Karbon yol bisikleti olanların bizi takmaması

furkanbisiklet demiş ki:

hiyerarşide katlanırlar nerde? yerimizi bilelim şimdi😃 yanlışlıkla selam veririz fln

Hepsini görüntüle...

Yani bu listede katlanır bisikletlerin olmaması üzerine artık sizin düşünmeniz lazım..

Burak Uğurlu demiş ki:

Aslında bir çok selam vermeyenin mutlaka birden fazla hikayesi vardır.

Selam almayıp bodoslama geçip giden bir kaç hyar yüzünden bir sürü insanın Selam vermeğini düşünüyorum.

Olay şöyle, adam binerken karşıdan gelene Selam veriyor, adam kasıntı sallamıyor. Sonra bu da verdiği ile mal mal kalıyor. Bu andan sonra loop a giriyor. Karşıdan gelen varken Selam verip ya almazsa derken o da vermemeye başlıyor. Kim önce Selam verecekse o daha alt statüde oluyor ya o yüzden son ana kadar önce sen ver diyr bekleyip ikisi de veremeden konu kapanıyor.

😁

Hepsini görüntüle...

Bu konuyla ilgili de saçma sapan bir analizim var şimdi onu paylaşmak istiyorum; bakın bu "bana böyle yapıldığı için ben de böyle yapıyorum" anlayışı aslında insanın yaptığı herşeyi bir karşılık bekleyerek yapmasıyla alakalı bir konu. Hatta maneviyatı çok kuvvetli insanların tek yaşam gailesi bu olmuştur, "iyilik yapayım sevap kasayım" gibisinden.

Bisiklette selam verdiğimde selamımı alan ve almayan tiplerin ekipmanlarını değerlendirdiğimde bir önyargım oluşuyor tabi benim de ama "bana selam veymiyolay" diye kendimi ezik psikolojisine sokmuyorum. Zaten bugün pabuçlarımla pedallarım da geldiği, artık ben de öyle spor ayakkabıyla kilitsiz pedalla şıpıdık terlikle takılan tiplere selam vermeyeceğim için bana selam vermeyenlere laf söylemeyeyim bi zahmet.

Selam vermek kadar almak iyidir.

Umur Bora demiş ki:

Yani bu listede katlanır bisikletlerin olmaması üzerine artık sizin düşünmeniz lazım..



Bu konuyla ilgili de saçma sapan bir analizim var şimdi onu paylaşmak istiyorum; bakın bu "bana böyle yapıldığı için ben de böyle yapıyorum" anlayışı aslında insanın yaptığı herşeyi bir karşılık bekleyerek yapmasıyla alakalı bir konu. Hatta maneviyatı çok kuvvetli insanların tek yaşam gailesi bu olmuştur, "iyilik yapayım sevap kasayım" gibisinden.

Bisiklette selam verdiğimde selamımı alan ve almayan tiplerin ekipmanlarını değerlendirdiğimde bir önyargım oluşuyor tabi benim de ama "bana selam veymiyolay" diye kendimi ezik psikolojisine sokmuyorum. Zaten bugün pabuçlarımla pedallarım da geldiği, artık ben de öyle spor ayakkabıyla kilitsiz pedalla şıpıdık terlikle takılan tiplere selam vermeyeceğim için bana selam vermeyenlere laf söylemeyeyim bi zahmet.

Hepsini görüntüle...

Aslında selam verince karşıdaki almadığında duyulan eziklik vs değil o. Şöyle bir durum, selam vereceğiniz ya da karşıdan gelenin selam vereceği zaman inanın belli oluyor. Durum kendi kendine oluşuyor. Kendi adıma, İstanbul gibi bir yerde her karşılaştığım bisikletli ile selamlaşmak durumunda olsam sahil bandında ortalama 10-15 saniyede bir, yola çıkınca kaldırımdan karşıdan gelenlere 25-30 saniyede bir, ortalama 2 saatlik bir binişte 480 defa selam verip almak anlamına geliyor. Böyle bisiklete binilmez. Atıyorum dağ yollarında, köy yollarında yapılan turda biri ya da birileri ile karşılaşıldığında selamlaşılır tabi normaldir, yeri geliyor 3 saat insan görmeden sürüyorsun. Selam alıp verme durumu dediğim gibi kendi kendine oluşan bir durum, aman kimseyi kaçırmayayım her gelene selam vereyim demek de yersiz bana göre.

Eziklik konusu da, selam verip selamı alınmayan kişi ezik hissedeceği için selam vermeyi kesmiyor aslında, evden çıkıp iş yerine gidene kadar herkese günaydın dediğinizi düşünün, bir iki duymayan dışında herkes cevap verir. Bir de aynı durumda 10 kişiden 9nunun sallamadığını düşünün. Ezik mi hissedersiniz? Açıkçası ben sinirlenirim. Eziklik başka. Çok da önemli değil aslında.

