Merhabalar konuyu baştan sona okudum turlarla ilgili tecrübelerimi paylaşayım.
Öncelikle sadece otomobil yollarında gideceğim diye düşünmeyin kesinlikle. İlk söylediğiniz 1000km lik turlar için söylüyorum özellikle. Amacınız sadece yolda pedal çevirmek ya da gittiğiniz yerleri arabayla geçer gibi görmekse tabi ki olabilir. Ama amacınız gerçekten gezmek görmek ise karşınıza düzgün asfalt,bozuk asfalt, stabilize yol, toprak yol hatta taşlı topraklı yollar bile çıkacaktır. Sonuçta bilmediğiniz bir yerde karşınıza hangi yolun çıkacağını bilemezsiniz. Ayrıca Triban 520 ile de düzgün toprak yollarda dahi gidebilirsiniz. Yol çok bozuksa da yürürsünüz sorun değil. Ama sadece asfaltta gideceğim diyip yüzlerce güzelliği kaçırmamanızı öneririm. Asıl tur yollar daralıp, bozulunca başlar.
Sele seçimi olarak bütçenize uygun hoşunuza giden bir seleyi alın farketmez. Benim önerim ise seleyi son anda almayın. Alıp üstüne bir süre binmiş olun turdan önce. Eğer bir sorun yaşarsanız önceden ortaya çıksın ki çözüm üretebilin.
Günlük yol alma olarak genel görüş olarak boşken gidebildiğiniz mesafenin yarısını 20kg yükle rahatça gidebilirsiniz şeklinde. Yani şu an 50-60 km gidebiliyorsanız rahatça yükünüze de bağlı olarak günlük yol miktarınızı 30-40 km gibi belirleyin. Tabi yükünüz azsa daha fazla olabilir ama asla sınırlarınızı günlük miktar olarak belirlemeyin. Demek istediğim 100km gidebilecek gücünüz varsa bile 80km gidin çünkü ne zaman bir aksilik çıkacağını, yanlış yola sapacağınızı, çadır kuracak yer bulamayıp 20km daha sürmek zorunda kalacağınızı bilemezsiniz. Bu nedenle bir güvenlik payı olarak gücünüzü saklamış olun.
Yukarıdaki mesajlarda bir arkadaşımız sadece çadır, tulum ve kıyafet alıp çıkacağım demiş. Tabi ki yemek malzemesi taşımadan hatta çadır bile taşımadan tur yapmak mümkün. Dışarıda yiyip konaklamak bir seçenektir ve tamamen bütçeye bağlıdır. Ama ağırlığı tutan tek şey mutfak malzemesi değil. Emin olun onlar olmadan bile en az 5 kg ıvır zıvır (bisiklet malzemeleri,elektronik ekipmanlar,ilk yardım...) taşımanız gerekir. Ki daha su var taşınacak. Bu ve buna benzer tur listeleri internette oldukça bol var. Muhakkak inceleyin. Bence kendi turumda bu listelerden görüp yanıma aldığım mandalların ne kadar çok işe yaradığını görünce şaşırmıştım açıkçası. Yani alınacak eşya çok sadece uyku tulumu mat kıyafet ile uzun tur mümkün değil.
Yine yukarıdaki maddeye ek olarak ağırlığı çok fazla hesaplamayın. Bu dediğim umarım polemik yaratmaz ama gerçek turcu ağırlık hesabı yapmaz. Yani tabi ki 40kg yüklenin demiyorum. Ama 1-2 kg için işinize yarayabilecek malzemeleri ya da kişisel bakımınızı ya da taşıyacağınız fazladan 2lt suyu almamazlık yapmayın. Emin olun o 1-2 kg pedal çevirirken çok farketmez ama yanınıza aldığın fazladan suyun ya da başka bir malzeminin ne kadar işinize yarayabileceği hayal bile edemezsiniz. Hele hele 1-2 kg için yüzlerce lira fazla verip daha hafif çadır alayım daha hafif tencere tava alayıma hiç girmeyin boşu boşuna bütçenizi de zorlamayın.
