Uzay bilimleri son derece ilgi alanımdır. Hatta bir dönem gece gündüz uğraştığım bir alandı, uzun zamandır uğraşmıyorum ama çok fazla içine girilmesini de tavsiye etmiyorum eheheh. Şimdi geçmişte özel olarak bir yazım vardı, onu paylaşayım bari burada.
Şimdi nasıl bir gezegende yaşıyoruz, bizim gezegenimizden başka hangi gezegenler var, hangi güneş (yıldız) sistemleri var, kaç tane daha galaksi var biliyor musunuz? İlk olarak, aslında önceden böyle konulara pek vakıf değildim. Daha doğrusu pek ilgilenemezdim ancak daha sonra el atıverdim işte. Kendimce de bu konu nereye kadar varır, nereye kadar tartışılır inanın hiç bilmiyorum. Evet, bildiğimiz üzere bizler bir güneş sisteminin içinde oluşan gezegenlerden birinde yaşıyoruz. Mevcut gezegenleri söylememe gerek yok isimlerini biliyorsunuz Güneş'ten başlıyor, Plüton'da gezegenlerimiz son buluyor.
Ama maalesef bununla da bitmiyor. Çünkü biz, çapı 200 milyon ışık yılı genişliğinde yani normal hesap olarak ikiyüzbin, iki trilyon kilometre genişliğinde olan bir galaksinin barındırdığı milyarlarca güneş sisteminden sadece bir tanesiyiz. Samanyolu galaksisinin genişliğini tekrar yazıyorum ikiyüzbin, iki trilyon kilometre ancak öncesinde önemle bilmemiz gereken bir şey var ki, bu tür rakamlar için genelde üslü sayı kullanılır. Hem mertebeyi gösteriyor hem de çarpmada kolaylık oluyor. Zira astronomide önemli olan da mertebedir yani kesinlik yoktur. 300 kat ile 310 kat arasında pek fark yok mesela. İkisi birbirine yakın şeyler astronomi hesaplarında. Ancak, mesela şu yıldız güneşin 300 katı diyeceğimize 1000 katı dersek mertebe değişiyor ve yüzlerden binlere geçiyorsunuz. Bu da kabul edilemez mertebede hatalı sonuç demek oluyor.
Size şöyle bir örnek vereyim. Pencerenizin önündeki bir karınca, karşı binanın penceresine baktığı zaman tüm her şeyi net bir şekilde görebilir ama siz bunu yaptığınız zaman karşı penceredeki karıncayı göremezsiniz ya, işte o hesap. Güneş sistemimizin de bulunduğu samanyolu galaksisinin genişliği bu kadar (belirttiğim rakamlar) ve bu galaksinin içinde yani bulunduğumuz samanyolu galaksisinin içinde de milyarlarca daha bizim gibi güneş sistemi var. Ondan da ziyade, evrende bu samanyolu galaksisinin haricinde milyarlarca daha galaksi var ve onların da içinde de yine milyarlarca daha güneş sistemi var. İşte aşağıda gördüğünüz bizim güneş sistemimiz oluyor;
15528 dosyayı görüntüle
Samanyolu galaksisinde işte bunun gibi milyarlarca daha güneş sistemi daha var ve bu mesafeleri hesaplayınca, yani bunu ışık yılıyla hesaplıyoruz ve korkunç rakamlar, ağzımızın zor yuvarlayacağı hatta yuvarlayamayacağı şekilde dev rakamlar ortaya çıkıyor ve insan işin içinden çıkamayıp öylece bakakalıyor. İşte Hubble ile çekilmiş Andromeda galaksisi. Ancak unutmadan, Samanyolu galaksisini betimlemek için genelde Andromeda galaksisinin biraz ufağı gibi olduğunu belirterek, Andromeda galaksisinin şu fotoğrafını kullanırlar;
15529 dosyayı görüntüle
İşte bu galaksi Andromeda galaksisidir ve bu galaksinin içinde az önce de belirttiğim gibi, milyarlarca daha güneş sistemi var. Tıpkı içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisi gibi. Bu galaksi, milyarlarca galaksi içinden sadece bir tanesi. Bunca galaksi ve içlerinde barınan güneş sistemi gezegenlerinde tek yaşam ise, sadece bizim gezegenimiz yani Dünya'da var (daha doğrusu böyle olduğuna inanılır). Diğerlerinde asla bir yaşam yok, hava yok, su yok ve aksine zehirli gazlar, radyasyonlar ve buz gibi hava kütleleri var. Kısaca yaşamak için hiçbir şey yok. Biz onlara gidemiyoruz bile, sadece Mars'a araç gönderildi ve onun dışında da sadece Ay'a ayak bastılar. Bu görüntüleri çeken ise, Hubble isimli bir uzay aracıdır.
Bu araç arızalanmıştı ama daha sonra tamir edilmişti ve kendisi Dünya yörüngesindeydi. Merceğiyise, en uzak olarak 13.8 milyar ışık yılı öteye kadar gösterebiliyordu. Bu Hubble'ın yenisiyse, 2014 yılında "James Web adıyla" tekrar gönderilecek ve daha uzağı yani 25 milyar ışık yılı öteye kadar gözlemleyebilecek. Yani 25 milyar ışık yılı uzaklığında neler var, görebileceğiz ki, belki de daha ötesini. Bir de eliptik galaksiler vardı. Bu resimdeki gibi 3 tip galaksiler. Eliptikler daha şeklen değişmemiş ilkel şekiller. Sonra ya çubuklu sarmal oluyorlar ya da sarmal galaksilere dönüşüyorlar. Bizim Samanyolu ve Andromeda'nın görüntüsü için sarmal diyorlar.
