Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Fixie üzerine ...

Scudo
@Anonim

nyc taksıcılerının bızımkılerden cok bır farkı yok aslında
Yıllarca New York’ta yaşamadım, ancak orada bulunduğum zaman öyle bir gözlemim olmadı. Benim gördüğüm çok kalabalık bir şehir olmasına karşın oldukça düzenli bir trafiği olduğuydu. Dört şerit cadde olduğu halde ne hız yapan var ne de makas atan. Epey ülke gezdim batıda ama buradaki gibi bir trafik hiç görmedim. Tabi ki kötü örnekler oluyordur, ancak buradaki gibi yaygın değil. En yakın olanı belki Londra’daki belediye otobüsü şoförlerinin kullanışı olabilir.

Çok da önemli değil aslında. Demek istediğim adrenalin için caddeleri kullanmaya başlarsanız o zaman trafiği bu duruma getiren insanlardan çok da bir farkınız kalmaz.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
@Mad Buddha

hiç gta oynamadım

@Anonim

youtube de videolar var bizimkiler kadar olmasada taksiciler orada da şehirin çok fazla kalabalık olmasında kuralları esnetiyorlar kendilerince.

londra daki otobüsleri bilmiyordum
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
@Saburié
Londra’da yollar pek çok yerde çok geniş değildi, dönüşlerde otobüsler şeritlere pek sığmıyor ve otobüs şoförleri de bizdekiler gibi hızlı dur kalklar yapıyorlardı. Orada işlek caddelerde bisiklet kullanmak epey tehlikeli gözükmüştü bana. Ama sonradan sanırım epey bisiklet yolları falan yapılmış, belki şimdilerde daha iyidir. Boris Johnson bir ara bisikletle işine giderken kırmızıda geçti diye epey haber yapılmıştı.

Bizde çok yaygın olan geliş gidiş yolda u dönüşü olayına (genelde hızlı iki manevra şeklinde) gezdiğim hiç bir yerde tanık olmadım. Adam 50 metre ileride kavşak bile olsa ana yolda u dönüşü yapıyor. Bu hareket benim için Türk şoförünün marka manevrası. Bisiklet ve motorlar için de çok risk doğuran bir hareket. Ülkemizde ayrıca tali yoldan, parktan çıkışlar veya şerit değişimleri de çok kontrolsüz yapılıyor. Kimse trafikte kuralları takmıyor. Sonra trafik kazalarında ülkece inanılmaz zayiatlar veriyoruz.

Şöyle bir şey de var tabi. Herkes İstanbul trafiğinden şikayetçi, ancak bence Türkiye’de en iyi araç kullanılan yer İstanbul. Yol verme ve düzen oluşturma gereği İstanbulda mecburen de olsa biraz daha benimsenmiş. Diğer şehirlerde durum çok daha vahim.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Ya arkadaşlar zaten şu gibi videolar (
)
sayesinde baya sıcak bakıyorum fixie lere , bir de burada fixie leri öven mesajlar yazıyorsunuz. Giderim toplarım bir tane bak :)

Şu hareketi fixie dışında hiçbir bisikletle yapamazsınız. Anlık pedal kontrolü sayesinde yapabiliyoruz bunu. Birkaç defa benim de başıma geldi. Bir keresinde yan kapıyı eccik çizdim. Malum pedal sürekli dönmek zorunda ya. Omzumla arabanın camına dayandım, omzum morardı sonra. Oluyor böyle şeyler.
Savaş pilotları kıskanır bu videoyu izleyince. Düşman (Araç trafiği) sahasına doğru süzülürken ben buradayım diyor.
@Ali Kılıç 35.5 hocam bu şekilde sürmüyorsun değilmi. :koptum:

Arkadaşlar yukarıda bazı yorumlarda okudum. Fixie için yok kanunsuz ,yok saçmalık diyenler olmuş. Haydi ama ne zamandır spora müdahale eder olduk. Dileyen 100 metreye tüplü dileyen serbest tüpsüz dalış yapıyor. Sporda amaç sınırları zorlamaksa Fixie bisiklette bu işin uç sınırı tabi ki dağ sürüşlerinden sonra.:)

Kızım olmadan önce ben de böyle sürüyordum. Artık yapmıyorum öyle şeyler. Hayatta kalmak için ciddi sebeplerim var artık. 😉😁


Ek olarak şunu söylemeliyim ki trafikte bu tarz sürüşleri yeni başlayacak olan arkadaşlara kesinlikle tavsiye etmiyorum. Evet çok cool videolar falan ama o kadar... Daha fazlası değil. Bunların trafikte yaptıklarının on kat fazlasını Cornfed denen anarşist gruptaki fixieciler 2000'li yılların başında yapıyorlardı. Aralarında yaşayan yok. Yok olup gittiler. Fixiecinin uzun yaşayanı makbuldür.
 