Su konusunda çöl ikliminde değiliz haklısınız. Çok fazla abartmaya lüzum yok. Ama mevsimi gideceğiniz rotayı kendi sınırlarınız iyi hesap edin. Yani çok terleyen bir insan yazın ortasında 2000m tırmanış yapacaksa çok ciddi su alması lazım. Yoldaki hiçbir çeşmeye, navigasyonda gözüken markete.. güvenmeyin. Çeşmeler kurumuş, marketler kapanmış olabilir. Ama bu dediğim şehir merkezlerinden uzakta durumlarda. Eğer merkezlere yakınsanız tabi ki sorun olmaz.
Tuvalet konusunda doğa her zaman bize yardımcıdır.
İnsanlıktan uzaksanız dediğim gibi doğa. Yakınsanız da muhakkak bir benzinlik ya da cami bulursunuz. Hijyen için de kolonya, tuvalet kağıdı,sabun yeterli olur. Yalnız ıslak mendillerin çoğu alkolsüz oluyor. O nedenle gerçek anlamda ufak bir kolonya her türlü temizlik için gereklidir.
Çadırda uyuma konusunda ise hiç endişelenmeyin. O yorgunlukla öyle güzel uyunuyor ki.
Hele birkaç gün sonra öyle alışırsınız ki yatağınızdan farkı kalmaz.
Yokuş konusunda ise kısa rotalarda az eğimli yollar bulabilirsiniz ama uzun turlarda karşınıza muhakkak ciddi yokuşlar çıkacaktır. Öyle az eğimli rotalar hayal etmeyin.Turu o yokuşta bırakacak haliniz olmadığına göre yokuş çıkmaya çalışmanızı öneririm. Unutmayın turda önemli olan hızlı çıkmak değil sadece çıkmaktır. Gerekirse 3 km hızla çıkın ama çıkın. Bunun içinde uzun yokuşlarda antreman yapın ve yorulup bitsenizde yokuşları bitirmeyi öğrenin. Çünkü yokuş çıkmak fiziksel yorgunluk dışında çok ciddi psikolojik yorgunlukta yapar. Yokuşta ölüp bitersiniz ama zirveye varınca bir anda geçer ilginçtir.
Gelelim en önemli maddeme. Aslında çok önemli gibi gözükmemekle birlikte son turumda ne kadar önemli olduğunu anladığım bir olay köpekler. Son turumda İzmir'den Aydın üzerinden Nazilli'ye gittim. Daha sonra da Nazilli'den Tire-Ödemiş yolundan İzmir'e döndüm. Yolda kaç kez köpeklerin beni kovaladığını emin olun sayamadım. Turum sabah erken ve akşam geç saatleri de içerdi. Ayrıca Tire-Ödemiş yolu üzerinde büyükbaş hayvancılık çok yaygın ve istisnasız her evin, tarlanın, sürünün başında en az 1 köpek var. Ve hepside size koşuyorlar. Ben hepsinde istisnasız durup sakince yürüdüm. Başıma da bir şey gelmedi. Ama yarım metre ötenizde dişlerini gösterip hırlayan iki üç köpekle sakince yürümek, bunu bıkmadan tekrarlamak oldukça önemli. Hatta bir tanesi arka heybeme dişlerini geçirip bisikletimi çekti diş izleri hala durur.
İki tanesi köyün çıkışında önümü kesti. Yanıma aldığım sandviçin yarısını onlara atıp güzel bir anlaşmaya vararak ancak geçebildim. Bir kangalın uzaklaşması için 5-10dk bekledim... Maceralar çok ama köpekten korkan birine uygun mu onu bilemiyorum
Kısacası köpekten korkuyorsanız ya da ilk köpekte kaçmak için pedallara abanacaksanız bu işi unutun. Çünkü kesinlikle bir yerlerde bunu yaşarsınız. Çözüm de basit durup bisiklet köpekle aranızda yürüyün ve alanlarından çıkın.
Yine sorularınız olursa seve seve cevaplarım.
İyi günler...