İlk bakışta öyle ancak gravelin, (Türkçe'ye toprak yol bisikleti olarak geçmiş sanırım) sadece ağırlıktan öte, MTB ve yol bisikletlerinden ayıran keskin çizgileri olduğunu biliyoruz. Bence bu tür, MTB'nin gerekmediği koşullarda (şehir-asfalt-betonyol) ile yol bisikleti ile giremeyeceğiniz toprak yol, hafif çakıl taşlık, kolay patikaları zahmetsizce girmenizi sağlayacak melez bir tür. Avrupa'da yaygın olarak kullanılmakta ancak Türkiye'de yeni yeni oturuyor ve aslında şu an için pahalı, bu doğru. Toprak yol bisikletine ayıracağınız bütçeyle çok iyi bir MTB veya yine iyi donanımlı ve gayet hafif bir yol bisikleti sahibi olabilirsiniz. Fakat gelgelelim ki kullanım alanına, yol bisikleti ve MTB sizi sınırları dahilinde memnun edebilirken, bir gravel kullanım olarak daha geniş kapsamlı olarak sizin hayatınızda farklılık yaratabilir diye düşünüyorum.Tasarım, performans, atiklik, konfor ve kullanım alanları gibi ölçü değerlerine baktığınızda zaten anlıyorsunuz.
Evet, bir MTB'yi her yerde kullanabilirsiniz ama nasıl kullanırsınız? Gerçek kullanım alanı (ki bu yalnızca dağ, arazi-taş toprak yollar) dışında sizi performans olarak çok etkileyen ve yoran bir tür. Düz yolda bile yol bisikleti kullanıcısının 70 km de harcadığı enerjiyi size 35 km de harcatıyor nerdeyse. Bunu 5 yıldır heryerde MTB kullanan birisi olarak söylüyorum ve gerçekten yoruldum evet. Başka tür bisiklete bindiğimde, vay be ne kolaymış bisiklet sürmek diyorum artık.
Özetle, biz toprak yol bisikleti tercih edenler, MTB nin yorucuğundan ve performans düşüklüğünden arınmak ve yol bisikletinin kullanım alanı olmayan arazi koşullarında da pedallamak istediğimiz için tercih ediyoruz. Yoksa hepimiz biliyoruz ki, ne Granfondo'ya, ne Kapadokya'nın derin taşlık vadilerine, ne de Uludağ'ın kayalık patikalarına bu bisikletle girmeyeceğiz.