Son düzenleme:
Şu hareketi fixie dışında hiçbir bisikletle yapamazsınız. Anlık pedal kontrolü sayesinde yapabiliyoruz bunu. Birkaç defa benim de başıma geldi. Bir keresinde yan kapıyı eccik çizdim. Malum pedal sürekli dönmek zorunda ya. Omzumla arabanın camına dayandım, omzum morardı sonra. Oluyor böyle şeyler.

Bildiğin kazık fren bu zaten. Bunu fiksi olmayan bisikletlerde ancak amatörler yapar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
Bildiğin kazık fren bu zaten. Bunu fiksi olmayan bisikletlerde ancak amatörler yapar.

Burada skidden söz etmiyorum. Dar alanda yapılan manevra söz konusu. Dönerken o arada hem pedal dönüyor hem makine yavaşlatılıyor hem de gidon kontrolü yitirilmiyor. Olayı burada..

Buradaki yol bisikleti olsaydı yapabileceği tek şey. Sola hamle yaparken sağ pedalı aşağı pozisyona alıp baskılama, sağa hamle yaparken de sol pedalı aşağı alıp baskılamak olacaktır. Bir de bol bol dua tabii. Fren yapmak için STI kollara uzandığı için de arka tekerlek üzerindeki ağırlık ve dolayısıyla basınç azalacaktır. Frenlemedeki küçük bir hatada arka teker geri döndürülemez biçimde kayacak. Onu dengelemek için fren bırakılır ve ön frene yüklenilir. Ön tekerin üzerinde artan basınç yüzünden hassasiyet artar. Bu durumda makinenin çizgisini koruyabilmek için çok iyi bir tekniğe sahip olman gerekir. Bazı durumlarda teknik de yetmez. O basınca mukavemet edemeyen ön tekerlek kaydığı anda kendini yerde bulursun, ondan sonra gelen vurur giden vurur. (Fixiede arka tekerin kayması ise denge sorunu yaratmaz. Neden? Akışa bıraktığın anda ivme yüzünden tekrar kendi çizgisini korur. Burada skid yapıp arka tekeri kaldırdıktan sonra çok kısa bir mesafe içinde makineyi toparlamayı başarmış olmasının sebebi arkadaşın bebekken bal küpünün içine düşmesi değildir. Arka dişlinin sabit olmasının bir alâmet-i farikası da budur. Bunu fixie kullanmayan birine anlatmak neredeyse imkânsız. Kullanan herkes ne demek istediğimi anladı kanımca )
 
