Saburié
Always do FAVORS Never take ORDERS
- Kayıt
- 14 Kasım 2015
- Mesaj
- 425
- Tepki
- 427
- Yaş
- 24
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Burhan Has
- Bisiklet
- Bianchi
GTA-V i kapatıp foruma girdin galiba.
Yıllarca New York’ta yaşamadım, ancak orada bulunduğum zaman öyle bir gözlemim olmadı. Benim gördüğüm çok kalabalık bir şehir olmasına karşın oldukça düzenli bir trafiği olduğuydu. Dört şerit cadde olduğu halde ne hız yapan var ne de makas atan. Epey ülke gezdim batıda ama buradaki gibi bir trafik hiç görmedim. Tabi ki kötü örnekler oluyordur, ancak buradaki gibi yaygın değil. En yakın olanı belki Londra’daki belediye otobüsü şoförlerinin kullanışı olabilir.
Ya arkadaşlar zaten şu gibi videolar ()
sayesinde baya sıcak bakıyorum fixie lere , bir de burada fixie leri öven mesajlar yazıyorsunuz. Giderim toplarım bir tane bak
Savaş pilotları kıskanır bu videoyu izleyince. Düşman (Araç trafiği) sahasına doğru süzülürken ben buradayım diyor.
@Ali Kılıç 35.5 hocam bu şekilde sürmüyorsun değilmi.
Arkadaşlar yukarıda bazı yorumlarda okudum. Fixie için yok kanunsuz ,yok saçmalık diyenler olmuş. Haydi ama ne zamandır spora müdahale eder olduk. Dileyen 100 metreye tüplü dileyen serbest tüpsüz dalış yapıyor. Sporda amaç sınırları zorlamaksa Fixie bisiklette bu işin uç sınırı tabi ki dağ sürüşlerinden sonra.
Şu hareketi fixie dışında hiçbir bisikletle yapamazsınız. Anlık pedal kontrolü sayesinde yapabiliyoruz bunu. Birkaç defa benim de başıma geldi. Bir keresinde yan kapıyı eccik çizdim. Malum pedal sürekli dönmek zorunda ya. Omzumla arabanın camına dayandım, omzum morardı sonra. Oluyor böyle şeyler.
Bildiğin kazık fren bu zaten. Bunu fiksi olmayan bisikletlerde ancak amatörler yapar.
insan bisiklete ilk başladığı zamanlarda biraz da kondüsyonun artmasıyla daha bir şevkle, kendini zorlayarak bisiklet sürüyor. bende 2012 yılında 60km lik tura dağ bisikletiyle katılyordum. deli gibi basıyordum, 60km nin en az 45km sini son gücümü kullanarak sürüyordum. bir keresinde turdan geldikten sonra bile kalp atışlarımı 2-3 saat hissettim. turdan geldikten sonra yürüken diz kapaklarımda acı bile hissediyordum. 2012 de 18 yaşındaydım, o yüzden o günlerde vücudum bu darbeleri absorbe etmiş Allaha şükür. 2015 senesine geldikten sonra akıllanmaya başladım, vücudumun sesini dineleyerek sürüyorum artık. peter sagan'ı, contador'u izleyip tura çıkmak sağlıklı birşey değilmiş onu anladım. kendimi pro bisikletçi gibi hissedip deli gibi zorladığım dönemlerdiBen, diz sağlığı konusunu ele alarak; bu işe gönül verip yeni başlayan yahut başlamayı düşünen arkadaşlara nacizane, kendi deneyimlerimden bahsetmek istiyorum.
3-4 yıl kadar önceydi. O dönem ağırlıklı yol bisikleti kullanıyordum. İşe gidip gelme, hafta sonu turları olsun yıllardır bisiklet kullandığımdan tecrübeliydim. Yine o dönem formum da en iyi seviyedeydi.
