Dağ bisikleti bence daha çok offroad bakış açısıyla değerlendirilmeli. Ayrıca 3-5 türde bisiklet sahibi olmak bırakın Türkiye'yi Avrupa için bile ekstrem bir durum; pratik değil, ekonomik değil net olarak mantıklı da gözükmüyor şahsi olarak düşündüğümde; hem ödenen ücret, hem saklama koşulları acısından. Epeydir okuyorum bisiklet hakkında artık bu işin düpedüz bir hipster'lık akımına dönüştüğünü görüyorum.
İçine sinen istediğini kullansın ama doğru aleti doğru amaç için de kullanmak önemli elbette. Dağ bisikletini dağlara kısıtlamanın yıllardır gelen yasakçı fikirli eğitim sistemi temelinden geldiğini zannediyorum.
Size kendi tecrübemden bahsedeyim: Örneğin, ben bisikletimi alırken ilk sorduğum soru nerede kullanacağım oldu:
1- Şehir içi ulaşım; alışveriş, atm, bir tanıdığa uğrama, araba park etmek yerine bisiklet kilitleyebileceğim aktiviteler için istiyordum.
2- İşe gidip gelme; havaların müsaade ettiği zamanlarda işim eve yakın olduğu için bu amaçla kullanmayı istiyordum.
3- Sportif amaç; hafta sonları ter atabileceğim ve farklı bir şeyler görebileceğim bir aktivite ve spor için. Yolda performans yerine offroad ormanlık arazi dağ-tepe turlarını tercih ettim.
Bu amaçla, bagaj montajına imkan veren bir dağ bisikleti aldım, ince lastik takarım dedim almadan önce. Ve bu üç iş için kullanıyorum bisikletimi. Ama ne bagaj taktım ne de ince lastik. Zira ihtiyacım olmadı. Yükümü sırt çantamda taşıyorum, 2.10 lastiklerde buralarda anlatıldığı kadar öcü değil. Çünkü zaten çok kısa mesafelerde kullanıyorum şehir içi. Kısa mesafeli kullanımdan kaynaklı, şehir-hybrid veya yol bisikleti ile oluşacak fark benim için bir anlam ifade etmiyor. Sportif kullanımım da bisikelte uygun. Ancak bisikleti asla uzak mesafeler için ulaşımda tek başına kullanamayacağımı düşünüyorum. En fazla metro+bisiklet. Eğer gezinti için kullanmıyorsanız bu yol bile aşırı şekilde zahmetli. Bisiklet ile toplantıya falan gidemezsiniz. İsterseniz yol isterseniz şehir dağ uzay bisikleti olsun. Bisiklet sürmek terletiyor ve yoruyor arkadaşlar. Bisiklet 3 kilo olsa, lastikler yere değmese de 30 km tek yön sabah işe gidip gelmek benim için oluru olan bir şey değil. Ama iş de yaklaşık 4 km olunca ne teker kalınlığı ne amörtisör ağırlığı cidden dezavantaj oluşturmuyor. Zira benim amörtisötlü disk frenli dağ bisikletim bazı markaların düz maşalı şehir bisikletleriyle aynı ağırlıkta. Aksine iş dönüşü mesela nasıl olsa duş alacağım için patikalardan, yol kenarındaki tarlalardan kestirmelerden kaldırımlardan offroad gitmek keyif veriyor. Bence bu bile tercih için yeter. Ne yapayım seviyorum. 2 hafta offroad bir tur yapmasam bile bu küçük ayrıntıları seviyorum. Yazın da kışın da hayatımızın çoğunun geçtiği iş ile birlikte düşündüğünüzde yol-şehir bisikletlerini de aynı dağ bisikletleri gibi sportif amaç dışında hayatınıza adapte etmek hiç kolay ve pratik gelmiyor bana. Ama orta-uzun mesafeli bir tura çıkmayı çok isterim örneğin. Takayım eşyaları basayım gideyim kaç km olursa olsun. Bisiklet güzel şey.
Sportif amaçlı kullanımımdan da bahsedeyim: kendimce kısa ve uzun olarak ayırıyorum turlarımı. Kısa 5-10 km rotaya göre şehir içi asfaltta çıktığım turlar; genelde cuma günleri ertesi gün tatil olduğu için biraz daha yorarım kendimi stres atarım diyerekten çıktığım turlar. Ter atmak için daha çok rampalı yolları tercih ediyorum. Uzun dediğim turlar ise 20-30 km arasında gittiğim turlar. En azından yarısı yolda geçiyor, hedef rotaya ulaşmak için. Ama size garanti veriyorum ki dağ tırmanışları yolun yorduğundan daha fazla yoruyor. Yani asfalttaki zorluk bir süre sonra önemsiz hale geliyor. İnsanların dağ bisikletlerine attığı suçları, kötülemeleri samimiyetimle söylüyorum hiç yaşamadım. Ben profesyonel değilim ve olmaya da çalışmıyorum. Hepi topu kendimce kullanımım bu kadar. Bisikleti hayatıma mümkün olduğunca dahil ediyorum çünkü seviyorum. Spor için, yerine göre ulaşım için biniyorum.
Yaklaşık 3 aydır yeni bisikletimi aktif kullanıyorum. Bir önceki biskletimi yaklaşık 18 sene kullandım. Araba taşıma aparatı alıp yazlığa, tatile de götürmek istiyorum. Dolayısıyla dağ bisikletini her alanda rahatlıkla kullanıyorum. Eğer market alışverişim yüklüyse ve zaman önemliyse bisikleti kullanmam, işim 30-40 km mesafede olsa bisikleti kullanmam, alışveriş bir yere ulaşmam önemliyse arabaya atlarım. Zira zaman dolayısıyla hız önemliyse kullanım anında en efektif şekilde hiç bir tür bisiklet benim çarem olamaz. Araba mecbur. Sonuç olarak dağ bisikleti öcü değil. İlla ucuz olduğu için alınan bilgisizlik ürünü değil. Olsa bile, bu kadar eleştirilecek bir durum değil. Bisiklet ile ilgili yaşantımı okudunuz. Bu durumda ben bir yol- hybrid-şehir bisiklet almış olsam sizce de bisiklete yazık olmaz mıydı? Birinin hakkını veremezdim diğeri de bir yerde beni memnun etmeyebilirdi veya daha pahalı olabilirdi.
Bisikleti tamamen profesyonel amaçlı veya profesyonel olmak için kullanmıyorsanız, çok sıkı amatör sporcu değilseniz ufacık inç değerlerinin, milimlerin rocket science'a dönüşen bisiklet tercihi işinin, realiteye baktığınızda önemli bir farkını görmenin zor olacağını düşünüyorum. Ama önemli noktalara bakın tabii ki, kadro boyu, sele ayarı, vites kullanımı gibi elzem noktalar kesinlikle atlanmamalı. Dağ bisikleti şehirde de, yolda da işinizi görür. Görmediği yerde özelleştirilebilir, kullanımı pratiktir. Bu konu bu kadar kafa yorulacak bir mesele değildir
Herkese iyi akşamlar dilerim. Forumdaki ilk yazım epey uzunca oldu. Merhaba bu arada...