Ama hiç bir koşul altında birisinin kendisine selam verdiğinde, o anda hemen kadrosuna bakıp karbon mu, hmm ekipman iyi miymiş, aaa kaskı da varmış. Dur ben de şuna selam vereyim dediğini sanmıyorum. Ya çok konsantre olduğu için dünya umurunda değil yola odaklanmış kapanmış gidiyordur, ya da en yukarıda bahsettiğim sebeplerden, her çıkışta herkes selam verse 300-500 selamlaşmanın yataracağı kaostan kendini çıkartmak için, tıpkı otobüste camdan dışarı bakarak koltuk yeri vermek için görmesi gereken kişiyi görmemiş gibi yapmak gibi, dalıyormuş gibi yapıyordur (otobüs kısmını kınıyoruz tabi). Samimi olmak lazım. Yolda her karşınıza çıkana selam veriyor musunuz. Arabada her yandan geçtiğimiz korna çalıyor musunuz. Atıyorum volkswagen beetle kullananlar birbirine selam veriyor çünkü ayda yılda bir yanyana geliyor, bisiklet dediğiniz arabalar kadar olmasa da çok ama çok ciddi bir kalabalık. Yol almak imkansız hale gelir herkesle selamlaşarak.

Bu işleri biraz oluruna bırakmak lazım.

Karbon bisikleti olanlar selam vermezmis. Verende sagolsun vermeyende.
Takildiginiz konuya bakin bence bundan daha önemli konular var, önce onlara takilip düzelmesini saglasak daha iyi olur gibi geliyor bana.

€ olmus 19,5 millet bisiklet almaya korkar oldu sizler hala korboncunun selamindasiniz.

Saygilarimla

Ben karbon bisikletli grubunun içinde, "Allah kimseyi aliminyum bisiklet sürmek zorunda bırakmasın..." şeklinde bir dua duydum. Ancak, dışardan bakıldığında iyi niyetli, dünya insanlarının kardeşliği 😍. Yok efendim keşke herkes karbon bisiklete binse 🤩 gibi😒 Tadında bir dua da olsa özünde aşağılama, dışlama ve buna benzer sansürlenesi duygular içerdiğini hissettim. Onu geçtim, Yarış başlangıç noktasında bile adamların gözlerinden okunmuyor mu? Karbonlular arasında bile "heyy yavrum be, sende Di2 ultegra var ama bendeki Dura Ace Di2, naber 😏 ya da cervelo s2 kadroyla yarışa gelmiş fakir, benim cervelo s5 bisikletimi göstereyim de eziklendirsin kendisini 😎..." tribünde 10 larca kılçığı ayıklamıyor musunuz? Sorarım size 😁 karbon, karaktere işliyor arkadaşlar. Sadece işin mekanik/ekonomik boyutu yok, psikolojik tarafının yaşattıkları daha da acı biz Aliminyum lular için 😊 bu arada çok çok üst düzey, çoğu karbon orta seviye kadrodan daha hafif ve rijit aliminyum kadro sahipleri var. Onları nereye koyacağız 🤨

StanicEnemy demiş ki:

Çevremde yaşını başını almış birisi var. Kendisi sürekli IG üzerinden her gün en az üç dört adet fotoğraf paylaşıyor yaptığı spor ile ilgili, bisiklet, yüzmek vb gibi. Kendisine sürüş teklifi ettiğim zaman kabul etmez ve sürdüğü yola bakınca da 10km lik yolda 10-15 adet fotoğraf çeker. Bu yaptıkları bana aşırı cringe ve itici geliyor. Hava güzel olduğu sürece hemen hemen her gün sürerim fakat haftalık 150-250km lik yaptığım performans sürüşlerden kaç kere fotoğraf çektin dersen taş çatlasın bir veya hiçtir. İlgi manyağı olmayı ne kadar çok seviyor bu insanlar, sırf ben de buradayım diye gidip en pahalı ekipmanlar alıp onların hakkını vermeden bisiklet sürüş esnasında sosyal medyadan ayrılamayan tipler.

Hepsini görüntüle...

Geçen aylarda benzerini yaşadım. Bir arkadas ile 65 km civarı tur yaptık. Sürekli elinde telefon hikaye paylaşıyor, video fotoğraf çekiyor. Tabi beni de oldukça yavaşlattı, sürekli durup onu beklemek zorunda kaldım. Sonra bir daha onunla tura çıkmama kararı aldım.

Bırakın takmasın zaten abi, karbonluya ne selam verin ne de selam vermesini bekleyin.