Ben, diz sağlığı konusunu ele alarak; bu işe gönül verip yeni başlayan yahut başlamayı düşünen arkadaşlara nacizane, kendi deneyimlerimden bahsetmek istiyorum.
3-4 yıl kadar önceydi. O dönem ağırlıklı yol bisikleti kullanıyordum. İşe gidip gelme, hafta sonu turları olsun yıllardır bisiklet kullandığımdan tecrübeliydim. Yine o dönem formum da en iyi seviyedeydi.
Fixie hep ilgi duyduğum bir konuydu. Çok uygun fiyata çok temiz bir purefix-xray bisiklet bulmuştum. Kullanmaya singlespeed başladım. Çok keyif almıştım. Bana göre vitesli bisikletten çok daha atak, kolay hızlanan, eğlenceli bir yapısı var vitessiz bisikletin. Artık yol ya da hele mtb gözüm görmüyordu. İşe giderken, hafta sonu kısa turlarda hep purefix ile gidip geliyordum. Turlarda, vitesli bisikleti olan arkadaşların zorlanabildiği yokuşları bile rahat çıkar haldeydim.
Güvenli alanlarda arka tekeri çevirip fixie de denemeye başlamıştım, çok güzeldi.
Fakat bir akşam bağdaş kurmuş, kitap okurken, ayağa zorlukla kalktım. Dizlerimin alt-ön kısımları acıyordu. ( Bu süreçte forumdaki fixie konularında tecrübeli arkadaşlar dişli oranını daha rahat hale getirme, ayak paça çorbası gibi kıymetli önerilerde bulundular. Bu öneriler çok rahatlatıcı olsa da dizleri sakatlamıştım artık.)Sonra hergeçen gün acı artmaya başladı. Dizlerde sürekli bir çıtlama, güçsüzlük hali. Merdiven çıkamaz olmuştum, yürümek bile zor geliyordu. İyi bir ortapedi doktoruna gittim. İlk muayenede ' Kondromalazi patella ' teşhisi koydu. Bisiklet, ağırlık çalışma, koşma gibi sporlar yasaklandı. Söylediklerinden aklımda kalan; dizi sabit tutan, diz kapağının altındaki üçgenimsi kısımlar zorlanmış ve diz eklemi belli yerlerden daha fazla sürtünüp aşınmıştı. Ağrı kesici ve ödem giderici ilaçlar, kalojen takviyeleri,yürüyüş dışında aktivite olmadan geçen üç aydan sonra ağrılar, sesler hafifledi. İkinci muayenede diz kapaklarını sabit tutan patella dizlikler ve kalojen takviyeye devam. 3. muayenede ise şikayetler bitmişti. Yaklaşık 10 ay bisiklet kullanamamıştım. Eski formumda olmasam ve eski yoğunlukta kullanmasam da bugün yine yol ve mtb kullanıyorum ama zorlamadan ve işe giderken dahi olsun, bisiklet sürerken patella dizlikleri kullanarak. O günlerden beri alışkanlık oldu, işe yarıyor mu bilmem her sabah bir çay kaşığı bamya tohumunu bir bardak suyla yutarım. Ama bir daha asla fixie-single speed denemedim, önceki formuna bir daha ulaşamadım ve halen dizlerimi zorlamamaya çok dikkat ediyorum.
Yazımın başında belirttiğim gibi gönül veren, yeni başlayacak arkadaşlar, konuyu iyi araştırıp, tecrübe sahibi kişilerin görüşlerinden faydalanın. Dişli oranına, kullandığınız şartlara, bisikletinizin size uyumuna,beslenmenize; sağlığınıza dikkat edin. Bu konuları ihmal etmezseniz gerçekten büyük keyif ve eğlence. Ayrıca gereksiz masraf-bakımdan kurtulup maksimum verim.
Ben o dönemde fixie ve yol ve dağ bisikletlerimi satmıştım. İyileşmeye başlayınca şehir-tur bisikletim ile kısa sürüşler yapmaya başlamıştım ama ağrılar yine başlayınca onu da satmıştım.
Bugün bir yol bir dağ bisikletim var. Zorlamadan, 100 km üzerine çıkmadan hafta sonu turlar yapıyor(sokağa çıkma yasaklarına kadar yapıyordum), işe de yine bisikletle gelip gidiyorum. Şikayetim kalmamış olsa da bisiklete, patella dizlikler olmadan binemiyorum. Yukarıda yazdığım gibi her sabah 1 çay kaşığı bamya tohumuna, dikkatli sürmeye devam.
Herkese sağlıklı, mutlu güzel sürüşler. Kendinize dikkat edin dostlar.
insan bisiklete ilk başladığı zamanlarda biraz da kondüsyonun artmasıyla daha bir şevkle, kendini zorlayarak bisiklet sürüyor. bende 2012 yılında 60km lik tura dağ bisikletiyle katılyordum. deli gibi basıyordum, 60km nin en az 45km sini son gücümü kullanarak sürüyordum. bir keresinde turdan geldikten sonra bile kalp atışlarımı 2-3 saat hissettim. turdan geldikten sonra yürüken diz kapaklarımda acı bile hissediyordum. 2012 de 18 yaşındaydım, o yüzden o günlerde vücudum bu darbeleri absorbe etmiş Allaha şükür. 2015 senesine geldikten sonra akıllanmaya başladım, vücudumun sesini dineleyerek sürüyorum artık. peter sagan'ı, contador'u izleyip tura çıkmak sağlıklı birşey değilmiş onu anladım. kendimi pro bisikletçi gibi hissedip deli gibi zorladığım dönemlerdi
 
@Saburié


Şöyle bir şey de var tabi. Herkes İstanbul trafiğinden şikayetçi, ancak bence Türkiye’de en iyi araç kullanılan yer İstanbul. Yol verme ve düzen oluşturma gereği İstanbulda mecburen de olsa biraz daha benimsenmiş. Diğer şehirlerde durum çok daha vahim.

kesinlike doğru
 
istanbulda epey fixie kullanan var ve inanın hiçbirinin umrunda bile değilsiniz.
sizinkisi karşı olmaktan çok fixie düşmanlığı olmuş.
afedersiniz ama, kimin ne sevdiğinden size ne?
Alıntı yaptığınız mesajı okumamanız acınası...
 
Günün fotoları:
56c4691ac03c0e64a0c54dec.jpg


td1tr15606d61.jpg

fixie.png
66bin üye
 
Sevilmiyor demek yerine kullanılmıyor diyelim, tıpkı haberleşme için güvercini, ulaşım için atı, tarla sürmek için öküzü, yazı yazmak için kil tabletleri kullanmadığımız gibi.

