Arap kültüründen bahsederken, özellikle erken dönem Arap medeniyetinin doğa, uzay ve matematik üzerine katkılarını inkar etmek doğru olmaz. (keza Farslılar için de aynı şey geçerli, hele de işin içine edebiyat da girerse)
En basitinden kullandığımız rakamlar aslında Arap/Hint kırması rakamlarıdır, ve biraz dikkatle ve bilgiyle Arapça rakamları kolaylıkla okuyabilirsiniz. Cebir dediğimiz matematiğin temeli (ki ingilizcesi Algebra'dır, El Cebir yani) Arap'lara aittir.
Benzer katkıları Yunan ve Mısır medeniyetinde de görüyoruz, hatta ardından Bizans, Türk ve Hint kökenli bilim adamlarında da, daha Avrupa'da Ortaçağ aydınlanması yaşanmadan çok önce.
Ortaçağ aydınlanmasının Avrupa'daki en büyük ateşleyicisi, zaten İstanbul'un fethiyle, başta Bizans kütüphanesinden taşınan yazılı eserlerin Avrupa'ya nakledilmesi ve diğer dillere tercüme edilmeye başlamasıdır.
Sadece Arap değil, doğu-islam kültürlerinin geri kalmasının en büyük sebebi, özgürlükçü dinin giderek baskıcı ve sofu bir hale dönüşmesi ve gücü elinde tutan özellikle batı medeniyetinin çıkarcı doğu yöneticileri sayesinde diledikleri gibi sömürmesidir.
Velhasıl konu bu değil.
Bir medeniyetin teknolojiyi ilerletmesi, elbette kendi kültür emperyalizmini yayması için en kolay yollardan bir tanesi. Başka medeniyetlerden bilim ve teknoloji öğrenirken, kullandıkları kelimeleri de beraberlerinde ithal ediyoruz. Denizcilikle veya yelkencilikle uğraşanlar bilirler, denizci bir toplum olmadığımız ve denizciliği Cenevizlilerden öğrendiğimiz için hala neredeyse tüm denizcilik terimlerimiz İtalyanca ve Latince (örnek: Güverte; Coperta'dan gelir, örtü, kapak anlamında)
Bunun bir adım ötesi ise, bilimi teknolojiyi bir yana bırakın, sırf gösteriş ve statü simgesi olarak kendi dilinin canına okumak, ki Osmanlı'nın bilhassa son dönemi işte tam da böyle bir dönemdir. Dilimize neredeyse yerleşmiş olan "monşer" kelimesi, işte bu Osmanlıca sevdalıların fransızca'dan aparttıkları "mon cher" (azizim)dir örneğin. Gene aynı şekilde Arap/Fars dilbilgisi kurallarıyla konuşmak, örneğin sıfatı isimden sonra getirmek (devr-i alem, alem devri = dünya turu gibi..) gene bu Osmanlıca denen dil cambazlığının bir sonucudur. Oysa Araplardan, Arapça'yı bu kadar dilimize empoze ederken aldığımız tek şey, Hicaz'daki İngiliz destekli ihanettir.
Dilimizi, Türkçe'yi koruyabildiğimiz kadar korumalıyız. Yabancı bir isimi, Türkçe garabete çevirerek okuyalım demiyorum. Tüm dünyaya yerleşmiş teknolojik kelimeleri (internet gibi) çevirip ucube haline getirelim demiyorum. Ancak yapabildiğimizi de yapalım: Wi-fi yerine Kablosuz Ağ demek çok şey kaybettirmez. Tıpkı Bilgisayar sözcüğü yerine Komputer demek gibi.. (Komputer demek ne kadar da komik değil mi şu an?)
Bize ne mutlu ki yapılmış bir devrimimiz ve yalınlaşmış bir dilimiz var. Cumhuriyetin, artık çürümüş bir sistem üzerine inşaa ettiği en önemli değerlerden birisidir Dil Devrimi.
Atatürk'ün kendi yazdığı Geometri kitabı ve o kitaptaki terimler, bu yola atılmış ilk ışıklar.
Ben kendi adıma korumak için elimden geleni yapacağım.