Arkadaşlar konuya bayağı bir ilgi olmuş, bütün sayfaları okuyamadım ama okuduklarım kadarından ve kendi yaşadıklarım itibarıyla şunu söyleyeyim. Burası Avrupa değil, ve hiçbir zaman da bisiklet kullanıcılığı açısından bir Avrupa olmayacak. İnsanların altında hep araba olacak, markete arabayla giden insanlar eksilmeyecek, bilakis çoğalacak. Toplu taşıma bilinci hiçbir zaman oluşmayacak, isterse bütün şehirler bir uçtan öbür uca her türlü raylı sistemlerle donatılsın. Afedersiniz, kıçı şöför koltuğunun rahatına alışmış adamı hiçbir zaman arabasından indiremeyeceğiz. Bisiklet kullanıcıları ise çocukken göze batmayan, ancak yaş kemale erdikçe tuhaf karşılanan bir azınlık, uç kitle olmaya devam edecek. Yani mantık hep şu :
Tanımadıkları biri için (arkasından): "Ulan şebeğe bak bi de kask takmış sanki uçak kullanıyor, bi de tayt giymiş utanmadan"
Tanıdıkları için: "Yani ne yalan söyliim senin için üzülüyorum, acıyorum (yüzüme söylenmiş bir sözdür, neyime acıyorsa), hakkaten o kaskı takıyor musun, ne işin var bisikletmiş püsürmüş, sen de herkesin yaptığı şeyleri yapsana bilader... "
Mantık budur, burası Türkiye olduğu için bunun değişmesi için uzun yılları göze almalıyız. Belki bir boğaz sahilinde veya şehirdışı mekanda gayet normal tepkiler alınacak ama şehir içi veya mahallenizde sürmeye (her yer için demiyorum tabii ama sözgelimi benim mahallemde dışarı tam teçhizat çıktığımda herkes dönüp bakıyor) kalktığınızda astronot muamelesi görmeniz kaçınılmaz. Çoğumuzun küçüklükten itibaren gözüne aşina olan görüntü böyle eski püskü, jant telleri paslanmış, boyaları dökülmüş bisikletlerdir. Anadolu şehirlerinde (kendi memleketim edremit'te çok görüyorum) genel kullanış ceketle kumaş pantolonla (veya günlük giyilen kot vb ne varsa) bu tarz eski bisikletlere binen, hatta bazen arka bagaja yeni aldığı piknik tüpünü yerleştirip eve götüren, camiye bisikletlerle giden amcaların varlığına hemen herkes aşinadır. Ancak bisikletin değeri şöyle iki üç misline çıkamayagörsün, pırıl pırıl yepyeni ve biraz da cüsseli bir alet olmayagörsün hemen dikkat çekmekte, herkesin gözü kaymaktadır. Bunları anlatmaktan herhangi bir kötü kastım yok, bizim insanımızın gerçeklerini anlatıyorum. Onlar televizyonda bile bir bisiklet yarışına denk gelse şöyle televizyonu zaplamadan birkaç saniye bakanlar var mıdır? O bir iki saniyede gördüğü taytı ve kaskı belliyor ve hafta sonu seni de o kılıkta sokakta görünce "aha televizyondaki yarışçılardan biri turist olarak buraya gelmiş" diyor, yalan mı?
Özet olarak, bizde herhangi bir arabanın en son modeli her detayına kadar, edirne'de de, kars'ta da bilinir, ama bisikletle ilgili konuşmak istesen yalnız kalırsın, konuşacak adam bulamazsın. Tıpkı benim şirkette yaşadığım şu anki durum gibi.
Saygılar.