira bu 2 arkadaş Çin'de 2 yıl beraber yaşamışlar ve Çince biliyorlar. Virüsle ilgili soru sorduğumuzda ise Çin'deki arkadaşlarının verdikleri bilgilere güvendiklerini iletmişlerdi.
Geldikleri dönemde henüz virüsün pençesinde değildik ve gündem maddeleri Suriye'deki savaş ve mülteciler olduğu için bu konular ve başka siyasi, ekonomik konular hakkında konuşmuştuk. Turda olmalarına rağmen dünyada olup biten güncel olaylar hakkında bayağı bir bilgi birikimleri olduğu belliydi.
Philip'in bisikleti ikinci el olup toplamda 1000 EUR'a mal etmiş; Jan'ın bisikleti ise sıfır olup tüm tur malzemeleriyle beraber 4000 EUR civarında tutmuştu. Marka, model, donanım özellikleri aklımda değil fakat sele borusundaki ilginç aparat ve zincirin kayış gibi olması (ya da zincir koruma kılavuzu gibi bir şey vardı) dikkat çekiciydi. Daha fazla bilgiyi sitelerinden de edinebilirsiniz: (link)
Akşam ilerleyen saatlerde Gürcistan'a kadar gidecekleri rota hakkında kalınabilecek yerler, yiyip içilecek şeyler hakkında konuştuk; ve Ünye'de bahsettiğimiz kamp alanında yukarıda bahsettiğim Arjantinli çift ve 2 İtalyan ile karşılaşmışlar ve en son 6 turcu olarak yollarına devam ediyorlardı. Bu da onları biz MTB'ye çıkarken yolculadığımızda:

Kral adamsın serhat.
Bir kral varsa henüz tanımasam da şu ağabeydir diye tahmin ediyorum: (link)
Kendisi resmen Türkiye iyi niyet elçisi gibi. Ağırlamadan bıraktığı hiçbir turcu yok sanırım. Paylaşımları, turcuların yazdıkları (özellikle bebekli Fransız çiftin bloğunda O'nun hakkında yazdıkları) çok samimi.