15530 dosyayı görüntüle
Galaksiler sarmal oluyor, çubuklu sarmal oluyor ve deformke oluyor. Bazen çarpışıyorlar mesela. Birbirlerinin içinden geçip gittikleri oluyor. Etrafa yıldızlar savruluyor. Yıldız savrulması demişken, gezegenler de birbirlerini fırlatıyor olabilirler. Büyük gezegenler mesela. Jüpiter ya da Satürn, yakınlarından geçen masum gezegenleri birkaç tur döndükten sonra yavaşlatıp Güneş'e düşürebilir veya hızlandırıp Güneş sistemi dışına fırlatabilir. Tabii Güneş sistemi artık nispeten güvenli. Bu diğer güneş sistemlerine gitmek için asla yeterli bir teknolojimiz yok. Galaksilere gidiş de hiç yok zaten. Bugüne kadar sadece Ay'a gidildi. Mars'a da araç gönderildi. Onun dışında da ancak teleskop ile bakılıp fotoğraf çekiliyor. Dolayısıyla, diğer kendi güneş sistemimizdeki gezegenlere zaten gidilemiyor. Misal bugün Neptün veya Üranüs gibi bir gezegen öyle bir soğuk ki, bunu anlatayım size. Şimdi mutlak sıfır diye bir olay var mesela. Mutlak sıfır referans alındığında bizim kullandığımız Celsisus derece cinsinden ölçüm aralığı maksimum -273 derece olabiliyor. Yani evrende -273 C dereceden daha soğuk bir ortam yok. Kelvin diye bir ölçüm daha var. Celsisus'ta sıfır derece, suyun deniz seviyesinde donma noktası ya, Kelvin'de sıfır derece de mutlak sıfır anlamına geliyor. Yani olabilecek en soğuk ortam 0 derece oluyor. Soğukluğun dip noktası.
Bir de Kelvin derece ekiyle yazılmıyor. Farhenheit derece kullanılarak yazılıyor ama bildiğimiz kadarıyla -300, -400 derece bir soğuk, Fahrenheit skalasında görülebilir tabii. (link) inceleme yapabilirsiniz. Fahrenheit derece cinsinden, -400 küsürlere kadar iniyormuş. Sıcaklık meselesi sadece tanımla alakalı elbette. Yani mutlak sıfır noktası enerjinin hiç olmadığı teorik bir nokta. Gerçekte mutlak sıfıra yaklaşabiliyoruz ama ulaşamıyoruz. Bütün evrenin ortalama sıcaklığı da şu sıralar 4 Kelvin diye geçiyor. Yani yıldızları noktasal olarak çok sıcak olan yerler varsayarsak boşlukta da güneşlerin çok uzağında da süper soğuk noktalar dahil -270 dereceye ulaşmıyor. Zaten bu sıcaklıkta (ya da soğuklukta) sıvı olmayacak madde de yoktur herhalde.
Bu gezegenlerde aşırı soğuktan sonra metan gazları, zehirli gazlar, radyasyon var ve sürekli patlamalar oluyor. Yani sizlere demem odur ki buralara bir şekilde gidilse bile yaşam yok, yaşayacak hiçbir şey yok. Ama (link) bağlantıdan Drake Denklemi hakkında bilgi alıp, iyimser bir gözle baktığınız zaman dünya dışı varlıkların yaşadığını düşünebiliriz. Ayrıca, içinde bulunduğumuz bu evrenin içinde milyarlarca galaksi barındıran bu koca dev sonsuz gördüğümüz boşluk evren var ya, bu evren gibi yüzlerce binlerce, milyonlarca daha var olduğunu biliyor muydunuz? Peki demek istediğim asıl şey nedir? Acaba bu milyarlarca galaksi sisteminin içindeki milyarlarca güneş sisteminde barınan gezegenlerde başka bir Dünya ve onun içinde başka yaşayan insanlar, canlılar da var mıdır?
İşte, Voyager 2 isimli insansız bir uzay aracı. Biraz bundan bahsedeyim.
15531 dosyayı görüntüle
Voyager 2 isimli bu araç, 20 Ağustos 1977 tarihinde Amerika Birleşik Devletler'in Voyager programı kapsamında fırlatılan insansız bir uzay aracıdır. Bu uzay aracı sırasıyla Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü ziyaret etmiştir. Ancak daha sonra NASA'da bir karışıklık olduğu ortaya çıktı. Uzay aracının amacı Dünya dışında başka akıllı yaşam formlarını araştırmak, varsa eğer onlara da bilgi vermekti. Şu an halen Dünya'dan en uzakta olan insansız uzay aracıdır. İçi bir plak ve birkaç resimden oluşmaktadır. Plağın içinde birçok dilden (Türkçe de dahil) "Merhaba sevgili dostlarımız" ((link)) yazısı eklenmiştir. Resimler arasında Leonardo Da Vinci'nin insan vücut taslağı da bulunmaktadır. ((link)) Daha detaylı bilgi için kaynakça: (link)
Bu gördüğünüz Voyager bile tam olarak 25 senede ancak güneş sistemimizden çıkabilmiş. Düşünsenize milyarlarca güneş sistemi var galaksimizde... Milyarlarca güneş sistemini de geçtim, milyarlarca galaksileri içinde barındıran bu evren gibi de milyarlarca evren var...
İşte insanlar, Dünya'da hala bir teknoloji geliştiremediler. Bu ışık yılını aşmak için herhangi bir çözüm yolu malesef yok. Kim bilir, belki de olur birgün ama bizim göremeyeceğimiz kesin...