Fixie hep ilgi duyduğum bir konuydu. Çok uygun fiyata çok temiz bir purefix-xray bisiklet bulmuştum. Kullanmaya singlespeed başladım. Çok keyif almıştım. Bana göre vitesli bisikletten çok daha atak, kolay hızlanan, eğlenceli bir yapısı var vitessiz bisikletin. Artık yol ya da hele mtb gözüm görmüyordu. İşe giderken, hafta sonu kısa turlarda hep purefix ile gidip geliyordum. Turlarda, vitesli bisikleti olan arkadaşların zorlanabildiği yokuşları bile rahat çıkar haldeydim.
Güvenli alanlarda arka tekeri çevirip fixie de denemeye başlamıştım, çok güzeldi.
Fakat bir akşam bağdaş kurmuş, kitap okurken, ayağa zorlukla kalktım. Dizlerimin alt-ön kısımları acıyordu. ( Bu süreçte forumdaki fixie konularında tecrübeli arkadaşlar dişli oranını daha rahat hale getirme, ayak paça çorbası gibi kıymetli önerilerde bulundular. Bu öneriler çok rahatlatıcı olsa da dizleri sakatlamıştım artık.)Sonra hergeçen gün acı artmaya başladı. Dizlerde sürekli bir çıtlama, güçsüzlük hali. Merdiven çıkamaz olmuştum, yürümek bile zor geliyordu. İyi bir ortapedi doktoruna gittim. İlk muayenede ' Kondromalazi patella ' teşhisi koydu. Bisiklet, ağırlık çalışma, koşma gibi sporlar yasaklandı. Söylediklerinden aklımda kalan; dizi sabit tutan, diz kapağının altındaki üçgenimsi kısımlar zorlanmış ve diz eklemi belli yerlerden daha fazla sürtünüp aşınmıştı. Ağrı kesici ve ödem giderici ilaçlar, kalojen takviyeleri,yürüyüş dışında aktivite olmadan geçen üç aydan sonra ağrılar, sesler hafifledi. İkinci muayenede diz kapaklarını sabit tutan patella dizlikler ve kalojen takviyeye devam. 3. muayenede ise şikayetler bitmişti. Yaklaşık 10 ay bisiklet kullanamamıştım. Eski formumda olmasam ve eski yoğunlukta kullanmasam da bugün yine yol ve mtb kullanıyorum ama zorlamadan ve işe giderken dahi olsun, bisiklet sürerken patella dizlikleri kullanarak. O günlerden beri alışkanlık oldu, işe yarıyor mu bilmem her sabah bir çay kaşığı bamya tohumunu bir bardak suyla yutarım. Ama bir daha asla fixie-single speed denemedim, önceki formuna bir daha ulaşamadım ve halen dizlerimi zorlamamaya çok dikkat ediyorum.
Yazımın başında belirttiğim gibi gönül veren, yeni başlayacak arkadaşlar, konuyu iyi araştırıp, tecrübe sahibi kişilerin görüşlerinden faydalanın. Dişli oranına, kullandığınız şartlara, bisikletinizin size uyumuna,beslenmenize; sağlığınıza dikkat edin. Bu konuları ihmal etmezseniz gerçekten büyük keyif ve eğlence. Ayrıca gereksiz masraf-bakımdan kurtulup maksimum verim.
Ben o dönemde fixie ve yol ve dağ bisikletlerimi satmıştım. İyileşmeye başlayınca şehir-tur bisikletim ile kısa sürüşler yapmaya başlamıştım ama ağrılar yine başlayınca onu da satmıştım.
Bugün bir yol bir dağ bisikletim var. Zorlamadan, 100 km üzerine çıkmadan hafta sonu turlar yapıyor(sokağa çıkma yasaklarına kadar yapıyordum), işe de yine bisikletle gelip gidiyorum. Şikayetim kalmamış olsa da bisiklete, patella dizlikler olmadan binemiyorum. Yukarıda yazdığım gibi her sabah 1 çay kaşığı bamya tohumuna, dikkatli sürmeye devam.