Bugün sabah grup halinde 40-45 gidiyoruz, karşı şeritten gelen yol bisikletli bir arkadaş bize selam vericem derken öndeki bir anda duran ticari taksiye çarptı, havalarda uçtu adam çok korktuk.
Neyse ki bilinci yerindeydi, sonra polis ambulans falan gelince biz devam ettik, buraları okuyorsan çok geçmiş olsun değerli arkadaşım, bir daha gözünü yoldan ayırma lütfen. Boşver selamı sabahı.
Ben de kimseye selam falan vermiyorum, veremiyorum, çok riskli abi çok o hızlarda

Zilim var karbon bisikletimde, gelen geçen bisikletlilere çın-çın selam veririm zarifçe

Ben şahsen vermiyorum ve vermem de. Nedeni var…

Kişinin kendisi ile alakalı bir durum, bisikleti kullanan insan evladı ise selama karşılık verir veya selam verir.(Özel durumu olup selam veremeyenler hariç)

alömyondan bisiklet mi olurmuş, asla vermem

Bursa'da genellikle her bisikletli birbiri ile selamlaşır ve dünya genelinde de bu bir gelenektir.Üstelik yabancılaşma sürecini yoğun yaşayan gelişmiş ülkelerde bile bu vardır.
Tabi z kuşağının içinde asosyal, sanal kişilikli ve post-modern kültürün atıkları olarak nitelediğimiz bireyler selamlaşma nezaketini göstermeye biliyor.
Bazen başınızla, kimi zamanda gidondan elinizi hafifçe kaldırarak ya da kaldırmadan parmak oynatarak bisiklet kültürüne ve ait olma duygusuna siz de destek olunuz.
Yolda bisikletinizden inip mekanik bir sorun yaşadığınızda çoğu zaman o selamlaştıklarınızdan biri yanınıza gelip yardıma ihtiyacınız olup olmadığını soracaktır...

Şaka bir yana ben ekstra bir durum vs olmadıktan sonra kaskı olan her bisikletliye selam veririm, selamımı almazsa da hiç umrumda olmaz. Bu selamdan sonra herhangi bir beklentiye de girmem

Ben de aliminyoncu olarak karboncuları selamlıyorum sağolsun onlar da beni...

Ben daha çok aynı yönde gittiğimiz yanımdan geçen bisikletin günaydın demeden geçmesine bozuluyorum. Arkasından bakakalıyorum.

Ülke öyle bir yer haline geldi ki, "sen niye bana selam vermiyorsun lan!" veya "selam verdik, niye almıyorsun, hayırdır lan?" diye kavga çıkar da bıçaklama veya silahla yaralama olursa, hiç şaşırmam. Ülkece psikolojik yıkımın olduğu bir dönemden geçiyoruz.

vvvooo demiş ki:

Ülke öyle bir yer haline geldi ki, "sen niye bana selam vermiyorsun lan!" veya "selam verdik, niye almıyorsun, hayırdır lan?" diye kavga çıkar da bıçaklama veya silahla yaralama olursa, hiç şaşırmam. Ülkece psikolojik yıkımın olduğu bir dönemden geçiyoruz.

Hepsini görüntüle...

Öyle demeyin, çok değişik bi seviye olurdu bu. “Karboncularla alimiyoncuların kavgasında 3 karbon, 5 alimiyon bisiklet telef oldu” gibi bi haber okuduğunuzu düşünsenize, paralel evrende Türkiye. Tam bu “Norveç polisinin şüpheli ahşap palete müdahalesi” kıvamında bi haber olurdu

Selamınız karşılıksız kalsın istiyorsanız Denizli'ye beklerim bu işin karbonu, alüminyumu yada çeliği yok. Şimdiye kadar 3-5 kişi dışında selam veren çıkmadı. Hatta geçen akşam 3 şerit + bir bisiklet sığacak kadar emniyet şeridi olan (askeri yol) yolda rampa çıkıyorum, yol bisikletli eleman arkadan gelip "boşuna yolu tıkama şehirde dağ bisiklet mi binilir" diyerek bir de azarladı.

MakRo demiş ki:

Selamınız karşılıksız kalsın istiyorsanız Denizli'ye beklerim bu işin karbonu, alüminyumu yada çeliği yok. Şimdiye kadar 3-5 kişi dışında selam veren çıkmadı. Hatta geçen akşam 3 şerit + bir bisiklet sığacak kadar emniyet şeridi olan (askeri yol) yolda rampa çıkıyorum, yol bisikletli eleman arkadan gelip "boşuna yolu tıkama şehirde dağ bisiklet mi binilir" diyerek bir de azarladı.

Hepsini görüntüle...

Forumu okuyup gelmiş, atarlanmış sana.

Neden dağ bisikleti alıp şehirde kullanıyoruz?

hahaha. efsane başlık hortlamış. bu arada 1 ay oldu olmadı karbon bisiklet alalı ama selam vermeye devam ediyorum. ne zaman düzelirim acaba?