Haberleşmek için güvercini kullanmıyoruz; fakat gelişen teknolojik araçlar bile sağlıklı bir iletişim kurabilmemizi sağlayamıyor. Ulaşım için atı kullanmıyoruz; fakat seyahat ederken hızla geçip geçtiğimiz yerleri şöyle bir izlemeye bile fırsatımız olmuyor. Tarla sürmek için öküzü kullanmıyoruz; bu yüzden tarımsal üretimin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu unuttuk, her yıl tonlarca ekmeği çöpe atıyoruz. Yazı yazmak için kil tabletleri kullanmıyoruz; ama yazmak ve okumanın çok kolayca yapılabildiği bir çağda bile kitap okumamakta ısrar ediyoruz. Fixed gear kullanmıyoruz; oysa hiç ihtiyacımız olmayan vites fren setlerine binlerce lira akıtıp doğal kaynakları israf ediyoruz...

Teknoloji geliştikçe hangi duyguları ve duyarlılıkları yitiriyoruz? Mümkün olan en az seviyede üretip mümkün olan en yüksek seviyede tüketmeyi sürdürüyoruz.
 
Günümüzde birçok kişi bisikletinde hiç kullanmadığı ve ihtiyaç duymadığı fazladan vites oranlarına; bakım ve tamirlerine gerçekten tonlarca para döküyor!
 
Haberleşmek için güvercini kullanmıyoruz; fakat gelişen teknolojik araçlar bile sağlıklı bir iletişim kurabilmemizi sağlayamıyor. Ulaşım için atı kullanmıyoruz; fakat seyahat ederken hızla geçip geçtiğimiz yerleri şöyle bir izlemeye bile fırsatımız olmuyor. Tarla sürmek için öküzü kullanmıyoruz; bu yüzden tarımsal üretimin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu unuttuk, her yıl tonlarca ekmeği çöpe atıyoruz. Yazı yazmak için kil tabletleri kullanmıyoruz; ama yazmak ve okumanın çok kolayca yapılabildiği bir çağda bile kitap okumamakta ısrar ediyoruz. Fixed gear kullanmıyoruz; oysa hiç ihtiyacımız olmayan vites fren setlerine binlerce lira akıtıp doğal kaynakları israf ediyoruz...

Teknoloji geliştikçe hangi duyguları ve duyarlılıkları yitiriyoruz? Mümkün olan en az seviyede üretip mümkün olan en yüksek seviyede tüketmeyi sürdürüyoruz.
Herkes salak , tüketim manyağı, neye ihtiyacı var yok bilmiyor , bir siz biliyorsunuz.
Bu konuya son yazışım .konuyu Diri tutma çabanı anlıyorum ama kabak tadı verdi.
 
Herkes salak , tüketim manyağı, neye ihtiyacı var yok bilmiyor , bir siz biliyorsunuz.
Bu konuya son yazışım .konuyu Diri tutma çabanı anlıyorum ama kabak tadı verdi.
Selim Bey bence hiç gerek yok. Gayet te kullanılıyor, single speed ve fixie.Başka türlü bisikletleri silemeyiz değil mi?
bakınız; bmx
bmx-custom-federal-x-cult-2020.jpg

downhill;
p4pb19118353.jpg

dirtjump
x5_8555745348zy.jpg

vee daha niceleri...

Bence siz yol bisikletiyle kıyaslayarak yanlış düşünüyorsunuz zira fixie nin yol bisikletiyle alakası yok zaten, olamaz da.
 
Selim Bey bence hiç gerek yok. Gayet te kullanılıyor, single speed ve fixie.Başka türlü bisikletleri silemeyiz değil mi?
bakınız; bmx
bmx-custom-federal-x-cult-2020.jpg

downhill;
p4pb19118353.jpg

dirtjump
x5_8555745348zy.jpg

vee daha niceleri...

Bence siz yol bisikletiyle kıyaslayarak yanlış düşünüyorsunuz zira fixie nin yol bisikletiyle alakası yok zaten, olamaz da.
Herkesin zevkine ve fikrine saygılıyım. Ama yok ihtiyacımız yokken alıyormuşuz vs konuşması hoş değil. Daha öncede söylediğim gibi neden sevilip sevilmediği neden önemsesin seven insan.
Bisiklet hobi işi , adamın imkanı var ise en iyisini alır yada almaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
Herkesin zevkine ve fikrine saygılıyım. Ama yok ihtiyacımız yokken alıyormuşuz vs konuşması hoş değil. Daha öncede söylediğim gibi neden sevilip sevilmediği neden önemsesin seven insan.
Bisiklet hobi işi , adamın imkanı var ise en iyisini alır yada almaz.
Saygılar benden herkese.
 
Geri