Herkese sağlıklı, mutlu güzel sürüşler. Kendinize dikkat edin dostlar.
@Saburié
Şöyle bir şey de var tabi. Herkes İstanbul trafiğinden şikayetçi, ancak bence Türkiye’de en iyi araç kullanılan yer İstanbul. Yol verme ve düzen oluşturma gereği İstanbulda mecburen de olsa biraz daha benimsenmiş. Diğer şehirlerde durum çok daha vahim.
Alıntı yaptığınız mesajı okumamanız acınası...istanbulda epey fixie kullanan var ve inanın hiçbirinin umrunda bile değilsiniz.
sizinkisi karşı olmaktan çok fixie düşmanlığı olmuş.
afedersiniz ama, kimin ne sevdiğinden size ne?
Çok hoş bir anlatım 👍Sevilmiyor demek yerine kullanılmıyor diyelim, tıpkı haberleşme için güvercini, ulaşım için atı, tarla sürmek için öküzü, yazı yazmak için kil tabletleri kullanmadığımız gibi.
Sevilmiyor demek yerine kullanılmıyor diyelim, tıpkı haberleşme için güvercini, ulaşım için atı, tarla sürmek için öküzü, yazı yazmak için kil tabletleri kullanmadığımız gibi.
Herkes salak , tüketim manyağı, neye ihtiyacı var yok bilmiyor , bir siz biliyorsunuz.Haberleşmek için güvercini kullanmıyoruz; fakat gelişen teknolojik araçlar bile sağlıklı bir iletişim kurabilmemizi sağlayamıyor. Ulaşım için atı kullanmıyoruz; fakat seyahat ederken hızla geçip geçtiğimiz yerleri şöyle bir izlemeye bile fırsatımız olmuyor. Tarla sürmek için öküzü kullanmıyoruz; bu yüzden tarımsal üretimin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu unuttuk, her yıl tonlarca ekmeği çöpe atıyoruz. Yazı yazmak için kil tabletleri kullanmıyoruz; ama yazmak ve okumanın çok kolayca yapılabildiği bir çağda bile kitap okumamakta ısrar ediyoruz. Fixed gear kullanmıyoruz; oysa hiç ihtiyacımız olmayan vites fren setlerine binlerce lira akıtıp doğal kaynakları israf ediyoruz...
Teknoloji geliştikçe hangi duyguları ve duyarlılıkları yitiriyoruz? Mümkün olan en az seviyede üretip mümkün olan en yüksek seviyede tüketmeyi sürdürüyoruz.
Selim Bey bence hiç gerek yok. Gayet te kullanılıyor, single speed ve fixie.Başka türlü bisikletleri silemeyiz değil mi?Herkes salak , tüketim manyağı, neye ihtiyacı var yok bilmiyor , bir siz biliyorsunuz.
Bu konuya son yazışım .konuyu Diri tutma çabanı anlıyorum ama kabak tadı verdi.
Herkesin zevkine ve fikrine saygılıyım. Ama yok ihtiyacımız yokken alıyormuşuz vs konuşması hoş değil. Daha öncede söylediğim gibi neden sevilip sevilmediği neden önemsesin seven insan.Selim Bey bence hiç gerek yok. Gayet te kullanılıyor, single speed ve fixie.Başka türlü bisikletleri silemeyiz değil mi?
bakınız; bmx
downhill;
dirtjump
vee daha niceleri...
Bence siz yol bisikletiyle kıyaslayarak yanlış düşünüyorsunuz zira fixie nin yol bisikletiyle alakası yok zaten, olamaz da.
Saygılar benden herkese.Herkesin zevkine ve fikrine saygılıyım. Ama yok ihtiyacımız yokken alıyormuşuz vs konuşması hoş değil. Daha öncede söylediğim gibi neden sevilip sevilmediği neden önemsesin seven insan.
Bisiklet hobi işi , adamın imkanı var ise en iyisini alır yada almaz.